“18 MAYIS UMUTTUR UMUDU KÖRÜKLE “ GECESİ BAŞARIYLA YAPILDI
Tarih: 08.06.2006 Saat: 13:03 Konu: Politika Haber
27 Mayıs 2006 Tarihinde Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın anısını yaşakmak ve değerlerini bugüne taşıyarak ondan öğrenip daha bir kararlı savaşım içinde olmak amacıyla Almanyanın-Duisburg kentinde KP-İÖ’nin düzenlemiş olduğu gece 300 aşkın işçi ve emekçinin katılımıyla yapıldı.İyi bir propoganda-ajitasyon çalışmasının yapıldığı gece olumsuz koşullara rağmen politik hedefli,zengin programı ve çoşkusu bakımından olumlu geçen 18 Mayıs umuttur gecesi,insanın insana kul olmayacağı sosyalist bir dünya uğruna ölüme meydan okuyan İbrahim Kaypakkaya yoldaş gibi önderlere devrimci ve komünist hareketin ne kadar gereksinim duyduğunu ortaya koydu. Saygı duruşu,ACTİ folklor ekibini halkoyunları gösterisiyle başalayıp KP-İÖ adına yapılan konuşma ile devam eden gecemiz Grup İnşamız’ın devrimci marş ve türküleri,Eşrep Topal’ın ezgileri ve Ozan Baran’ın kürtçe çoşku dolu türküleriyle sürdü .Yarım satlik aranın ardından Güler Duman sahne ardından devrimci parçalarıyla kitleyi çok tutan Ozan Volkan Yağan yeni eski türkülerinden güzel bir program yaptı.Son olarak Kürtçe parçalar söyleyen Grup Diyar ve Grubunu sahne almasıyla gecemiz sona erdi. Ülke ve yurtdışında gelen mesajlar ve şiirlerin okunduğu 18 Mayısnı devrimci özüne sahip çıkma çağrısıyla sona erdi. Sunucuların ilk olmasına rağmeni yi bir performasyon gösterdikleri gece 18 Mayısın devrimci komünist özünü yaşatöa ve emekçileir Kaypakkaya’yı Keza sözün anlam yitimine uğradığı ,baskı,sömürü ve Kürt emekçilerine yönelik linç girişiminin yaygınlaşmaya çalışıldığı ,yoksulluk ve sefletin derinleşerek sürdüğü koşullarda komünist önder Kaypakkaya yoldaşı anmak daha bir önem taşıyordu.Çünkü O umuttur ve hep dolaştı ülkemizin semalarında. Derler ki; ilk insanlar pek konuşmazlarmış. Konuşmamaları da öyle dil bilmedikleri veya çok ilkel olduklarından değilmiş. Doğa ile o kadar özdeşlermiş ki, tüm doğa ile ortak dil kullanırlarmış. Buda en derinden birbirlerini hissetmekmiş. Tüm doğa; hayvanlar, bitkiler ve insanlar aynı frekanstan anlarlarmış birbirlerini. Daha sonra insanlar önce doğayla sonra da birbirleri ile aynı frekanstan ayrılmışlarmış. Ama birbirlerini anlamak için sözü yaratmışlar.
Elbette,İlk insanın sevda tohumunu, sadeliğini, güzelliğini taşıyanlar da varlıklarına devam etmişler. Hem söze anlam kazandırmak ve hem de kaybedilen insanı tekrar aramaya koyulmuşlar. Bunun için tek amaçları kire pasa bulaşmamakmış. Derileri soyulsa da, çarmıhlara gerilseler de, kuyulara doldurulsalar da boyun eğmezlermiş tıpkı Kaypakkaya yoldaş gibi.Volkan gibi patlayıp önce ölüm, sonra yaşam olanlar da varmış. Taşarlarmış yürekten yüreğe. Her volkanda daha bir arınır, direnişte daha bir kanatlanır, her ateşte daha bir güzelleşirlermiş.
Aslında komünist önder İbrahim yoldaş , sen de ateş topuydun. O hem uçurum kelebeği kadar narin ve soylu, hem de volkan kadar öfkeli, isyankâr ve ateşte yaşam tutacak kadar büyüktü. Peki,Neden kaypakkaya gibi en iyiler en önde düşerler! Neden yaşamı anlamlandıracaklar erken terk ederler bu yaşamı? Neden doğa en güzel sanatıyla yarattıklarını ilk adaklar arasında sunar? Neden en çirkin pislikleri, en güzel ürünleriyle temizler? Neden acı ve sevinç iç içedir, umut ve gelecek gibi. Neden ve neden?
Aslını sorarsan bulur bazı sorular cevaplarını, ama yürek kaldıramaz. Bilir asırların çarpıklığını, ancak bu narin canlar düzeltir. Ama bedelini kaldıramaz ki… Kimler çağırdı seni? Halayını kimler izledi? “Üzülmeyin benden sonra…” kavgayı harlayın demiştin, ve söylediğini unutmadan kavgayı daha sıkı ördük ve senin izine takılıp yolunda yürüdük inatla ve ısrarla.Kendilerine, kavgaya küsenler,yarı yolda düşenler oldu ve diri kalmaya çalışanlar oldu. Neden en iyiler en önde düşerler! Bilinir ki komunist önderlik silikleşen değerlerin dirilişidir.Birileri kabul etmese de,içinde Kaypakkaya yoldaşın temsil ettiği devrim,sosyalizm ,soyluluk, özgürlük, sevgi ve isyan vardır.Hem devrim,sosyalizm hem yaşam, hem isyan, hem sevda olarak.Soylu değerlerini yitiren insanlar tanrılar yarattılar. Sonra da kendi cüceliklerini görüp onlara taptılar. Korktular, korkuttular, yedi kat göklere çıkarırken bir nefes kadar yakına oturttular. Gerçek kutuluşun kendi içlerinde saklı olduğunu bilmeden… Veya bildiği halde onu açığa çıkarmaya cesaret etmeden. Sen de diyorsun ya: devrim ve sosyalizmde ısrar etmeliyiz,emekçilerin kurtuluşunun baska yolu yoktur”;.” İşte bu herkesin içinde gizlenmiş kurtuluşunu özellikleridir. Bilinçle yoğrulur, isyanla canlanır, azimle yaratılır bu. Cahilliğin, korkunun ve yılgınlığın ötesindedir. Ve ötesi önder yoldaş Kaypakkayadır … Umudun adı olan Kaypakkaya yoldas , isyanımızda, sevdamızda, özlemlerimizde de ve devrim yürüyüşümüzde hep olacaktır. Eridiğin toprağı hissediyor, tüttüğün havayı soluyoruz. Özlemlerini özlemlerimiz bilerek yaşatacağız seni. Senden aldığımız güçle direnecek, azimle mücadele edeceğiz.İnsan taslaklarına, kan tacirlerine, tatlı su devrimcilerine geçit vermeyeceğiz. Soylu yaşamasını bileni, noktayı, virgülü nerde koyması gerektiğini bilen Kaypakkaya yoldaşı her daima bizimle kavgamızda olacaksın ve seni anacağız. “Sözün anlam yitirdiği yerde söz veriyoruz” ki seni anladığımız,özümlediğimiz kadarıyla uygulayacağız.Gülüşü havada asılı kalmış çocukların kahkahalarını en güzel şarkı diye dinlediğini bilerek o gün enternasyonali çalacağız hep birlikte. KP-İÖ Devrimin özgür Türkiyesini yaratmak için örsle çekiş arasında yetişmiş komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın izinde yürüyerek ,işçileri ve emekçileri devrimin ordusu olarak kavgaya hazırlayacak,ona verdiği söze bağlı kalacak çarısıyla gecemiz sona erdi. 18 Mayıs umuttur umutu Büyütelim! Komünist Önder Kaypakkaya Yoldaş Ölümsüzdür! Yaşaşın devrim ve sosyalizm Mücadelemiz Almanyada KP-İÖ Taraftarları
|
|