 |
|
AB’YE ÜYELİK REFAH DEĞİL YOKSULLUK GETİRECEK

Ucu açık AB’ye üyelik görüşmeleri buruk biçimde başladı.Egemen sınıflar ve sözcüleri AB yokuşunun zorluğunun görüllmesinin ardından AB’ye üyelik görüşmelerinin başlamasını pek çoşkuyla karşılamadılar ama yine burjuvazi ve kalemşörleri AB’ye üyeliğin Türkiyeye refah ve mutluluk getireceği ve herşeyin güllük gülistanlık olacağı yalanının yığınlara taşımayadevat ettiler.Yalanlar bir yana Türkiyenin AB’ye üyeliği büyük tekellerin egemenliğini pekiştirererek yoksulluk ve sefaletin derinleşerek,işsizlik ve gelir adaletsizliğinin artarak süreceğini gösteriyor.Nitekim konuya ilişkin ” AB Hayatımıza Ne Getirecek?” konulu Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) çalışmasından bazı gerçekler olayı netçe açığa seriyor. ATO’ca yapılna, “AB Hayatımıza Ne Getirecek” başlıklı çalışmada, 35 başlık altında yapılacak müzakereler sürecinde, halkın bu düzenlemelerden nasıl etkileneceğinin cevabı bulmaya çalışılıyor. ATO çalışmasında öncelikle, ABye üyelik müzakerelerini, görüşmelerini tamamlasa bile serbest dolaşıma getirilen kalıcı engeller nedeniyle Türkiyeli vatandaşların, Avrupa vatandaşları gibi tam Avrupalı olamayacağı belirtilerek, aslında Türkiyenin kapıda bekletileceği ve daha çok ucuz işgücü ve toprak,genç nufus,önemli askeri güç ve önemli bir pazar olarak kulanılacağı ifade ediliyor.
Kuşku yok ki AB’ye üyelikte en çok tarım etkilenecek.AB ile müzakere sürecinden ,AB’ye uyum adı altında tarım nüfusunu azaltma çabaları sonucu yaklaşık 7 milyon insanın topraktan koparak kentlere akın edeceği kaydedilen çalışmada, “7 milyon insan işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalacak. Türkiye’deki tarım arazilerinin çok parçalı olması, AB’ye uyum sürecinde sorun yaratacak. Çiftçi, ya arazisini birleştirerek büyüyecek ya da ayakta kalamayarak yok olacak” ifadeleri yer aldı. Diğer tespitler ATO çalışmasında, şu tespitlere de yer verildi: “Türkiye’de 3 milyon tonu kayıtlı olmak üzere 10 milyon ton süt üretimi yapılıyor. AB, Türkiye’ye 3 milyon tonluk süt kotası uygulayacak, geri kalanı ise Türkiye içinde de satılamayacak. Çünkü Türk sütü AB standartlarına uymuyor ve AB standartlarına uymayan sütün Türkiye’de satışına izin vermiyor. Türkiye, AB’ye üyeliği durumunda Ortak Tarım Politikası’nın gereği çiftçiye ancak AB seviyesinde destek verebilecek. AB çiftçisine desteği, müdahale fiyatı olarak hububatta ton başına 101.3, çeltikte 150, doğrudan gelir desteğinde ise hububatta 63, çeltikte ton başına 177 Avro olarak uyguluyor. Türkiye’de bu yıl doğrudan gelir desteği hariç ekmeklik buğday alımlarında ton başına 220 Avro fiyat ödendi.Tarım kesiminde mevzuat uyumunu sağlamak, geçimini hububatta sağlayan 10 milyon aileyi yakından ilgilendirecek. AB’nin düzenlemelerine göre, eline iki çuval buğday alan çiftçi TMO’ya gidip ürününü satamayacak.” Hayvancılıkta, AB’ye uyum için Türkiye’nin hayvan varlığının kayıt altına almasının gerekeceği, ancak uyum için bunun yeterli olmayacağı ifade edilen çalışmada, “AB kurallarına göre bir haftadan küçük kuzular, 100 kilometreden uzun mesafeye taşınmayacak. Yürümemek için inat eden hayvanları dövmek yasak, sadece iki saniyelik şok uygulanan cihazlar kullanılarak hayvanların yürümesi sağlanacak” denildi. Hayvancılık nasıl etkilenecek? Türkiyede hayvancılığın AB’ye uyumunu sağlamak için et ırkı oluşturulması gerekeceği, bunun için damızlık işletmeler kurulacağı, et üretim tesislerinde veteriner hekimlerin sürekli görev yapacağı belirtilen çalışmada, şöyle devam edildi: “AB uygulama mevzuatı uygulamaya başlayınca, Türkiye’deki balıkçı tekneleri canlarının istediği yerde balığı karaya çıkartamayacak. Balığın karaya çıkacağı limanlar belirlenecek ve AB hijyen kurallarına uygun olarak donatılacak. Türkiye’de özellikle hamsi avı kısıtlanacak. AB uyumu, gıda sanayini de zorlayacak. Türkiye’nin gıda konusunda en çok gözaltında olduğu konulardan biri de kanserojen madde üreten odun fırınları. AB mevzuatı gereğince odun fırınlarının kapatılması gerekecek.” AB’nin Ekim 2005 tarihinden beri ağır yük taşıyan araçlara Euro 4 emisyon standardını uygulamaya başladığı, Türkiye’nin bu standarda uymak zorunda kalacağı ve ağır yük taşıyan TIR ve kamyonların yollara rasgele egzoz gazı bırakamayacağı hatırlatılan ATO çalışmasında, tehlikeli madde taşıyan araç ve sürücülerin özel sertifika alacağı, 50 tondan fazla tehlikeli madde taşıyan firmaların “Güvenlik Danışmanı” istihdam etmek zorunda kalacağı ifade edildi. İşten atmalar yaşanacak ATO raporuna göre 80 bin sayfalık AB mevzuatının Türkiye’de uygulamaya başlamasının ardından milyonlarca emekçinin direk olarak yaşamını etkileyeceğine işaret ediyor Keza AB’ye uyum yasaları daha çok emekçi yığınları etkiliyecek ve milyonlarcasını sokağa bırakarak işsizler ordusunu büyütecektir. Bu süreçte binlerce orta ve küçük işyeri kapanacak, işten atılmalar yaşanacak. Tarımın dibine kiprit suyu dökülecek ve milyonlarca küçük üretici iflaz edecek.Bütün bu ve diğer sorunlar yıkıcı ekonomik ve sosyal sorunlar olarak karşımıza çıkacak. Buda AB’ye uyumun emekçilere refah ve mutluluk değil daha fazla sömürü ve yoksul getireceğini,bunun içinde AB’ye karşı mücadele edilmesi gerektiğini gösteriyor.
|
|
| |
Ortalama Puan: 0 Toplam Oy: 0
|
|
|
Эlgili Konular
 |
Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil. |
|