
DEVRİMCİ ÇALIŞMANIN DİNAMOSU DEVRİMCİ DİSİPLİNDİR
Tarih: 15.07.2009 Saat: 13:35 Konu: İnşamız
Disiplin olayına yaşamın hemen her alanında rastlıyoruz. Bir fabrikada, bir spor faaliyetinde ya da bir askeri kurumda ve yaşamın pek çok alanında. Disiplin olmadan bir faaliyetten verim alabilmek, o faaliyeti sürdürebilmek mümkün değildir. Bir fabrikayı düşünelim. iş disiplini olmadan üretim yapılabilir mi? Herkes belli bir saatte işbaşı yapmak, üzerine düşen görevleri yerine getirmek ve belirli bir verim düzeyinde çalışmak zorundadır. iş disiplininin önemi, özellikle otomasyon üretim yapan fabrikalarda daha belirgindir. İşçiler, 'benim canım ne zaman isterse o zaman işbaşı yapanın, canım hangi işi yapmak isterse onu yaparım" ya da "bugün canım hiç çalışmak istemiyor" vb diyemez. Tabi işinden olmak istemiyorsa. Dolayısıyla, iş disiplininin olmadığı bir fabrikada üretim yapabilmek, verim alabilmek mümkün değildir. Burada işçileri disipline uymaya zorlayan şey, ekmeğini kazanma ve işinden olmama kaygısıdır. Bir spor faaliyetinin de disiplini vardır. Örneğin, bir futbol maçında herkesin oynadığı bir mevki vardır ve sporcu bu mevkinin gerektirdiği oyunu oynamak zorundadır. Bir kaleci oyun içinde kalesini terk edip ileri uçta top koşturamaz. Yine bir orduda da sert ve sıkı bir askeri disiplin görüyoruz. Bu askeri disiplin gereklidir, Çünkü bir savaşta disiplinsizliğin sonuçları insan hayatıyla ödenir. Disiplinin olmadığı bir ordu savaşamaz ve yenilgiye mahkumdur. Ancak, sömürücü sınıfların elindeki ordularda bu sert ve sıkı disiplin, ceza tehditi ve zor uygulanarak sağlanır. Orduların savaşından çok daha kapsamlı, karmaşık, zor ve amansız bir savaş olan sınıflar savaşı yürüten, sınıf savaşının genel kurmayı olan komünist partisinin; bu savaşımını yürütebilmesi, başarıya ulaştırıp devrimle taçlandırması için, çelikten bir disipline sahip olması gerekir. Çelikten bir devrimci disipline sahip olmayan komünist partisinin, değil sınıf savaşını yürütmek ve zafere ulaştırmak, kendi varlığını sürdürebilmesi bile mümkün değildir. Böyle bir parti düşmanın her düzeydeki ve nitelikteki saldırıların altında kısa zamanda dağılır ve yok olur. Bu dağılma ve yok oluşu, sadece kadroların düşman saldırılarıyla imhası ya da tutsak edilmesi olarak değil, dönemin görevlerinin üstesinden gelememekten dolayı dökülmeler, sağa ya da sola ideolojik savrulmalar biçiminde de görmek gerekir. Komünist partisinin bu disiplini, esasen gönüllü ve bilinççi bir disiplindir. Yani sınıf savaşımını ve bu savaşımın gereklerini kavramaktan gelen bir disiplindir. Özgürlük, sosyalizm ve komünizm davası için dövüşmek isteyen her komünist, çelikten bir disiplin olmadan zafere ulaşmanın imkansız olduğunu bilir ve bu bilinçle çelik disipline gönüllü olarak uyar ve uygular. Buraya kadar disiplin üzerine çok genel hatlarıyla ortaya konanları, komünist harekete en yeni katılan unsurların dahi bildiğini söyleyebiliriz. Ancak, bunları bilmek tek başına bir şey ifade etmez. Sorun, bu çelikten disipline ne kadar uyduğumuz ve daha da genişletirsek yaşamımızı, faaliyetimizi ne kadar devrimci disiplin altına aldığımız, bu disiplini ne kadar yaşadığımız sorunudur. Yaşamımızda ve faaliyetimizde devrimci disiplini hakim kılmanın bilinçle doğrudan bir ilişkisi vardır. Örneğin çevremizdeki bazı ilişkilerde görmüşüzdür. Bir iş verilince içine canla başla sarılıp yerine getirmez, savsaklar, erteler. Karşılaşılan zorlukları aşmak için ısrarlı ve disiplinli bir çaba harcamaz. Bir faaliyet yürütür ama disiplinden yoksun, rastgele, dağınık ve verimsizdir. Bir plandan ve hedeften yoksundur. Fabrikadaki işine ya da öğrenciyse okuluna zamanında gider ama verilen bir randevuya rahatça geç kalabilir ya da uyuya kaldığımızdan, zamanı unuttuğundan gelmeyebilir. Fabrikadaki isini ciddiyetle yapar ve belirli bir verimlilik düzeyinde ya da öğrenciyse sınıf geçmek için| ders çalışır, ama Örneğin kendini geliştirmenin bir yönü olan devrimci teoriyi öğrenme işini savsaklayabilir. Bir türlü düzenli kitap okuyacak zamanı yaratamaz. Böylesi insanlara bir günlük programını ve geçirdiği bu bir günün ne kadarını disiplinli bir devrimci faaliyete; ne kadarını uyku, kahvehane, boş sohbetler vb. harcadığını sorun. Alınan cevaplar; bu insanların ve onların bulundukları alanlarda faaliyetin neden istikrarlı bir gelişme göstermediği konusunda doyurucu.fikirler verecektir. Komünistlik, bir anlamıyla devrimci faaliyette karşılaşılan büyütecek her türlü zorluğun karşısına kararlıca dikilmek, yaratıcı, ısrarlı ve disiplinli bir çabayla zorlukları çözerek aşmaktır diyoruz. Aşılan her zorluk faaliyeti geliştirirken, komünisti de ilerletir-çelikleştirir. Ancak, disiplinli bir çaba olmadan zorlukların aşılması mümkün değildir. Disiplinsiz bir caba, dağınık ve verimsiz bir çabadır ve her şeye rağmen bazı gelişmeler elde edilse bile, bu gelişmeler sağlam ve kalıcı olmazlar. Ve sonuçta öyle bir aşamaya gelinir ki, aşılamayan ve biriken zorluklar karşısında mızmızlamayla başlayan (şunlar niye yok, bunlar niye yapılmıyor, burada gelişme olması için daha çok olanak sunulması, daha çok insan verilmesi lazım vb) bir karamsarlık kaçınılmaz olarak gelişir. Disiplinsizlik karamsarlığı beslerken, karamsarlıkta disiplinsizliği geliştirir. Bu karşılıklı etkileşim, müdahale edilmediği taktirde 'bu halktan adam olmaz" tespitlerine ve öte yandan devrimci görevlerin ve karşılaşılan zorlukların altında ezilerek mücadeleden çekilmelerle sonuçlanabilir. İşte, devrimci disiplini faaliyetinde ve yaşamında hakim kılamayan her unsurun varacağı nokta budur. Fabrikada işten çıkarılma tehditi; öğrenciyse okuldan uzaklaştırılma, ceza yeme, dayak yeme vb tehditler ya da sınıfını geçme arzusu bu unsurları belli bir disipline sokuyor; ama, bu kanlı ücretli kölelik düzenini ve onun terörle-zulümle ayakta duran faşist diktatörlüğünü yıkmak, geleceğimiz için, özgürlük ve sosyalizm için dövüşmek, devrimci idealler bu unsurları devrimci disipline sokamıyor.
Ceza ve tehdit ya da kısa vadede elde edilecek bireysel kazanımlar, kendisinin insanlığını tüketen, köleleştiren gerici ve faşist disiplinlere uymasında ettiği oluyor. Ama, kendisini özgürleştiren, insanlığını geliştiren devrimci mücadele, özgürlük ve sosyalizmin kazanılması ve daha pek çok devrimci değer, onun yaşamında, faaliyetinde devrimci disiplini hakim kılmasında yeterli motivasyonu sağlayamıyor. Açıktır ki bunun özündeki sebep , bu tip unsurların özgürlük ve sosyalizm kavgasını ve onun değerlerini yeterince bilince çıkartamamış ve devrimci yaşamı içselleştirmemiş olmasıdır. Devrimci disiplini şu yada bur düzeyde eksik yaşayan insanları çevremizde her zaman görebiliriz. Devrimci disiplinin eksik yaşanışı yalnızca çevremizde değil, esasen kendimizde de aramalı “ acaba devrimci disiplini faaliyetimde ve yaşamımda ne kadar uyguluyorum, bu disiplini ne kadar yaşıyorum” sorusunu her zaman kendimize sormak ve olumlu yanıtlar verebilmeliyiz.
|
|