"Biz gelmeseydik Fatsa'dakiler gelecekti." –Kenan Evren (12 Eylül sonrası)
Derdi-gücü ‘Kurtlar Vadisi’nden fırlama bir edayla okul koridorlarında adam dövmekten ibaret olan bu insan-hayvan kırması güruhun bol küfürlü yorumlarından anlayabildiğim(iz) kadarıyla, ‘ülkücü’ler ‘Hatırla Sevgili’den çok şikâyetçi(miş.)
Uzunca bir süredir hükümetin aTV(aKP)’sinde Cuma akşamları oynatılan bir dizi var: Hatırla Sevgili. Başlangıçta biri CHP’li diğeri DP’li iki ailenin çocukları arasında aşk hikâyesini anlatan dizi, (ister istemez) zaman ilerledikçe aşk temasından sıyrılıp siyasi bir içerik kazandı. 68’in devrimci fikirleriyle tanışırken (seyirci) ekranda bol bol Deniz Gezmiş’i, Mahir Çayan’ı (ne şaşırdı çıtır ki, İbrahim Kaypakkaya’ya değinilmedi, belli olmaz adı üzerinde Hatırla Sevgili olduğu için her konuya çomak sokan sevgili dizimiz yapımcılarının TKP/ML hareketi sürecini, Sinan Cemgil’i ihbar edenin nasıl cezalandırıldığını da hatırlatmasını, en azından görmeyi umuyor derken) görmeye başladığımız, Türkiye’nin diğer provokasyon olaylarıydı. Bu arada düzenli bir televizyon izleyicisi değilim fakat gecenlerde Erdal Eren, dönemin Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez, aTV(aKP)’sinde anlatıldığında sonuna kadar olamasa da içim buruk ve hüzün dolu bir tebessümle izledim dizinin bu bölümü nasıl anlatılmış, tarih saptırılması var mı yine diye “dikkat edenler bilir Deniz Gezmiş sahnesi çoğu olmasa da bir kaçı abartı ve gerçek dışı yaratılmıştı” neyse devam edelim. Kızıldere katliamı, Marksist – Leninist fikirler derken tam bir hayal kırıklığı yaşamama rağmen, Maraş, Çorum katliamlarını perdeye yansıtırken senaristler ülkücülerin ve beş mısrayı bile geçmeyen MHP’lilerin tepkileri ayyuka çıktı. Efendim nasıl olurmuş bunlar, bizi töhmet altında bırakıyorsunuz gibi zırvalıklardan sonra “adımız çıkmış faşiste” gibi yorumların değerlendirmesini gördüm Red Dergisinde. Bütün yorumları şuan bu sayfaya verebilirim ama gereği yok ya biri “a.q. ve ya da o.ç. akıllı yönet basarız seti” diyenler. Yâda her zaman ki gibi Türk'ün yüceltilmesi ibareleri, sanırsınız ki, cidden dünya Türkçüler üzerine kuruldu. Hatta dizi yapımcılarını Komünist olarak görenler bir hayli, yine bir hayli de SSCB yıkılmasına rağmen dizi yapımcılarını Moskof uşağı olarak görenler de yok değil.
İşin özeti emperyalistlerin oyuncağı durumundakilerin uygulaya geldikleri, Maraş ve Çorum olayları başlı başına kara bir tarih olarak karşımızda dururken, ne ülkücü - faşist MHP cenahını ne Türkeş’in aymazlıklarını ne de Von Papen denen eski bir Nazi Subay kırmasının Ağustos ayının 80’li yıllarında Ülkücü Komando Kamplarında cinayet şebekleri kurup insanları nasıl katlettiğini anlatmayacağım, ama şu var ki, ne internetin kirli dünyasında ne de yanlı medyasında Denizleri, Mahirleri onlardan öğrendik. Öğrendiğimiz kaynağımız yıllarca gözyaşı dökülen ama gözyaşının yanın da hep dik duran bir tarihten öğrenmemizdir gerçekliğimizi. Aptal kutusuna hapis olmayın, bu tarih dizilerle hatırlanacak kadar basit bir tarih değildir. Hele hele Din'i kendi anladığı biçimile yorumlayan Arap İslam'i değerleri kendine referans eden (burada yobazlar demek istiyorum) yani (gerek duyulduğunda) sıkışınca da Türk Milliyetçiliğine sarılanların, şovenizme sarılanlara bırakılmayacak kadar “önemli” bir tarihtir.
.
Bu sistemin her dediğine inanmayın!
E.Kalan