ANAYASA ZEMÝNÝNDE EGEMENLÝK SAVAÞI VE AKP’ÝN SAHTE DEMOKRASÝ ATRAKSONU
Tarih: 02.04.2010 Saat: 12:58
Konu: Baþ Yazý


AKP hükümeti hem emperyalist küresel sermayenin ihtiyaçlarýný gidermek ve hem de AKP’nin konumunu saðlamlaþtýrmak için Anayasa taslaðý hazýrlayarak meclise sundu. AKP her tarafý dökülen ve artýk egemen sýnýflarýnda ihtiyaçlarýný yanýtlamada sorun yaratan 12 eylül faþist Anayasasýnda bazý maddelerin deðiþimiyle yola devam etmek ve egemenlik savaþýmýnda iþçi ve emekçi yýðýnlar aldatýlarak yedeklenmek hedefleniyor. Aslýnda 12 eylül faþist anayasasýnýn özüne dokunmayan göstermelik bazý maddelerin düzenlemesini hedefleyen bir anayasa deðiþiminde demokratikleþme ve özgürlüklerin geliþimini beklemek saflýk olacaktýr. Çünkü demagoji ve göstermelik süslemeler bir yana býrakýldýðýnda, iþçi, emekçi ve Kürt halkýnýn istemlerine yanýt verne her hani yeni bir geliþme olmadýðý gibi pratikte aþýlmýþ olarak faþist ýrkçý  asalar korunarak aslýnda demokratikleþme adýna faþizmin inceltilmiþ haliyle pekiþtirmesi hedefleniyor.
 Örneðin AKP’nin  “en ileri demokratikleþme” diye emekçilere yutturmaya çalýþtýðý anayasa deðiþikliði taslaðý da Anayasanýn ilk 3 maddesi olduðu gibi korunuyor, Anayasanýn vatandaþlýðý tarif eden 66. Maddesinde, " Vatandaþlýk baðýyla baðlý olan herkes Türk’tür" tanýmýnda deðiþiklik yapýlmýyor. Yine Türkçe dýþýndaki dillerin eðitim dili yapýlmasýný yasaklayan 42. Maddeye dokunulmuyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini zorunlu ders olmaktan çýkarýlmýyor,  iþçi ve emekçilere örgütlenme ve eylem özgürlüðü tanýnmýyor, milletvekili dokunulmazlýðýnýn kaldýrýlmasý saðlamýyor,. seçim barajý düþürülüyor, TMK'nýn kaldýrýlmýyor, MGK'nin laðvedilmiyor b vb. Yalnýzca bunlar ile AKP’nin12 eylül faþist anayasasýnýn özüne dokunmadýðýný, göstermelik ve aþýlmýþ bazý düzenlemelerle, yýðýnlarýn gözüne kül serpmeye  çalýþýyor.  
Devlet yönetiminde kimin daha fazla söz sahibi olmasýný ve devletin küresel sermayenin ihtiyaçlarýný doðrultusunda yeniden düzenleyen Anayasa deðiþim paketi, iþçi,emekçilerin ve Kürtlerin çözüm bekleyen demokrasi ve özgürlü istemlerine yanýt verme yerine,  uluslararasý emperyalist sermaye ve iþbirlikçileri arasýndaki süren bir mücadele ve bunun gereksinimi olarak görülmesi gerekiyor. AKP ve hükümetini “demokrasi mücadelesi”nin gücü, dahasý bu mücadelenin baþýndaki güç olarak gösterenler, onun “Askeri darbe planlarý ve bunun için kendisine dokunana örgütlenmelere karþý yürüttüðü kavga”yý dayanak alýyorlar. “Seçimle gelenin meþru olduðu ve millet iradesini temsil ettiði” propagandasý buna eþlik ediyor. “Sivil siyaset üzerindeki askeri vesayet”e karþý durma da, bunlara göre “demokrat ve ilerici olma”nýn baþlýca kýstasýný oluþturuyor. Unutmayalým ki Hitlere seçimle iþbaþýna gelmiþ ve ardýndan neler yapmýþtý.
AKP ve yandaþlarý ergenekon ölümünü öne sürerek AKP sýtmasýný kabul etmeyi dayatýyor  Bu cenahta “birleþen”ler(!), birbiri ardýna servise konan darbe planlarý ve bu amaçlý olduðu belirtilen militarist-gizli örgütlenmeleri “demokratikleþme”nin baþlýca engeli gösteriyor. Sistemin yenilenmesi politikalarýna pürüz oluþturan “fazlalýklarýn kýrpýlmasý” operasyonlarýný sansasyonel kampanyalarla öne çýkararak halka karþý saldýrý, baský, faþist terör, iþkence ve caniyane politikalarý “sivil” ve öyle olduðu için de “meþru” gördükleri güçlerden baðýþýk gösteriyor, “dalga-dalga” yürüyen gerici güç hesaplaþmasýnýn “sivil tarafý”nda bir tür darbe tetikçiliði de yapýyorlar.
Peki Erdoðan hükümeti ne tür bir “demokratikleþme” politikasýna sahip. Hangi iliþkilerin ve düzenlemelerin ürünü; bu iliþki ve düzenlemelere karþý tutumu nedir? Hükümet politikalarýný demokratik ve halktan yana; ona karþý muhalefet ve mücadeleyi ise “darbecilikten yana”-”antidemokratik” göstererek halk kitlelerinin siyasal-sosyal demokratik taleplerinin bu gerici güç çatýþmasýnda, hükümetten yana yedeklenmesi için burjuva entrikacýlýðýnýn tüm maharetini sergilemekte birbirleriyle yarýþan liberal yazar ve politikacýlarýn fersah fersah kaçtýklarý, bu sorularýn yanýtlarýdýr.
Bu bakýmdan, AKP ve hükümetinin “nerede durduðu”nu ‘özetin özeti’ olarak ve bir kez daha belirtmek gerekiyor: AKP ve hükümeti 12 Eylül ürünü siyasal-askeri-sosyal düzeni sürdürüyor mu; evet. Cuntanýn silah gücüyle gerçekleþtirdiði düzenlemeleri basamak edinerek halk kitlelerine karþý iþbirlikçi tekelci sermayenin savunulmasýný esas alýyor. Kenan Evren’in “son nefesinden önce” sokaklara düþerek minnettarlýðýný dile getirdiði Doðramacý’nýn militarist YÖK düzenine cansiperane sahip çýkýyor. RTÜK gibi merkezi sansür kurumlarýný ayakta tutuyor mu, evet; Cunta koþullarýnda uygulanma olanaðý bulan 24 Ocak kararlarý bu hükümet ve ardýndaki uluslararasý ve baðlý büyük sermaye tarafýndan geniþletilerek uyguluyor. Özelleþtirme, taþeronlaþtýrma uygulamalarý AKP tarafýndan geniþletilerek sürdürülüyor !
AKP hükümeti ve ardýndaki güçler, halk kitlelerine, özellikle de Kürt özgürlük direniþine ve emekçilerin öncü ve devrimc kesimlerine karþý caniyane politikalar izleyen ve binlerce “faili meçhul” cinayete imza atan kontrgerilla, JÝTEM, özel kuvvetler, korucular gibi militarist sistem kurumlarýnýn saldýrý, sabotaj ve katliamlarýnýn soruþturularak açýða çýkarýlmasý ve suç çetelerinin tüm sorumlularýnýn halka hesap vermesi talebini geçiþtirip, bu yöndeki mücadelenin üzerine polis ve askeri kuvvetleri sürmeye devam ediyor!
Baþbakan, AKP  hükümeti ve liberal destekçilerinin “darbe karþýtlýklarý”nýn en önemli güvencesi ve dayanaðýný ABD oluþturuyor mu; evet! Baþbakan ve hükümetinin sözcüleri, hemen tüm sermaye yazarlarýnýn “ABD bugünkü koþullarda darbe istemiyor ve Baþbuð Paþa’nýn kurmayý da ayný görüþte” þeklinde tarif ettikleri konjonktürel durumdan güç alarak konuþuyorlar. ABD’nin uluslararasý ve bölgesel politikalarýyla uyumlu olmanýn saðladýðý güç ve avantajý kullanýyor. “Asker vesayetine karþý cengaver ataklarý”nýn; ABD’nin dolaysýz dahliyle; onun ordu üzerindeki ve içindeki varlýðýyla ve enformasyon silahý olarak kullandýðý “sivil” araçlarýyla (basýn vs.) beslendiðini görmeyenler ve bu durumun da geçici ve þarta baðlý olduðunu; sivil ya da askeri darbeleri gerekli ya da gereksiz kýlanýn devrimci kitle hareketnin duurmu ve güç iliþkileri olduðunu unutanlar, aptallýk ölçüsünde gerçeklere göz kapamýþ olacaklardýr.



“Askeri darbelere ve asker vesayetine karþý” sözümüz ona demokrasi mücadelesi verdiðini söyleyen hükümet, 12 Eylül askeri cuntasýnýn Anayasal düzenini, oluþturduðu siyasal-hukuksal sistemini reddediyor mu; 12 eylül faþist rejimin yasa ve tüzüklerini, siyasal partiler ve seçim yasalarýný gayrimeþru sayýyor mu; Yine 12 eylül faþist darbe sinin, askeri vesayet ve dikta sisteminin düzenlemelerinden alýnan güç ile iþlenen cinayet, iþkence ve katliamlarýn soruþturulmasý talebine olumlu bir yanýt veriyor mu; hayýr! Öyleyse, bu ne biçim demokratikleþmedir, nasýl bir demokrasi anlayýþýdýr?
AKP ve hükümetinin sözünü ettiði ve yardakçýlarýnýn destek verdikleri “Anayasa deðiþikliði”, örneðin söz-basýn ve örgütlenme özgürlüðünü, Kürtlerin ulusal hak eþitliði taleplerinin karþýlanmasýný, devletin dini inançlardan elini çekmesi ve Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý gibi “devlet dini örgütleri”nin ortadan kaldýrýlmasýný, özel kuvvetler, korucular, JÝTEM gibi militarist ve halka karþý þiddet örgütlerinin daðýtýlmasý ve suç iþleyenlerden hesap sorulmasýný içermiyor. Emekçilerin tüm hak ve özgürlüklerinin temel alýnacaðý politik özgürlüklerin önünü açan demokratik bir anayasa ihtiyacý ve talebine AKP hükümetini kulaklarý ve gözleri kapalýdýr. Bu yöndeki mücadeleye karþý zor güçlerini tetikte tutmayý bir an olsun ihmal etmiyor.
Öyleyse, bu sözüm ona demokratikleþme çatýþmasý demokrasiye iliþkin deðildir. Bu çatýþmadan demokrasi doðmaz. Devlet güçleri arasýnda yaþanan gerginlik ve çatýþmalarý, “Demokrasi ile diktatörlük; milli irade ile askeri vesayet arasýndaki çatýþma” olarak gösterenler, halk kitlelerini bu çatýþmanýn bir tarafýna yedekleme çabalarýnýn yaný sýra, devletin sermaye ve halk düþmný karakterini örtbas ediyor, hakim sýnýflar ve temsilcilerini çatýþmasýz bütün olarak da sunuyor; bir sistemin demokratik olmasýnýn halk kitlelerinin siyasal-sosyal ve iktisadi taleplerinin karýþlanmasýyla baðdaþýr olmasýna baðlý olduðu gerçeði ve kýstasýný gizlemeye çalýþýyorlar. AKP’nin ülkenin demokratikleþmesi için çaba gösterdiðini söyleyenlerin itina ile üstünü örttükleri ve görmezden gelinmesini istedikleri, onun izlediði politikalarýn iþçi sýnýfý ve emekçi halk kesimlerinin talep ve haklarýyla zýtlýðýdýr.
“Yaþananlarýn demokratik bir geliþmeye iþaret ettiði” söylemi bir çarpýtmadýr. AKP, “demokratikleþme” adýna TRT, RTÜK, YÖK, YSK gibi kurumsal güç ve otorite kullanýcý aygýtlarý hizaya getirdi.. Bu yolda ilerlemek, Anayasa Mahkemesi, HSYK üzerinde de otorite olacaðý bir sistem oluþturmak istiyor. Gündeme getirdiði “Yargý reformu ve Anayasa deðiþikliði ihtiyacý” bu hedefle baðlýdýr. Baþbakan ve “adamlarý”, “Yargý baðýmsýzlýðý”ný AKP ve hükümetine ve Fethullahçýlýða güç veren yargý kararlarýyla bir tutuyor. Hükümet politikalarýyla Fethulahçý cemaatlerin ve ABD baþta olmak üzere emperyalistlerin çýkarlarýna aykýrý düþen kararlar söz konusu olduðunda ise, “yargý tahakkümü”, “ yargý diktasý ” üzerine söylevler yoðunluk kazanýyor.
Taraflarýný çeþitli sermaye kesimlerinin ve onlarýn besleme liberal savunucularýnýn oluþturduðu “Deðiþim”,“statüko” ve “demokratikleþme” üzerine güncel/aktüel tartýþma hakim sýnýflar ve kurumlarý arasýndaki otorite savaþýna baðlanmýþtýr. Bu tartýþma, sistem ve kurumlarýnýn iliþkileri sýnýrlarýnda yürütülmekte, iþçi ve emekçilerin talep ve çýkarlarý dýþlanarak sürdürülmektedir. Tümü de kapitalizmin kurumlarý/güçleri içinde yer alan sivil - askeri kesimlerin bir bölümünü “statükocu”; diðerlerini “demokrasi taraftarý” göstererek, halký sistem yararýna aldanmaya sürükleme özelliði taþýmaktadýr.
Aslýnda bu bir emekçiler için tuzaktýr. Panzehiri ise, politik özgürlüklere en fazla ihtiyacý olan iþçi sýnýfýnýn, kent ve kýr emekçilerinin, Kürtleri, dahasý tüm ezilen, sömürülen ve baský altýnda tutulan kesimlerin, burjuvazinin tüm bu kuvvetlerine karþý, ve onlar arasýndaki çatýþmalardan da yararlanmasýný baþaracak þekilde, bir iþçi, emekçi ve Kürtlerin demokrasi ve özgürlük hattýn da birleþmek ve faþist 12 eylül Anayasa’nýn törpülenmesi deðil, tümden çöpe atýlmasý ve AKP’nin anayasa deðiþikliklerinin sahte demokratik özünün açýða serilmesi gerekiyor.







Bu haberin geldigi yer: DHB
http://www.halkinbirligi1.net

Bu haber icin adres:
http://www.halkinbirligi1.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2169