|
|
ALMAN EMPEYALİZMİNİN KONGODA İŞİ NE?-
2 Haziranda toplanan Almanya Federal Meclisi, SPD-CDU/CSU’dan oluşan Büyük Koalisyon Partileri ile Yeşiller partisinin desteğiyle Kongo’ya asker göndermeyi dün kabul etti.Peki Almanyanın Kongoda işi nedir?Alman emperyalizmi 90’lı yıllara kadar başka ülkelere asker gönderme tutumu içinde değildi.Neki emperyalist çıkarlar ve Sovyetler Birliğinin dağılması ve Doğu Avrupa ve Balkanların parçalanıp yutulmsında aktif rol oynayan Alman emperyalizmi önce Kosova, Bosna-Hersek’e asker gönderdi ve ardından sorunlu olan bölgelere asker göndermekten geri kalmadı.Alman emperyalizmi Afganistan.,Azerbaycan,Kosova,Bosna-Hersek, Sudan, Gürcistan,Afrika Boynozu,Etiyopya olmak üzere dışarda 6700 asker bulunduruyor.Son olarak Coltan madenlerini ele geçirmek ve madenlerin rahat bir ortamda Almanya’ya akışını sağlamak için Kongo’ya asker göndermeyi kararlaştırdı.Böylece Potsdam’da oluşturulan ana komuta karargahındaki 50 askeri uzman, askerlerden sorumlu olacak. Federal Alman hükümeti Kongo’ya asker gönderme tezkeresini 2 Haziranda yapılan uzun tartışmalardan sonra onayladı. Oylamaya katılan 561 miletvekilinin 440 “evet“, 135 “hayır“ derken 6 temsilci de çekimser kaldı. Muhalefette bulunan Hür Demokratik Partisi (FDP) ile Sol Parti. PDS Miletvekilleri tezkereye karşı oy kullandılar. SPD-CDU/CSU’dan oluşan Büyük Koalisyon Partileri ile Yeşiller ise “Kongo’ya ancak silahlı asker yolamakla siyasi hedeflere ulaşabiliriz - ülkede ancak bu şekilde barış ve istikrar sağlanabilir” görüşü çerçevesinde birliğe varıp Kongo misyonuna “evet” dedi. Kongo 1960 yılında Belçika’nın sömurgeci esaretinden kurtulup bağımsızlığını kazandı. Daha sonra işbaşına gelen ilk Kongo Devlet Başkanı Patrica Lumumba da 17 Ocak 1961 yılında bir suikast sonucu öldürülmüş ve Mobutu askeri rejimi kurulmuştu. Daha sonra Lumumba’ya karşı suikastı planlayanların arkadaşı da Amerika Birleşik Devletleri’nin Dış İstihbarat Örgütü (CIA) ve eski sömürgeci devlet Belçika çıkmıştı. Kabila’yı da öldürenlerin arkasında aynı güçlerin olduğuna kesin gözle bakılıyor.
Almanya’nın Avrupa Birliği (AB) misyonu çerçevesinde Kongo’ya binin üzerinde asker yollaması kuşku yok ki Afrika kıtasında enerji ve yeraltı zenginlik kaynakları üzerinde uzun vadede denetim sağlamayı amaçlamaktadır. AB Çevik Kuvvetlerin bir parçası olarak Kongo’ya önümüzdeki ayda gönderilecek askeri birliklerin operasyonlarını 50 askeri uzmandan oluşan ana komuta karargahı Potsdam şehrinden yönlendirilecek. Bilindiği üzere Alman sanayisinin üretiği cep telefonları ve bilgisayar teknolojisi Kongo’da üretilen Coltan madesinin zenginliğine bağlı olduğu biliniyor. Koltan (Coltan) olmazsa medern bilgisayar teknolojisi çökmekle karşı karşıya kalır. Bu durum diğer AB ülkeleri için de geçerlidir. Kongo’da “barış-demokrasi ve istikrarı“ sağlayacağını iddia eden AB ve Alman hükümeti aslında Afrika kıtasının bu maden zengini ülkesinde “Avrupa Birliği’nin çıkarlarını gerekirse silahla-şiddet yoluyla garantiye alma çizgisini izleyip uzun vadeli bir emperyalist stratejiyi devreye sokmuş bulunuyor. Cep telefonu ve bilgisayar sanayisinin gelişimi ile birlikte Kongo’da iç çatışmalar ve etnik gruplar arasında boğazlaşmanın daha da şiddetlendiği biliniyor. Kongo’nun sahip olduğu zengin Koltan yatakları cep telefonu ve bilgisayar tekelleri için vazgeçilmez bir madde. Mikro teknolojide kullanılan Koltan’ı yağmalayarak kasalarını dolduran emperyalist tekellerden 21’i Belçika, 12’si İngiltere, 8’i ABD ve 5’i de Almanya’da bulunmakta. Koltan maddesinin en büyük alıcı ise Alman ilaç tekeli Bayer’e bağlı H.C. Starck firması. Starck firması 1980’li yıllardan bu yana adeta Kongo’nun sahip olduğu Koltan zenginliğini yağma ve talan ediyor.Ondandır ki emperyalist devletler kongoda ellerini çekmediler ve iç karışık yaratmaktan geri kalmadılar.. Alman hükümeti işsizlikle mücadele edeceğine, yeni iş alanlarını yaratacağına işsizlerin sosyal haklarından kesintiye gidip, artı-değer vergisini yüzde 19’a yükseltmekle halkın cebinden çaldığı milyonlarca Euro ile geleceği karanlık olan Kongo’yu asker göndermeye finanse edecek. Nitekim bu yıldan itibaren ordu harcamalarına yılda 24.4 milyar Euro gidecek. Ek olarak da 1.1 milyar Euro “uluslararası terörizmle mücadeleye” ayrılacak. Yani ABD komutasında Afganistan’da “antiterör” mücadelesini veren Alman özel askeri Elit komandoları KSK’nin harcamaları için kullanılacak. Almanya’da 15 milyona yakın insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Nüfusun yüzde 11’i işsiz ve her ay başına kadar kiralarını nasıl ödeyeceklerini ve geçimlerini nasıl sağlayacaklarını sıkıntısı içinde yaşarken SPD-CDU/CSU’dan oluşan Büyük Koalisyon hükümet ise bu sorunlara çare bulacağına “ulusal çıkarların savunması” kılıfı altında dış ülkelere emperyalist amaçlar için asker yolluyor. Şu an dış ülkelerde 8 bine yakın Alman askeri bulunuyor. Çıkan çatışmalarda ise resmi makamlara göre 360 Alman askeri öldürülmüş. Yoksulluk ve iç savaş içinde emperyalistlerin hedef tahtasında olan Kongo 1960 yılında Belçika’nın sömurgeci esaretinden kurtulup bağımsızlığını kazanan ülkelerdendi . Daha sonra işbaşına gelen ilk Kongo Devlet Başkanı Patrica Lumumba da anti-emperyalist ilerici olması nedeniyle 17 Ocak 1961 yılında bir suikast sonucu öldürülmüş ve Mobutu askeri faşist diktatörlüğü kurulmuştu. Daha sonra Lumumba’ya karşı suikastı planlayanların arkadasın da Amerika Birleşik Devletleri’nin Dış İstihbarat Örgütü (CIA) ve eski sömürgeci devlet Belçika çıkmıştı. Diktatör Mobutu Sse Seko’nun faşist baskı rejiminden bıkan halk 1997 yılında Laurent-Desire Kabila’ya destek verince yağma ve baskı rejimine son verildi. Kabila iktidarı devraldığında Kongo’nun IMF’ye borcu tam olarak 9 milyar dolardı. Mobutu kredi olarak aldığı bu borçları İsviçre’deki özel kontolarına aktarmıştı. Bu paralar halen Kongo’ya verilmiş değil. Halkın Mobutu’yu devirmesinin ardından ise batılı emperyalist güçler ve para muslukları IMF diktatör Mobutu’ya akıttığı “borç”ları halktan tahsil etmek Kabila’ya siyasi ve ekonomik yatırımlar yapmaya başlamıştı. 1999 yılında ise batılı devletlerin sevmediği Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DKC) Devlet Başkanı Kabila, kendi koruması tarafından çalışma odasında ekonomi danışmanının gözleri önünde kurşun yağmuruna tutularak bir komplo sonucu öldürülmüştü.Lumumba’nın olduğu gibi Kabila’yı da öldürenlerin arkasında batılı emperyalist güçlerin yer aldığı bir gerçekti. Öldürülen Kabila’nın koltuğuna genç oğlu Joseph Kabila getirilip Güney Afrika Cumhuriyeti’nin başkenti Johannesburg’da baskı altında Ruanda ile arasında 1999 Temmuz’unda bir “barış anlaşması” imzalanmıştı. Barış anlaşmasını Güney Afrika Devlet Başkanı Thabo Mbeki ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan sağlamıştı. Ancak Temmuz’da imzalanan ateşkes anlaşmasına konulan imzaların mürekkebi daha kurumadan bunu batılı emperyalist devletlerin denetiminde 1999 yılında imzalanan Lusaka Anlaşması izlemişti. Lusaka anlaşmasının sonucunda Kongo Demokratik Cumhuriyeti Kabila’ya bağlı hükümet güçleriyle komşu ülkelerin desteğine sahip olan Kongo Demokrasi Hareketi ve Kongo Kurtuluş Hareketi adında silahlı gruplar arasında parça parça paylaştırıldı. Ayrıca anlaşmaya göre, Ruanda’nın Kongo’daki 30 bin askerini geri çekmesi karşılığında, Kongo, topraklarını Ruanda’ya karşı saldırı için kullanan binlerce Hutu gerillayı Ruanda’ya iade etmesi gerekiyordu. Ancak bugüne kadar anlaşma şartlarının ne kadar gerçekleştiği bilinmiyor. Ancak şimdiki gerçek şu: Batılı emperyalist güçlerin desteğini alan Ruanda ve Uganda Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne karşı savaşı yoğunlaştırıp, Kongo hükümetine karşı savaşan gruplara hala silah ve para yardımını yapıyorlar. Süren savaşta 5 milyon insanın yaşamını yitirdiği gözlemciler tarafından belirtiliyor. Çatışmalar 1994 yılında 1 milyona yakın Tutsi’yi soykırımdan geçiren Ruandalı Hutu kabilelerinin eski adıyla Zaire olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne kaçmasının ardından başlamıştı. Çad, Namibya, Angola ve Zimbabve, Kongo’nun yanında, Uganda ve Burundi ise Ruanda’nın yanında başlayan savaşta yerlerini almışlardı. Bölgede konumlanmış Hutu militanlarını silahsızlandırmakla ve iç barışı sağlamakla görevli 17 bine yakın BM askerinin de etkisiz kalması nedeniyle bölgeye yeni askeri güç aktarılması kararı alındı.Alman emperyalizmi bu fırsatta Kongoya asker göndererek Afrikaya yönelik emperyalist sömürgeci amacını ve emepryalist büyük devlet arasında Afrikada egemenlik kurma savaşımını kızştığını gösteriyor.
|
|
| |
Ortalama Puan: 5 Toplam Oy: 1
|
|
|
Эlgili Konular
|
Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil. |
|