ABD İLE RUSYA KILIÇLARI ÇEKTİLER-
Tarih: 08.06.2006 Saat: 12:31
Konu: Dış Politika


Bir dönemlerin dünyayı egemenliğinde tutan iki süper gücü ABD ile Rus emperyalistleri arasındaki egemenlik mücadelesi nihayetinde kılıçların çekilmesiyle ,yeni bir sürecin  sinyallerini verdi.ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in Litvanya ve Kazakistan’da başlattığı “rusyaya karşı soğuk savaş”,çağrısı fazla zaman geçmeden hemde Rusya devlet başkanı Putinde  en sert  yanıt buldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yıllık “ulusa sesleniş” konuşmasında ABD’yi “herşeyi yiyen ve kimseyi dinlemeyen bir aç kurda” benzettikten sonra, ülkesinin bu “aç kurt” karşısında gerekeni yapacağını ilan etti. Putin’in konuşmasından, bu “gereken”lerin; Rusya’nın askeri, ekonomik ve siyasi alanda daha da güçlendirilmesi ve uluslararası politikada kendi çıkarlarını daha “cesur” savunması olduğu anlaşılabilir. Dolayısıyla konuşma, Batı dünyasında büyük yankı yarattı ve emperyalistler arası “uzlaşmayla” işlerle halletme yolunun sonuna gelindiği ve tek kutupluktan  çok kutupluluğa ve emperyalistler arası yeni cepheleşmeye doğru gelişmelerin yol aldığını,dahası Rusya’nın ABD emperyalizminin  boyunduruğunu kırma ve silkinip pazar paylaşımı mücadelesine katılmada önemli birhamle içinde olduğunu gösteriyor.



Rusya ile Batı -özellikle de ABD emperyalizmi- arasında geçmişte de benzer krizler, karşılıklı atışmalar yaşandığı bilnene gerçeklerdi.  Kosova’dan Irak’a ve Çeçenya’ya dek, bir dizi krizde taraflar “birbirlerine girer gibi” oldular ama daha sonra, ortam yatıştı ve işler “eskisi gibi” devam ediyor görüntüsünde sürdü.
Ama  son dönemde gerek Washington’dan, gerek Moskova’dan gelen sinyallere bakılırsa, bu kez durum farklı. Deyim yerindeyse, SSCB’nin dağılmasından sonra, son 15 yıldır biriken gerilim hızla boşaldı ve “nitel” bir sıçrama meydana getirdi. Cheney’in Litvanya’dan Rusya’ya savurduğu hakaretlerin, bir tür “anayasa fırlatma” etkisi yarattığı söylenebilir.
Washington’a hakim neomuhafazakârların, Rusya’ya olan düşmanlıklarını ve Moskova’nın kolunu kanadını kırma girişimlerini “ideolojik” bir temele oturtmaya çalıştıkları görülüyor. Tek başına bu bile “alarm verici” olmalı; çünkü son 5 yıldır, Washington’un “tek ideolojik düşman”ı, El Kaide ve radikal islamdı. Neki gelinen durumda ABD emperyalizmi ve onun idelogları  bakın artık neler diyorlar:
“Günümüz Rusya’sında Batı, özellikle de ABD, değerleri Ruslar tarafından paylaşılmayan bir rakip olarak görülüyor... Rusya ile Batı arasındaki değerler uçurumu daha da büyüyecek... Bunun ardında, Putin iktidarında Rus iç siyasi gelişmesinin mantığı ve küresel sorunlarda Rusya ile Batı’nın giderek farklılaşan öncelikleri yatıyor.” (Marsha Lipman, 2 Mayıs 2006, Washington Post)
“Mevcut dönemde, liberalizm ile otokrasi arasındaki çatışmada yeni bir raund şekillenmekte. Otokrasi cephesinin öncüleri, Ortadoğu’nun küçük diktatörleri değil. Onlar; yeni ‘terörle savaş’ paradigmasında öngörülmeyen eski bir meydan okumayı tekrar gündeme getiren iki büyük otokratik güç, yani Rusya ve Çin... Ne yazık ki, liberalizmin bugün karşısındaki tek meydan okuma El Kaide değil. Hatta, en büyük meydan okuma da El Kaide olmayabilir.” (Robert Kagan, 30 Nisan 2006, Washington Post)
Bu ve buna benzer satırların arasına bakıldığında, “önümüzdeki dönemde ABD’nin asıl düşmanının El Kaide ve radikal işslam olmayacağı”, Soğuk Savaş benzeri bir “ideolojik cepheleşme”nin yeniden kurulmakta olduğu eğilimleri açıkça görülebiliyor. Aslında ortada klasik bir emperyalistler arası çıkar çatışması yatmakta ve zaten, “küreselleşme” balonu söndükçe dünya giderek “daha klasik” bir görünüm almakta. Dick Cheney gibi, “çatışmadan beslenen” Amerikalı neofaşistler, hakim emperyalist güce karşı rakiplerden yükselen “meydan okuma”yı ideolojik bir temelde yansıtarak, “Batılı değerlerin bayraktarlığı” misyonunu bir adım ileriye taşımış oluyorlar. “El Kaide” bugüne dek, “Batı’nın liberal değerlerine” bir ideolojik saldırı olarak nitelendi; aslında o değerler “bütün insanlığın değerleriydi” ve onları savunmak da, “hür dünya”nın şampiyonu olan ABD’ye düşmekteydi. Bugün ise El Kaide’nin yanına, hatta Robert Kagan’ın işaret ettiği gibi “önüne” başka bir düşman konulmaktadır. Neofaşistlere göre Rusya ve Çin, “liberal değerler” karşısında bir “otokrasi cephesi” oluşturmaktadırlar ve yine, “hür dünya” bu tehdide karşı “görev başına” çağrılmaktadır!
Sanırız Avrupa Birliği’nin, önümüzdeki dönemde giderek daha güçlü yapılacak olan bu çağrıya vereceği yanıt, bu birliğin geleceğini de belirleyecek. İran sorununda alınacak tutum, bu yanıtın ilk işareti olacaktır.
Yeni dünyanın emperyalistleri, Avrupa’daki eski müttefiklerine “eski vazifelerini” bir kez daha yükleyebileceklerinden emin görünüyor. İran’ın kuşatılması ve Rusyanın arka bahçelerini birer birer  iç karşıklıklarla düşünme politikasına karşı aktif duruş gösteren Rusya ABD’nin bölgedeki etkinliğinin karşısına dikilmek için yeni bir hamle yapma ve ittifakları yeniden örme çabası içinde olunduğu görülmeli ve önümüzdeki süreçte emperyalistler arası egemenlik mücadelesinin  açık halde sürececeği görülmelidir.

*     
 







Bu haberin geldigi yer: DHB
http://www.halkinbirligi1.net

Bu haber icin adres:
http://www.halkinbirligi1.net/modules.php?name=News&file=article&sid=488