|
|
EK ÖDEME ZAMMINDA AYRIM NİYE?
AKP hükümeti çalışanlar arasındaki maaş farkını kapatmak adına bir dizi açıklamlar bir yana ,kamu çalışanları arasında maaş zammında ayrımcılığı sürdürerek önümüzdeki süreçte emekçi yığınlara karşı kullanmada önemli bir işlev üstlenen din görevlileri ve emniyet mensuplarına kıyak yapıldı.Peki kamu çalışanları-ki din görevlileri ve emniyet güçleri emekçi memurlardan farklı olarak devletin “özel görvelileri” arasında bulunmaktadırlar.Bu bakımdan da diğer emekçi memurlardan farklı özel bir konuma sahipler-.Peki kamu çalışanları arasındaki maaş farkını giderme sözü veren AKP hükümetinin din görevlileir ve emniyet mensuplarına özel maaş zammı uygulaması niye?Bunu anlamak için son aylarda emekçi yığınlara ve Kürtlere yönelik devletin dinin uyuşturuculuğunu yayma ve emniyet güçlerini daha fazla sokaklara salma yaklaşımlarında görmek mümkündür. Yani emekçi yığınların zaptu rapt altına alınnması ve uyuşturulması için din görevlileri ve emniyet güçleri AKP hükümetince ihya edilmiştir.
Bilindiği üzere,sendikal hareketin daha tarih sahnesine çıktığı andan itibaren esas işlevi ; işçiler arasındaki gelir, çalışma koşulları vb. gibi farklılıkları asgariye indirmek olmuştur. Çünkü; ancak aralarında bu ölçüde bir birlik olan işçiler ve emekçiler birleşip, ortak talepleri için mücadele edebilirlerdi. Patronlar ise tam tersine, her işçiyle ayrı ayrı sözleşme yapmayı, her işçiyle ayrı ücret ve çalışma koşulları için sözleşme yapmayı tercih etmişlerdir. Böylece onlar, her işçiyle ayrı bir “hukuk” geliştirerek işçilerin kendisine karşı birleşmek yerine birbirleriyle rekabet edecekeleri koşulların oluşturulması böl,parçala ve yut politikasını uygulama gayreti içinde olmuşlardır. İlk kurulduklarında bu temel sorunla uğraşan sendikaların bugün de temel sorunu budur: İşçiler ve emekçiler arasındaki rekabeti kışkırtan koşullara son vermek; bunun için işçiler ve çalışan emekçiler arasındaki gelir ve çalışma koşullarında yakınlık sağlamaktır.Neki, patronlar, “esnek çalışma”yla, sınıfın son 150-200 yıllık mücadelesinin ürünü olan ve işçiler arasında rekabete son veren kazanımları ortadan kaldırarak; her işçinin ,emekçinin ötekinin rakibi olduğu ücretlendirme ve çalışma koşullarını dayatmaktadır. Bunu sadece birer birer patronlar değil, onların emir eri hükümetleri de yapmaktadır. Keza,bunun son örneği; “ek ödeme” alamayan kamu emekçilerinin maaşlarına yılın ilk altı ayı için 40 YTL, ikinci altı için de 40 YTL iyileştirme zammı oyunu olmuştur.AKP hükümeti, kamu emekçileri arasında maaş farkını azaltmayı amaçlayan bu girişimi,göz boyama amaçlı bir düzenleme ile ;din görevlileri ve emniyet mensuplarına 140+140 YTL’lik zam verilmesi kararı olarak çıkarmıştır. Ortada duran bir gerçek ki;Ek ödeme almayan kamu emekçilerine ki -bunlar genel olarak kamu emekçilerinin en az maaş alan kesimlerine de karşılık gelmektedir -40+40 YTL zam verilmesini sendikalar, az bulsalar da, sonunda kabul etmişlerdi. Bu yüzden de bu zam, bir ayrımcılık olarak görünmüyordu.Din görevlileri de bu kategoriye giriyorlrsaydı elbette onlar da 40+40 ek ödeme formülünden yaralanacaktı.Ama emniyet görevlileri zaten ek ödeme alan memurlar kategorisine girmeleir nedeniyle , onların bu zamdan yararlanmaması gerekirdi. Ne var ki hükümet; bırakalım bu tür ölçüleri, pervasız bir biçimde hem din görevlilerine hem de zaten ek ödeme alan emniyet mensuplarına 140+140 YTLlik bir ek maaş vermeyi karar altına almıştır. Bu açıdan bakıldığında; kamu görevlileri arasında bir maaş ve gelir farkı yaratarak; ayrımcılığa devam edilirken .AKP hükümeti, din görevlileri ve emniyet mensuplarına özel ayrıcalık tanıyarak; devletin önümüzdeki dönemde ana dayanaklarını ve toplum karşısında nasıl bir saldrıgan pozisyon tutmak istediğinin de işaretini vermiştir. Demek ki; önümüzdeki dönemde devlet; asıl olarak toplumu, emniyet güçleri ve din görevlilerinin etkinliğine dayanarak zapturapt altına almayı amaçlamaktadır. Yani emperkyalizmin ve işbirlikçi tekelci sermayenin hükümeti; kendi geleceğini; hizmetleri artırarak, refahı paylaştırarak, toplumun eğitim ve sağlık, ulaşım, belediye hizmetleri vb. gibi hizmetleri artırarak değil, ama emniyet güçleri ve din görevlilerinin gayretiyle, polisiye önlemler ve dinin uyuşturcu- yatıştırıcı etkisini kullanarak toplumu kontrol altında tutmayı planlamaktadır. Nitekim AKP Hükümeti’nin kamu çalışanları arasında ek ödeme zammında ayrımcılık yaparak halka daha fazla baskı,terör ve dinin uyuşturucu etkisini yaymayı hedeflediğini gösteriyor başka birşeyi değil.
AKP hükümeti çalışanlar arasındaki maaş farkını kapatmak adına bir dizi açıklamlar bir yana ,kamu çalışanları arasında maaş zammında ayrımcılığı sürdürerek önümüzdeki süreçte emekçi yığınlara karşı kullanmada önemli bir işlev üstlenen din görevlileri ve emniyet mensuplarına kıyak yapıldı.Peki kamu çalışanları-ki din görevlileri ve emniyet güçleri emekçi memurlardan farklı olarak devletin “özel görvelileri” arasında bulunmaktadırlar.Bu bakımdan da diğer emekçi memurlardan farklı özel bir konuma sahipler-.Peki kamu çalışanları arasındaki maaş farkını giderme sözü veren AKP hükümetinin din görevlileir ve emniyet mensuplarına özel maaş zammı uygulaması niye?Bunu anlamak için son aylarda emekçi yığınlara ve Kürtlere yönelik devletin dinin uyuşturuculuğunu yayma ve emniyet güçlerini daha fazla sokaklara salma yaklaşımlarında görmek mümkündür. Yani emekçi yığınların zaptu rapt altına alınnması ve uyuşturulması için din görevlileri ve emniyet güçleri AKP hükümetince ihya edilmiştir. Bilindiği üzere,sendikal hareketin daha tarih sahnesine çıktığı andan itibaren esas işlevi ; işçiler arasındaki gelir, çalışma koşulları vb. gibi farklılıkları asgariye indirmek olmuştur. Çünkü; ancak aralarında bu ölçüde bir birlik olan işçiler ve emekçiler birleşip, ortak talepleri için mücadele edebilirlerdi. Patronlar ise tam tersine, her işçiyle ayrı ayrı sözleşme yapmayı, her işçiyle ayrı ücret ve çalışma koşulları için sözleşme yapmayı tercih etmişlerdir. Böylece onlar, her işçiyle ayrı bir “hukuk” geliştirerek işçilerin kendisine karşı birleşmek yerine birbirleriyle rekabet edecekeleri koşulların oluşturulması böl,parçala ve yut politikasını uygulama gayreti içinde olmuşlardır. İlk kurulduklarında bu temel sorunla uğraşan sendikaların bugün de temel sorunu budur: İşçiler ve emekçiler arasındaki rekabeti kışkırtan koşullara son vermek; bunun için işçiler ve çalışan emekçiler arasındaki gelir ve çalışma koşullarında yakınlık sağlamaktır.Neki, patronlar, “esnek çalışma”yla, sınıfın son 150-200 yıllık mücadelesinin ürünü olan ve işçiler arasında rekabete son veren kazanımları ortadan kaldırarak; her işçinin ,emekçinin ötekinin rakibi olduğu ücretlendirme ve çalışma koşullarını dayatmaktadır. Bunu sadece birer birer patronlar değil, onların emir eri hükümetleri de yapmaktadır. Keza,bunun son örneği; “ek ödeme” alamayan kamu emekçilerinin maaşlarına yılın ilk altı ayı için 40 YTL, ikinci altı için de 40 YTL iyileştirme zammı oyunu olmuştur.AKP hükümeti, kamu emekçileri arasında maaş farkını azaltmayı amaçlayan bu girişimi,göz boyama amaçlı bir düzenleme ile ;din görevlileri ve emniyet mensuplarına 140+140 YTL’lik zam verilmesi kararı olarak çıkarmıştır. Ortada duran bir gerçek ki;Ek ödeme almayan kamu emekçilerine ki -bunlar genel olarak kamu emekçilerinin en az maaş alan kesimlerine de karşılık gelmektedir -40+40 YTL zam verilmesini sendikalar, az bulsalar da, sonunda kabul etmişlerdi. Bu yüzden de bu zam, bir ayrımcılık olarak görünmüyordu.Din görevlileri de bu kategoriye giriyorlrsaydı elbette onlar da 40+40 ek ödeme formülünden yaralanacaktı.Ama emniyet görevlileri zaten ek ödeme alan memurlar kategorisine girmeleir nedeniyle , onların bu zamdan yararlanmaması gerekirdi. Ne var ki hükümet; bırakalım bu tür ölçüleri, pervasız bir biçimde hem din görevlilerine hem de zaten ek ödeme alan emniyet mensuplarına 140+140 YTLlik bir ek maaş vermeyi karar altına almıştır. Bu açıdan bakıldığında; kamu görevlileri arasında bir maaş ve gelir farkı yaratarak; ayrımcılığa devam edilirken .AKP hükümeti, din görevlileri ve emniyet mensuplarına özel ayrıcalık tanıyarak; devletin önümüzdeki dönemde ana dayanaklarını ve toplum karşısında nasıl bir saldrıgan pozisyon tutmak istediğinin de işaretini vermiştir. Demek ki; önümüzdeki dönemde devlet; asıl olarak toplumu, emniyet güçleri ve din görevlilerinin etkinliğine dayanarak zapturapt altına almayı amaçlamaktadır. Yani emperkyalizmin ve işbirlikçi tekelci sermayenin hükümeti; kendi geleceğini; hizmetleri artırarak, refahı paylaştırarak, toplumun eğitim ve sağlık, ulaşım, belediye hizmetleri vb. gibi hizmetleri artırarak değil, ama emniyet güçleri ve din görevlilerinin gayretiyle, polisiye önlemler ve dinin uyuşturcu- yatıştırıcı etkisini kullanarak toplumu kontrol altında tutmayı planlamaktadır. Nitekim AKP Hükümeti’nin kamu çalışanları arasında ek ödeme zammında ayrımcılık yaparak halka daha fazla baskı,terör ve dinin uyuşturucu etkisini yaymayı hedeflediğini gösteriyor başka birşeyi değil.
|
|
| |
Ortalama Puan: 0 Toplam Oy: 0
|
|
|
Эlgili Konular
|
Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil. |
|