DHB - YURTLARDA DEVRİMCİ ÇALIŞMANIN ÖNEMİ

Türkiye ve K. Kürdistan'da orta dereceli ve yüksek öğretim kurumlarına bağlı onlarca yurt mevcut. Bu yurtlarda onbirlerce öğrenci kontenjanı var. Yurtlarda kalan öğrencilerin çoğunluğunu, emekçi aile çocukları oluşturduğu için, bu alanda önemli ekonomik, sosyal, politik sorunlar yoğunlukla yaşanır. Bu nedenle öğrenci gençlik mücadelesini geliştirmek için, yurtlara özel bir önem verilmelidir. Yurtlarda her bakımdan karşımıza çıkan somut durum, gençliğin akademik-politik mücadelesini geliştirmek isteyenler için, bu alanın ne kadar önemli olduğunun açık bir göstergesidir.

Genç komünistler, yurtlarda mücadelenin önemini kavramak açısından, bugün semt çalışmasının işçi smıfının mücadelesini geliştirmek için önemli bir çalışma alanı olduğunu hatırlayarak hareket etmelidirler .Yurtlarda verilecek mücadele kampüse bağlı yürütülürse -ancak üniversite genelinde- öğrenci gençliğin mücadelesi gelişecektir .Genç komünistlerin bu bilinçle emekçi çocuklarınm çoğunluğu oluşturduğu yurtlara yönelmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Yurtlarda mücadeleyi geliştirmenin gerekliliğini,yurt öğrencisinin içinde bulunduğu koşulları irdeleyerek açıklamaya çalışalım. Bugüne kadar yurtlara, devrimci-komünist öğrenciler olması,gereken duyarlılığı göstermediler .Bir çok okul ve üniversiteye göre, yurtlardaki mücadele daha hızlı kitleselleşmiştir.Üstelik iyi bir örgütlenmeyle, akademik demokratik mücadeleye katılım daha hızlı gerçekleşir . Mücadelenin hızlı gelişimi sonucu devlet-yurt idare- polis işbirliği, faşist kadroların yönetim birimlerine yerleştirilmesi vb yöntemlerle, üniversitenin tümünde olduğu gibi, yurtlarda da somut önlemler almıştır.
Öte yandan, yurtlardaki kışla disiplininin, öğrencilerin doğal yaşamına kadar girmesi, ihtiyaçlarını giderecek olanaklarm yetersizliği ve var olanların sağlıksızlığı yurt öğrencisinin en önemli sıkıntılarıdır .Ailesinin yanında kalan bir öğrenci, görece, daha iyi bir yemek, banyo uyuma, ders çalışma koşullarına sahipken, yurtta kalan öğrenci bu olanaklara bile yeterince sahip değildir .Memleketinden ve kendi doğal çevresinden uzak olması, onun diğer bir sıkıntısıdır. Ancak bu durum yurt öğrencilerinin bir birleriyle kaynaşmasını hızlandınrken, bu süreçte oluşan bağ, çok doğaldır ki, onlarm olaylar karşısında da ortak tavırlar takınmalarını koşullandırır.Kendisine bir biçimde yön vermeye çalışan yurt öğrencisi de doğal olarak bir gnıba girmek ister. Önceki yaşam biçiminden almış olduğu kültürel, siyasal değer ve alışkanlıklara uygun bir grup arayışma girmiş bir öğrenci için, yurt ortamı koşulları hızlandınci bir etkendir. Bu nedenledir ki, dinci, gerici, milliyetçi demokrat, vb çok değişik kategorilerle ifade edilebilecek, geçmişe sahip öğrenciler, kendilerine yabancı olmayan, dolayısıyla da ürkütücü gelmeyen,
bu niteliklere uygun grupları tercih ederek, seçimlerini yaparlar.
Aynca yurt öğrencisinin yaşadığı diğer önemli bir sorun da; eğitim-öğretim sürecinde çifte bir başkı altmda olmasıdır. Gündüz gittiği dersliklerde araştıncılıktan uzak, ezberci, teknik olanaklardan yoksun, anti-bilimsel bir eğitim ve düşüncelerini özgürce tartışamadığı, yaşama geçiremediği, antidemokratik bir ortamla karşılaşırken, ders programmm bitiminden şonra da, bu kez yurdun kışla disiplinini yaşamak zorunda kalır. Böylece eğitimi sürecinde çifte bir baskı ile karşı karşıyadır. Bütün bu koşulları yaşaması sonucu, kendisinde oluşan psikoloji, bir rahatsızlığa neden olurken, olumlu müdahalenin olmayışı onu başka noktalara kanalize eder .
Bu ortamlar burjuva değer yargılarının yoğunlaşarak kendisini ifade ettiği yerler olabildiği gibi, zamanını boşu boşuna tükettiği okey , kağıt vb oyunların oynandığı, cafe, kahve gibi yerler de olabiliyor . Elbetteki bu olumsuz durumu sadece yurt öğrencileri yaşamıyor, öğrenci gençliğin büyük bölümü aynı davranışları sergiliyor. Ancak biz diğer bahsettiğimiz olgularda olduğu gibi, bu noktada yurt koşullarının hızlandıncı etkisini vurgulamaya çalıştık.
Yurt öğrencisinin genel olarak içinde bulunduğu özgün koşul1ara vurgu yapmaya çalıştık. Ancak yurtlarda mücadele etmenin öneminin aciliyetini dayatan başka gelişmelerde söz konusu. Bu gelişim yurtlarda sivil faşistlerin ve dinci-gericilerin örgütlenmesidir .Sivil faşistler son yıllarda özellikle gençlik içerisinde çalışmasını yoğunlaştırıyor. Semtleri ve okulları ise temel örgütlenme alanı olarak seçiyor .Öğrenci gençlik içerisinde ise son yıllarda yurtlarda faaliyetini güçlendirmeye çalışmışlar,polis-idare desteğiyle bir çok yutrda etknlik sağlamışlardır.
Yurt öğrencilerinin emekçi kökenli ailelerden gelmesi, düzene daha fazla güvensiz olmasının maddi bir koşuludur. Yurdun ve okulun baskıcı ortamı bu maddi koşula eklenince, yurt öğrencisini harekete geçiren etmenlerin sayısı doğal olarak artmış oluyor. Sivil faşist güçlerin örgütlenmesi, emekçi ailelerden gelen öğrencilerin bilinçlerini bu- landırarak, ilerici nitelik sayabilecek hareketliliğini de engelleyebilmektedir .Öte yandan örgütlenme faaliyetinin bir parçası olan yurt içinde ve çevresindeki cafe, kahve vb yerler sivil faşistlerin ve etkiledikleri çevrenin toplanma yerleri olarak kullanılabiliyor. Özellikle bloklardaki, kantinlerde bu kahve ve cafelerde, futbol maçları toplu olarak izlenip, milliyetçi şoven propagandalar yapılıyor. Yurdun içinde ve dışında birçok öğrencinin uğradığı merkezi cafe ve kahvelere, sivil faşist çalışanlar yerleştiriliyor.
Bu tür yerler, ilerici devrimci öğrencilere karşı yeri geldiğinde de çatışma üsleri olabiliyor .Son yıllarda sivil faşistlerle ilerici-devrimci-demokrat öğrenciler arasında birçok çatışma yaşandı. Polisle işbirliği içerisinde yaratılan çatışmalar, yurtlarda da kendini gösterdi. Sivil faşistlerin, gerici güçlerin son dönemlerde yurtlara yoğunlaşması, akademik, demokratik, politik mücadeleyi geliştirmenin önemini daha fazla yakıcılaştırıyor .Genç komünistler bütün koşulları gözönünde bulundurarak, yurtlarda örgütlenme planlarını oluşturmalı, oluşacak saldırılara karşı da hazırlıklı olmalıdırlar .