Hemen her taşın altında kontgerillanın kurucularından ve icraatçılarından emekli general eskisi Veli Küçük çıkıyor. Devlet tarafından korunan Türkiye’den Kafkaslara kadar uzanan geniş alanda kontra faaliyeti örgütleyen Veli Küçük “devleti adına hareket ettiklerini” söyleyerek dokunulmazlık içinde olduğunu ortaya koyuyor. Aydınlara yönelik düzenlenen linç girişimlerinden Hrank Dink cinayetine, Danıştay olayında son olarak Ankara’da suçüstü yakalanıp serbest bırakılan Bucaklar çetesine kadar her taşın altında Veli Küçük'le bağlantılarının açığa çıkması kontrgerillanın ve faşist ırkçı Kızıl elmacı koalisyonun pisliğinin nerelere uzandığını ortaya koyuyor.

Bilindiği üzere Veli Küçük, Kurdistan yükselen özgürlük mücadelesini bastırmak amacıyla özel olarak genelkurmaya bağlı olarak örgütlenen JİTEM kurucuları arasında yer almaktadır. JİTEM’in kurucuları arasında, Cem Ersever’le birlikte Veli Küçük, 1990'lı yıllardaki kirli savaşın eli kanlı isimlerinden biridir. Adı faili meçhul cinayetlerle birlikte anılan Küçük'ün Susurluk kazasında ölen faşist kontrgerilla tetikçisi Abdullah Çatlı'yı yönlendirenlerden biri olduğu, onunla yaptığı son telefon görüşmelerinden açığa çıkmıştı. Faili meçhul cinayetlerin azılı tetikçilerinden Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kullandığı cep telefonunun da o dönemde Giresun Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral Küçük adına kayıtlı olduğu saptandı. Küçük, Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu sırada bu bölgede onlarca devrimci ve Kürt yurtseveri gözaltına alınarak faili meçhul bir şekilde katledildi. Cesetleri Küçük'ün görev alanı içinde olan Adapazarı-İzmit-Sapanca üçgeninde bulanan faili meçhul cinayetlerin emrini Veli Küçük'ün verdiği açığa çıkmasına rağmen üstü kapatıldı.

Yeşil'in kullandığı, Veli Küçük adına kayıtlı aynı telefondan, öldürülen Ömer Lütfü Topal'ın kumarhanelerinin de defalarca arandığı belirlendi. Bir cinayet şebekesinin kurucusu Küçük, o dönem ne çağrıldığı TBMM Susurluk Komisyonu'na gitti, ne de hakkında adli bir soruşturma açıldı. Ancak kamuoyu baskısı üzerine üç generalden oluşan bir aklama komisyon kuruldu. Şıracının şahidi bozacı olunca tabi ki Küçük suçsuz olacaktı. Turhan Bedirhan, Cahit Balcı ve Yaşar Ilık'tan oluşan generaller heyeti, Küçük ile ilgili bir suç unsuruna rastlamadı. Küçük araştırma heyetine, Abdullah Çatlı, Sami Hoştan ve Sedat Peker gibi mafyacılarla "istihbarat temini için" konuştuğunu söylemekle yetindi.

Ne ki Veli Küçük Orduda resmen emekli olsa da kontrgerilla görevlerine devam etti. O hala görevi başında ve provokasyon yapmaya ve korku duvarını yükselten kirli işler yapmaya, yönlendirmeye devam ediyor. Ordunun denetimindeki ulusalcı faşist Kızıl elma koalisyonun ağır toplarından biri olan ve akada yönlendiren Küçük, Danıştay baskınında ve Hrant Dink cinayetinde yine sahnedeydi. Danıştay saldırısının tetikçisi Alparslan Arslan'la çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. Yine Danıştay saldırısına adı karışan ve geçtiğimiz günlerde Ümraniye'de bir gecekonduda 27 adet el bombasıyla yakalanıp tutuklanan Oktay Yıldırım'a yakınlığı nedeniyle gözaltına alınıp tutuklanan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'le yan yana çekilmiş fotoğrafları da ortaya çıktı. Daha sonra adı Dink cinayetiyle tekrar gündeme geldi. Hrant Dink'e dava üstüne dava açan Kemal Kerinçsiz'le omuz omuza provokatif eylemlerde görülen Küçük'ün telefonla Dink'i tehdit ettiği açığa çıktı. Halen Sedat Peker'in kurduğu bir Internet sitesinde ırkçı yazılar yazan Küçük kontrgerillacı vazifesini icra etmeye devam ediyor.

Son olarak Ankara’da eğlence merkezi işletmecilerinin şikayeti üzerine polisin başlattığı operasyonda yakalanan haraççı çetelerden Rıfkı Özkaya'nın üzerinde, iki adet JİT kimliği bulundu. JİT kimliklerinde, adları Susurluk'ta açığa çıkan kontrgerillacı Yüzbaşı Sinan Yaşar ile jandarma özel istihbaratçılarından Yalçın Tanfer'in imzalarının bulunduğu öğrenildi. Özkaya'nın, polise verdiği ifadede; söz konusu sahte kimlikleri, JİTEM kurucusu ve Susurluk pisliğinin kilit isimlerinden emekli Tuğgeneral Veli Küçük aracılığıyla temin ettiğini söylediği iddia edildi.

Veli Küçük’ün icraatları bununla bitmiyor elbette. Ama bugüne kadar kontra eylemleriyle öne çıkan ve bu görevlerine devletin kanatları altında fütursuzluk içinde devam ediyor. Provokasyon, cinayet, bombalama, linç tezgahlama, tehdit, haraç, uyuşturucu-silah ticareti vb ile icra edilen bir görevlerin arkasında duran ve emekçileri yıldırmak ve korkutmak için suikast eylemlerine baş vurmaktan geri durmayan Veli Küçük gibi kontracıların icraatları ortaya çıkartılarak teşhir edilmeli ve kontracılardan hesap sorulması bilinci geliştirilmelidir.