DHB - ÇETELER KOTR-GERİLLA DAMGALI

Atabey Çetesi’nin lideri olarak tutuklanan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Murat Eren’in mahkemedeki ifadesi çetelerin devletin derin eli olarak ifade edilen kontr-gerillayla abğlı olduğunu gösteriyor.
Özl Harp Dairesinin teşhir olması nedeniyle yerini alan Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı bir yüzbaşı olarak Erenin sınırlı itirafaları bile, “devlet içindeki çeteler” diye, Susurluk’tan beri gündemde olan organizasyonların Genelkurmaya bağlı olarak TSK içinde örgütlendiklerini ve devletin çıkarları adına “bölücü teröre karşı mücadele “ adına devlet adına hareket ettiklerini gösteriyor.

Yüzbaşı’ya göre; kendisini patlamaya hazırlanmış bir sürü silah ve C-4’le birlikte eyleme geçme aşamasına getiren süreç; “Ne olacak bu memleketin hali?” üstünden bir “iç diyalog” olarak sürmüş; kendisi gibi düşünen iki astsubaya “rastlamış”, onlarla harekete geçmeye hazırlanırken de yakalanmışlar!
TSK gibi, bin bir ordunun, en önemli askeri birliği olan “Özel Kuvvetler Komutanlığın”da görev yapan bir subayın ve astsubayların böylesi “ferdi bir iç hesaplaşma”yla “vatan kurtarıcılığı”na soyunmaları hiçde gerçekçi olmasa gerek. Aslında Özel Kuvvetler’de sürdürülen ve “Atabey”, “Ergenekon” ve öteki organizasyonların kurulduğunun belirtildiği, “eğitim grupları faaliyeti”nin, ünlü “Kontrgerilla Talimatnamesi” doğrultusunda en doğal görevleri olduğunu, “durumdan vazife çıkarmak üzere harekete geçtikleri” ve Atabeyden Sauna’ya,Alpaslandan başkalarına uzanan çeteleşme gerçekliği aslında devletin çeteleştiği resmini çiziyor başka şeyi değil.