FAŞİST IRKÇI ŞOVENİST DALGAYA KAŞI DURALIM
Tarih: 15.01.2010 Saat: 16:33 Konu: Kürdistan
Faşist diktatörlük Kürdistan'daki saldırılarını ve devlet örgütlenmesini Kürt halkına karşı pekiştirmeye devam ediyor. Türk işbirlikçisi tekelci burjuvazisi ve büyük toprak sahiplerinin faşist devleti bu çabalarını pek çok yönteme başvurarak sürdürüyor. Generallerin önderliğinde bitmek bilmeyen operasyonlar, filli OHAL’ın uygulamada olması, DTP’nin kapatılması, BDP’ye yönelik operasyonlar ve KCK örgütlenmesini dağıtma adına onlarca kişinin gözaltına alınıp tutuklanması, profesyonel orduya gidilme hazırlılıkları, sınırda tampon bölge oluşturma çabaları faşist çetelerin önünün açılması, linç kampanyaları vb. faşist diktatörlük daha uzun süre sürdürmek amacında olduğunu gösteriyor. Bu faşist baskılar ve kuşatma kirli savaşla birleştirmiş durumda ve Kürdistan 'da uygulamaya sokulmuştu. Bu faşist baskı ve kuşatma faşist Türk devleti yararına Kürdistan da ikili işlev görüyor. Faşist diktatörlük bu yolla, bir yandan Kürt ulusal savaşımını tamamen ezmek, dağıtmak Kürt köylü ve kentli emekçilerini uzun süreli bir yılgınlığa bağlamak, onların devrimci savaşıma katılmasını engellemek ve bağlı olarak diğer devrimci örgütlenmelerin eylemliliğini yok etmeyi hedefliyor. Diğer yandan , bu saldırılar içinde uzun erimli hedefler güdüyor. Bugünkü bölge ve dünya koşulları içinde, diri bir güç olarak ayakta kalan ve gelişme potansiyelini kendisinin de fark ettiği, olası Kürt ulusal hareketine karşı, şimdiden karşı-örgütlenmeler geliştiriyor. ''Köy koruculuğu'' yarı-resmi faşist milis ve ajan ağı örgütlenmesi, faşist Özel vurucu timler örgütlenmesi, ücretli uzman jandarma örgütlenmesi, özel kolordu örgütlenmesi, devlet yanlısı sivillere silahlanma serbestliği, bu karşı örgütlenmenin başlıcalarıdır. Bu karşı örgütlenmelerle, gelecekte daha da yükselecek Kürt ulusal hareketinin bastırılmasını güvenceye alırken, Irak Kürdistan’ı ve Kerkük-Kandil bölgesine girişeceği işgal saldırısında, yada cephe gerisinde kalacak Kuzey Kürdistan 'da rahat nefes alabileceğini hesap etmektedir. Faşist diktatörlük, bu araçlarla Kürdistan'da hem ezme ve yıldırma eylemini yürütüyor, hem de bu aynı eylem içinde geleceğe ve Irak Kürdistan’ı ile Kerkük-Kandile olası bir müdahale için hazırlanıyor. Bugünkü ezme ve yıldırma eyleminden faşist gerici işgalciliğin ve faşizmin barbar pek çok yöntemine baş vurmaktan geri durmuyor. Kürdistan köylerine komando birlikleri, JİTEM, vurucu timler ve ''köy koruyucusu'' milislere saldırtarak yığınsal işkencelere, geniş çaplı tutuklamalara, kent ve kasaba merkezlerinde sınırsız terör havası estiriyor. Kürdistan ' da silahlı eylem yürüten Kürt ulusal hareketi PKK ve devrimci hareketin militanlarını vahşice katledip, kanını içtiği Kürt yurtseverleri ve devrimcilerin cesetleriyle yığınları yıldırmaya, gözünü korkutmaya çalışıyor. Bu saldırılarında özel eğitilmiş vurucu timleri, Jitem vb. kullanıyor. Yine bu özel eğitilmiş vurucu timler, kentlerde ve köylerde ördüğü ihbarcılar ağıyla, provokasyonlara girişmekte bu yolla saptadığı ilerici ve yurtsever insanları işkencelere çekmekte, zindanlara tıkmaktadır. Geçmiş Kürt ulusal isyanlarına karşı bastırma saldırıları ve despot Abdülhamit dönemindeki Hamidiye Alayları örneklerinden esinlenerek ve Orta ve Güney Amerika faşist diktatörlerinin yarı-resmi ölüm mangalarını örnek alarak, faşist diktatörlük '' Köy koruculuğu '' milis örgütlenmesini geliştirdi geliştirmektedir. Bu yarı-resmi faşist milis örgütlenmesiyle, Kürdistan köylerinde tam bir terör estirmekte, aşiret ve kan davası çatışmalarını körükleyerek, yol açtıkları öldürme eylemlerini soruşturmayarak, çetelerin önünü açarak, kendi yanlısı sivil kesimlerin silahlanmasını serbest bırakarak saldırılarını sürdürmektedir. Sömürge valiliği modeline göre yetkilerle donatılan Valilikler, bu yarı-resmi milis örgütlenmesinin ne denli yararlı olduğunu, söylersek 70 bine çıkarıldığını ve sürekli kılınıp daha teknik araçlarla donatıldığını, askeri güçlerde olmayan araziyi ve halkı tanıma üstünlüğünün bu yolla elde edildiğini de ele geçirdiklerini küstahça anlatmaktadır. Faşist diktatörlük, Kürdistan'daki bu saldırıları içinde karşı-örgütlenmelerini ustalaştırarak geliştirmektedir. Bugün devam eden Özel Valilik, ücretli uzman jandarmalık, köy koruculuğu, ve başından beri planladığı özel kolordu örgütlenmelerini profesyonel ordu haline getirme ve Kürdistanı parçalara ayıran sınırda tampon bölge kurma planıyla tamamlamaktadır . Kuşkusuz bugün uygulanan ve öngörülen tüm bu faşist militarist örgütlenmeleri yalnızca bugünle değil, yarınla da bağı vardır. Faşist diktatörlük, bugün Kürt ulusal hareketi ve Kürt emekçilerinin savaşımını ezdiği gibi, büyük bir moral bozukluğu, yılgınlık ve teslimiyet yaratarak ulusal özgürlük direnişini ezip dağıtmayı; Suriye, Irak ve İran Kürdistan’ın' da Kürt ulusal savaşımının Türkiye Kürdistan’ı ulusal savaşımıyla buluşmasını önlemeyi; Irak Kürdistan'ı yönetimini yedekleyerek PKK hareketini ezip dağıtmak için cephe gerisini hazır tutmayı amaçlamaktadır.
Tüm bu amaçları önde olmak üzere Kürdistan'da baskı ve terörü yoğunlaştıran faşist diktatörlük, bir diğer amacı olan devrimci ve Kürt özgürlük hareketinin eylemlerini vahşice ezmeyi de gütmekte, ama özellikle PKK’nın meşru savunma eylemlerini, arsız bir demagojiyle kullanarak ön plandaki amaçlarını, uzun erimli amaçlarını geniş Kürt emekçi yığınlarından gizlemeye ve Türk emekçi yığınlarını ise, politik destekçisi yapmaya çalışmaktadır. Faşist diktatörlük Generaller yönetimde sürdürdüğü faşist baskılarına diğer egemen sınıf ve burjuva partilerinin kirli savaşa destek verdikleri gibi, her türlü baskı ve zulmü, desteklemekten geri durmamaktadır. Kürt özgürlük hareketine karşı bu arsız demagojisine AKP’de başvurmakta, ''daha etkili'' önlem istemekten geri durmamaktadır. Faşist diktatörlüğün Kürdistan'da ki saldırı ve katliamlarına generallerle birlikte desteği vermektedir. CHP: İşkenceye ''köy koruculuğu" ve devlet yanlılarının silahlandırılmasına karşı çıkmadığı gibi, Generallerin inkar ve imha politikasına destek olduklarını, Bölge Valiliğinden özel kolordu örgütlenmesine ,Özel tim ve Jitem örgütlenmesini diğer faşist baskıları desteklemekte, Kürt ulusal haklarını savunmamaktadır. Dahası, Kuzey Kürdistan'ı Türk burjuvazisinin malı gibi gören Türk şovenizmi politikasını olduğu gibi savunmaktadır. Türk işçi sınıfı ve emekçilerinin devrimci çıkarı, Kürdistan’daki tüm baskı terör ve karşı-örgütlenmelere en önde karşı durmaktır. Faşist diktatörlüğün gelişmekte olan demokrasi ve sosyalizm kavgasını ezmede başvuracağı demagojik bahanelerin başında bu kez Kürdistan ve Irak Kürdistan’ı, Kerkük–Kandil operasyonları gelmektedir. İşçi sınıfı, daha bugünden Kürdistan da ki Fiili OHAL, Bölge Valiliği, örgütlenmesi, Özel Vurucu Timler, Ücretli Uzman Jandarmalık vb. gibi baskılar karşı sesini yükseltebildiği ölçüde kendi demokratik haklarını kazanacak, kazandıklarını geçici de olsa koruyabilecek, olası Irak Kürdistan-Kerkük seferlerine ve bunların Kürdistan’a yönelik yeni operasyonları bahane olarak kullanmasını engelleyebilecek, böylesi seferleri de o ölçüde engelleyebilecektir. O halde, ''Kürdistan da Kirli savaşa Hayır, Ücretli Uzman Jandarma Kaldırılsın, Köy Koruculuğu Dağıtılsın, Baskılara, İşkence ve Teröre Son'' şiarlarını yükseltelim. Kürt ulusuna aynı devlet kurma örgütlülüğü dahil tüm ulusal hakları için savaşı omuz omuza yükseltelim !
|
|