NÜKLEER SANTRALLERDE NEDEN İSRAR EDİLİYOR
Tarih: 12.03.2006 Saat: 13:48
Konu: Politika Haber


Emperyalist ülkeler kenid ülkelerinde farklı enerji alternatifleir üzerinde dururken yeni sömürge ülkelere kendi kullanmadıkları  doğayı ve canlıları  tehlike içine iten  ve  etrefa zehir saçan,tehlikeyi  beraberinde  getiren nükleeer enerji santrallerini  satmaya çalışıyorlra.Türkiye  alternatif enerji üretimi olanaklarına sahip olan ender ülkeler arasında bulunmasına karşın,emperyalistlerin direktiflerine  uygun olarak hareket etmekten geri kalmayan işbirlikçi egemen sınıflar enerjide de  dışa bağımlılığı sürdürmekten geri kalmıyorlar.
  Fosil,rüzgar,su ve  kömürden enerji elde edilerek bu alanda dışa bağımlılığın  azaltılması gerekirken ,her bakımdan dışa bağımlılığı artıracak  ve  insanlığı her bakıan tehlike içine itecek nükler santrallerin kurulması doğal gaz vanaların kapanmasıyla yeniden gündeme getirildi.Uzun zamandır kamuoyu oluşturmaya çalışan  petrolün pahalılanması,doğal gazın  önemli bir silah olarak kullanılmasıyla birlikte nükleer santrallerin kurulması için lobi faaliyeti yapan  emperyalist tekelci sözcülerinin  seslerini yükseltmelerini koşulladı ve  bu ortamda hükümet sözcüleri Nükleer santrallerin kurulması işini daha rahatça dillendirir durma geldiler



 Emperyalist  ülkeler nükleer santrallerini bir bir devre dışı bırakırken ya da en azından yenisini yapmazlarken  Türkiyede sorumluların  iki de bir ”nükleer” diye çırpınmaları boşuna değil. Burada birçok sebep sayılabilir ama bu sebeplerin herhalde en sonuncusu halkın karanlıkta kalmaması amaçlı  elektrik enerjisi ihtiyacıdır.
 Doğrudur. Bugün türkiye enerjide neredeyse yüzde altmış oranında dışa bağımlıdır. Ve uluslararası tanımlar bu bağımlılığın yüzde 30’u geçmesi durumunu ülkenin bağımsızlığının yitirilmesi olarak  sayarlar. Çözüm tabi ki enerji çeşitliliğini sağlamak ama ondan da önce ülke kaynaklarını enerji üretimi için kontrollü bir şekilde seferber etmektir. Doğal kaynaklarımız ülkemizin bugünkü ve gelecek 80 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek çoklukta iken çözümün halen dışarıda aranıyor olması  aklı başında  düşünen insanları rahatsız etmektedir. 8 buçuk milyar ton çıkarılmaya hazır linyit kömürü rezervi toprak altında öylece yatmaktadır. Birçok Avrupa ülkesi elektrik enerjisini, sanılanın aksine kömürden elde etmektedir. Bu oran ABD’de neredeyse yüzde 56’ya ulaşmıştır.
 Enerji denilince akla işgal edilerek yıkılan  devletler, alınan komisyonlar, katledilen çocuklar, kadınlar,işkenceler, yalanlar, ihanetler gelmektedir. Enerji, 75 yıllık Sovyet eşitliğinin sonrasında Rusya’da 5 yılda iki tane dolar milyarderi üretebilmiştir. Enerji, Allende’yi devirmiş, Şah’ı tahtından etmiştir.
   Ve dün olduğu gibi bugün emeryalistlerden gelen her isteğe “Evet” demekten başka çaresi yokmuş görünümünde olan, yaşam süresini uluslararası emperyalist şirketler ve onların teminatı devletler ile sürdüreceği uyumda ve işbirliğinde gören bir hükümet  işbaşındadır. Birçok bakan “Kurtlar Vadisi filminde çuvalın intikamı alındı” övgüsünü yaparken, ABD askerlerinin İskenderun’dan Mardin’e geçmelerini ve orada konuşlanıp Irak’lı Müslümana kuzeyden saldırabilmeleri iznini veren ünlü tezkerenin altında kendilerinin değildi patagonya ülkelesi bakanların imzaları varmış gibi davranmaktadır. Zaten bu yüzden bu seferki nükleer saldırı öncekilerden daha tehlikelidir.
 Nükleer santral kurulması talebinin kısmen yavaşlamaya başladığı yıllardan itibaren gözlerini yeni pazarlara dikmiş olan emperyalist firmalar, yakında, kamuoyu yaratmak için hediyeler dağıtmaya, köşeleri satın almaya başlarlar. Köşe sahibi vurguncu takımının uzmanları,nemalarının hakkını vermek adına Saddam’ı kötüledikleri, İran’a çullandıkları, Kuzey Kore’yi hırpaladıkları, devletlileri övdükleri gibi, nükleer enerjinin nimetlerini döktürmeye, nükleer enerji karşıtlarını suçlamaya kalkışırlar.
 Nükleer santral üreticileri için Türkiye, hem kurulacak santralin parasını ödeyebilecek güçte, hem transfer edilecek teknolojiyi işletebilecek kalitede yetişmiş ucuz insan gücüyle, hem de dış baskılara kolay kolay direnemeyecek kadar bağımlı ve borçlu ekonomik yapısıyla gözde ülkelerden biridir.Dönüp dolaşıp Türkiye’nin kapısına yüklenmeleri bu yüzdendir.
 Hükümetler  değişmektedir. Ama Enerji Bakanı,”bakanlar değişse de ülkümüz sürecek” dercesine, nükleer santral konusunu yeniden gündeme getirmiştir. Bugün 35 megawatt olan kurulu gücün neredeyse üçte biri olan 10 megawattlık kısmı bakımsızlık ve yenileme işlemlerinin yapılmaması nedeniyle atıl durmaktadır. 15-20 milyar dolar harcanıp yapılması planlanan 3 nükleer santralden beklenen elektrik miktarı ise en fazla 5 megawatt, yani bakımsızlıktan doğan üretim kaybının sadece yarısıdır. 5 milyar dolar harcanarak yapılacak nükleer santralin üretimine eşit miktar elektrik enerjisi yarı fiyata mal olacak bir linyit santrali ile karşılanabilmektedir.
 Öyle anlaşılmaktadır ki, AKP hükümetinin  nükleer santral ısrarının elektrik enerjisi üretme sorunundan çok emperyalist tekellerin ihtiyacını karşılama amaçlı olduğu açıktır bir gerçekliktir.
 







Bu haberin geldigi yer: DHB
http://www.halkinbirligi1.net

Bu haber icin adres:
http://www.halkinbirligi1.net/modules.php?name=News&file=article&sid=385