DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
GÖÇMEN EMEKÇİLERE ABD VE TC DEVLETİNDE SİNSİ PLAN
Dış Politika
Uzuan zamandan bu yana yurtdışında yaşamak zorunda kalan Türkiyelilerin TC devleti için yeterli misyonerlik yapmadıkları tartışılmış ve bunun bir an önce aşılması için 5 milyonu aşkın göçmen emekçilerin devlet çizgisinde hareket eder hale getirilmesi için düğmeye basılmıştı. Hata dönemin MGK sekreteri bunun için avrupuda göçmanleri faşist gerici çizgide buluşturmak için topaltılar yaptığını unutmadık. O günde bu yana düğmeye başan TC devleti göçmenlerin daha aktif misyonerlik yapmaları için çabalarını artırdı Nitekim son dönemde bu misyonelik çabaları daha açıktan yapılır hale geldi. TC devleti için Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmen emekçiler için önce “Türkiye’deki seçimlerde oy hakkı” kampanyası başlatıldı ve ardından Berlin ve Ankara’da iki buluşma gerçekleşti. ABD Dışişleri Bakanı Condeleeza Rice’ın Berlin’de Türk-Müslüman örgütlerle ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Ankara’da Türkiye kökenli milletvekilleriyle yapmış olduğu görüşmeleri, Rice’ın Berlin’deki “özel” buluşması -hem de bunu Bush’un emriyle yerine getirdiğini söylemesi- elbette olağan bir durum olarak görülemez.
ABD’nin Almanya Büyükelçisi, uzundur Türkiye kökenli örgüt ve kişilerle yakın temaslar kurmak için özel bir çaba harcıyor ve onları değişik vesilelerle bir araya getiriyorsa, bu demektir ki “Almanya’daki Türkiye kökenli göçmenler” ABD’nin “özel ilgi alanı” içerisine girmiş bulunuyor. Rice’tan önce Anavatanı Koruma Bakanı ile de görüşen aynı kesimler, böyle bir ilginin olduğunu gizlemiyorlar.
Toplantıya katılanların anlattıklarına bakılırsa Bush, sabah akşam oturup Almanya’daki Müslümanların gönlünü nasıl kazanacağını, imajını nasıl düzelteceğini düşünüyormuş!




Örneğin; kısa bir süre önce Müslüman kadınlara, türbanlarını çıkarıp atma çağrısı yaptığı için dikkatleri üzerine toplayan, kökten dinciler tarafından tehdit edildiği için polis korumasına alınan Yeşiller Partisi Milletvekili Ekin Deligöz şunları söylüyor: “Rice’nin Türk kökenli milletvekillerine, Türk dernek ve kurumlarına tam bir saat ayırması gerçekten onur vericiydi. Rice’ın isteği, Müslüman ülkelerde demokrasiyi savunan güçlere destek vermekti.” (Milliyet, 24.02.2007) Deligöz’ün “onur duyduğu” bu buluşma, eğer Müslüman bir ülkede yapılmış olsaydı durum bir nebzeye kadar anlaşılabilirdi. Ama öyle anlaşılıyor ki Deligöz, buluşmanın Berlin’de yapıldığını, kendisinin de bir Alman parlamenteri olduğunu unutmuş.
Almanyada yayınlanan bazı gazateler, Rice’ın Almanya’daki Türkiye kökenlilerle bir araya gelmesini “Avrupa Müslümanları için Marshall Planı” diye verdikten sonra bunun, ABD dış politikasının yeni stratejisi olduğunu yazıyor. (ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İlişkileri Dairesi Başkanı Daniel Fried, Almanya’daki Müslüman örgütlerle teması şöyle gerekçelendiriyor: “Avrupa’da yeni bir milliyetçilik dalgasından endişeleniyoruz. Buna karşı Müslümanların topluma entegrasyonu için yardım ediyoruz. Sürekli, Müslümanlardan ‘Yardım edebilir misiniz?’ sözlerini duyuyorum."
Her ne kadar ABD’li yetkililer, Türkiyeli göçmenler ve Alman vatandaşlığına geçmiş Türkiyelilerle yapılan bu görüşmenin Almanya’nın içişlerine müdahale anlamına gelmediğini söylese de işin aslı; uzun vadede Türkiye kökenli göçmenleri kendisi için bir dayanak haline getirmek ve kendi poliitkalaırnın Almanyada pratiğe sürülmeis dayanak yapamak istediği açıktır.
İkinci olağan olmayan buluşma ise
Şubat ayı içinde Ankara’da yapıldı. Dışişleri Bakanlığı’nın çağrısı üzerinde, Avrupa’nın değişik ülkelerinden seçilmiş 23 politikacı Gül ile bir araya geldi. Eğer böylesine bir toplantı, herhangi bir konferans çerçevesinde yapılmış olsaydı; üzerinde durmaya da gerek kalınmazdı. Ama Türkiye, gelebilecek tepkileri hesaba katma ihtiyacı bile duymadan, doğrudan Avrupa ülkelerindeki parlamentoların üyesi olan; hatta çoğu T.C. vatandaşı olmayan siyasetçileri “etnik kimlik” üzerinden bir araya getirerek Türkiye için lobi çalışması yapmalarını -hem de hiç gizlemeden- talep etti. Tavsiye konuşmalarında, milletvekillerine “Türk milletvekili” misyonu biçilerek önlerine çeşitli hedefler ve görevler konuldu. Bu milletvekillerinin bir bölümünün çoktan “misyonerliğe” hazır olduğu zaten biliniyor. Hazır olmayanlar da bu ve benzeri toplantılarla sürece dahil edilmek, böylece etki alanı genişletilmek istenmektedir. Önümüzdeki dönem bu buluşmaların kalıcılaştırılması, Türkiye kökenli göçmenlere “azınlık”, vekillere de onların temsilcileri gözüyle yapılması amaçlanıyor.
Bu olağan olmayan gelişmelerin hedefinin; Türkiye kökenli göçmenlerin içinde yaşadıkları toplumlardan koparılarak içi kapatma, yerli emekçilerle ortaklaşma sürecini darbeleme, ABD’nin çıkarlarına dayanak yaratma ve göçmen siyasetçilere “Türkiye elçisi” misyonu verme olduğu ortada. Bu hedeflerin kendisi; ABD ve Türkiye egemenlerinin, Türkiye kökenli göçmenler üzerinden sinsi planlar yaptığını yeterince ortaya koyuyor. Göçmenleri kendi faşist gerici emellerine alet etmeye çalışan ABD emperyalizmi ve TC devletinin kirli oyunları boşa çıkarmak ve emekçilerin enternasyonalist birliğini geliştirip yaymak için daha çok çaba göstermek gerekiyor.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Dış Politika

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.07 Saniye