
DEVRİMCİ ÇALIŞMA KOLEKTİF ÇALIŞMADIR
Tarih: 16.04.2009 Saat: 15:48 Konu: Devrimci Teori
Devrimci çalışma da, kolektif çalışma özel bir önem taşır. Kolektif çalışma kuralları içinde gelişmeyen, onun denetimi içinde olmayan birey , aydın bireyciliği ve küçük burjuva anarşizminin bozucu etkilerinden kurtulamaz. Bize sadece inisiyatifli bireyler değil, aynı zamanda kollektif çalışmayı geliştirici ve onunla. uyumlu birey gereklidir.
Gücünü kolektif çalışmadan alan komünist birey , bu tür yabancı etkilerden daha çok arınacaktır. Ve böylece daha güçlü olacaktır .Komünist partinin çalışma tarzı kolektivizim üzerinde yükselir. Kolektif çalışma, partinin bütün organlarına nufüz etmelidir. Kolektif çalışma tarzımızın sınıfsal temeli işçi sınıfıdır . İnsan toplumsal bir varlıktır. İşçi sınıfı kapitalizm koşulları altında üretimi toplumsal olarak yapar. Kapitalizm alabildiğince bireyciliği ve yabancılaşmayı yaratmasına, açlık korkusu altında işçi sınıfını çalışmaya ve boyun eğmeye zorlamasına rağmen, işçi sınıfı kolektif çalışmaya en yatkın sınıftır.
Sınıf dayanışması ve bilinci en gelişkin sınıftır . 0 tüm gücünü sınıf birliği ve dayanışmasından, üretimdeki toplumsal gücünden alır .Her ciddi sınıf çatışmasında, kaçınılmaz olarak bu gücünü harekete geçirir. İşçi, birey olarak bir hiçtir. Hiçbir gücü yoktur. Örgütleri aracılığıyla, kolektif gücünü harekete geçirdiğinde birey olarak da gücünü hisseder.
Bu nedenle işçi sınıfı sınıf olarak kolektif organ disiplinine uymaya yatkındır. Komünist partinin disiplin normu bu nesnel gerçeğin bilimsel olarak formüle edilmesi üzerinde yükselir. Diğer sınıf ve katmanlarından gelen partinin üye ve adayları bu bilinçle eğitilir ya da bu bilinçle örgütlenir. Elbette komünist parti üyelerini ve organlarını birbirine bağlayan, fabrikadaki üretim bantı değildir. Her organ ve parti üyesi parti bütünü , içinde bir yerde durur .Bizi birbirine bağlayan bu kolektif irademizi ayakta , tutan bilimsel sosyalizmin teorisi olan Marksizm-Leninizm, programımız, temel taktiklerimiz ve örgütsel şekillenmemizin ifadesi olan tüzüğümüzdür. Esası bilinç ve gönüllülüktür. Kaynağını işçi sınıfının nesnel durumundan alır. Ama .onun bilimsel bir ifadesidir. Burjuva teorisyenleri, sosyalizmin bireyi kolektivizm içinde boğduğunu ve öldürdüğünü, oysa insan toplumlarının gelişiminin dinamiğini bireysel gelişme ve rekabet olduğunu savunurlar. Kolektif iradeye, bireysel iradenin sürekli çelişki arz ettiğini iddia eder.
Sosyalizmi " despotlukla suçlayanlar, kolektivizme karşı burjuva bireyciliğini, dayanışmaya karşı rekabeti, ortak toplumsal çıkarlara karşı tek başına kurtuluşu, altta kalanın canının çıkmasını ve kadercililiği çıkarır , kışkırtır ve yayarlar .Kolayca anlaşılacağı üzere, burjuvazinin bütün bu ideolojik saldırıları, onun toplumu egemenliği altında tutma çıkarlarına uygundur; onun bir tamamlayanıdır . Her zaman, birey iradesinin kolektif iradeyle çeliştiği, bir burjuva yalanıdır. Her birey bir sınıfın mensubudur. Genel olarak işçi sınıfının, tek tek bireylerin çıkarları, toplumsal çıkarlar ile uyumludur. Sosyalizm koşullarında işçi sınıfı içindeki katman farklılıkları uzlaşmaz değildir, üstelik sosyalizm koşullarında her türlü toplumsal çelişkiler azaldığı için, yok olmaya gittiği için, birey iradesi ile kolektif örgütlü irade arasındaki birlik gelişir, pekişir. Bireysel irade vardır , ama kolektif irade ile mutlak çelişki halinde değildir .Onunla uyumlu olarak vardır. Sınıf farklılıkları ve çıkarlarının yansıması olarak ortaya çıkan çelişkiler vardır .Bunlar sınıf temelleri ile ele alınır ve değerlendirilir. Burjuva ideologları, bireyi sınıf temelinden kopararak ele alır ve soyut bir birey iradesi ile gerçekleri gizlemeye çalışırlar .
Sosyalizm, bir avuç sömürücü asalağın çıkarları temelinde var olan, başkalarının ezme ve yok etme üzerinde yükselen burjuva rekabetçiliği karşısına, ''milyonlarca emekçi kitlesinin azami aktivitesi''ni çıkarır ve kolektifin çıkarlarına dayanır. Kitlesel sosyalist yarışma, ''.bürokratik köstekleri parçalama, kitlelerin yaratıcı inisiyatifinin geliştirilmesi için geniş bir faaliyet alanı yaratma, toplum -düzenimizin bağrında yatan fevkalade -büyük rezervleri ortaya çıkarma''nın ve ''sosyalist insanın komünist yöntemidir''. Stalin yoldaş sosyalist yarışma ile burjuva rekabeti karşılaştırırken şunları söyler: ''Rekabetin ilkesi: bir tarafın yenilgi ve ölümü, ötekinin ise zaferi ve egemenliği. Sosyalist yarışmanın ilkesi: Genel bir gelişme sağlamak için, ilerlemiş olanlarının geride kalanlara dostça yardım etmesi. Rekabet derken: Egemenliği sağlamak için geride kalanları tepele. Sosyalist yarışma derken: Bazıları kötü, bazıları iyi, bazıları ise daha iyi çalışıyor. Eniyilere yetiş ve genel bir gelişme sağla. Sosyalist dayanışma sayesinde milyonlarca emekçi kitlesini saran eşi görülmedik üretim coşkusu da aslında bununla açıklanır''. (Stalin, Eserler c. 12 İnter Yayınlan)
Komünist hareket her alanda olduğu gibi, kolektif çalışmada öncü rolünü bu ilkeyi, en başta kendi bünyesinde sindirip uygulayarak oynar. Bütün üye ve adaylar ve hatta örgütlü sempatizanlar bütünsel parti kolektivizmi ruhu içinde eğitilmeli, derin bir yoldaşlık bağı ile birbirine bağlanmalıdır.
Parti en aşağıdan, en üste bütün kolektif organlarının organik bir toplamıdır. Kolektif organ olarak, parti, aynı zamanda kolektif beyindir. Bütün organların ve beyinlerin sistematik bir işbölümü içinde tek amaç olan komünizme varmak için düşünmek ve mücadele etmektir .Bilgi ve deneyim birikimi, bütün tarihsel sürecin kolektif ürünüdür. Yeni başlayan hiç bir komünist, sıfırdan başlamaz, bu tarihsel birikime dayanır ve ilerler . Kolektivizm işbölümüne dayanır. Bu ikisi birbirlerine kopmaz bağlarla bağlıdır. Birbirlerinin karşısına konamaz. Sorun sık sık rastlanan aralarındaki dengenin iyi kullanılamamasındandır. Her defasında birinin çarpık öne geçirilmesidir. Bazen herkesin aynı işi yapması, ya da kişinin her işe koşturması, bazen herkesin kendi işine dalıp etrafını,alanını tüm partinin sorunlarını düşünmemesi şeklinde görülür.Birinci ilkel çalışmayla,uzlaşmadan uzaklaşmayı gerektirir.İkincisi darlaşmayı ve federalizmi geliştirir.
Sorun,tüm sorunlar hakkında organlarda kolektif tartışma, fikir üretme ve ortak iradenin oluşturulmasıdır, kolektif denetimidir. Her bir yoldaşın yada organın bir alanda gelişmesi ve uzmanlaşması gereklidir. Bu uzmanlaşma organın kolektif etkinliği ile birleşmelidir .
Her bir alandaki gelişme birbirlerini etkilemeli, geri kalanları ileri çekmelidir. Farklı işleri yapan organların üyeleri, bütünsel bir çalışmanın aynı hedefi vuran güçleri olarak tüm bir bilgi ve deneyimi tek bir potada eritmeli ve geliştirmelidir.
Kolektif çalışmanın en etkili araçlardan birisi, organlarda teori ile pratik sorunlar üzerine yapılan tartışmalardır. Organ gündemlerine hazırlıklı gelmek bunun ilk şartıdır. Açık ve somut hedefler için oluşturulacak fikir ve kavramlarda, kolektif irade ne kadar yükseltilirse organ ve bireyin etkinliği de o kadar yükselir .Kafası açık gerçekten ikna olmuş organ ortak iradesini arkasına almış, her kadronun aktivitesi artacaktır. Tartışmalara gösterilen ilginin düzeyi her kadro ve sempatizanın sorunlara gösterilen ilginin bir yansımasıdır. Her yoldaş kolektif organın çalışmasının etkinliğinin arttırılmasının yolunun, bireyin önceden hazırlık yapmasından geçtiğini bilmelidir . Organ toplantılarına hazırlıklı gelmek, mutlaka yerleştirilmelidir. Önceden belirlenmiş gündem maddeleri üzerinde üyeler yeterince araştırma yapıp fikir oluşturmamışsa, kolektif tartışmalar olmayacak ya da zayıf kalacaktır , nitekim öyle de olmaktadır. Gündeme yeni öneri yapan yoldaşlar , önceden organ üyelerini bilgilendirmeli, diğer yoldaşların hazırlıklı gelmesini sağlamalıdırlar .Elbette gündeme yeni öneri yapan yoldaşlar her şeyden önce kendileri öneri üzerinde fikir oluşturup hazırlık yapmalıdırlar .
Konferans hazırlıkları gibi özel dönemlerini dışta tutarsak -ki bu dönemlerde kaçınılmaz olarak nispeten daha iyi olunur- teorik siyasal sorunların tartışılması, yönetici organlarımız dahil, organlarımızda zayıftır . Siyasal durumun tahlili ve görevlerimizin perspektifi üzerine yayın organlarımızda çıkan tespitler bireysel okumalarla kalmamalıdır .Organlarda mutlaka tartışılmalı, alanın sorunları ile birleştirilmelidir. Benzer çabalar halen zayıftır. Aksi halinde, önderlikten en dip örgütümüze kadar, örgütün kolektif dikkatini, görevlerimize çekemeyiz. Tüm örgütün dönemin temel görevleri üzerine düşünmeye ve aktivitesini arttırmaya ne kadar çekersek, tüm örgütün ortak iradesinin aynı hedeflere vuruş etkisini o kadar sağlar, başarı oranını artırırız. Aynı konuda her bir bölgedeki örgütü, aynı şeyi söyleyen ya da uyum gösteren örgütün ortak siyasal iradesi ve ortak örgütsel ruhu zayıftır anlamına gelir .Bu alanda attığımız adımlar istenilen düzeyde olduğu söylenemez..
Yanlız kendi alanına ilişkin değil, çalışma alanının bütünü hakkında kafa yormak, gelişmeler hakkında bilgi toplamak ve denetlemek her kadronun doğrudan görevidir. Her aksamada, sorumlu olarak kendisini de görmek ve organı harekete geçirmek yakınmalara karşı panzehirdir . Hesap vermek ve hesap sormak organı çalıştırmakla olur. Tüm duyargalar harekete geçirilmelidir. Birinin görmediğini öteki görür . Önümüzü, arkamızı, sağımızı, solumuzu, yakını, uzağı görmenin yolu, en alttan en üste kolektif denetimi geliştirmektir. Örgüt içi proleter demokrasi geleneğimiz buna son derece elverişli bir ortam yaratmaktadır .Yeter ki kolektif denetimi geliştirmenin yöntemlerini iyi uygulayalım. Kolektif çalışma ve denetim, sadece organla sınırlı değildir. Her organ, örgütün organı ile bütünlüğü içinde bir yerde olduğunu ve örgütün tüm teori ve pratik sorunları ile ilgili olduğunu, her üyenin bu alanda aynı haklara sahip olduğunu bilmeli ve sindirmelidir.Her adımda, her işte, tüm parti örgütün genel gelişimi içindeki yerini unutan, tüm parti örgüte katkıyı gözetmeyen bir organ ya da parti üyesinin kolektif komünist bilinci ve alışkanlığı zayıf demektir. Partinin sorunları bizim sorunlarımızdır , partinin geleceği bizim geleceğimizdir. Bunlar karşısında kayıtsız kalmak düşünülemez. Örneğin, örgütün ciddi bir mali kriz yaşadığı ve bunun acil çözüm olarak kendisini dayattığı koşullarda tüm İnşa çapında her yerde, kolektif fikir oluşturma çabası, komünistlerin geleceği ile ilgili büyük önem taşır. Ve iradenin oluşmasına en yüksek katkıda bulunur. Açıkçası, kendi konumumuzu bütün içinde değerlendirmeliyiz.
Önderlik düşünür ve fikir üretir, biz uygularız ve nasıl olsa ilgili olanlar düşünmüştür,pratik tutumu ve kayıtsızlığı bizi mahveder .Elbette hatalar bu boyutta ve çıplaklıkta kendisini dışa vuruyor. Bir çok kez alt organlara ilişkin denetimi, hatta katılım olmadan yapmadaki, yetersizlikleri, ilgisizlikleri, hatta organ toplantılarını aksatmaları, üstü bekledikleri görülmeyen zaaflar değildir.Her organ üstün katılımı olmadan toplantılarını düzenleme, gündemlerini tartışma, işlerini planlama ve denetleme alışkanlık1arını edinmelidir .Organ inisiyatifi böyle gelişir, iyi bir örgüt işleyişi böyle olur.
Küçük burjuva örgütlerin deneyleri; gösteriyor ki, kolektif çalışma, alttan denetim yerine, üstün kayıtsız koşulsuz egemenliği, önderliğe körü körüne bir bağlılık,en alttan en üste birbirine hesap sorma ve hesap verme yerine, hesap vermeden azade kılınmış üstün yönetimi altında her şeyin yönetilmesi, kolektivizmi öldürür. Örgütsel yozlaşmayı ve çürümeyi kaçınılmaz kılar. Bırakalım önderliklere, tüm örgüte bireyin egemenliği, Leninist demokratik-merkeziyetçilik olarak sunulur.
Oysa örgütümüzde ve tüm komünist partilerinde önderlik, örgütün kolektif iradesinin en seçkin temsilcileri delegeler seçer , en ileri kadrolarından oluşturulur ve önderlik kolektif tarzda çalışır.Bu sıkı merkeziyetçilikle, en iyi demokratik işlerlik ile el ele gider.Örgütsel geleneğimiz ve yapımızın kolektif denetimi için, son derece elverişli olması, kolektif çalışmanın son derece gelişkin olduğu anlamına gelmez. Bu alanda tartışmasız üstünlüğü- müz ve eksikliklerimizi görmeyi önlemez. Kolektif organ raporlarının sürekliliğin sağlanamaması, buna en bariz diğer bir örnektir.Raporların hazırlanmasındaki aksamalar yada hiç hazırlanmaması yanı sıra, raporların onayındaki kolektif çaba bazı alanlarda daha çok bazı alanlarda daha az olmak üzere zayıflıklar taşımaktadır. Organ raporları, yalnız bireylerin çalışmalarını değerlendirdiği, ya1nız bireylerin görüşlerinin toplandığı belgeler değildir .
Çalışmalar hakkında ortak sonuçlar çıkarı1dığı, ortak hedefler belirlendiği, platformlar olarak kolektifin iradesini yansıtmayı esas a1malıdır.Organların kolektif kararları tüm üyeleri bağlar. Azınlık çoğunluğa tabidir. Sorunların tartışılıp karara bağlanması, görevlerin sınırlarının netleştirilmesi ve görevlerin uygulanmasında kolektif disiplini pekiştirir. Bireysel kaçamakları ve aksatmaları zorlaştırır. Her üye organ kararlarını uygulamakla yükümlüdür. Aynı zamanda, başkalarının da uygulayıp uygu1amaadığını denetlemekle görevlidir .
Kolektif organ çalışması geride kalan yoldaşlara yoldaşça elin uzatılmasına olanak verir.
Yalnız kendini düşünen, organını ve yoldaşlarını geliştirmeyi yeterince düşünmeyen yetenekli biri nasıl bir komünisttir? İyi bir komünist kadro, başkalarına verir, onlardan alır. Komünistler arası ilişkide değiştirme , dönüştürme ve ilerletmede esas olan öğretme, eğitme, yapıcı eleştiri ve özeleştiridir. Kolektif Çalışmanın zengin deneyimleriyle birleştiğinde, bugün yeni ya da geri olan bir çok .yoldaşın gelişeceğini görürüz. Kadroların ezici çoğunluğu emekçi kesimlerden gelmektedirler. Düzenin kör baskısı altında insanların beceri ve yeteneklerinin nasıl törpülendiğini, gizli kaldığını çok iyi biliyoruz. Örgütün gelişkin yoldaşlık ilişkileri, yardımı ve özgür atmosferi altında gelişme tamamen mümkün olmaktadır. Kolektif çalışma,kişiye bu zengin zemini verir.
Kolektif denetim ve hesap vermekten rahatsız olan ya da bundan kaçan biri, küçük burjuva bireyciliğinden yeterince arınmamış demektir. Oysa biz, en sıradan taraftarımıza dahi, en yüksek görevlilerimize hiç bir sınır tanımadan haklı eleştirilerini yöneltme ve denetleme olanağı veririz. Hiç kimse eleştiriden azade değildir .Kitlelerin düşüncelerine, eleştirilerine değer vermek, onlardaki bu olumlu yanı geliştirmek, örgütsel normumuzun gereğidir .
Dahası, komünistlerin her zamanki üstünlükleridir .Kitle kolektifinden gelen her eleştiriyi değerlendirmek ve sonuçlandırmak, komünist ve devrimci kitlemize haklı bir güven verir. Kitle eleştiri ve denetiminin olmadığı bir örgüt mücadeleden kopmuş demektir.
Kitlelerden yanlış eleştirilerin gelmesi ya da gerici baskıların gelmesi, bizim bunlara karşı mücadele ve onları ikna etmemizi gerektirir.Yoksa, onların eleştiri ve denetiminden soğumayı değil.Kitlelerden her yabancılaşma, bürokratizmin ve kibirliliğin gelişmesini getirir .Komünist örgütümüzün deneyimi, diğer komünist hareketlerin ve uluslararası komünist hareketlerin deneyimleri bize zengin bir materyal vermektedir .Yeter ki bunlardan yararlanmasını bilelim.
Tüm insanlık, insanlığın yarattığı kolektif deneyimler üzerinde yükselir. Aynı ilke, komünist hareket için de geçerlidir. Her şeye sıfırdan yaşayarak öğrenmeye kalkmaya insan ömrünün yetmeyeceği gibi, ilkelliktir de. Yalnız bir- birimizden değil, kolektif tarihimizden öğrenmek, bizim hazır cephaneliğimizden yararlanmak demektir .
Genellikle bir önceki organ çalışmalarının deneyimlerinin sonuçlarını ancak hafızalarda kalan kalıntılarla öğreniriz. Organların çalışmalarının kararları ve deneyimlerini yazılı belgeler haline getirmedeki ilkelliğimiz devam ediyor. Şimdi bunları aşmak için, örgütsel yapımızda düzenlemeler yapıyoruz. örgütümüz bu perspektifleri sunmuş bulunuyor. Görev , bu perspektifleri bütün yoldaşların olduğu organlarda ve çeper örgütlerde, kolektif biçimde tartışmak ve uygulamayı eksiksiz tamamlamaktır .
Yüksek bilinç ve gönüllülük, berrak bir kavrayışla birleşmiş, kolektivizm bilinçleri daha da geliştirir, örgütün bütünsel etkinliğini arttırır .Esas olan yalnız parçada değil, genelde gelişmeyi sağlamaktır .Parçada her ilerleme bütünde yayımlanır. Bütünden geri kalan her parçayı bütüne yaklaştırmaktır. Her zaman genelin çıkarını ön planda tutmalıdır .
Hep kendi alanını düşünen, hep en iyisini kendisine isteyen, başka alanların eksik ve hataları ile zevkle alay eden, kendi küçük başarılarını olduğundan fazla büyük gösteren anlayışlar, her ne kadar tehlikeli ve bize yabancıysa, kendi başarılarının bütünün başarılarına yapacağı katkıya kayıtsız kalan ya da öyle bir derdi olmayıp, kendi hata ve eksikliklerini genelde görülenlerle mazur gösteren, giderilmesini bekleyen gizli ya da açık anlayışlar da bize o kadar yabancıdır.
Tüm yoldaşlarımız elbirliği içinde kolektivizmi yükseltmeliyiz.Bireysel inisiyatif ve atılım,kolektivizmin zenginliğinde gelişecek, kolektivizmin dinamiği rolünü oynayacaktır .Herkesin bir organ ile ilişkileri içinde görevlerini başarı ile yapması toplumsal deneyleri artırır.Zengin ve canlı bir tartışma, yüksek fikir etkinliği, ortak hedefe aynı anda vuruş. Tüm kolektifler görevlerini buna göre kavramalı ve devrimci etkinliğini artırmalıdır .
Tüm kadro, sempatizanlar ve etkimiz altımızdaki güçler, bu örgütsel perspektifle yönetilir, seferber edilirse ilerlememiz durdurulamaz.
|
|