DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
BOP NEDEN GÖZDEN GEÇİRİLMEDİ?-
Dış Politika
Hemen her alanda yalan söylemekte sınır tanımayan AKP hükümeti ve başbakan Erdoğan tabana gaz vermek için zaman zaman ABD’ye efelenmekte geri durmamış ve BOP’un gözden geçirilebileceği palavrasını atmıştı. Neki bu sözlerin ardında aylar geçmesine karşın bırakalım BOP projesindeki aktif görev almayı gözden geçirmeyi daha falza bölge politikalaırnda ABD’nin politikalaırna bağlanılmıştır.

Bilindiği üzere Amerikan emperyalizminin Ortadoğu ve yakın çevresi coğrafyasında yer alan ülkelerde egemenliği pekiştirmek ve enerji kaynaklarının denetimini ebedileştirerek rakipleri Çin ve Rus emperyalistlerinin önünü kesmek için 2004 tarihinde önce "Büyük Ortadoğu Projesi" adı, ardından oluşturduğu coğrafi kısıtlamalardan sıyrılmak üzere "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Girişimi" adını almaya başlayan proje tamamen halkların emperyalist gerici politikalara bağlanması hedefleniyordu. Her ne kadar Büyük Ortadoğu Projesi Batıda Kıbrıs, Türkiye, İsrail, Kuzeyde Kafkasya ve Türki Cumhuriyetler, Doğuda Afganistan, Hindistan, Pakistan gibi çok geniş bir coğrafyayla çevrilmiş olsada asıl yoğun uygulama alanı Arap yarımadasında bulunan islam ülkelerini kapsıyordu. Bu bakımdan ılımlı islam kimliği ve ABD ile stratejik ittifak olması vesilesiyle BOP’da Türkiye gerek askeri gücü, gerekse Ortadoğu’ya örnek olarak gösterilebilecek düzeydeki uşaklığı ile, proje kapsamında kilit bir ülke olarak tanımlanmakta ve bu projede Türkiyeye özel bir rol biçilmiş ve pratik ugulamanda öncülük verilmiştir.
Neki, Başbakan Erdoğan, İsrail’in Filistin’den sonra Lübnan’a da saldırmasından sonra Büyük Ortadoğu Projesine katılımı “gözden geçireceklerini” ilan eden efelenmelerine girişimişti ve bazı kesimler BOP’un ölü doğan bir proje olduğu yorumunu yapmışlardı? Erdoğan, “Türkiye’nin BOP’da insanlık adına görev aldığını” ileri sürüyor ve BOP’un bölgeye barış, demokrasi vb getirmek için gündeme getirildiğini belirterek, “Bu daveti biz de bunlar olacak diye eşbaşkan olarak kabul ettik. Ama gelişmeler onu göstermiyor. Öyle ise bize düşen bu durumu gözden geçirmektir. Biz de şimdi bu durumumuzu gözden geçireceğiz” diyor.

Erdoğan’ın açıklamasının tamamen yalan olduğu ve sınır ötesi operasyona ABD’nin desteğini sağlamak hedefiyle elindeki BOP kozunu kullanmak amacı taşıdığı ortada duran bir olgudur. Çünkü Büyük Ortadoğu projesi, başlayıp bitecek bir proje değil, aksine sürekli güncellenerek yaşanacak bir süreç olarak düşünülmektedir.



Proje, emperyalist küreselleşme adı verilen büyük küresel değişim sürecinin bir parçası olacak, dünyanın değişen şartlarına uygun olarak sürekli güncellenerek kuşaklar boyu devam edecektir. Büyük Ortadoğu denilen coğrafya ABD için “dünyanın en önemli” bölgesidir. ABD’li stratejistlerin ifade ettikleri gibi, "Avrasya’yı denetleyen, dünya denetimini elinde tutar". Bu temel gerçeklikten hareketle ABD 21. yüzyılda tek kutupluluğun devamını sağlayabilmek için bir strateji belirlemiştir. Bugün BOP’la adımları atılan bu strateji: Avrasya’nın tam denetimi, Dünya enerji kaynakları üzerinde ABD hakimiyeti, AB’nin NATO çerçevesinde denetim altına alınması, Rusya’nın ekonomik/politik ve askeri olarak denetlenmesi ve Çin ile çatışmanın ertelenmesi, Ortadoğu’da güçlenen Anti-amerikancı halk hareketlerinin ezilmesidir.

Dahası dünya petrol rezervlerinin %68’i ve doğalgazın %41’i Ortadoğu’da bulunmaktadır. 2020 yılında dünyada kullanılan petrolün %40’ı bu bölgeden karşılanacaktır. Enerjinin denetimi, ABD’nin tek kutupluluğunu sürdürebilmesinin temel ön koşullarından birisi durumundadır. Petrol temel bir enerji kaynağı olarak kaldığı sürece, onun kaynağını ve sevkiyat yollarını elinde tutanlar, diğerleri karşısında stratejik bir üstünlük elde etmiş olacaklardır. ABD’nin BOP ile hedeflediği de bu üstünlüktür.
Bunun için BOP’un bölgeye barış, demokrasi ve kardeşlik getireceği yalanı pompalanıyor. BOP’un bölgeye barıış ve demokrasi getireceğini söylemek kadar saf ve iki yüzlü bir durum olamaz. İşte bugün ABD’nin Irak’ta yaptıkları, Afganistan’da yaptıkları, İsrail’in Filistin ve Lübnan’da yaptıkları, bu iki ülkenin bölgeye ilişkin yapmak istedikleri BOP’un ilan edilen kısa hedeflerine uygun değildir, ama BOP’un gerçek uzun amaçlarına uygundur. Çünkü, BOP işgal, kaos ve savaş demektir. Bütün bu lanetli işler ABD’nin bölgeye egemen olması için gündeme getirilmekte ve uygulanmaktadır. Yani yapılanlar BOP’a uygundur ve kimsenin hayal kırıklığı yaşamaması gerekir.
Uygun olmayan ise şudur; Hükümet’in İsrail’le askeri alandan ekonomiye kadar bir dizi ikili anlaşması vardır ve bu anlaşmalar İsrail’in onca kan dökücülüğüne ve zalimliğine rağmen devam etmektedir. Türkiye halkı hükümetten kuru sözler değil, somut adımlar beklemektedir. Bu somut adımların İsrail’le yapılan tüm ikili anlaşmaların iptal edilmesi, ABD ile işbirliğine son verilmesi olduğu açıktır. Ama hükümet bunları yapmak yerine “eleştiri” yapmakta, ABD ile işbirlikçiliği pekiştirmek için " stratejik vizyon belgeleri imzalamakta ve sonrada kalkıp BOP’u gözden geçiriz efelenmesini yapmaktadır.
Her bakımdan geleceğini Amerikan emperyalizmiyle işbirliğine bağlamış olan ve emekilerin saflarında gelişen anti-amerikancılığı görmezden gelen AKP hükümetinin bir yandan ABD ile stretejik anlaşmalar yapıp öte yandan BOP’da oyun bozancılık yapacaklarını söylemek sahtekarlıktan öte bir turumdur. TC devleti ve AKP hükümetinin bütün derdi Kürt özgürlük hareketinin ezilmesinde kendisine aktif desteğin sağlanması ve bu alanda işbirliği içinde olunmasıdır. Bu sağlandıktan sonrası ABD emperyalizminin çıkarları için TC devletinin BOP’un pratiğe sürülmesi nde her türlü kirli işleri üstlenmesi hiçte güç olmayacaktır. Türkiye bölgesinde önemli bir ülkedir ve ABD ve İsrail’in kirli amaçlarını engelleyebilecek potansiyeli bulunmaktadır. Ama emperyalizmin çanağından beslenen iktidar ve hükümetler bu yolu tutmak yerine ABD’nin suç ortağı olmaya devam etmekte, işbirlikçilikte ısrar etmekte geridurmamaktadırlar.
Türkiye BOP’un emekçi haklara karşı ilan edilmiş bir savaş olduğunu anlayarak buna karşı durmadan bölgeden “vizyon ülke” olarak ABD’nin ve İsrail’in saldırgan politikalarının tamamlayıcısı olmaktan kurtulamayacak ve Erdoğanın “BOP’u gözden geçiririz” efelenmeside boş laf olmaktan öteye geçmememiştir. Bu saldırganlıktan öncelikle çocuklar ve kadınlar etkilenmekte, onlar örgütlenmiş devlet şiddetinin kurbanı olmaktadırlar. Başkalarını teröristlikle suçlayan ABD ve İsrail; Filistin, Irak, ve Afganistan devlet terörü uygulamakta, halkı çaresiz bırakarak dinciliğin önünüaçmakta, sonra da bu dinci örgütleri düşmanı ilan etmektedir. Bu düşmanını seçme yöntemidir ve bu güne kadar başarısız olduğu da söylenemez. Ama bu türden her başarı bölgede ABD ve İsrail karşıtlığını artırmakta, halklar arasında daha kararlı karşı koyma eğilimlerini güçlendirmektedir. Bugünün dünyayı zulümle egemenlikleri altında tutan emperyalistler ve işbirlikçilerinin bu durumları uzun vade de sürdürmeleri zorlaşacaktır.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Dış Politika

 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.08 Saniye