İşçi ve emekçi yığınların ellerindeki temel mücadele silahlarından birisi olan sendika yasalarında değişiklikler gündemde. AKP Hükümeti 2821 ve 2822 sayılı sendikal yasalarla ilgili değişiklikler için hazırlamış olduğu taslağı alt komisyona sundu. Son on yıldır yılan hikayesine dönen, iki yasadaki değişiklik talebini AKP hükümeti bir yandan demokratikleşme de önemli bir adım olarak gösterirken öte yandan aslında özgür sendikacılığın önünü alma ve sendikaları sisteme bağlama bırakımından bir eliyle verdiğini diğer eliyle alarak, yasalarda gösertermelik değişime devam ediyor. Yeni yasada mevcut yasaya göre olumlu bazı olumlu değişiklikleri öne sürerek aslında özgür sendikacılığı yok eden düzenlemeleri gizlemeye çalışıyor.
Yeni yasada değişikliğe göre, sendikalar ve konfederasyonlar uluslararası faaliyette ve işbirliğinde bulunabilecek, yurt dışında temsilcilik açabilecek, yurt dışında sendika ve üst kuruluş kurabilecek.
Tasarıya göre, sendikalar en az 7 kişinin bir araya gelmesiyle oluşturulabilecek. Sendikalara üye olmada aranan yaş sınırı 16’dan 15’e çekiliyor. Sendika kuruculuğu için Türk vatandaşı olma şartı kaldırılıyor. Yetkili sendikanın belirlenmesinde yüzde 10 barajı kaldırılıyor. Düzenleme ile işçi ve işveren sendikalarının kurulabileceği iş kollarının sayısı 28’den 19’a düşürülüyor. Grev gözcüleri için kulübe, çadır, baraka kurma yasağı kaldırılıyor. Sendika üyeliğinde noter şartı kaldırılıyor. Eğitim ve öğretim kurumlarında çalışanlara da grev ve lokavt hakkı tanınıyor. Kuşku yok ki bunlar bunlar olumlu değişiklikler. Ama yeni sendikalar yasasında bir çok devam eden devam eden olumsuzluklar devam ediyor ve yeni konulan maddelerle adeta toplu iş sözleşmesi olanaksız hale getiriliyor. Böylece aslında yeni düzenlemede de grev yapmak çok zor hale getirildiği gibi patrolanlara lokavt hakkı tanımaya devam ediliyor.
Nitekim, can ve mal kurtarma işlerinde, cenaze ve defin işlerinde, kamu kuruluşlarınca yürütülen itfaiye, noterlik, su elektrik, doğalgaz üretimi, tasfiyesi ve dağıtım işlerinde grev yasağı devam ediyor. Yeni yasa teklifinde yüzde 10 barajı kaldırlıyor ama yerine “ Ekonomik ve Sosyal Konseyde temsil edilen ve 80.000 üyesi bulunan bir konfederasyona üye olma” koşulu getiriliyor. Öte yandan iş yeri düzeyinde halen geçerli olan yüzde 50+1 barajı da olduğu gibi korunmuştur.
Peki yüzde 10 barajı yerine getirilen düzenlemenin ne sonuçlar doğuracağı ve gerçekten sendikal özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasına hizmet edip edemeyeceğidir. Her şeyden önce getirilen bu düzenleme ile her hangi bir konfederasyona üye olmayan bağımsız sendikaların toplu pazarlık olanağı kalmamıştır. Yani, tüm sendikalar konfederasyonlar altında toplanmaya mecbur bırakılmıştır. Sadece bu bile getirilen düzenlemenin özgürlük getirmek gibi bir derdi olmadığını göstermektedir.
En az 80 bin üyeye sahip konfederasyona üye olan sendikalara, iş yerlerinde yarıdan bir fazla çoğunluğu sağlamaları halinde toplu sözleşme yapma imkanı getiren düzenleme ile, işyeri sendikası ya da bağımsız sendikaya örgütlenmesine olanak tanınmıyarak sendiakal özgürlükleinin önündeki engelelr pekiştirliyor. Üstelik sendialkal kondereasyonlar devletin denetiminde ESK temsil edilmeli aksi halde toplu iş sözleşmesinde yetki alamayacakları garanti altına alınmış oluyor. ESK’ya karşı çıkan sendika konfederasyonlarının toplu iş sözleşmesinde yetki almaları daha işin başında ellerinde alınmış oluyor..
Sendika genel kurulları, şube açmak veya sendika şubesinin faaliyet sahasındaki iş yerinde üye sayısının 250’inin altına düşmesi halinde şubenin kapatılması için sendika yönetim kuruluna yetki verebilecek. Sendikaların yerel şubeleri, yönetimlerin vesayeti altında olacak. Her an kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak.
Sendika ve konfederasyonların tüzükleri Anayasa’da belirlenen Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı olamayacak. Sendika ve konfederasyonların tüzük ya da diğer belgelerinde kanuna aykırılık tespit edilmesi ya da kuruluş koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda eksikliklerin bir ay içinde tamamlanması istenecek. Eksiklikler tamamlanmadığı takdirde sendika ve konfederasyonun faaliyetinin durdurulması için iş mahkemesine başvurulacak. Mahkeme, kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için sendikaya 60 günü aşmayan süre verecek. Bu sürenin sonunda tüzük ve belgeler kanuna uygun hale getirilmemişse, sendika veya konfederasyonun kapatılmasına karar verilecek. Yani, yine tüzüğü nedeniyle sendika kapatılması uygulamasına devam ediliyor. Anayasa’da belirtilen Cumhuriyet niteliklerini hepimiz biliyoruz. Sosyalizm, sınıfsız toplum vb. amaçlar sendikalara yasaklanıyor.
Siyasi partiler, sendika ve konfederasyonlara mali yardım ve bağışta bulunamayacak. Sendika ve konfederasyonlar da bu tür yardım ve bağışları kabul edemeyecek. Avrupa’nın pek çok ülkesinde sendikalar ile siyasi partiler organik ilişkilere sahiptir. Örneğin Almanya’da sendikalar sosyal Demokrat parti’nin işçi örgütü gibidir. Ab normları vs. diyen AKP yine sendikalara siyaset yasağı getiriyor. Tabii, hükümetlerine yakın sendikacılara AKP’ yi desteklemek serbest.
Sendika ve konfederasyonlara bağış ve nakdi yardımlar, bankalar aracılığıyla yapılabilecek. Düzenlemeye aykırı olarak yardım aldıkları belirlenen sendika veya konfederasyonun aldıkları yardımlar hazineye devredilecek. Sendikalara banka aracılığıyla bağış yapılması sendikaların bağış almasını engelleyecektir. Çünkü, bankaların aldığı masraf ve komisyonlar (üç beş lira bağış yapacak kişileri daha fazla banka masrafı ödemeye zorlayacağı için) bağış ve nakdi yardım yapılmasını engelleyecektir
Grev ve lokavt halinde mülki idare amirlikleri tarafından tedbirler İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırlayacağı yönetmelikle belirlenecek. Grev uygulanan iş yerinde ‘Bu iş yerinde grev vardır’, dışında afiş, pankart türü ilan araçları asan veya yazı yazanlara 10 bin YTL para cezası uygulanacak. Yani, bu iş yerinde grev vardır diyebiliyorsunuz ama taleplerinizi içeren pankart ve döviz asmak yasak, grev yerinin önünde beklemek yasak, grev kırıcıları engellemek yasak, patronun grev kırıcı işçi çalıştırması serbest, fabrikadan mamul mal çıkarması, fabrikaya ham madde sokması serbest.
Sonuç olarak, grev yapamayan, fabrikada çoğunluk oyu ile grev kararı alamayan, grev esnasında gerçek manada üretimi durduramayan, hak grevi, dayanışma grevi, genel grev ve politik grev yapamayan bir sendika AKP hükümetinin yeni düzenlemeye göre tarif ettiği sınıf işbirlikçisi adı var ama etkisi olmayan sendikalar yaratmak hedefleniyor.