SUÇA İTİLEN ÇOCUKLAR KİMİN ESERI
Tarih: 15.01.2010 Saat: 16:29
Konu: Gençlik Yıldızı


Herşeyin paraya tahvil edildiği ve vahşi kapitalizmin sınır tanımaz sömürü çarkını  hızlandırdığı Türkiyenin büyük kentlerinde, parlak ışıklı görkemli meydanlarında yoksullukta kemikleri sayılan küçük çocuklar dileniyor.
Yoksulluğun sınır tanımazda derinleştiği, işsizliğin görülmemiş boyutlara yükseldiği koşullarda sosyal devletin yerinde yeller eserken 'dilencilik kültürünün rant mekanizması' geçer akçe oluyor  ve haliyle  'dilenmek' olağan bir hal alıyor.
 Bugüne kadar kamusal varlıkları yok pahasına yerli ve yabancı tekellere peşkeş çeken hükümetler elde satılacak birşey kalmayınca, topluma değil bireye satacağı paralı hizmetlerin peşinde koşmayı doğal sayar hale geldi.
 Biliyoruz ki, kapitalizm için kar getirmeyen hiç birşey değer taşımaz. Haliyle ticarileşip, kara dönüşmeyen bütün kamusal sorumluluklar, başta çocuklar olmak üzere sokağa atılmalıydı. Parası olanın yaşadığı olmayanın  topluma dışına itildiği vahşi kapitalizm koşullarında toplumun geleceği olan çocuklara bakılması ve sahip çıkılması mümkün olmuyor.
  Devletin Kürdistanda yürütmüş olduğu kirli savaş nedeniyle yakılan yıkılan köylerde batının metropol kentlerine göç etmek zorunda kalan onbinlerce Kürt emekçisi yoksulluk ve sefalet nedeniyle çocuklarına bakamaz halde buluyorlar. Bu durum çocukların yaşamak için  vahşi kapitalizmin teslim aldığı metropol kentin  sokaklarında  'çocukluk' üzerinden rant örgütlenmesine zemin yaratıyor. Yalnız Kürdistan da göç edenler değil yoksulluk nedeniyle Karadeniz, OrtaAnadolu kentlerinde yoksullar ekmek için metropollere akıyorlar.  Devlet işsiz, yoksulluk  milyonlara iş, ekmek bulma yerine işe yaramayan bol nasihat veriyor.  Ekmeğin aslanın ağzında öteye midesinde olduğu İstanbul, İzmir, Ankara vb. gibi kentlerde yaşamak ve ayakta kalmak zorlu bir mücadeleyi gerekli kılıyor.
 Örgütsüz ve bilinçten yoksun emekçileri bin bir bela bekliyor büyük kentlerde. Ekonomik, sosyal, kültürel, mekansal ve siyasi dışlanmaya maruz bu emekçi kesimlerin' yoksulluğu' metalaştırılarak piyasaya sunulduğuna tanık oluyoruz.
 Devlet ve AKP hükümeti önce yoksullaştırıp sonra, yardım paketleriyle halka ne kadar sahip çıktıkları görüntüsü veriyor. 'Metalaşan yoksulluğun' satışında 'yalvararak dilendirilen''çocukluk çok karlı işkolu olup çıkıyor.Kapitalizmin bütün evreleri çocukluğa düşmandır.Dahası açlık ve yoksulluğun temsili çocuklar kentin bencil şefkat kırıntılarını toplamaya memur edilmiş 'küçük para makineleri gibidir adeta.
Vahşi kapitalizmin 'doyurulamayan açgözlülüğünün' 'dilencilik kültürüyle olan ilişkisi daha da netleşiyor. Devletin, sosyal sorumluluğun bittiğinin müjdesini sokaktaki küçük dilenci ve satıcılar bildiriyor.
Haliç refüjünde ağır yaralı bulunan 5 yaşındaki B.K. 3 yıldır sokaklarda çalışmaktaydı.


Onu öldüresiye döverek yaralayanlar 11 ve 12 yaşında iki çocuktu. Küçük mendil piyasasındaki rekabet mafya yapılanmanın küçük B.K.'ya cezasını vermişti. Çok küçük yaşlarda tanıdıkları 'adaletsizlik' onlar için sınanmış hayat bilgisiydi. İçlerindeki 'ezikliği' küçük B.K.'yı döverek çıkarmaya çalışmışlardı. B.K onların bölgesinde mendil sattığı için ölümü hak etmişti.
Şehir 'sokak rant kanunlarını' yetişkinlerden öğrenen, 'çocukluğu' hem kurban hem suçlu kılan kapitalist sistem kendi acımasızca kurallarıyla işliyor. Sokak sektörünün satıcı, dilenci, çöp toplayan çocukları kararmış akıbetlerine doğru ilerliyor.
Sistemin ezip un ufak ederek kapitalist sistemde tutunamaz hale düşürülen emekçilerin çocuklarının yüzüne hayatın ağır demir kapısı bir ceza gibi kapatılıyor. 'Acıların çocuğuna' meftun toplumsal zihnimizdeki 'çocuk imgesi' kapkara ve sevimsiz olarak yansıyor.
 Büyük kapitalist kentlerin  girdaplarına fırlatılmış 'çocuklar' geçici merhamet kuşatmasını aşamıyor. Psikologlar, sosyal hizmet uzmanları resmi geçidinden sonra çocuklar 'müebbetlerine' kaldıkları yerden devam ediyor.
Geleceğin 'Tanrı-Kenti' ve suç gettolarının inşaatına taş yığıyor sistem.
Sahiciliği olmayan 'çocuk sevgisi' her fırsatta dillendiren ülvi kültürüne 'çocuk dilendirmeye' göz yummak ile çocukları büyüklerin hapishanesinde tutmak da yerleşti. Çocukluğun bu kadar 'suçlu' ilan edildiği bir ülkede kapitalist sistemin 'masumiyeti' çok sahte ve iki yüzlü değil mi ?






Bu haberin geldigi yer: DHB
http://www.halkinbirligi1.net

Bu haber icin adres:
http://www.halkinbirligi1.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2042