|
|
ANAYASA ZEMÝNÝNDE EGEMENLÝK SAVAÞI VE AKP’ÝN SAHTE DEMOKRASÝ ATRAKSONU
AKP hükümeti hem emperyalist küresel sermayenin ihtiyaçlarýný gidermek ve hem de AKP’nin konumunu saðlamlaþtýrmak için Anayasa taslaðý hazýrlayarak meclise sundu. AKP her tarafý dökülen ve artýk egemen sýnýflarýnda ihtiyaçlarýný yanýtlamada sorun yaratan 12 eylül faþist Anayasasýnda bazý maddelerin deðiþimiyle yola devam etmek ve egemenlik savaþýmýnda iþçi ve emekçi yýðýnlar aldatýlarak yedeklenmek hedefleniyor. Aslýnda 12 eylül faþist anayasasýnýn özüne dokunmayan göstermelik bazý maddelerin düzenlemesini hedefleyen bir anayasa deðiþiminde demokratikleþme ve özgürlüklerin geliþimini beklemek saflýk olacaktýr. Çünkü demagoji ve göstermelik süslemeler bir yana býrakýldýðýnda, iþçi, emekçi ve Kürt halkýnýn istemlerine yanýt verne her hani yeni bir geliþme olmadýðý gibi pratikte aþýlmýþ olarak faþist ýrkçý asalar korunarak aslýnda demokratikleþme adýna faþizmin inceltilmiþ haliyle pekiþtirmesi hedefleniyor. Örneðin AKP’nin “en ileri demokratikleþme” diye emekçilere yutturmaya çalýþtýðý anayasa deðiþikliði taslaðý da Anayasanýn ilk 3 maddesi olduðu gibi korunuyor, Anayasanýn vatandaþlýðý tarif eden 66. Maddesinde, " Vatandaþlýk baðýyla baðlý olan herkes Türk’tür" tanýmýnda deðiþiklik yapýlmýyor. Yine Türkçe dýþýndaki dillerin eðitim dili yapýlmasýný yasaklayan 42. Maddeye dokunulmuyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini zorunlu ders olmaktan çýkarýlmýyor, iþçi ve emekçilere örgütlenme ve eylem özgürlüðü tanýnmýyor, milletvekili dokunulmazlýðýnýn kaldýrýlmasý saðlamýyor,. seçim barajý düþürülüyor, TMK'nýn kaldýrýlmýyor, MGK'nin laðvedilmiyor b vb. Yalnýzca bunlar ile AKP’nin12 eylül faþist anayasasýnýn özüne dokunmadýðýný, göstermelik ve aþýlmýþ bazý düzenlemelerle, yýðýnlarýn gözüne kül serpmeye çalýþýyor. Devlet yönetiminde kimin daha fazla söz sahibi olmasýný ve devletin küresel sermayenin ihtiyaçlarýný doðrultusunda yeniden düzenleyen Anayasa deðiþim paketi, iþçi,emekçilerin ve Kürtlerin çözüm bekleyen demokrasi ve özgürlü istemlerine yanýt verme yerine, uluslararasý emperyalist sermaye ve iþbirlikçileri arasýndaki süren bir mücadele ve bunun gereksinimi olarak görülmesi gerekiyor. AKP ve hükümetini “demokrasi mücadelesi”nin gücü, dahasý bu mücadelenin baþýndaki güç olarak gösterenler, onun “Askeri darbe planlarý ve bunun için kendisine dokunana örgütlenmelere karþý yürüttüðü kavga”yý dayanak alýyorlar. “Seçimle gelenin meþru olduðu ve millet iradesini temsil ettiði” propagandasý buna eþlik ediyor. “Sivil siyaset üzerindeki askeri vesayet”e karþý durma da, bunlara göre “demokrat ve ilerici olma”nýn baþlýca kýstasýný oluþturuyor. Unutmayalým ki Hitlere seçimle iþbaþýna gelmiþ ve ardýndan neler yapmýþtý. AKP ve yandaþlarý ergenekon ölümünü öne sürerek AKP sýtmasýný kabul etmeyi dayatýyor Bu cenahta “birleþen”ler(!), birbiri ardýna servise konan darbe planlarý ve bu amaçlý olduðu belirtilen militarist-gizli örgütlenmeleri “demokratikleþme”nin baþlýca engeli gösteriyor. Sistemin yenilenmesi politikalarýna pürüz oluþturan “fazlalýklarýn kýrpýlmasý” operasyonlarýný sansasyonel kampanyalarla öne çýkararak halka karþý saldýrý, baský, faþist terör, iþkence ve caniyane politikalarý “sivil” ve öyle olduðu için de “meþru” gördükleri güçlerden baðýþýk gösteriyor, “dalga-dalga” yürüyen gerici güç hesaplaþmasýnýn “sivil tarafý”nda bir tür darbe tetikçiliði de yapýyorlar. Peki Erdoðan hükümeti ne tür bir “demokratikleþme” politikasýna sahip. Hangi iliþkilerin ve düzenlemelerin ürünü; bu iliþki ve düzenlemelere karþý tutumu nedir? Hükümet politikalarýný demokratik ve halktan yana; ona karþý muhalefet ve mücadeleyi ise “darbecilikten yana”-”antidemokratik” göstererek halk kitlelerinin siyasal-sosyal demokratik taleplerinin bu gerici güç çatýþmasýnda, hükümetten yana yedeklenmesi için burjuva entrikacýlýðýnýn tüm maharetini sergilemekte birbirleriyle yarýþan liberal yazar ve politikacýlarýn fersah fersah kaçtýklarý, bu sorularýn yanýtlarýdýr. Bu bakýmdan, AKP ve hükümetinin “nerede durduðu”nu ‘özetin özeti’ olarak ve bir kez daha belirtmek gerekiyor: AKP ve hükümeti 12 Eylül ürünü siyasal-askeri-sosyal düzeni sürdürüyor mu; evet. Cuntanýn silah gücüyle gerçekleþtirdiði düzenlemeleri basamak edinerek halk kitlelerine karþý iþbirlikçi tekelci sermayenin savunulmasýný esas alýyor. Kenan Evren’in “son nefesinden önce” sokaklara düþerek minnettarlýðýný dile getirdiði Doðramacý’nýn militarist YÖK düzenine cansiperane sahip çýkýyor. RTÜK gibi merkezi sansür kurumlarýný ayakta tutuyor mu, evet; Cunta koþullarýnda uygulanma olanaðý bulan 24 Ocak kararlarý bu hükümet ve ardýndaki uluslararasý ve baðlý büyük sermaye tarafýndan geniþletilerek uyguluyor. Özelleþtirme, taþeronlaþtýrma uygulamalarý AKP tarafýndan geniþletilerek sürdürülüyor ! AKP hükümeti ve ardýndaki güçler, halk kitlelerine, özellikle de Kürt özgürlük direniþine ve emekçilerin öncü ve devrimc kesimlerine karþý caniyane politikalar izleyen ve binlerce “faili meçhul” cinayete imza atan kontrgerilla, JÝTEM, özel kuvvetler, korucular gibi militarist sistem kurumlarýnýn saldýrý, sabotaj ve katliamlarýnýn soruþturularak açýða çýkarýlmasý ve suç çetelerinin tüm sorumlularýnýn halka hesap vermesi talebini geçiþtirip, bu yöndeki mücadelenin üzerine polis ve askeri kuvvetleri sürmeye devam ediyor! Baþbakan, AKP hükümeti ve liberal destekçilerinin “darbe karþýtlýklarý”nýn en önemli güvencesi ve dayanaðýný ABD oluþturuyor mu; evet! Baþbakan ve hükümetinin sözcüleri, hemen tüm sermaye yazarlarýnýn “ABD bugünkü koþullarda darbe istemiyor ve Baþbuð Paþa’nýn kurmayý da ayný görüþte” þeklinde tarif ettikleri konjonktürel durumdan güç alarak konuþuyorlar. ABD’nin uluslararasý ve bölgesel politikalarýyla uyumlu olmanýn saðladýðý güç ve avantajý kullanýyor. “Asker vesayetine karþý cengaver ataklarý”nýn; ABD’nin dolaysýz dahliyle; onun ordu üzerindeki ve içindeki varlýðýyla ve enformasyon silahý olarak kullandýðý “sivil” araçlarýyla (basýn vs.) beslendiðini görmeyenler ve bu durumun da geçici ve þarta baðlý olduðunu; sivil ya da askeri darbeleri gerekli ya da gereksiz kýlanýn devrimci kitle hareketnin duurmu ve güç iliþkileri olduðunu unutanlar, aptallýk ölçüsünde gerçeklere göz kapamýþ olacaklardýr.
|
(2011 okuma)
(Devam... )
|
ANAYASA TARTIÞMALARI VE DEMOKRASÝ SORUNU
Türkiye'de yýllardan bu yana göstermelik seçimler ve kukla parlamento nedeniyle, demokrasi güldürüsü oynanýyor. Türkiye'de yýllardýr iþbirlikçi tekelci burjuvazi ve büyük toprak sahiplerinin ittifakýna dayanan gerici ve faþist diktatörlükler iþbaþýnda olmuþtur. Ýkinci olarak iþçi sýnýfý, emekçi yýðýnlar, Kürt yýðýnlarý, gençlik, ezilen ve sömürülen bütün emekçi kitlelerin ana sorunu ve asýl talepleri politik özgürlüktür. Yýðýnlarýn özgürlük talepleri karþýsýnda, baþýnda MKG'nin oturduðu faþist diktatörlük var. Toplumun ezici çoðunluðunun özgürlük istemini faþist diktatörlük çýplak zor kullanarak vahþice ezip, daðýtmaya çalýþýyor. Bir baþka þekilde ifade edersek Türkiye'de fasit diktatörlük ona karþý süren yýðýnlarýn -bugün çok geri ve örgütsüz ve daðýnýkta olsa- özgürlük mücadelesi var. Anayasa talebi faþizme karþý mücadelenin ya da özgürlük talebinin nasýl bir kulvarda çözüleceðine siyasal bir yanýttýr. Genel olarak Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki bütün çarpýþmalarýn kesiþtiði nokta, TC devletinin týkandýðý nokta özgürlük sorunudur. Türkiye ve Kürdistan devriminin ileri sýçrayacaðý ya da geriye düþeceði nokta tam da burasýdýr.Özgürlük sorunu iki ana eksen üzerinde çözülebilir olabilir. Bunlardan ilki, faþist diktatörlüðün uygulayýcýlarý sorunuyla ve sorumlularýyla uzlaþmayý kapsayan, onlarla kesinkes hesaplaþma çizgisinde ilerlemeyen, burjuva demokrasisi yönünde bir çözüm olabilir. Buna en genel politik çözüm diyebiliriz. Ýkincisi ise, faþist diktatörlükle kesin bir hesaplaþma çizgisinde ilerleyerek, devrimci tarzda ayaða kalkan yýðýnlarýn faþist rejimi ezerek özgürlüðü koparýp alma ve faþizmle kesin hesaplaþma hattýnda bir çözüm, yani demokrasi ve özgürlüklerin devrimle kazanýlmasý çözümü olabilir.Esasýnda anayasa talebi denilen sorun toplumda var olan tek tek, ayrý ayrý siyasi gruplarýn, partilerin iradesi dýþýnda süren özgürlük mücadelesinin hangi hatta geliþeceði ve nasýl somut bir sonuca, çözüme ulaþacaðý konusunu kapsar. Demek ki bu sorunun kendisi esasýnda doðrudan ve düpedüz iktidar sorunudur. Madem ki bu sorunun kendisi bir iktidar sorunudur, o halde bugün somut olarak iktidar sorununu çözecek kuvvetin hazýrlýk durumu nedir? Yani siz "özgürlükçü", "demokratik" vb. bir anayasayý eylem sloganý olarak, somut bir talep olarak ileri sürdüðünüz zaman, bu iktidar sorununu çözecek hangi politik kuvvetlere, hangi politik hazýrlýða dayanýyorsunuz? Eðer böyle bir politik kuvvetiniz ve hazýrlýðýnýz yoksa þu çok açýk ki, hazýr hiç bir seçeneðiniz yoktur, bunu devrimcilerin özellikle bilip ve anlamasý gerekiyor. Zamansýz ve yerinde olmayan þiarlarýn emekçilerin saflarýndan ne kadar onarýlmasý zor etki yaptýðýný biliyoruz. Yapýlan yanlýþlarýn tekrarýný yapmak hiç bir biçimde devrimci mücadelenin saðlam bir zeminde ileri taþýnmasýna hizmet etmeyecektir. Bir kez daha vurgulamakta yarar var ki, anayasa talebi bugünkü koþullar altýnda özgürlük sorununu faþist diktatörlüðün uygulayýcýlarý ile uzlaþarak çözme arayýþýdýr ve burjuvazinin istediði platformda dönüp durmaktýr. Çünkü Kürt dilinin, türkülerinin bizzat faþist diktatörlükçe yasaklandýðý, devrimci ve sosyalist basýný susturmak için ceza ve terör yöntemlerine baþvurulduðu, iþbirlikçi tekelci burjuvalardan bazý kesimlerin kendi sýnýfsal çýkarlarý gereði farklý çözümler öne sürmelerinin generaller ve kukla parlamentoca sertçe karþýlandýðý, aydýnlarýn susturulduðu vb. koþullarda anayasa talebi, egemen sýnýflardan dilenmek ve onlarýn iç ihtiyaçlarýna baðlanmýþ anayasa tartýþmalarýna çanak tutmak anlamýna gelir.Bugün bir kýsým burjuva düzen partilerinin, bazý iþbirlikçi holding kesimlerinin, devlet bürokrasisinden bazý kesimlerin vb. "demokrasi" talep ettikleri, "demokratik ve sivil bir anayasa" hazýrlanmasýný istedikleri herkesin malumu bir durumdur. Bu burjuvazi açýsýndan son derece makul ve mantýklý bir durumdur. Anayasa üzerinde uzlaþma arayýþlarý, yani Türkiye'nin gündemi olarak temel sorun aslýnda egemen sýnýflarýn güç iliþkilerini yeniden düzenleyecek ve mevcut durumun ihtiyaçlarýna yanýt verecek bir uzlaþýyla, anayasal yoldan çeliþkilerin çözülmesini istiyorlar. Ama bunu bugüne kadar Kürt özgürlük hareketinden dolayý cesaretlice gündeme getiremiyorlardý.
|
(1441 okuma)
(Devam... )
|
TEKEL DÝRENÝÞÝNÝN ÖÐRETTÝKLER
Kar, çamur, soðuk ve faþist baský, tehdit ve kuþatma demeden tekel iþçileri sendika aðalarýnýn oyalama ve eylemi sürece yayarak adým adým içten bozup mecalsiz býrakma saldýrýsýna karþý Tekel iþçileri özelleþtirme terörünün yýkýcý sonuçlarýna karþý Anakaranýn göbeðinde direniyorlar. Tekel iþçilerinin direniþi ayýraç bir noktaya gelmiþ bulunuyor. Buradan çýkýþ tekel direniþine her alanda destek saðlanmasý ve her yerin tekel direniþine dönüþtürülmesi ve sendika konfederasyonlarýnýn iþçi ve emekçilerin üretimden gelen güçlerini harekete geçirmelerinden geçiyor. Ne ki bu alanda Türk-Ýþ aðalarý ayak sürtüp oylama yaparak AKP hükümetinin tekel direniþini karalama ve tehditlerine karþý anýnda tutum alarak güçlü bir eylemle yanýt verme kararlýlýðý içinde olmadýðý gibi, iþçiler çadýrlara mahkum edilerek eylem içten çözülmeye çalýþýlýyor. Tekel direniþinde çýkýþýn yolu eylemlerin ülke çapýna yayýlmasý ve iþçi ve emekçi memur sendikal hareketin ortak hareket içinde olmasý ve þalterlerin indirilmesiyle baðlý olduðu unutulmamalýdýr. Öyle yada böylede olsa tekel direniþinin iki ayý geride býrakan direniþi etrafýnda yaþananlar bir çok öðretici dersi de ortaya çýkarmýþtýr. En baþta sýnýf olmayý, kapitalizmin dayattýðý bireyci yaþama inat dayanýþmayý, dostluðu, kardeþliði, mücadeleyi, direnci öðrenmek öðretti. Ve bu eylem mevcut sendikalarýn gerçekten ne ölçüde sýnýf örgütü olduklarýný anlamamýzý yeniden bir vesile oldu.. Ýki ay aþkýn Ankara Türk-Ýþ merkezi önünde süren direniþten sonuç alýnabilmesi için, sendikalarýn ve deðiþik demokratik kitle örgütü, parti ve kurumun üzerinde uzlaþtýklarý þey, artýk bir günlükte olsa iþ býrakmanýn zamanýnýn geldiðiydi. Ancak 4 Þubat'ta az sayýda sendika greve katýldý. Doðaldýr ki, eylemden istenen sonuç alýnamadýðý gibi, iþçi ve emekçilerin sendika aðalarýnýn önderliðinde bir genel grev genel direniþi gitmenin mümkün olmadýðý açýða çýktý. Yine iþçi ve emekçilerin mevcut bilinç ve örgütlülüklerinin bir genel grev ve genel direniþi kucaklayacak halde uzak olduðunu gösterdi. Genel grev genel direniþi bir propaganda sloganý olarak ele alýnmalýydý. Aksine bir çok kesim genel grev genel direniþi ajitasyon sloganý ve hemen pratiðe geçirilecek bir eylem olarak algýladý ve öyle davranmaya çalýþýldý. Halbuki yoðun hak kayýplarý özelleþtirme ve taþeronlaþtýrma politikalarýna karþý baþvurulacak etkili bir eylemin yapýlmasýnýn zamanýydý. Kuþatýlmýþ zincirlerin güçlü eylemlerle kýrýlmasý gerekiyordu. Emekçilerin üzerindeki abluka parçalanmalýydý. Ancak sendikalarýn ortaya koyduklarý olumsuz pratik çok sayýda insanda hayal kýrýklýðý yarattý ve AKP hükümetinin pervasýzca saldýrýlarýný ve tehditlerini artýcý oldu. Baþbakan bundan güç alarak tekel iþçilerine açýktan meydan okudu. Altý Konfederasyon grev için güç birliði yapacaðýný kamuoyuna deklere etse de Hak-Ýþ ve Memur-Sen eylem kýrýcýlýðýna soyunarak geri çekildiler. Haliyle bir günlükte olsa yaþamý durduracak iþ býrakma eylemi yasak savma babýnda uygulandý. Sonuçta grev günü, Hava ulaþýmý kesilmedi, Trenler durmadý, Fabrikalarýn þalterleri inmedi, Saðlýk hizmetleri aksamadý, Vergi daireleri çalýþtý. Peki, neden gerçek bir sýnýf gibi davranýlamadý ve ortak sýnýf bir tavrý gösterilemedi ? Kapitalist küreselleþmenin özelleþtirme politikalarýyla iþçi ve emekçilerin yaþamýný kuþattýðý ve köleliði dayattýðý koþullarda, iþçi ve emekçi örgütlerinin görevi mücadeleyi yükseltmesi gerekir. Bu koþullara karþý, duruþ gösteremeyen örgütlere, gerçek bir sendika ve emek örgütü demekte gerçekçi olmaz. Gelinene durumda emperyalist kapitalizm köleci toplum gerçeðinden geri kalmayan vahþi çalýþma koþullarýna insanlýðý razý etmeye çalýþýyor. Bunu yaparken insanlýðýn dayanýþtýðý, toplumsallaþtýðý tüm örgütlülüðü parçalýyor atomlarýna ayýrýyor.
|
(1602 okuma)
(Devam... )
|
Faþist teröre devrimci direniþle karþý koyalým
Faþist diktatörlük toplumsal muhalefetin devrimci doðrultuda geliþmesini önlemek ve bastýrmak için faþist baský, saldýrý ve yasaklamalarýný arttýrarak sürdürüyor. TC devleti ve AKP hükümeti, IMF damgalý kýyým programýný sorunsuzca uygulayabilmek için iþçi ve emekçi yýðýnlarýn, iþ, ekmek ve özgürlük istemli mücadelelerine fütursuzca saldýrýyor. Ýçeride, dýþarýda yaþamý hücreleþtirme politikasýný pratiðe sürerek, emperyalizmin ve iþbirlikçi tekelci sermayenin ekonomik krizini emekçi yýðýnlarýn sýrtýna yüklemeye çalýþan faþist diktatörlüðü, iþçi, emekçi ve Kürt ulusunun demokrasi ve özgürlük istemleri, köþeye sýkýþtýrdýkça daha saldýrgan bir konuma itiyor ve linç saldýrganlýðýný kýþkýrtýyor. Faþist baský ve zulüm politikasýyla ayakta kalmaya çalýþan faþist diktatörlük, bir yandan içte çözüm bekleyen toplumsal sorunlar ve patlama öðeleri gittikçe artan yýðýnlarýn dipten gelen mücadele dalgasý, öte yandan emperyalistlerce yerine getirmekle yükümlendirilmiþ Orta-doðuda uþaklýk görevleri artýk faþist diktatörlüðü, bölücülük,ve yýkýcýlýk" korkuluðunu sallamaya daha fazla itiyor. Haliyle bu durum hem egemen sýnýflarý daha saldýrgan kýlýyor ve hem de iç çeliþkilerini derinleþtiriyor. Egemen sýnýflarýn önemli bir bölümü MGK diktatörlüðünün ray deðiþtirerek ABD emperyalizm küresel dayatmalarýna evet diyerek gerici reformlarla toplumsal muhalefetin düzen kanallarýna akýtýlarak boðulmasýný ve Kürt sorununda bu merkezden sisteme baðlanmasýný isterken, devletin esas yönetici gücü olan generaller, üst bürokrasi, CHP,DP, BBP-MHP gibi faþist, kontracý çete partiler ve kurumlar ise daha fazla faþist terör, baský ve yýldýrma yoluyla faþist diktatörlüðün ayakta tutulmasý dayatmasýnda bulunuyorlar. Ne ki MGK diktatörlüðünün bu politikalarý gelinen durumda, emperyalistlerin ihtiyaçlarýný da yanýtlamaktan uzaklaþ durumda. Onun için faþist MGK diktatörlüðü bir yandan sosyal patlama korkusu içinde rakip kliklerle ortak davranýrken, öte yandan bölücülük ve yýkýcýlýk paranoyasý kýþkýrtýlarak faþist çetelerin sokaklarý zap etmesinin önü açýlýyor ve toplum terörle korku psikolojisine sokulup, iþçi ve emekçilerin aleyhine olan bütçe, asgari ücret, yasa meclisten geçirildi. Keza aylardýr yaþamýn hücreleþtirilmesine karþý haklý ve meþru tepkilerini sokaklara çýkarak dile getiren emekçilerin tepkilerinden rahatsýzlýk duyan MGK diktatörlüðü ve AKP hükümeti, durumu kendi lehine çevirmek ve toplumsal muhalefeti ezip, daðýtmak amacýyla, resmi ve sivil faþist çeteleri sokaða saldý. Demokrasi,iþ ve ekmek istemleri yükselten iþçileri, kamu emekçilerini,Kürtleri, devrimcileri coplamakta, yerlerde sürüklemekten sindiremeyeceðini anlayan, gören diktatörlük, bu kez de sivil ve resmi faþistlerin önünü açarak yýðýnlara gözdaðý vermek için sorgusuz infazlarý devreye soktu. aþist diktatörlüðü bu kadar saldýrganlaþarak pervasýzlaþmasýnda asýl neden, egemen sýnýflarýn toplumsal ve ekonomik sorunlarýn çözümünde çaresiz kalmalarý ve kitle mücadelesinin kendi kendini parçalayarak sisteme tümüyle yönelmesi korkusudur. Faþist polisler; bir yandan kitlelere panzer, cop, kalkan ve silahla saldýrýp vahþet saçarken, öte yandan "kana kan intikam" çýðlýklarýyla halka yönelik açýktan gözdaðý veren yeniçeri ayaklanmasýna kalkýþmalarý, faþist diktatörlüðün ne kadar kitle hareketinin devrimci bir çizgide buluþmasýnda ne kadar paniðe kapýldýðýný gösteriyor. Bilindiði gibi; korkunun ecele faydasý yoktur. Faþist diktatörlüðün toplumsal muhalefeti faþist terör, baský, katliam ve yasaklarla denetim altýna alma ve bu yolla ezerek egemenliðini sürdürme olanaklarý gittikçe daralýyor. Faþist diktatörlüðü önümüzdeki süreçte güvenlik güçlerinin daha fazla teþhir olmamasý için toplumsal muhalefetin üzerine, elinin altýnda tutmuþ olduðu sivil faþist-çeteleri daha fazla sürecektir. Onun için devrimci ve komünistler "içeride, dýþarýda" fabrikada, semtte, okulda, köyde ve dahasý yaþamýn her alanýnda MGK diktatörlüðünün devrimci mücadelenin örgütlenerek ileri fýrlamasýný önlemek amaçlý daha fazla baþvuracaðý resmi ve sivil faþist teröre ve provokasyon örgütlenmesine karþý uyanýklýðý elden býrakmadan, faþizmin anladýðý dilden, yani devrimci militan savaþýmý geliþtirerek yanýt vermelidir. TC devletinin temel kurumlarýndan olan ordu ve polis teþkilatýnýn nasýl faþist bir zihniyet içinde örgütlenerek egemen sýnýflarýn çýkarlarýný korumak, kollamak için iþçi sýnýfý, emekçi yýðýnlar ve devrimcilere karþý düþmanca yetiþtirildiklerini her fýrsata görüp yaþýyoruz. yaþadýk. Ýþçileri , emekçileri ve Kürtleri copla, gazlý bombalarla, tazyikli suyla ve kurþunla sokak ortasýnda kurþunlayýp, sivil faþist çeteleri sokaða salarak linç saldýrýlarý örgütleyen zihniyet aynýdýr. Bu faþist baský ve zulme karþý, örgütlenip, birleþerek faþist diktatörlüðü yýkýp, devrimin özgür Türkiye'sini yaratarak, halklarýmýzýn özgür ve mutlu bir sistemde yaþamasýnýn yolunu açabiliriz. Bunun içinde diþimizle, týrnaðýmýzla devrimci mücadeleyi geliþtirip, yýðýnlarý örgütleyip, ayaða kaldýrmak için çalýþmalýyýz.
|
(1580 okuma)
(Devam... )
|
KÝRLÝ SAVAÞTA YENÝ TAKTÝK LÝNÇ
ABD emperyalizminin Vietnam da ve diðer ülkelerde devrimci ve ulusla kurtuluþ hareketlerini bastýrmak için uygulamaya sokmuþ olduðu kirli savaþýn bir biçimi olan devlet desteðinde sivil faþist çeteler önderliðinde uygulamaya sokulan uluslar ve halklar arsýnda düþmanlýðýn kýþkýrtýlmasýna dayanan linç taktiði bugünlerde Türkiye de egemen sýnýflar tarafýnda Kürt özgürlük hareketine karþý uygulamaya sokuluyor. Egemen sýnýflar burjuva düzen partileri ve askeri klik, PKK'ya ve genel olarak Kürt ulusuna karþý daha kapsamlý ve daha yoðun tasfiye harekatýna giriþmiþ bulunuyorlar. Yalan ve demagoji üzerine kurulu olan linç taktiðiyle halklarý bir birine düþürme ve ortak düþmana karþý birlikte hareket etmeyi önlemeyi amaçlýyor. TC devleti dýþarýda hem bölge gerici devletleri ve Güney Kürdistan Özerk yönetimiyle ittifak içine girerek içerde de hem operasyonlarý yaygýnlaþtýrarak ve hem de sivil faþist çeteleri sokaða salarak linç taktiðini uygulamaya sokarak PKK hareketini kuþatýp ezip daðýtmayý hedefliyor. ABD’nin de desteðiyle kapsamlý olarak örgütlenen Kürt özgürlük hareketini kuþatýp tasfiye etme hareketi, “ Milli birlik projesi” adý altýnda yürütülüyor. Aslýnda TC devleti ve emir eri hükümetler bugüne kadar defalarca PKK hareketini ezip daðýtmak için bir dizi gerici taktiði pratiðe sürdüler, ama bunlarýn hiç birisi de Kürt direniþinin önünün almada ve PKK’yi etkisiz hale getirmede baþarýlý olamadý. Kürdistan'ýn insansýzlaþtýrýlmasý, binlerce köyün boþaltýlmasý, milyonarlarca Kürt emekçisinin zorla göçertilmesi, binleri bulan faili mechül cinayetler vb. Kürt özgürlük direniþinin önünü kesmeye yetmedi. Son günlerde geliþmeler kirli savaþýn yeni boyutlar kazanmakta olduðunu ve Kürtlere yönelik linç giriþimlerinin artmasý ve faþist sivil çetelerin sokaklara salýnmasýyla halklar arasý düþmanlýk derinleþtirmeye ve Türk-Kürt çatýþmasýnda kirli savaþ aðalarý medet umulmaya çalýþýyor. Ne var ki, Türkiye iþçi sýnýfý ve emekçilerinin yoksulluk, iþsizlik ve sefaletin getirdiði baskýladýðý artan hoþnutsuzluðu ve bu durumun eylemlere dönüþmesi olasýlýðý egemen sýnýflar ve MGK rejimi, Kürdistan'da sürdürdükleri karþý-devrimci savaþý batýya taþýyarak týrmandýrarak bir sonuç alabileceðinden hesaplýyorlar. Bu durum egemen sýnýflarýn saflarýnda Kürt sorununun çözüm yöntemine iliþkin görüþ, ayrýlýklarýnýn daha da belirginleþmesine ve derinleþmesine katkýda bulunuyor. Kürdistan'da Kürt halkýnýn tüm baský ve saldýrýlara karþý ayakta olmasý ve direniþi ileriye taþýyarak sürdürmesi ve faþist diktatörlüðün son kozunu oynamasý üzerine dile getirilmeye baþlanan Kürdistan'da bir taraf da açýlým yalanlarýyla Kürt hareketi bölünmeye, yedeklenmeye öte yandan faþist baský ve saldýrýlarla Kürt direniþi sistem içinde boðulmaya ve sistemin istediði kýrýntýlarla boðma çalýþýlýyor. Kürt ulusuna ve ulusal kurtuluþ, hareketine daha kapsamlý ve daha vahþi bir saldýrý anlamýna gelecek olan linç saldýrýlarý her ne pahasýna olursa olsun Kürt düþmanlýðýn da Türk emekçiler zehirlenerek yedeklenmeye ve halk düþmaný politikalarýn pratiðe sürülmesi için manivela olarak kullanma amaçlanýyor. PKK’nin etkisizleþtirilip edilmesi düþüncesi, askeri kliðin, AKP’nin, MHP ve CHP'nin diðer düzen partilerince desteklenirken baþta ABD gelmek üzere Batýlý emperyalistlerde PKK hareketinin ehlileþtirilmesini ve sistem içinde boðulmasýný dayatýyorlar. AKP’nin, Genelkurmayla Milli birlik projesinde” anlaþmasý tartýþmalarý yoðunlaþtýrýcý oldu. Ne ki Kürt sorununda tartýþmadan bile rahatsýz olan genelkurmay ve burjuva düzene partileri “bölücülük” paranoyasýný öne sürerek Kürt sorununda resmi devlet politikasýnda geri durmayacaklarýný ortaya koydular. Tüm bu faþist Kürt düþmaný saldýrý ve “ vatan , millet,Sakarya” edebiyatýna raðmen faþist diktatörlüðün Kürt direniþi karþýsýnda çaresizliðini, Kürdistan'da geliþen halk savaþýnýn elini kolunu kýskývrak baðlama yönündeki gerici hesaplarý da dile getiriyor. Aslýnda bu tartýþma pekte yeni sayýlmaz. Turgut Özal daha 1991'de G. Kürdistan'ý da kapsayacak ve Türkiye'nin hegemonyasý altýnda bulunacak bir Türk-Kürt federasyonu önermiþti. Ancak, Kürtlere belirli bir özerklik ve kültürel haklar vermek karþýlýðýnda ulusal kurtuluþ savaþýmýnýn devrimci ve anti-emperyalist özünü ortadan kaldýrma anlamýna gelen bu emperyalist çözüm önerisi, siyasal esneklik ve uzak görüþlülükten yoksun Türk egemen sýnýflarýnýn geniþ kesimlerince reddedilmiþti ve halen de reddediliyor. ABD ve Batý Avrupa emperyalistleri, PKK'nin Kürtler içinde en büyük politik örgütlü güç olduðuna, Türk faþizminin PKK'yi ezeceðine ya da kýsa sürede etkisiz hale getireceðine iliþkin yaygaralarýný boþluðuna inandýlar. Siyasetlerini, her zaman gerçek güç iliþkilerine göre ayarlayan emperyalist devletlerin bu durumda kadim uþaklarýnýn sýzlanmalarýna zerrece aldýrmadan Türk egemen sýnýflarýný kendi Ortadoðu politikalarýna baðlamýþlardýr. Emperyalistlerle faþist diktatörlük arasýndaki anlaþmazlýklardan olan Güney Kürdistan’ý tanýma sorunu Güney Kürdistan yönetiminin TC devletinin hamiliðine sýcak bakmasý ve PKK’yi kuþatma ve etkisiz hale getirme planýna destek vermesi buzlarý eritmiþtir. ABD’nin denetimin yeni bir Ortadoðu dizayn etmede TC devletine önemli bir rol biçen ABD emperyalizmi bölgede TC devletinin elini güçlendirmenin yolunun TC devletini rahatsýz eden Kürt sorunun bir biçimde düzen içine çekilerek PKK’nin kýrýntýlarla etkisiz hale getirilmesini düþlüyor. Baþbakan Erdoðan’ýn dýþ gezilerinin en önemli gündem maddelerinden birinin, belki de birincisinin gittikçe köþeye sýkýþan faþist rejimin, emperyalist dünyadan daha fazla destek arayarak ve bölge gerici güçlerini ittifak içinde harekete geçirerek Kürt direniþinden kurtulmayý planlýyor. Bunun için ABD’ye uþaklýkta sýnýr tanýmazca davranýyor. Komünist hareket ilkin; Batý'da iþçi sýnýfý hareketi ve emekçi halk hareketini devrimci enternasyonal çizgide yükselterek, hem Kürt özgürlük mücadelesinin faþist diktatörlüðü darbeleyerek yarattýðý olanaklardan yaralanmalý ve hem de Kürt özgürlük mücadelesine destek sunmalý, halklarýn gönüllü federatif birliði için güven yaratmalý. Ýkinci olarak Kürdistan da çalýþmalarda ulusal özgürlük isteminin önde olduðu, diðer demokratik ve günlük sýnýf istemlerinin bununla birleþtirildiði bir politik perspektif izlenmelidir. Mücadele biçimleri açýsýndan, gerilla mücadelesiyle serhildanýn iç içe geçtiði ve ikinsin temel biçimi oluþturduðu perspektifi doðrultusunda çalýþmasýna yön vermelidir. Üçüncüsü; ulusal özgürlük mücadelesinin zayýflatýlmasýnýn, devrimci içeriðinin uzlaþmacý reformist çizgiye çekilerek boþaltýlmasýnýn engellenmesi için devrimci ve yurtsever güçlerle eylem birliði içinde olunmalý, elbette burada komünist hareketin baðýmsýzlýðý ve özgürlük hakkýyla bu eylem birliðini birleþtiren bir politika izlemelidir.
|
(1696 okuma)
(Devam... )
|
|
u ana kadar 12834870 sayfa izlenimi aldk. Balang: April 2005
|
|
|