Devrimci çalışmayı geliştirme ve ileriye taşımada , kolektif çalışma özel bir önem taşır. Kolektif çalışma kuralları içinde gelişmeyen, onun denetimi içinde olmayan birey, aydın bireyciliği ve küçük burjuva anarşizminin bozucu etkilerinden kurtulamaz. Bize sadece inisiyatifli bireyler değil, ayni zamanda kolektif çalışmayı geliştirici ve onunla uyumlu bireyler gereklidir.
Gücünü kolektif çalışmadan alan komünist birey , bu tür yabancı etkilerden daha çok arınacaktır. Ve böylece daha güçlü olacaktır. Komünist örgütün çalışma tarzı kolektivizm üzerinde yükselir. Kolektif çalışma, örgütün bütün organlarına nüfuz etmelidir. Kolektif çalışma tarzımızın sınıfsal temeli isçi sınıfıdır. İnsan toplumsal bir varlıktır . İşçi sınıfı kapitalizm koşulları altında üretimi toplumsal olarak yapar. Kapitalizm alabildiğince bireyciliği ve yabancılaşmayı yaratmasına, açlık korkusu altında isçi sınıfını çalışmaya ve boyun eğmeye zorlaması da rağmen, isçi sınıfı kolektif çalışmaya en yatkın sınıftır. Sınıf dayanışması ve bilinci en gelişkin sınıftır .O tüm gücünü sınıf birliği ve dayanışmasından, üretimdeki toplumsal gücünden alır . Her ciddi sınıf çatışmasında, kaçınılmaz olarak bu gücünü harekete geçirir. İşçi, birey olarak bir hiçtir. Hiç bir gücü yoktur. Oysa, örgütleri aracılığıyla, kolektif gücünü harekete geçirdiğinde birey olarak da gücünü hisseder.
Bu nedenle isçi sınıfı sınıf olarak kolektif organ disiplinine uymaya yatkındır. Komünist partinin disiplin normu bu nesnel gerçeğin bilimsel olarak formüle edilmesi üzerinde yükselir. Diğer sınıf ve katmanlarından gelen örgütün üye ve adayları bu bilinçle eğitilir ya da bu bilinçle örgütlenir. Elbette komünist parti üyelerini ve organlarını birbirine bağlayan, fabrikadaki üretim bant değildir. Her organ ve parti üyesi parti bütünü , içinde bir yerde durur .Bizi birbirine bağlayan bu kolektif irademizi ayakta , tutan bilimsel sosyalizmin teorisi olan Marksizm-Leninizm, programımız, temel taktiklerimiz ve örgütsel şekillenmemizin ifadesi olan tüzüğümüzdür. Esasi bilinç ve gönüllülüktür.
Kaynağını isçi sınıfının nesnel durumundan alır. Ama , onun bilimsel bir ifadesidir. Burjuva teorisyenleri, sosyalizmin bireyi kolektivizm içinde boğduğunu ve öldürdüğünü, oysa insan toplumlarının gelişiminin dinamiğini bireysel gelişme ve rekabet olduğunu savunurlar. Kolektif iradeye, bireysel iradenin sürekli çelişki arz ettiğini iddia eder.
Sosyalizmi " despotlukla suçlayanlar , kolektivizme karşı burjuva bireyciliğini, dayanışmaya karşı rekabeti, ortak toplumsal çıkarlara karşı tek başına kurtuluşu, altta kalanın caninin çıkmasını ve kadercililiği çıkarır , kışkırtır ve yayarlar .Kolayca anlaşılacağı üzere, burjuvazinin bütün bu ideolojik saldırıları, onun toplumu egemenliği altında tutma çıkarlarına uygundur; onun bir tamamlayanıdır. Her zaman, birey iradesinin kolektif iradeyle çeliştiği, bir burjuva yalanıdır. Her birey bir sınıfın mensubudur. Genel olarak isçi sınıfının, tek tek bireylerin çıkarları, toplumsal çıkarlar ile uyumludur. Ama burjuva ideologları, bireyi sınıf temelinden kopararak ele alır ve soyut bir birey iradesi ile gerçekleri gizlemeye çalışırlar .
Komünist hareket her alanda olduğu gibi, kolektif çalışmada öncü rolünü bu ilkeyi, en basta kendi bünyesinde sindirip uygulayarak oynar. Bütün üye ve adaylar ve hatta örgütlü sempatizanlar bütünsel parti kolektivizmi ruhu içinde eğitilmeli, derin bir yoldaşlık bağı ile birbirine bağlanmalıdır.
Parti en aşağıdan, en üste bütün kolektif organlarının organik bir toplamıdır .Kolektif organ olarak, parti, ayni zamanda kolektif beyindir. Bütün organların ve beyinlerin sistematik bir işbölümü içinde tek amaç olan komünizme varmak için düşünmek ve mücadele etmektir . Bilgi ve deneyim birikimi, bütün tarihsel sürecin kolektif ürünüdür. Yeni başlayan hiç bir komünist, sıfırdan başlamaz, bu tarihsel birikime dayanır ve ilerler . Kolektivizm işbölümüne dayanır. Bu ikisi birbirlerine kopmaz bağlarla bağlıdır . Birbirlerinin karşısına konamaz. Sorun sık sık rastlanan aralarındaki dengenin iyi korunamamasındandır. Her defasında birinin çarpık öne geçirilmesidir .Bazen herkesin ayni isi yapması, ya da kişinin her ise koşturması, bazen herkesin kendi isine dalıp etrafını,alanını tüm partinin sorunlarını düşünmemesi seklinde görülür. Birinci ilkel çalışmayla, uzlaşmadan uzaklaşmayı gerektirir. İkincisi darlaşmayı ve federalizmi geliştirir.
Sorun,tüm sorunlar hakkında organlarda kolektif tartışma,fikir üretme ve ortak iradenin oluşturulmasıdır,kolektif denetimidir.Her bir yoldaşın yada organın bir alanda gelişmesi ve uzmanlaşması gereklidir. Bu uzmanlaşma organın kolektif etkinliği ile birleşmelidir .
Her bir alandaki gelişme birbirlerini etkilemeli, geri kalanları ileri çekmelidir . Farklı işleri yapan organların üyeleri, bütünsel bir çalışmanın ayni hedefi vuran güçleri olarak tüm bir bilgi ve deneyimi tek bir potada eritmeli ve geliştirmelidir.
Kolektif çalışmanın en etkili araçlardan birisi, organlarda teori ile pratik sorunlar üzerine yapılan tartışmalardır. Organ gündemlerine hazırlıklı gelmek bunun ilk şartıdır. Açık ve somut hedefler için oluşturulacak fikir ve kavramlarda, kolektif irade ne kadar yükseltilirse organ ve bireyin etkinliği de o kadar yükselir .Kafası açık gerçekten ikna olmuş organ ortak iradesini arkasına almış, her kadronun aktivitesi artacaktır .Tartışmalara gösterilen ilginin düzeyi her kadro ve aktivitesin sorunlara gösterilen ilginin bir yansımasıdır. Her yoldaş kolektif organ çalışması, etkinliğinin arttırılmasının yolunun, bireyin önceden hazırlık yapmasından geçtiğini bilmelidir . Organ toplantılarına hazırlıklı gelmek, mutlaka yerleştirilmelidir. Önceden belirlenmiş gündem maddeleri üzerinde üyeler yeterince araştırma yapıp fikir oluşturmamışsa, kolektif tartışmalar olmayacak ya da zayıf kalacaktır , nitekim öyle de olmaktadır. Gündeme yeni öneri yapan yoldaşlar , önceden organ üyelerini bilgilendirmeli, diğer yoldaşların hazırlıklı gelmesini sağlamalıdırlar .Elbette gündeme yeni öneri yapan yoldaşlar her şeyden önce kendileri öneri üzerinde fikir oluşturup hazırlık yapmalıdırlar .
Siyasal durumun tahlili ve görevlerimizin perspektifi üzerine yayın organlarımızda çıkan tespitler bireysel okumalarla kalmamalıdır . Organlarda mutlaka tartışılmalı, alanın sorunları ile birleştirilmelidir. Benzer çabalar halen zayıftır. Aksi halinde, önderlikten en dip örgütümüze kadar, örgütün kolektif dikkatini, görevlerimize çekemeyiz. Tüm örgütün dönemin temel görevleri üzerine düşünmeye ve aktivitesini arttırmaya ne kadar çekersek, tüm örgütün ortak iradesinin ayni hedeflere vuruş etkisini o kadar sağlar, basari oranını artırırız. Ayni konuda her bir bölgedeki örgütü, ayni şeyi söyleyen ya da uyum gösteren örgütün ortak siyasal iradesi ve ortak örgütsel ruhu zayıftır anlamına gelir .Bu alanda attığımız adımlar istenilen düzeyde olduğu söylenemez..
Yalnız kendi alanına ilişkin değil, çalışma alanının bütünü hakkında kafa yormak, gelişmeler hakkında bilgi toplamak ve denetlemek her kadronun doğrudan görevidir. Her aksamada, sorumlu olarak kendisini de görmek ve organı harekete geçirmek yakınmalara karşı panzehirdir . Hesap vermek ve hesap sormak organı çalıştırmakla olur. Tüm duyargalar harekete geçirilmelidir. Birinin görmediğini öteki görür . Önümüzü, arkamızı, sağımızı, solumuzu, yakını, uzağı görmenin yolu, en alttan en üste kolektif denetimi geliştirmektir. Örgüt içi proleter demokrasi geleneğimiz buna son derece elverişli bir ortam yaratmaktadır . Yeterki kolektif denetimi geliştirmenin yöntemlerini iyi uygulayalım.
Kolektif çalışma ve denetim, sadece organla sinirli değildir. Her organ, örgütün organı ile bütünlüğü içinde bir yerde olduğunu ve örgütün tüm teori ve pratik sorunları ile ilgili olduğunu, her üyenin bu alanda ayni haklara sahip olduğunu bilmeli ve sindirmelidir. Her adımda, her iste, tüm parti örgütün genel gelişimi içindeki yerini unutan, tüm örgüte katkıyı gözetmeyen bir organ ya da parti üyesinin kolektif komünist bilinci ve alışkanlığı zayıf demektir. Örgütün sorunları bizim sorunlarımızdır , örgütün geleceği bizim geleceğimizdir. Bunlar karşısında kayıtsız kalmak düşünülemez. Örneğin, örgütün ciddi bir mali kriz yaşadığı ve bunun acil çözüm olarak kendisini dayattığı koşullarda tüm İnşa çapında her yerde, kolektif fikir oluşturma çabası, komünistlerin geleceği ile ilgili büyük önem taşır. Ve ortak iradenin oluşmasına en yüksek katkıda bulunur. Açıkçası, kendi konumumuzu bütün içinde değerlendirmeliyiz.
Önderlik düşünür ve fikir üretir, biz uygularız ve nasıl olsa ilgili olanlar düşünmüştür, pratik tutumu ve kayıtsızlığı bizi mahveder . Elbette hatalar bu boyutta ve çıplaklıkta kendisini dışa vuruyor. Bir çok kez alt organlara ilişkin denetimi, hatta katilim olmadan yapmadaki, yetersizlikleri, ilgisizlikleri, hatta organ toplantılarını aksatmaları, üstü bekledikleri görülmeyen zaaflar değildir. Her organ üstün katilimi olmadan toplantılarını düzenleme, gündemlerini tartışma, işlerini planlama ve denetleme aliskanlik1arini edinmelidir .Organ inisiyatifi böyle gelişir, iyi bir örgüt isleyişi böyle olur.
Küçük burjuva örgütlerin deneyleri; gösteriyor ki, kolektif çalışma, alttan denetim yerine, üstün kayıtsız koşulsuz egemenliği, önderliğe körü körüne bir bağlılık, en alttan en üste birbirine hesap sorma ve hesap verme yerine, hesap vermeden azade kılınmış üstün yönetimi altında her şeyin yönetilmesi, kolektivizmi öldürür .Örgütsel yozlaşmayı ve çürümeyi kaçınılmaz kılar. Bırakalım önderliklere, tüm örgüte bireyin egemenliği, Leninist demokratik-merkeziyetçilik olarak sunulur.
Oysa örgütümüzde ve tüm komünist partilerinde önderlik, örgütün kolektif iradesinin en seçkin temsilcileri delegeler seçer , en ileri kadrolarından oluşturulur ve önderlik kolektif tarzda çalışır. Bu siki merkeziyetçilikle, en iyi demokratik islerlik ile el ele gider.
Dahası kolektif organ çalışması geride kalan yoldaşlara yoldaşça elin uzatılmasına olanak verir.
Yalnız kendini düşünen, organını ve yoldaşlarını geliştirmeyi yeterince düşünmeyen yetenekli biri nasıl bir komünisttir? İyi bir komünist kadro, başkalarına verir, onlardan alır. Komünistler arası : ilişkide değiştirme , dönüştürme ve ilerletmede esas olan öğretme, eğitme, yapıcı eleştiri ve özeleştiridir .Kolektif Çalışmanın zengin deneyimleriyle birleştiğinde, bugün yeni ya da geri olan bir çok yoldasın gelişeceğini görürüz. Kadroların ezici çoğunluğu emekçi kesimlerden gelmektedirler . Düzenin kör baskısı altında insanların beceri ve yeteneklerinin nasıl törpülendiğini, gizli kaldığını çok iyi biliyoruz. Örgütün gelişkin yoldaşlık ilişkileri, yardımı ve özgür atmosferi altında gelişme tamamen mümkün olmaktadır. Kolektif çalışma,kişiye bu zengin zemini verir.
Kolektif denetim ve hesap vermekten rahatsız olan ya da bundan kaçan biri, küçük burjuva bireyciliğinden yeterince arınmamış demektir. Oysa biz, en sıradan taraftarımıza dahi, en yüksek görevlilerimize hiç bir sinir tanımadan hakli eleştirilerini yöneltme ve denetleme olanağı veririz. Hiç kimse eleştiriden azade değildir . Kitlelerin düşüncelerine, eleştirilerine değer vermek, onlardaki bu olumlu yani geliştirmek, örgütsel normumuzun gereğidir .
Dahası, komünistlerin her zamanki üstünlükleridir. Kitle kolektifinden gelen her eleştiriyi değerlendirmek ve sonuçlandırmak, komünist ve devrimci kitlemize hakli bir güven verir. Kitle eleştiri ve denetiminin olmadığı bir örgüt mücadeleden kopmuş demektir.
Kitlelerden yanlış eleştirilerin gelmesi ya da gerici baskıların gelmesi, bizim bunlara karşı mücadele ve onları ikna etmemizi gerektirir. Yoksa, onların eleştiri ve denetiminden soğumayı değil. Kitlelerden her yabancılaşma, bürokratizmin ve kibirliliğin gelişmesini getirir . Komünist örgütümüzün deneyimi, diğer komünist hareketlerin ve uluslararası komünist hareketlerin deneyimleri bize zengin bir materyal vermektedir .Yeterki bunlardan yararlanmasını bilelim.
Yüksek bilinç ve gönüllülük, berrak bir kavrayışla birleşmiş, kolektivizm bilinçleri daha da geliştirir, örgütün bütünsel etkinliğini arttırır . Esas olan yalnız parçada değil, genelde gelişmeyi sağlamaktır. Parçada her ilerleme bütünde yayımlanır. Bütünden geri kalan her parçayı bütüne yaklaştırmaktır. Her zaman genelin çıkarını ôn planda tutmalıdır .
Hep kendi alanını düşünen, hep en iyisini kendisine isteyen, başka alanların eksik ve hataları ile zevkle alay eden, kendi küçük başarılarını olduğundan fazla büyük gösteren anlayışlar, her ne kadar tehlikeli ve bize yabancıysa, kendi başarılarının bütünün başarılarına yapacağı katkıya kayıtsız kalan ya da öyle bir derdi olmayıp, kendi hata ve eksikliklerini genelde görülenlerle mazur gösteren, giderilmesini bekleyen gizli ya da açık anlayışlar da bize o kadar yabancıdır.
Tüm yoldaşlarımız elbirliği içinde kolektivizmi yükseltmeliyiz. Bireysel inisiyatif ve atilim, kolektivizmin zenginliğinde gelişecek, kolektivizmin dinamiği rolünü oynayacaktır . Zengin ve canlı bir tartışma, yüksek fikir etkinliği, ortak hedefe bağlanma, başarı için seferber edilirse ilerlememiz durdurulamaz