|
|
GÜNEÞÝN SOFRASINDA SÖYLENEN TÜRKÜ-Þiir-
Dalgalarý karþýlayan gemiler gibi, gövdemizle karanlýklarý yara yara çýktýk, rüzgarlarý en serin uçurumlarý en derin havalarý en ýþýklý sýra daðlara. Arkamýzda bir düþman gözü gibi karanlýðýn yolu. Önümüzde bakýr taslar güneþ dolu. Dostlarýn arasýndayýz! Güneþin sofrasýndayýz! Daðlarda gölgeniz göklere vursun, göz göze yan yana durun çocuklar. Taþlarý birbirine vurun çocuklar. Doldurun çocuklar, doldurun doldurun doldur içelim. Baþlarý göklere atalým serden geçelim..
|
(1805 okuma)
(Devam... )
|
Seninle gelecek çare yok--Þiir-
seninle bu tatlýlýk ey büyük acý gök incir nasýl ballanýrsa acýlardan acý koruk nasýl bulursa ballarýn en sarhoþunu o iþte o! gel benim darmadaðýn direncim gücüm emeðim çilem gel gel benim büyük acým gel ve bitir þu iþi! kalaylardan mý gelirsin bolivya’lardan rio’nun favelalarmdan mý ispanya’dan mý viyetnam’dan mý zonguldak kömürlerinden mi gelirsin çukurova’lardan mý yellerle mi gelirsin ateþlerle mi uçarak mý koþarak mý yýrtýnarak mý gel iþte gel gayrý gel gel gel de bitir þu iþi elbet bir bildiði var bu çocuklarýn kolay deðil öyle genç ölmek yeþil bir yaprak gibi yüreði koparýp ateþe atmak pek öyle kolay deðil
|
(2157 okuma)
(Devam... )
|
DÜNden BUGÜNe Edebiyat Dünyasýndan Notlar
Çaðýnýn sorunlarýný biliyorsan sanatçýsýn, deðilsen ne ozan ne sanatçý ne de insansýn. Tahsin Saraç Sýnýflarýmý edebiyat derslerinin bana kazandýrdýðý itibarla geçmiþtim. Yakup Kadri Karaosmanoðlu Dýþarýya kapalý bir dille yazýyoruz… Bizim en büyük sorunumuz kendimizi beðenmememiz, okumamamýz… Gençler iki büyük madeni buldular: Halkýn Dili ve Halkýn Kendisi… Her þey edebiyatý sevmekle baþlar…A.Hamdi Tanpýnar Ýnsan her þeyi kendinden, hayatýndan çýkarýr. A.Hamdi Tanpýnar Dile, toplum sorunlarýna bütün eli kalem tutanlarýn eðilmelerini isterdim. F.Hüsnü Daðlarca Toplumun yarýnýna karýncalar gibi çöp taþýmakla mutluyum. F.Hüsnü Daðlarca Politika dýþý kalmak, Fransýzca deyimiyle apolitik bir varlýk olmak insanýn elinde deðildir. Her yazar-ozan gibi geniþ anlamda ben de politikanýn içindeyim. Oktay Rifat Ozanýn dili, kiþiliði demektir. Melih Cevdet Anday Her yeni þiir derinlerdeki içgüdülerin, tutkularýn yeni biçimlerde veriliþidir. Behçet Necatigil Önemli olan þairler deðil, þiirlerdir. Behçet Necatigil Sanatýn ruhbilimsel kaynaðý da korku duygusudur. Wilhelm Worringer Soyut devimsiz olandýr. Evren ise baþdöndürücü bir devim içinde. Herþey geçip gidiyor. Orhan Hançerlioðlu Her sanat, alýcýsýný da kendisi yetiþtirir… Sanatçýlarla okuyucularý birbirinden ayýrmaya olanak yoktur. Cahit Külebi Doðuda, hele bizde ozanlar her zaman boldur. Sýkýntýlarýný þiirle anlatmak isteyenlerin sayýsý azaldýkça, buna karþýlýk þiiri yazmadan da sevenlerin sayýsý arttýkça, o ölçüde kendimizi batýlýlaþma yolunda ilerlemiþ sayabiliriz. Bu kendiliðinden gerçekleþmez. Temeli eðitim düzeyimizin yükselmesine baðlýdýr. Cahit Külebi Belinde Diyarbekir kuþaðý Zulasýnda kimbilir hangi hýnç, hangi mýsra Yürür namus bildiði yolda... Yürür yine de yalýnayak ve ayaklarý yanarak. Ahmed Arif Þiir edebiyatýn özüdür. Benim için nerde bir roman, öykü, oyun ya da deneme varsa orda bir þiir sorunu vardýr… Yaygýndýr þiir, vardýðý sonuç yönünden yaygýndýr. Sabahattin Kudret Aksal Batýnýn 3-4 yüzyýlda yaþadýðý þiir serüvenini biz bir yüzyýldan kýsa bir süre içinde yaþayývermiþiz. Geliþtirmeden de býrakývermiþiz. Sabahattin Kudret Aksal En büyük sanatçýlar bile hayatlarý boyunca en baþarýlý eserlerini veremediklerinden þikayet edip durmuþlardýr. Oktay Akbal Þiddet ve acýklý karakterlerin kesin hatlarla çizilmiþ olduðu konular, kötü edebiyat denilen þeye dahildir. Oktay Akbal Ben son yetmiþ yýlýn toplumsal, siyasal ve insancýl kesitlerini vermeye çalýþýyorum. Devrim ve batýlýlaþma konularýna açýklýk getirmeye çalýþýyorum. Kemal Tahir, kültür emperyalizmi olarak üstümüze çöken üstyapý kopyacýlýðýna karþý direk olarak halkla baðlantýlý olmayý, Selçuklu olsun, Osmanlý olsun, hepsini batýdan gelene yeðlemeyi öneriyor. Ben geçmiþten kalaný deðerlendirmek konusunda ulusal ve yeni bileþimi yapmak için bu malzemenin yeterli olacaðýna inanmýyorum. Ben batýdan alacaðýmýz pozitif kafanýn elimizdeki ulusal malzemeyi deðerlendirme olanaðý saðlayacaðýna inanýyorum. Attila Ýlhan Her “gerçek” etkiler kiþiyi. Bu etkileniþler yeni bir “gerçek”e dönüþürken de en doðru çizgisini de kendi çizer. Metin Eloðlu Ozan þiirle savaþamaz. Tüm boðuþmalarý kendisiyle. Gerçek ben’iyledir. Dili zorluyorsa, imgeleri þýmartýyorsa, ses tellerini dikenliyorsa, o kavganýn buyruðuyla oluyor bu. Þairane iþgüzarlýktan deðil. Ben dili hep araç bilip özene bezene kullanmayý yeðleyenlerdenim. Metin Eloðlu Þiirin hammaddesi sözcüklerdir. Öznel durum ve deneyleri anlatmakta dil epeyce yoksuldur. Bu dil yoksulluðu içinde þiir genede sözcüklerin anlatamayacaðý bir evren kurar, týpký müzik gibi. Osman Türkay Duygu ve aklýn birlikteliðini ifade eden en uygun biçim, dil… (Osman Türkay’ýn açýklamasýna en uygun düþen tanýmlama….) Þairin iþi soyutu somutlamaktýr. Yani þiirsel sözün yaþamdaki yerini bulmaktýr. Edip Cansever Her insanýn bir öyküsü vardýr ama her insanýn bir þiiri yoktur. Özdemir Asaf Sanat sonsuz, hayat kýsadýr. Hipokrates
|
(1576 okuma)
(Devam... )
|
“DEVRÝMCÝ FÝKÝRLER”ÝN KARL MARX’I…-kitap tanýtýmý
“Göklere yükselmeyen fikir, yerde sürünmeye mahkûmdur.”[1]
Lamý-cimi yok: Post-“Elveda Proletarya” çaðýna girdik… Neo-liberalizmin dünya halklarýna vaat ettiði Cennetin, gerçek (ve cehennemî) yüzü beklenenden de kýsa bir sürede ortaya çýktý: Aralarý 2-3 yýla inen kriz fazlarýyla daha da yaygýnlaþan/kronikleþen iþsizlik, kamusal kaynaklarýn küresel ölçekte çokuluslu þirketlere transferi, çaplý bir yoksullaþma/yoksunlaþma süreci, giderek geniþleyen nüfus kesimlerinin marjinalleþmesi… Kalemþorlarý tarafýndan “yenilmez” ve “ebedî” ilan edilen kapitalizmin bu yeni evresine “Ýlk Kurþun”, bilindiði üzere 1994 yýlbaþý gecesi, Meksika ile ABD ve Kanada arasýnda imzalanan NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaþmasý)’ya baþkaldýran Chiapas yerlilerinden geldi: “Ya Basta!”larý kýsa sürede Seattle’dan Cenova’ya, Atina’dan Ýstanbul’a, Bolivya’dan Nepal’e tüm yeryüzünü kuþatacaktý. Ne ki bu geliþmelerin, 1980’lerin “Büyük Yenilgisi”nin ardýndan heykelleri devrilen, kitaplarý ayak tezgâhlarýna düþ(ürül)en, üniversite kürsülerinden “insanlýk suçu” iþlediði ilan edilen Karl Marx’ýn fikirlerine müracaatla açýklanabileceði fikri, postmodern ideologlarýn istila ettiði “muhalif” iklimimizde bile bir süre yadýrganacak, yadsýnacaktý. Ama görüldü ki ne “öznesi-nesnesi belirsiz” Ýmparatorluk metaforlarý, ne kimlik savaþlarý, ne de sýnýflararasý mücadeleyi sýnýflararasý müzakereyle ikame eden sivil toplumcu yaklaþýmlar, neo-liberal yýkýmýn çapýný karþýlayabilecek kapsam ve içerikte bir mücadelenin kuramýný biçimlendirmeye yetecek malzemeyi saðlayabiliyor… Böylece, yeniden döndük “Sakallý”ya… Son yýllarda Karl Marx dünya ölçeðinde hem yapýtlarý en çok yayýnlanan, hem de üzerine en çok yayýn yapýlan yazarlarýn baþýnda geliyor kuþkusuz… Ne ki, özellikle 1980’lerden itibaren devreye giren “lapsus”, ve bu lapsus sürecinde biriken söylem yýðýþmasý, Marx okumasýný özellikle yeni devrimci kuþaklar için zorlaþtýrýyor. Alex Callinicos, Marx’ta ayak diremekten vazgeçmemiþ az sayýda Marksist’ten biri. Orijinali 1983’te yayýnlanan Karl Marx’ýn Devrimci Fikirleri’nin[2] “Önsöz”ünde Marx’ý okumayý güçleþtiren esas etkenin Marx’ýn fikirlerinin çoðu kez büyük ölçüde çarpýtmalara maruz kalmýþ olmasý olduðunu vurguluyor. Bu çarpýtmalar antimarksistlerden olduðu kadar, onu “resmi ideoloji”lerinin kaynaðý hâline getirenlerden kaynaklanmakta Callinicos’a göre. Ve de, “üniversitelerde ve yüksek okullarda, hedefi kapitalizmi devirmek deðil, Marksizm’i incelemek olan yeni bir Marksizm türevinin ortaya çýk”masýna yol açan Akademik Marksizm’den… Bu nedenle Marksizm’i, Marx’ýn yazýlarýndan hareketle bir kuram, bir kuram olduðu kadar bir “devrimci eylem rehberi”, ya da tekil bir deyiþle bir “pratik felsefesi” olarak sunan bir duruþla kaleme almýþ Karl Marx’ýn Devrimci Fikirleri’ni. Göreli sýnýrlý sayýda sayfa içerisinde, (metnin Türkçesi 246 sayfa tutuyor - hemen eklemeli, duru, anlaþýlabilir bir dille çevrilmiþ…) okur hem Marx’ýn biyografisini, hem Marx-öncesi sosyalizm akýmlarýný, hem Marx’ýn düþünüþünün biçimlenmesinde katkýda bulunan Ricardo, Hegel ve Feuerbach’ýn görüþlerini, hem Marx’ýn yöntemini, ekonomi-politikasýný ve devrimci praksisini hem de Marksizm’in günümüz için taþýdýðý önemi bulabiliyor - kitabýn sonuna eklenmiþ, Marksizm üzerine aydýnlatýcý bir kaynakçanýn yaný sýra…
|
(1734 okuma)
(Devam... )
|
Devrimci Mücadelede Sanat ve Sanatçýnýn Yeri
Devrimci sanatçý, proletaryanýn iktidar savaþýmýnýn dýþýnda olmamakla birlikte, yalýnýzca yardýmcý unsuru da deðildir. Bizzat, o mücadelenin ayrýlmaz, canlý, dinamik ve savaþkan bir parçasýdýr da. Ancak bu baðlamda mücadele süreci içinde devrimin yüklediði çeþitli görevlerle birlikte vardýr ve var olacaktýr.” Maddi çýkarlarý uzlaþmaz karþýt sýnýflarýn olduðu toplumlarda, savaþýmýn özünü iktidar sorunu oluþturmaktadýr. Bu savaþým düz bir yol izlemez. Kendi koþullarý içerisinde deðiþik yöntem ve araçlarla mümkündür. Devrimciler açýsýndan sýnýfsýz ve sömürüsüz bir dünya kurmak ve belirlenen bu sonal amaca ulaþmak için devrimin çýkarýna olan her aracý kullanmalarýndan geçer. Devrim sadece üretim araçlar›n›n özel mülkiyetini toplumun ortak mülkiyetine dönüþtürme olay› deðildir. Egemenlerin diktatörlüklerinin etkilerinin kökünden yýkýlmasý, onlarýn ideoloji, siyaset ve kültürlerine, kýsaca onlarýn bütün kurum ve düþüncelerine karþý da amansýz olmakla yükümlüdürler. Çünkü, bunu baþarmada araçlar› içerisinde, önemli bir konumda olmasý gereken ve vaz geçilmesi imkansýz olan araçlardan biri de devrimci sanattýr. Bu araç doðru bir bakýþ açýsýyla ele alýndýðýnda ve toplumun hizmetine sunulduðunda (iletiþim ve etkileþim bakýmýndan) küçümsenmeyecek bir öneme sahiptir. Ancak þu da bir gerçek ki, bugüne kadar Türkiye devrimci hareketi bu aracýn önemini yeterince bilince çýkaramadýðý içindir ki, hala bu cephede kendiliðindencilik ve k›s›r döngüler içerisinde dolanýp durmaktadýr. Esas olarak revizyonist bakýþ açýsý, içinde bulunduðumuz süreçte bu alana damgasýný vurmaktadýr. Bu konuda gerek tek tek sanatçýlara, gerekse o sanat dalýnýn olmasý gereken yerde olmasý için perspektif sunmada devrimci hareket geri konumdadýr. Toplumsal devrimleri gerçekleþtirmek isteyenler doða ve toplum yasalar›n›, toplum olaylarý arasýndaki hayatýn canlý, kaçýnýlmaz baðlarýný, karþýlýklý etkilerini kavramak zorundadýrlar. Doða ve toplumsal yasalarýn kavranmasý, toplumsal geliþmelere müdahale ve dönüþtürme faaliyeti bakýmýndan zorunludur. Aksi halde doða ve toplumsal yasalarýn bilimsel kavranmamasý, toplumsal olaylarýn, geliþme ve deðiþmelerin, birbiriyle iliþkilerini, etkileþimlerini doðru kavramasýný da engeller. Bunlara müdahale ve dönüþtürme mücadelesinde sapmaya düþerek, kör topal yürümekten kurtulamaz. Toplumlarýn geliþmesi insan iradesinden baðýmsýz nesnel yasalara baðlýdýr. Ýnsan iradesi, doða ve toplum yasalarýnýn bilinmesiyle toplumsal akýþýn diyalektik materyalist mantýkla yorumlanmasýyla (ele alýnmasýyla) ancak sürece hakim olabilir ve damgasýný vurabilir. Devrimciler, devrimci görevlerini yerine getirmek için bütün bunlarý bilmek ve bu mücadele içinde fedakar, yiðit, inatçý ve inançlý birer örnek olmalýdýrlar. Her düþünce üretim iliþkileri üzerinde deðiþtiði için sýnýfsal karakterini her zaman korur. Toplumun hangi sýnýfýndan, tabakasýndan, üretim iliþkisi içerisinden gelirse gelsin, bireyler o toplumun egemen ideolojisiyle, kültürüyle, toplumsal düþünce ve görüþ akýmýyla beslenirler. Bundandýr ki, devrimci mücadele içerisinde olan, deðiþtirme ve dönüþtürme mücadelesi veren her birey ayný zamanda kendisini de kaçýnýlmaz olarak, sürekli ve sistemli bir þekilde süzgeçten geçirmeli ve dönüþtürmelidir. Diyalektik materyalist mantýkla baktýðýmýzda, doða-doða olaylarý, toplum-toplum olaylarý, insan-insan düþüncesi ve bilim sürekli olarak deðiþme halindedir. Bütün bunlarý yakýndan bilmek, ona göre þekillenmek ve þekillendirmekle her zaman iç içe olmalýdýr. Bir bütün olarak bu sýraladýklarýmýz, tartýþmasýz olarak her kesimin, her bireyin, her yapýnýn þu veya bu ölçüde bilince çýkardýðý veya çýkarmaya çalýþtýðý doðrulardýr.
|
(2086 okuma)
(Devam... )
|
|
u ana kadar 12834871 sayfa izlenimi aldk. Balang: April 2005
|
|
|