DHB - TÜSİAD’TA GIDA KRİZİNE ÇÖZÜM TARIMDA TEKELLEŞME

Dünyada gıda fiyatlarının görülmemiş düzeyde artması ve buna karşı emekçilerin isyanlara kalkışması insanlığın temel gereksinimi gıda yetmezliğinin ve tarımı bitirilmesinin nedenlerinin sorgulanması ve buradan çıkış yolları tartışması gündeme geldi. Nitekim bu sorunu burjuva kapitalist sistemin halk düşmanı politikalarından soyutlayarak ele alan ve burjuva çözümü öne süren TÜSİAD konuya ilişkin olarak 'Türkiye'de Tarım ve Gıda: Gelişmeler, Politikalar ve Öneriler' isimli yeni direktif kitabı yayımladı. Bu kitap aslında tarımın nasıl bitirilerek emperyalist ve yerli tekellerin denetiminde bir gıda üretimini çözüm olarak öne sürerek emek yoğun sömürün artırılarak tarımda tekniğin geliştirilmesiyle tekellerin egemenliğinde bir tarım üretimiyle gıda krizinin çözülebileceğini söylüyor. Yani TÜSİAD tarımı tekellerin denetimine bırakılarak emekçileri açlık ve sefalet dibine itmeyi ve tekellerin karlarını sınır tanımdan artırmasını öneriyor. İşbirlikçi tekelci sermayenin en irilerinin örgütü hemen her konuda kendi çözümlerini önererek gelişmeleri kendi burjuva sınıf çıkarları doğrultusunda müdahale edip etkileyip yönlendirmeye çalışıyor. " Mezarda emeklilik ", " mezarda sağlık" ve şimdi de "mezarda tarım" gündemde !
İşbirlikçi tekelci burjuvazi, kendi yol açtığı tarım ve gıda krizinin yıkıma uğrattığı kır ve kent emekçilerinin sefaleti üzerinde karını artırmanın hesabını yapıyor. !
TÜSİAD Türkiye'de de asıl emekçiler açısından dayanılmaz hale gelmeye başlayan tarım ve gıda krizi üzerine bir rapor yayınladı. Eh koca " baş " TÜSİAD tarım ve gıda sorununun "ayaklar" açısından nasıl çözüleceğini, en azından hafifletileceğini düşünecek değil ya! TÜSİAD raporu, emekçi sınıfların tarım ve gıda yıkımını üzerinden karları artırmanın hesabını yapıyor!
Peki TÜSİAD ne istiyor: Bencillik, fırsatçılık, faydacılık; bunlar burjuvazinin genetik özelliğidir. TÜSİAD şimdi de, dünya çapında füze gibi fırlayan gıda fiyatlarından nasıl kendi kar payını artıracağının hesabını yapıyor. Ekmek isyanlarına karşı bir dizi bağımlı kapitalist ülke temel gıda ürünlerine ihracat sınırlaması ve korumacılık uygularken TÜSİAD, tarım ve gıda ürünleri ihracatını nasıl artırıp yükselen fiyatlardan voli vuracağını hesaplıyor.
Nasıl mı? Şöyle oluyor: Tarım-gıda-hizmet-finans örgüsünü sıkılaştırıp mali sermaye elinde daha fazla merkezileştirerek; bu alandaki üretim zincirinin bütününde emeğin toplumsal üretkenliğini, dolayısıyla göreli artı değer sömürüsünü büyüterek... Çok kaba bir anlatımla; tarım-gıda üretiminin maliyetlerini düşürüp, dünya fiyatlarındaki yükselişten tekelci karlar vurarak...
Nasıl istiyor? Bu nasıl olacak diye soracak olursanız: Düşük maliyetle kaliteli üretim için eksik sermayenin (teknoloji) tamamlanması, verimli (eğitimli) işgücü, doğru üretim miktarı (işletme büyüklüğü) gerekmektedir. Bunun pazarlama kolaylığı ve altyapı yatırımlarıyla desteklenmesi kaçınılmazdır.
TÜSİAD bunlara, "mülkiyet hakkı, tarımsal finans, tarımsal araştırma ve yayım, bilgi sistemi"ni eklemektedir:
Toprağın çok parçalı ve çok hisseli olması, hem üretim koşullarını (tekel karları, demek istiyor) hem de toprak piyasasının işlemesini (en verimli toprakların mali sermayenin elinde merkezileşmesini, demek istiyor) engellemektedir.
TÜSİAD, devamla, piyasada var olan devlet banka ve kuruluşlarının piyasayı engellediğinden dem vurup, "özel finans kuruluşlarının sürece katılmasını" istemektedir. Ayrıca da devlet ve üniversitelerin sınai-tarım komplekslerine ARGE desteği vermesini...

"Çözüm" dedikleri sorunun kendisi: Nasıl "çözüm" ama? Küçük ve orta köylülüğün yıkımının hızlandırılması, dev çaplı yeni işsizlik dalgaları, kent ve kır yoksullarının büyüyecek mide gurultuları TÜSİAD' ı zerre kadar ilginlendirmiyor tabii. Varsa yoksa, tüm gıda üretimi tarımdan sanayiye nakliyattan pazarlamaya finanstan argeje dev çaplı emperyalist ve işbirlikçi mali sermaye gruplarının denetiminde toplansın, dev çaplı toplumsal göreli artı değer sömürüsü yükseltilsin. Bir kutupta ölü soyuculuk birikirken, diğer kutupta mezarda tarım ve gıdanın birikmesi gözlerden gizleniversin!
TÜSİAD' ın emperyalist efendilerinden öğrenip uygulanmasını istediği çözüm, gerçekte sorunun ta kendisidir! Dünya çapında tarım ve gıda krizinin en derindeki nedeni, sınai-tarım ve gıda üretiminin dev tekeller bünyesinde entegrasyonu ve ileri düzeyde toplumsallaşmasına karşılık, mülk edinilmesinin özel niteliğidir. Bu alanda emeğin toplumsal üretkenliğinin dev çaplı artmasına karşın, toplumsal ihtiyaçları karşılamak için değil kar için üretim yapıldığı kapitalist üretim ilişkilerince sınırlandırılmasıdır
Ama TÜSİAD gibi karda sınır tanımayan şebekenin hakkını da yemeyelim. TÜSİAD' ın karı azamileştirme planı, toplumsallaşan proletarya için tersinden de olsa bir çözüm dinamiğini içinde barındırmaktadır: İşçi sınıfı ile kent ve kır yoksullarına militan devrim ve sosyalizm mücadelesinden başka bir çözüm şansı bırakılmaması, ve mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi ile önü açılacak olan, sosyalizmin ön koşullarının sınai-tarım kompleksleri açısından da geliştirilmesi!
TÜSİAD tarımda tekelleşmeyi çözüm olarak öne sürerek, küçük üreticilerin yıkımını ve dışa bağımlılığın daha da geliştirilmesinin savunusunu yaparak, emekçi düşmanı yüzünü bir kez daha açığa sermiş oluyordu.