Konunun daha kolayca anlaşılabilmesi için öncelik basit ve karmaşık emeğin ne anlama geldiğini açıklayarak bağlayalım işe. Bilindiği üzere, metaların üretimine farklı kalitede üreticiler katılır. Herhangi bir özel eğitim görmemiş bir insanın emeği, basit emektir. Özel eğitim gerektiren emek ise, karmaşık ya da kalifiye emektir.
Karmaşık emek, belirli bir zaman süresi içinde basit emekten daha büyük bir değer yaratır. Karmaşık emek tarafından yaratılmış değerin içinde, üreticinin eğitimi için harcanan emek payı da bulunur. Her tür karmaşık emeðin basit emeğe indirgenmesi, kendiliğinden gerçekleşir. Karmaşık emek, katlanmış basit emek sayılır; bir saatlik karmaşık emek, birkaç saatlik basit emeğe eşittir. Metanın değer büyüklüğü, emek zamanı tarafından belirlenir. Metanın üretilmesi için ne kadar uzun zaman gerekiyorsa, değeri de o kadar büyüktür. Bilindiği gibi, tek tek meta üreticileri değişik koşullar altında çalışır ve aynı türdeki metanın üretimi için değişik miktarda zaman harcarlar. Bu, bir üretici ne kadar tembel, iş koşulları ne kadar kötü ise, metanın değerinin de o kadar büyük olduğu anlamına mı gelir? Hayır, bu o anlama gelmez. Bir metanın değer büyüklüğü, bir metanın üretimi için tek tek meta üreticilerince harcanan bireysel emek zamanına göre değil, tersine toplumsal olarak gerekli emek zamanı tarafından belirlenir.
Toplumsal olarak gerekli emek zamanı, ortalama toplumsal üretim koşullarında, yani ortalama teknik düzeyde, ortalama ustalıkla, ortalama emek yoğunluğu ile bir metanın üretimi için gerekli olan zamandır.
Emek üretkenliği, belirli bir çalışma zaman birimi içinde yaratılan ürün miktarıyla belirlenir. Emek üretkenliği, üretim aletlerinin mükemmelleştirilmesi ya da onlardan daha iyi yararlanılmasıyla, bilimin gelişmesi, çalışanların ustalığının arttırılması, iş rasyonalizasyonu ya da üretim sürecindeki diğer iyileştirmeler yoluyla yükselir. Emek üretkenliği ne kadar yüksekse, bir metanın üretimi için gerekli duyulan zaman da kadar az, bu metanın değeri o kadar küçüktür.
Emek yoğunluğu, belirli bir zaman birimi içindeki emek sarfıyla belirlenir. Birim zamanda ne kadar çok emek harcanırsa, daha büyük miktarda üretilmiş metada cisimleşen yaratılmış değer de o kadar büyüktür. Metanın değeri, üretim sürecindeki emek tarafından yaratılır, ancak değişim sürecinde, bir metanın başka bir meta ile eşitlenmesi yoluyla, yani değişim değeri üzerinden ortaya çıkabilir.
Değerin en basit biçimi, bir metanın değerinin bir başka meta ile ifade edilmesidir. Örneğin: Bir balta 20 kilogram tahıl eder.
Burada, baltanın değeri tahıl ile ifade edilmiştir. Tahıl, baltanın değerini ifade malzemesi olarak hizmet eder. Baltanın değeri ancak, tıpkı baltanın üretimi için olduğu gibi tahılın üretimi için de emek sarf edildiğinde, tahılın kullanım değeriyle ifade edilebilir. Kendi değerini bir başka metada dile getiren meta (bizim örneğimizde balta), görece değer biçiminde bulunur. Kullanım değeri bir başþka metanın ifade malzemesi olarak hizmet eden meta, eşdeğer biçimde bulunur. Tahıl, diğer metanın -baltanın- eşdeğeridir. Bir metanın -tahılın- kullanım değeri, böylelikle bir metanın -baltanın- değerinin ifade edilme biçimi olur.
Köken olarak ilkel toplumda ortaya çıkmış olan değişim, rastlantısal karakter taşıyordu ve bir ürünün diðer bir ürünle dolaysız değişimi şeklinde gerçekleşiyordu. Değişimin bu gelişme aşamasına basit ya da raslantısal değer biçimi denk düşer.
Toplumsal işbölümünün büyümesiyle, değişim gittikçe kural haline gelir.. Kabileler, örneğin hayvancılıkla uğraşan kabileler, kendilerinde olmayan ziraat ve zanaat ürünleriyle değiştirdikleri hayvancılık ürünlerini fazla üretmeye başlarlar. Değişimin bu gelişme aşamasýna, toptan ya da gelişkin değer biçimi denk düşer. Değişime şimdi artık yalnızca iki meta değil, tersine bir dizi meta katılır.
Toplumsal işbölümünün ve meta üretiminin daha da gelişmesiyle, bir metanın dolaysız şekilde bir diğeriyle değişimi yetersiz kalır. Değişim sürecinde, meta üretiminin çelişkilerinin büyümesinden doğan zorluklar ortaya çıkar. Örneğin, çizmelerin sahibinin bir baltaya gereksinim duyması, ama balta sahibinin çizmeye değil de tahıla gereksinim duyması gibi durumlara gittikçe daha sık rastlanır. İki meta üreticisi, bir anlaşmaya varamazlar. Bunun üzerine çizmelerin sahibi, bunları diğerlerinden daha çok değiş tokuş edilen ve kendisine büyük talep olan bir metayla -belki de bir koyunla- değiş tokuş eder, ve sonra da bu koyunu gereksinim duyduðu baltayla değiştirir. Baltaya karşılık şimdi bir koyun elde eden balta sahibi ise, bunu tahıl karşılığında değiştirir. Bir metanın bir diğeriyle dolaysız değiş tokuşu giderek son bulur. Metalar içinden, zamanla, karşılığında tüm diğer metaların değiştirildiği bir meta, örneğin hayvan, ayrışır. Değişimin bu gelişme aşamasına genel değer biçimi denk düşer.
Genel değer biçimi, tüm diğer metaların yavaş yavaş genel eşdeğer rolü oynayan bir metayla değiştirilmesiyle karakterize olur. Ama bu geliþme aşamasında genel eşdeğerin rolü, henüz belirli bir metayla içiçe geçmemiştir. Çeşitli bölgelerde çeşitli türden metalar, genel eşdeðer rolünü oynuyordu. Belirli bölgelerde hayvan, diğerlerinde kürk, daha başkalarında ise tuz vs. genel eşdeğer idi.
Üretici güçlerin daha da gelişmesi, meta üretiminin gelişmesine ve pazarın genişlemesine yol açtı. Bu kadar çok metanın genel eşdeğer olarak işlev görmesi, zamanla, her yerde aynı bir eşdeğere geçişi talep eden büyüyen pazarın gereksinimleriyle çelişti. Bu rolü, yavaş yavaş soylu metaller gümüş ve altın aldı.
Genel eşdeğer rolünü belirli bir meta, örneğin altın, üstlenir üstlenmez değerin para biçimi ortaya çıktı.