DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
Üniversiteler faşist kuşatma Altında
Gençlik Yıldızı
Üniversitelerde okuyan devrimci,demokrat ve Kürt öğrenciler,faşist baskı ,saldırı ve soruşturmaların   hedefın duruyorlar. Üniversitelerde faşist şovenist saldırıların ve linç girişimlerinin ardı arkası kesilmiyor.Üniversite yönetimi ve polis-jandarmanın denetimi ve koruculuğunda MHP-Ülkü Ocakları,BBP-Nizami Alem Ocakları vb gibi sivil faşistlerce,Kemalist ve İşçi Partsi gibi ordunun şakşakçılığını yapan Türk şovenisti gerici güçlerce  desteklenen bu  saldırıların uzun dönemden bu yana sistematik olarak pratiğe sürüldüğü  ve bunun faşist diktatörlüğün  işçi,emekçi ve Kürtlere  halkına yönelik merkezi  faşist baskı-saldırı  ve teslim alma politikalarından ayrı düşünülemeyeceği ortada duran bir gerçekliktir.
Üniversitelerde okuyan devrimci,demokrat ve  Kürt öğrenciler faşist ırkçı saldırılarla karşı karşıyalar. Son aylarda içinde basta İstanbul üniversitesi olmak üzere  İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve  birçok üniversitede faşist ırkçı gruplar, polis ve üniversite yönetimleri desteğinde devrimci,demokrat ve Kürt öğrencilere saldırarak linç girişimlerinde bulunuyorlar. Saldırı, soruşturma ve uzaklaştırmaların yoğunlaşarak sürmesi  aslında faşist diktatörlüğün üniversiteleri teslim alma ve faşist kadro devşirme  alanları haline getirme, resmi devlet politikasına
bağlı  olarak yürütüldüğünü ve buna bağı olarakda ülkenin değişik yerlerinde yaşanan linç girişimlerinin ,üniversitelere taşındığını gösteriyor 



Nitekim İstanbul Üniversitesi’de  süren faşist saldırıların  İTÜ’de bu yıl 20’ncisi düzenlenen “Bahar Şenlikleri” nedeniyle gerçekleşen etkinliklerin son gününde, faşist kızıl elmacıların  devrimci,demokrat ve Kürt öğrencilere yönelik linç saldırılarına sahne olması,üniversitelerde  sistemli bir faşist kuşatmanın uygulamaya sokulduğunu gösteriyor. Linç girişimini ve “Türk Bayraklı” yürüyüşü, “İTÜ Dil Tarih Kulübü” içinde yer alan kimi İP’li geçinen öğretim görevlilerinin kışkırttarak  linç girişimi yaşanmıştır.İTÜde,İÜ’de ve Siirt Eğitim Fakültesi’nde  diğer üniversitelerde onlarca öğrenci hakkında “örgüt propagandası yapmak” ve “yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak” iddiasıyla iniversite yönetimlerince  soruşturma veya dava açıldı.
Bir kere şunun altı özenle çizilmelidir ki  üniversitelerde yaşananlar bazılarının göstermeye çalıştıkları gibi  ‘sağ-sol çatışması’ değildir ,yaşananlar  açıktan faşist  devrimci,demokrat ve Kürt yurtsever geçlere yönelik saldırılardır.  Faşist ırkçı şovenist Türkçü gruplar Bahar Şenlikleri bahanesiyle İTÜ Teknik Forum Sayfası üzerinden yaklaşık bir aydır örgütlenip  devrimci ve Kürt  yurtseveri öğrencilere karşı saldıır  haızrlığı yapmaktaydılar. Saldırıların arka planında Atatürkçü Düşünce Derneği ve İşçi Partisi çevresinden öğretim üylerininde yer alması olgusu kızl elmacılacıların ittifakiçinde devrimci ve Kürt öğrencilere yönelik baskı ve sindirme politikası uyguladıkladıkları bir gerçek.
İTÜ de şenliği bahane eden faşist şovenist Türk ırkçılarının, internet üzerinden “PKK yanlılarını öldüreceğiz”, “Kürtleri İTÜ’den atacağız” şeklinde propaganda yaparak, Kürt öğrencilere dönük saldırı hazırlığı yaptığı biliniyordu.Bunlar bilinmesine  karşın İTÜ üniversite yönetiminin hiç bir önlem alınmayarak , “ İTÜ’de gelişen olaylar da Türkiye genelinde devletin Kürt karşıtı politikasının sonucudur. Linç girişimlerinde bulunanlara ve Kürt öğrencilere saldıranları devlet güçleri de görmezden geliyor” dedi.
İTÜ’de   kızl elmacıların ittifakiçinde devrimci ve Kürt öğrencielre yönelik saldırıya  kalkışmaları  aslında İTÜ’de devrimci ve Kürt yurtsever gençliğinin birlikten hareket etme ve  geniş gençlik keismlerini kucaklama  politikalarından kopukve kendi içine kapanık,bölünmüş ve parçalanmış birtarzda hareket etmeleriylebağlıdır.Keza  2005 Newroz’undan itibaren daha yoğun olarak kışkırtılan faşist şovenist histeri ve linç kültürü bugün ağırlıklı olarak orta ve üst burjuva çocuklarının gittiği elit üniversitelerde eki bulmaya başlamıştır Bunda eğitim sistemi ve aileden gelen gericilik birikimi olduğu kadar devrimcilerin kitlelerle bağ kuruşundaki zayıflık,içe kapanıklık  ve politikalarındaki   kendiliğindencilik  belirleyicidir. Toplumsal olarak patlama öğelerinin  biriktiği oranda sistemin, devrimciler ile geniş yığınlar arasındaki zayıf bağlarını sivil-resmi faşistler, medya vb. her türlü aracıyla darbelemeye  çalışması bir yerede olağandır. Özellikle Kürt halkına ve gerillalara karşı tekrar devreye sokulan kirli savaş konsepti çerçevesinde saldırılar Kürdistan’da çocuk-kadın gözetmeksizin katletmelere, metropollerde ise “bölücülere karşı ayaklanmış haklı halk tepkileri ” olarak lanse edilen sivil faşist kudurganlığa dönüşmektedir.Dizginsizce süren saldırlar kapsamında işçi sınıfının ve dolayısıyla gençlik hareketinin kazanılmış hakları birer birer  gasp edilmeye çalışılırken, gençlik içerisinde  bu duruma karşıkitlesel bir karşı durşun örgütlenememsi ve grupçu ve ben merkezci dar yaklaşımların aşılamamsı alanı faşist ve gerici güçlere alanaçmaktadır.İTÜ’de yaşanan faşist gerici saldırının aslında üniversite gençliğini faşist gerici bir kuşatma altına alınmaya çalışldığını ve bunu  idare-polis ve savil faşsit,Türk şovenisti güçlerin ittifakıyla pratiğe sürüldügünügösteriyor.Bu saldırıyı geri püskürmenin yoluda bütün ,anti-emperyalist,anti-faşist ve anti-şovenist güçlerin birlikte hareket etmesini dayatıyor.   
 
 

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Gençlik Yıldızı

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.13 Saniye