Tarih işçi sınıfını kavgaya çağırıyor Ayırdına Varalım
Tarih: 08.06.2006 Saat: 12:50 Konu: İşçi Memur
Bütün toplumsal sınıflar ve sözcüleri Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiği tespitinde birleşiyor. Ama doğal olarak her sınıf kendi çıkarlarının tehlikede olduğunu seziyor ve buradan olarak çıkarlarını koruma kaygısını yaşıyor.İşini elinden alarak yüz binleri sokağa ve sefalete fırlatan, sendikasızlaşma ve örgütsüzlüğü dayatan, gerçek ücretleri büyük oranlarda ve hızla geri çekerek yaşamı çekilmez hale getiren derin ekonomik ve sosyal saldırılar hak gaspları koşullarında,işbirlikçi tekelci sermayenin ve AKP hükümetinin politikalarına işçi sınıfının ve emekçi yığınların yanıtının ne olacağı ve nasıl hazırlanacağı, sınıf bilincine sahip her işçinin kafa yorduğu ve yorması gereken yaşamsal sorundur. İşçi sınıfı yalnızca kendi durumuyla, kendisine yönelen saldırılarla ilgilenirse, emekçi memurların, sermayenin çıkarları uğruna kirli savaşa kurban edilen gençliğin, sefalete itilen kır ve kent yoksullarının, inançları nedeniyle, aşağılanıp horlanan, haklarından mahrum bırakılan alevi halkın demokratik taleplerine ilgisiz kalırsa, özgürlük isteyen Kürt halkının haklı istemleri için kavgaya tutuşmazsa, hiçbir zaman gerçek sınıf bilincine ulaşamayacağı gibi, kendisi için sınıf olmayı da başaramayacaktır.İşçi sınıfının karşı karşıya olduğu saldırılar, esasen emperyalizmin işbirlikçi egemen sınıfların, bir avuç holding patronunu, büyük toprak sahibini, bankacı, asker ve sivil büyük bürokratı, spekülatör vb. dışında bütün topluma yöneliktir. Tarih işçi sınıfını yeni toplumun öncüsü olarak bu durmdan çıkış için göreve çağırmaktadır.İşçi sınıfının yaptığı tarihe mücadele ilhamı veren silinmez 15-16 Haziran 1970 direnişi deneyimi toplumumuzun içerisine itildiği bu derin krize işçi sınıfının gerçekleştireceği müdahalenin pratik programını sunuyor. 15-16 Haziran bölgesel politik genel grevi, bugünkü duruma işçi- emekçilerin çözümünü dayatarak yanıtlamakta yetersiz olmasına karşın, izlenecek yolu pratik olarak gösteriyor .
Hatırlacağı üzere 15-16 Haziran 1970'de çatışma, çok somut olarak DiSK'in varlığı üzerinde patlak vermişti. Sermayenin DİSK'i tasfiye etme talebini gerçekleştirmek üzere harekete geçen zamanın Demirel hükümeti, bunun yolu olarak 271-272 sayılı sendikalar, grev ve toplusözleşme yasalarının değiştirilmesini meclis gündemine getirdi ve öngördüğü değişiklikleri gerçekleştirdi. Ne var ki, işçi sınıfının göstereceği tepkiyi iyi hesaplayamamıştı. Istanbul ve İzmir proletaryası hükümet ve sermayenin bu saldırısını beklenmedik şekilde sert yanıtladı. Yasadışı grev, gösteri, miting, yürüyüş ve kısmen ordu ve polisle sokak çatışmalarının iç içe geçtiği bölgesel politik genel grev, devrimci bir partinin önderliğin-den yoksun olmasına karşın eylem biçimleri yönünden bü- yük bir zenginlik gösteriyordu. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler ve Türk-Iş Genel Başkanı Seyfi Demirsoy'un, hareketi kırma çabaları ve açık ihanetleri, Türk-Iş ve DISK'e bağlı işçilerin sınıfsal çıkar ve talepleri için bölgesel politik ;genel grevde buluşmalarını, omuz omuza dövüşmelerini önleyemedi. Kazanan işçi sınıfı oldu.15-16 Haziran direnişinin sonucunda, Anayasa Mahkemesi değişiklikleri iptal etmek zorunda kaldı. Gelişmeler, işbirlikçi tekelci kapitalist sistemin bir iflas içerisinde kıvrandığını, holding patronlarının, egemen sınıfların meclisinin, hükümetlerin, generallerin yani ülkeyi bugünkü duruma getirenlerin mevcut durumdan çıkarabilecek güç ve yeteneklerinin azaldığını, çözümsüzlük içinde kıvrandıklarını gösteriyor. Onların bildiği tek şey, zamlar, ücretleri düşürmek, daha çok devlet terörü, Kürt halkının acımasızca kırılması ve bütün kaynakların kirli savaşta kan dökmeye akıtılmasıdır. Sendika ağa ve bürokrasisi de gönüllü uşakları olarak onlara paha biçilmez hizmetler sunuyorlar. Işçi sınıfının, emekçi memurların, kent yoksulların etkili bir şekilde harekete geçmesini, kavgaya tutuşmasını önlemek için elIerinden geleni yapıyorlar. 36. yıldönümünde, emperyalizm ve işbirlikçileri tarafından toplumumuzun içerisine itildiği derin bunalım ve çare-sizliğe karşı, 15-16 Haziran büyük işçi direnişi, işçi sınıfımızi, emekçı memurları, kent yoksullarını, tek tek çatışmaların, grev, direniş, protesto,miting ve yürüyüşlerin ötesinde,birleşik , direniş silahına sarılarak kavgada ileri atılmaya, sermaye ve hükümetin saldırılarını püskürtmek için hücuma geçmeye çağırıyor. İşçi sınıfının, emekçi memurların ve kent yoksulların ;birleşik bir saldırısı olarak ülke çapında genel grev, genel direnişin aynı anda, tek bir biçimde harekete geçmesi olmadığı gibi, böyle bir durumun gerçekleşmesi de hemen hemen. olanaksızdır. Tekstil, metalurji,işkollarında yada emekçı memur genel direniş gıbı, farklı ışkolları duzeyınde ve bölgesel düzeyde kısmi genel direnişler ülke çapında belli başlı merkezleri kucaklayan bir genel direnişe doğru gelişebilecektir. işçi sınıfının odağında durup, başında yürüyeceği , genel direniş, toplumun alt tabakalarında muazzam bir enerji uyandırarak, sermayenin, işbirlikçi tekelci kapitalizmin toplumumuzun içine yuvarlandığı çaresizlik, çöküş ve çürümeyi durduracaktır. Genel direnişin kendiliğinden gelmeyeceği , ya da tepesine çöreklenen hain ve uşak sendika ağaları nedeniyle, işçi sınıfının büyük güçlerinin örgütlendiği sendikaların ciddi ciddi genel direnişe hazırlayıp örgütlemeye girişmeyeceğide açıktır. Genel direnişin bilinçli, iradeli ve sistematik çabalarla hazırlanması gerekiyor ve bu sorumluluk bütün işkollarında ve işyerlerindeki öncü işçi ve emekçi memurların, kent yoksullarının sefalet içerisinde yaşadığı emekçi semtlerinde yerel devrimci önderlerıin omuzundadır Onlar bu görevi başarabilmeleri için de herkesten önce devrimci ve komünist örgütlerin kendı güçlerini ortaya koyması zorunludur.Buda öncelikle devrim ve komünist hareketin kendisini toparlayıp iç çekişlerden kutularak,yönlerini tümüyle kitle mücalesini geliştirmesine yönelmeyi emrediyor.İşçi sınıfı emekçi memurlar ve kent yoksulları arasında devrimci ajitasyonun-propogandanın sürdürülmesi, fabrika ve işyerlerinde, semtlerde bütün devrimci, komünist ve doğal öncü güçleri birleştiren örgütlenmeler yaratılması, yığınların devrimci etkinliğine önemli dayanaklar sağlayarak büyük bir dinamizm kazandıracak, birleşik direniş hazırlığını da çok somut bir rotaya kavuşturacaktır.İşte bunun için karşı devrimin saldırısına karşı işçi sınıfı ve emekçi yığınların devrımcı yanıtını hazırlayacak birleşik dırenışin çrülmesi güncel devrimci görev olarak devrimci ve komünistlerin önünde durmaktadır.
|
|