BARIŞ ANNELERİNE ZİNDAN ÇETELERE KIYAK
Tarih: 12.03.2006 Saat: 13:33
Konu: Kürdistan


Newroz’un yaklaşması MGK dikatörlüğünü Kürt illerinde saldırıları daha pervasızca artırmaya ve  gözdağını artırmaya itti.MGK’da çıkan  “bölücü terörü terörle ezme”   talimatına uygun olarak hareket eden  polis,jandarma güçleri Kürt emekçilerine ve barış talebini dillendiren Barış annnelerine yönelik  saldırılarını daha pervasız hale getirdiler.Kür emekçilerinin   ulusal ve demokratik taleplerini yükseltmeleri ve teslimiyet dayatmalarına  serhildanlarla  karşılık vermesi,kontr-gerilla cumhuriteni her bakımda daha saldırgan  bir konuma itti.Kuzey Kürdistanda OHAL’i aratmayan uygulamalar  sürüyor ve kirli savaşın ayak sesleri aratak  duvarları dövüyor.eşitlik,özgürlük ve  barış istemek,bunun için alanlara çıkmak,ölümden ölüm,zulümden zulüm beğenmeyi dayatıyor.



Faşist MGK diktatörlüğü birikmiş olan sorunları çözmede acizleştikçe ve emekçilerin istemleri karşısında köşeye sıkıştıkça daha çok faşist  terör ve baskıya  baş vurmayı  tek çıkış yolu olarak görüyor.Kürtlere politika yapma yasağının yanında  ajanlaştırma,kontgerilla saldırılarıyla katletme,gözaltına alıp işkencede geçirip tutuklama, ceza yağdırarak  korku duvarları içine hapsetme yanında  kirli savaşın yolunu döşemeye çalışıyor.
 Nitekim Şubat ayında  Diyarbakır’da Barış istemleirni dillendiren 24 kadın Barış Annesi”devletin güvenliğini tehlikeye sokup,bölücülük yaptıkları” gerekçesiyle gözaltına alınarak tutuklanırken öte yandan ,Kars Ağır Ceza Mahkemesi, Kars’ın Digor ilçesinde 1993 yılında yürüyüş yapmak isteyen 17 kişiyi öldürmek ve 63 kişiyi yaralamaktan  yargılanana  8 Özel harket Timi  hakkında  berrat kararı veriyordu. 13 yıl sonra verilen kararda mahkeme heyeti, ateş açmanın “meşru müdafa sınırları içerisinde yapıldığına” hükmetti.Böylece kitle katliamı yapan kontrgerilal elemanları na kıyak yapılarak yenni katliamlar yapmak üzere sırtları sıvazlanırken, 24 Barış Annesi,barış istedikleir için zindana kapatılıyordu..Başı tülbentli, yürekleri acılı 24 kadını tutuklama gerekçesi ilginç;”Terörle Mücadele Yasası’na muhalefet ve örgüt propagandası” yapmak.
 Peki, ne yapmıştır bu 24 kadın; Ormanlık alanları, SİT bölgelerini yağmalayıp kendileirne Villamı yapmışlar?
 Naylon fatura düzenleyerek devleti mi dolandırmışlar? Çete kurarak, vatandaşı mı çarpmışlar? Kitabevine bomba mı atmışlar? Köylüleri kurşuna dizip toplu mezarlara mı gömmüşler?
Ne yapmış bu kadınlar? Başı tülbentli, yaşları ilerlemiş, yürekleri burkulmuş 24 kadın ne yapmıştır ki tutuklanmıştır? Hani Türkiye demokratikleşiyor, AB normları her yanı sarıyordu?
Bu anneler, silahlı çete oluşturarak esnafı, sanatçıları, şunu bunu haraca mı bağlamışlar?  Usulsüz kredi sağlayıp yandaşlarına kıyak çekip, Hazine’yi zarara mı uğratmışlar? 24 emekçi Kürt kadını ne yapmış, hangi kirli işe bulaşmıştır? Bunu açıklayacak bir  kimse varmı?Elbette yoktur.Çünkü kürt olmak  potansiyel suçlu olmak için yetiyor.
Onlar yıllardır her vesileyle ölen asker annelerine gidiyor, el ele veriyor, savaşın ve çatışmanın son bulması, Kürt sorununun demokratik yolla çözülmesini istiyorlar. Asker de gerilla da ölmesin diyor.
Bu suç mu?
Anneler, barış ve kardeşlik istiyor. Kan akmasın, çatışmalar son bulsun, operasyonlar durdurulsun, tecride son verilsin, siyasi bir genel af çıkarılsın, Kürt sorunu barış ve demokratik yollarla çözülsün, diyorlar.
Bu insani duygu ve bu namuslu davranışa faşizmin yanıtı ise zindan,kan ve zulüm  oluyor.
Daha fazla baskı,zulüm ve  tehditle Kürt emekçilerini terbiye edeceğini düşleyen kontr-gerilla cumhuriyeti sanıyor ki tutuklama ve tehditle  Kürt sorunu yok sayılacak yada unutulacak.Neki bugüne kadar böylesi saldırıların binlerecesi yaşanmış ama  Kürt sorununun inkar ve imhası politikasına çare olamamıştır.
 Özgürlük kavgasında çatışmada , cezaevinde , işkencede , dağda , şehirde katledilmiş  gerilların öyküleriyle içleri kan ağlayan, barış diyerek kendilerini sokağa atan Barış Anneleri’ne yönelik bu uygulama faşist MGK diktatörlüğünün aalet,demokrasi ve hukukda ne aldığını ortaya koyuyor.
 Diyarbakırlı 24 barış annesinin tutuklanmasına itirazları kabul edilmeyerek zindan da  kalmalarına karar verildi.Çünkü bu adalet ve  zaten hukuk işi değil. Adalet ve hukuk burjuvazi için  işliyor,emekçilere ise  baskı,şiddet ve  yasaklar düşüyor.Nitekim  Kürdistanın bir çok yerinde OHAL’i aratmayan baskı ,saldırı ve bir tutuklama salgını  yayılıyor .Tüm bölgede operasyonlar, ev baskınları,DTP binalarına baskınları, okul baskınları birbirini izliyor ve  gerilllar hünharca katlediliyor. MGK’nin toplantılarında alınan kararlara bakılırsa baskı, gözdağı ve şiddet bahar aylarında daha da artarak süreceğini gösteriyor.Keza Newroz kutlamalarına yönelik engelleme çabaları daha da artacak. Gelişmelerden çıkarılacak olan olgular faşist baskı ve teröörün artarak sürceğini gösteriyor.
 Faşist MGK diktatörlüğü, çete ve katliamcıların birer birer temize çıkarıp,yeni katliamlar yapmaları,Kürt özgürlük hareketinin ezilip dağıtılması için önlerini açarken, demokrasi ve özgürlük diyen Kürt emekçilerine  kan ve  zulüm reva görülüyor.Ama şunun altı bir kez daha çizilmelidir ki, nice  faşist katliamları,işkence ,tutuklama  zulmünü  direnişleriyle yere çalmayı başaran  Kürt emekçileri bu yeni faşist saldırı dalgasınıda  göğüsleyerek  özgürlük  yolunda inatla direnmeye devam edeceklerdir.







Bu haberin geldigi yer: DHB
http://www.halkinbirligi1.net

Bu haber icin adres:
http://www.halkinbirligi1.net/modules.php?name=News&file=article&sid=376