![](images/logo.gif)
TÜRKİYEYİ ABD KURTARMIŞ AMA NASIL?-
Tarih: 08.06.2006 Saat: 12:57 Konu: Politika Haber
Dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda askeri darbeler , işgaller ve iç savaşlarla “kurtarmada” sınır tanımayan Amerikan emperyalizmi Türkiyeyi .2.emperyalist paylaşım savaşının ardından Türkiyeyi komünizmin pençesine kurtarmaktan dem vuruyor.Daha doğrusu 1945’lerden bu yana TC devletinin Amerikan emperyalizminin boyundurğu altına nasıl düşerek “soğuk savaş “ döneminde Sovyetler Birliğine karşı nasıl koç başı olarak kullanıldığını itiraf ediyordu.Türkiyenin egemen ve bağımsız bir ülke olduğu yalanının pompalayanlara bunun külliyen yalan olduğunu dünyanın jandarmalığını elinde bulunduran ve TC devletinin dipten doruğa bağlandığı Amerikan emperyalizminin başı Bush’un açıklamaları yanıt oluyordu.Amerikan emperyalizmi kendi egemenlik çıkarları ve sömürgeci politikaları gereği TC devletini komünizme kaymaktan kurtarmıştır.Bunun karşılığı olarakda TC devleti bölgede Amerikan emperyalizminin bekçiliği rolünü oynamalıydı. Nitekim gelişmelerde bu yönde olmuştur.61 yıldan bu yana TC devleti bölgede Amerikan emperyalizminin sömürgeci politikasının payandası olmuş ve varlığını ve ayakta kalmasını bir yerede ağa babası ABD emperyalizminin ipine tutunmakta bulmuştur.
Geçen ay içinde ABD Başkanı Bush, West Point Kara Harp Okulu’nun mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, “2’nci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda eski Sovyetler Birliği’nin dünyada komünizmi yaymakta önemli ilerlemeler sağladığını...” belirtiyor ve “ancak şansımıza, o dönemde başımızda Harry Truman diye bir başkan vardı” diyerek şöyle devam ediyordu, “Truman, bir doktrin oluşturdu. Kongreye yaptığı konuşmada, Türkiye ve Yunanistan’a askeri ve ekonomik yardım çağrısında bulunarak, bütün Soğuk Savaş boyunca Amerikan politikasına rehberlik eden doktrinini duyurdu... Yeni doktrin sayesinde “Türkiye ve Yunanistan komünizm tehdidinden kurtuldu” ve Güney Avrupa ve Ortadoğu’ya yönelik Sovyet genişlemesi durduruldu” diyor. Bush bu konuşmasında Çin devrimine, Kore sorununa, Batı ülkelerindeki gelişmelere de -Fransa, İtalya’da güçlü komünist partileri bulunuyordu- değiniyordu. Aslında ABD emperyalizmin başı neo-faşist Bush’un bu konuşması adeta Türkiyenin ve dünyanın bugün içinde bulumakta olduğu sorunların kaynağına ışık tutuyor. Dünyada bugün “komünizm tehlikesinin” bulunmadığı yönünde genel bir kanı bulunuyor. Ama buna rağmen savaşlar, işgaller, katliamlar şiddetlenerek sürüyor. Afganistan ve Irak işgal edildi. Hatırlanacağı üzere Afganistan’a Rus işgalinden kurtulması için ABD “yardım” etmiş ve Bin Ladin’in önderliğinde El Kaideyi örgütlemişti.. Bir zamanlar Irak da “karşı kampta” bulunuyordu. Şimdilerde bu ülke de “kurtarıldı.” ABD bir süredir İran’ın “kurtarılması” için tezgahlar çeviriyor. Her şey ABD’nin istediği gibi giderse İran’ın kurtuluşu da yakın! ABD özellikle petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarına sahip ülkelerin ve bu kaynakların geçiş yollarında bulunan ülkelerin “kurtuluşuna” özel bir önem veriyor! Dünyanın her tarafında ABD bayrağı bu ülkenin egemenlik sembolü olarak sallanmaya başladığında tüm dünya kurtulmuş ve demokrasi tesis edilmiş olacak olacak! Türkiye’nin komünizmden “kurtarılması” ise maliyeti epeyce yüksek bir iş oldu. Şimdilerde Türkiye bu maliyetin karşılanması için IMF’ye, Dünya Bankası’na, uluslararası finans kurumlarına ve büyük emperyalist devletlere yüklü borçlanmış ve faiz ödemekten kurtulmaz durma gelmiş. Örneğin Türkiyenin Dış ticaret açığı 28 milyar dolara,İç borçu 180 milyar dolar,Dış borç 165 milyar dolar İç ve dış borç toplamı 345 milyar dolara yükelmiş ve dünyanın en çok borcu olan ükler arasında Türkiye ilk sırada gelmektedir. Ekonomi, Batı ekonomisine bağlanmış durumda ve kendisi gibi bağımlı ülkelerin yaşadıkları sorunları daha ağır biçimde yaşıyor. Bağımlı ekonomiler, gelişmiş ve egemen ekonomilerin krizlerinin faturasını en ağır biçimde ödeyen ülkeler durumundalar. Öyle ki, Türkiye’nin son yirmi yılda ödediği borçlarla ve bunların faizleri ile ülke yeniden kurulabilirdi. Ekonomi arada bir tokadı yiyor, ülke ve halk soyuluyor,yerli ve yabancı telelr bayram ediyorlar. Elbette ülkenin “komünizmden kurtulmasının” maliyeti sadece ekonomik olarak ödenmedi. İşin bir de politik cephesi bulunuyor ve bu cephede olup bitenler oldukça karanlık. Komünizmle mücadele etmek için ABD’ye ve NATO’ya bağlı gizli örgütlenmeler kuruldu. Her ülke de değişik adlar -Gladio gibi- alan bu örgütlenme, Türkiye’de Özel Harp Dairesi olarak çalıştı ve ülkede bugüne kadar aydınlatılamayan tüm karanlık olayların faili oldu. “Komünizm tehlikesi” sözde bitti ama bu tür örgütlenmelerin görevleri bitmedi. Son olarak Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların MKE yapımı ve Kara Kuvvetleri’nin envanterine kayıtlı olduğu saptandı. Bombalamalar, Danıştay baskını vb. olaylar laik-dinci kamplaşması yaratmak için tezgahlanıyor ve bu bölünme üzerinden ülke ABD’nin dünya ve bölge egemenliğine hizmet edecek karanlık yerlere doğru sürüklenmek isteniyor. Bugüne kadar ortaya çıkan tecrübeler kanıtlıyor ki, ABD tarafından ülkelerin “kurtarılması” operasyonların da Genelkurmay, Kara Kuvvetleri Komutanlığı gibi temel askeri kurumlar kilit bir rol oynuyorlar. Devlet tarafın kurulan, ya da kullanılan tüm çetelerin iplikleri bu kurumlara kadar uzanıyor ve her türlü provokasyon yapılıyor, daha açık müdahalelere yol açılıyor. Kullanılan eski çetelerin ipliği pazara çıktığında emekli generallere, yüksek bürokratlara yeni çetelere şemsiye olacak yeni örgütler kurduruluyor ve bunlar bazı görevleri devralıyorlar. Bütün bunları görüp, yaşayan bir ülkenin insanlarının şimdi ne demesi gerekiyor acaba? Herhalde pek çok şey söyleyebilirler. Ama büyük bir çoğunluğun ülkenin “komünizmden ABD tarafından kurtarılması”nın ne anlama geldiğini 60 yıldır çeşitli milliyetlerden emekçi halklarımız yaşayarak görmektedirler. Amerikanın Türkiyeyi kurtarmasının adı daha fazla sömürü,bağımlılık ve emperyalizmin oyuncağı konumuna gelmek olduğu görülerek emperyalizme ve işbirlikçi egemen sınıfların egemenliğinin yıkılması bağımsız,demokratik ve sosyalist bir Türkiyenin yaratılması için mücadele edilmesi gerekiyor.Başka bir yolda emekçilerin kurtuluşa el uzatmaları ve bağımlılık zincirini kırarak özgürleşmeleri olanaklı olamaz.
|
|