DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
EMEKÇİLER YOKSULLAŞIRKEN PATRONLAR KARLARINI ARTIYORLAR
Politika Haber
Patronların serzenişleri bir yana emekçilerin  alım gücü her geçen gün düşüp yoksulluk ve açlık derinleşerek sürerken patronlar karlarına kar katmaya devam ediyorlar.Zaten  ekonominin diyalektiğide bu değilmi,emekçiler yoksullaşırken  patronlar ceplerini şişirirler.Nitekim açıklanan 2005 verileri özellikle banka finans sektörü kuruluşları ile holdinglerin 2005 yılını yüksek karlarla kapattığını gösteriyor. Sadece Sabancı Holdinge bağlı faaliyet gösteren   Akbank’ın 2005 yılında bir milyar doları aşan kar elde ettiği anlaşılıyor. İş Bankası, Garanti Bankası, Finansbank ve Denizbank ile Vakıflar Bankası hisse senetleri İMKB’de işlem gören diğer karlı şirketler olarak bilanço açıklamış bulunuyor.
 2005 yılı gerçekleşen sonuçları ve 2006 yılı hedeflerini açıklayan Sabancı Holding’in yöneticileri, Sabancı Holding’in sahipliğindeki Akbank’ın 2005 yılında “orta çaplı bir banka satın almış gibi” büyüdüğünü ifade ediyorlar. Holding yöneticileri Sabancı Holding hisselerinin 2005 yılı başında 4.6 milyar dolar olan değerinin 31 Ocak 2006 tarihi itibarıyla yüzde yüz oranında artarak 9.2 milyar dolara ulaştığını söylüyor. Piyasada para toplayarak faiziyle  başkalarına  kredi veren  bankaların bir koyup beş aldıklarını ve üretmeden  nasıl  rant edlde ettiklerini gösteriyor.



Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı veriler, 2005 yılında sanayi üretiminde yüzde 5.5 oranında artış yaşandığını gösteriyor. Bu oran yüzde 9.8 olan 2004 yılı sanayi üretim artışına oranla önemli bir yavaşlamaya işaret ediyor. Özellikle tekstil ve giyim sektörlerinde 2004 yılına oranla yüzde 10’u aşan bir yavaşlama gerçekleşmiş durumda.
Özellikle YTL’nin  yabancı paralar karşıısnda  değerlenmiş olmasının etkisiyle bu sektörlerde ciddi bir daralma yaşanıyor.Döviz kurları, ülkemizi yabancı ülkeler açısından tam bir ihracat cenneti yapmış durumda, rekorlar kıran ihracat rakamları daha yüksek artış gösteren ithalat rakamları karşısında yetersiz kalıyor. Dış ticaret açıklarınn yanı sıra cari açık da büyüyor ve ekonomi dergileri hangi malı hangi ülkeden daha cazip koşullarda ithal edebileceğimizin listesini sunuyor.
 Örneğin,Dergiye göre; pamuk, pamuk ipliği, narenciye ve mangonun Pakistan’dan ithal edilmesi gerekiyormuş. Ülkemizdeki narenciye ürünleri bahçede çürürken, üretici ürününü yok pahasına satamazken, Pakistan’dan narenciye ithalatı yapılması gerektiği ifade ediliyor.
 Arjantin’den buğday, soya, ayçiceği, şarap, Brezilya’dan şeker, ayakkabı, terlik, Hindistan’dan tekstil hammaddesi, zirai araç-gereç, Şili’den, bakır, şarap, Çin’den oyuncak, mermer, hırdavat, granit vb.
 Bu listeyi yayınlayan Yeni Para dergisi, Çin için eyalet ayrımını dahi veriyor. Tekstil Şanghay’dan elektronik eşyalar Konton’dan alınmalıymış. Dergide, ithalat yapmanın artık kolay olduğu ve hangi ülkeden nasıl ithalat yapılacağına ilişkin irtibat telefonları da verilmiş durumda.
 Dergiye göre dış ticaret açığı sorun yaratıyor, ama ithalatın da cazibesi artıyor. Ve ithalat yapmak hem avantajlı hem de çok karlı durumda.
 Banka, finans sektörü ve holdingler, karlarını artırırken, ithalatçılar altın yıllarını yaşıyor. Büyük zenginler, günlük etlerini dahi New York’tan getirirken, milyonlarca emekçi işsizlikten kırılıyor. Milyonlarca emekçinin geliri hiç artmaz gerilerken , patronlar karlarına kar katarak cepleirni dolduruyorlar.
 Ülkemizin temel üretim alanlarının tümü ithalat baskısı altında bulunuyor. Birkaç yıl öncesine kadar en temel ihracat ürünlerimiz olan pamuk, narenciye, madenler, tekstil ürünleri ithalatçıların kar kaynağı olmuş bulunuyor. Tarım üreticilerine şeker pancarı, buğday, pirinç ürettirilmiyor, ithalatın yolu açılıyor. Milyonlarca emekçinin sigortasız, düşük ücret ve ağır çalışma koşullarında yarattığı üretim değersizleşirken, ithalatçılar kazanıyor. Bankalar, holdingler, kazanırken, kaybeden işçiler ve emekçiler oluyor.Bunun adınada  Türkiyenin kalkınması ve  pastada emekçilerede birşeylerin düşmesi olarak gösteriliyor.
İşbirlikçi tekelci kapitalizmin ,işçilere emekçilere vereceği tek şey daha çok sömüürü,yoksulluk ve işsizliktir.Ama bu  asla emekçilerin kaderi değildir ve olamazda.Emekçiler olarak  örgütlenip bilinçlenip gücümüzün ayırdına vardığımızda makus talihimiz değiştirmek ve  gelir adaletsizliğini darbeleyerek  durmu lehimize değiştirmemiz hiç de güç olmayacaktır.Dahası emekçiler olarak  haklarımız için ayağa kalkmadığımız sürece  işsiliği ,yoksulluğu ve sefaleti darbeleyerek aşmamız ve yaşanacak bir dünya kurma  hedefine yürümemiz  zor olacaktır.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Politika Haber

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.11 Saniye