|
|
TEKEL DİRENİŞİNİN BAŞARISI YERİNDE KALMAMALI
Daha öncesinden özelleştirmeye kaşı mücadelede önemli izler bırakmış olan SEKA ve Seydişehir Aliminyum işçilerinin direnişinin sendika ağalarınında ihanetlerininde yardımıyla yenilgiyle sonuçlanması,Tekel işçilerinin direnişi sonucu kazanımların korunması ve pekiştirilmesi için işçilerin daha uyanık olması ve Osmanlının torunları AKP hükümetinin oyunlarına karşı uyanıklığı elde bırakmamk ve kazanımları pekiştirerek gçlendirmek gerekiyor Önceki bazı işçi direnişlerinde de yaşanmış olduğu gibi ,direnişi kırmak için göstermelik olarak geri adım atmak zorunda kalan hükümet ve patronlar direnişin sona ermesinin ardından politikalarını nasıl acımasızca ve sorunsuzca uygulmaya soktuklarını yakınen biliyoruz.Onun içinde tekel direnişinin başarısının kalıcılaşması ve Osmanlı oyunlarına ve sendika ağalarını ihanetine karşı kazanımları korumak ve geliştirmek,yeni işçi direnişleirne örnek olmak bakından tekel işçilerinin “ herşeyin bittiği” havasıyla gevşememesi ve rehavete kapılmamısı gerekiyor.
Tekel işçileirnin uzun süen direnişi sonucu AKP hükümeti geri adım atarak , Malatya, Adana ve Bitlis tütün ve sigara fabrikalarının kapatılmasından vazgeçildiğini, bu işletmelerin üretime devam edeceğini açıklamak zorunda kaldı.Tek Gıda-İş ile Maliye Bakanlığı’nın, işletmelerin üretime geçmesi için nasıl bir süreç izleneceğini aralarında yapacakları görüşmeyle belirleyecekleri belirtiliyor.Yani tekel işçileirnin direniş sonucu AKP hükümeti şimdilik üç işletmeyi kapatmaktan vazgeçmek zorunda kaldı.Ama bu artık herşeyin hallolduğu ve tekelin özelleştirilmesinden vazgeçildiği anlamına gelmiyor.Hemen herşeyi hacat mezat satmaktan geri durmayan ve bununlada övünen AKP hükümeti fırsat yakaladığında tekeli özelleştireceği unutulmamalıdır Kuşku yokkki işçileirn ve ailelerinin direnişi sonucu bu üç TEKEL işletmesinin yeniden üretime geçmesi, hem yüzlerce işçi ailesi için hem de binlerce tütün üreticisi için önemlidir. Ve bu yüzden de seçime doğru giden Türkiye’de hem AKP hem CHP, işletmelerin kapatılmamasında, işçilerin mağdur edilmemesinde kendi rollerinin olduğunu söyleyerek emekçileir aldatmak için propaganda yapacaklardır. Bu illerin milletvekillerinin her biri; “Bakın bizim çabamız, işletmeleri yeniden diriltti” filan diyeceklerdir. Ancak işçiler, onların neler yaptığını, direnişin kırılması için nasıl bir gayret içind olduklarını,TEKEL direnişi boyunca nasıl davrandıklarını unutmamalıdır. Dahası, eğer bu mücadelede, direnişin (öncesinde de) her safhasında ve her anında işçilerin yanında emekten yana olanlar ve devrimci,demokrat keismler olmuştur. Dahası geçerken burada önemli bir konuya dikkat çekmede yarara var..AKP Hükümet cenahı; “TEKEL için zaten kapatma kararı yoktu. TEKEL Genel Müdürlüğü’nün işletmelerin kapatılması istemiyle Özelleştirme İdaresi’ne başvurusu vardır” diyerek işçilerin direnişi karşısında geri adım atmadığı gibi, işlerin bu raddeye gelmesinde hükümetin değil TEKEL Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğunu öne sürerek zevahiri kurtarmaya çalıştığı bir gerçek. Ama gerçek böyle değildir. Öncelikle TEKEL’in tasfiyesi anlamına gelen, üç fabrikanın kapatılmasını TEKEL Genel Müdürlüğü kararlaştıramaz. Dahası haftalardır bu mücadele sürerken hükümet yeni mi duyup da vaziyete el koymuştur? Elbetteki her iki durum da gerçek değildir. Gerçek olan TEKEL’deki işçileirn direnişidir ve diğer gerekçeleri ne olursa olsun hükümet geri adım atmak zorunda kaldığı için kararından dönmek ve geri adım atmak zorunda kalmıştır. Kuşkusuz ki; gelişmeler açıklandığı doğrultuda olursa; bu durum, direnişin ileri bir boyutta hayata geçirildiği Adana TEKEL fabrikası işçileri başta olmak üzere aylardır, hatta yıllardır mücadele eden TEKEL işçilerinin zaferi olacaktır. Çünkü eğer işçilerin direnişi olmasaydı; ne hükümet TEKEL işletmelerini kapatmaktan vazgeçer ne de milletvekilleri bölgeye gidip, fabrikalarda işçilerle görüşme zahmetinde bulunurlardı. Evet tekel direnişinin sonucu üç işletmenin kapatılmamsı direnişin haneisne yazılmış ilk başarıdır. Ama bundan AKP Hükümeti’nin ve arkasındaki güçlerin (IMF ve büyük patronların) TEKEL fabrikalarını kapatmaktan vazgeçtiği sonucu asla çıkarılamaz. Tersine, şimdi işçi tepkisinin genişlemesinden ve seçime doğru giderken AKP için handikaplar yaratacağından çekindikleri için, geri adım atmışlardır. Bu yüzden de, işçileri yatıştırdıklarını düşündükleri anda yeniden bu işletmeleri kapatıp işçileri dağıtabilirler. Onun içindir ki; TEKEL işçilerinin hiçbir biçimde uyanıklığı elden bırakmaması, aralarındaki birlik ve bütünlüğü daha da sağlamlaştırarak mücadelelerini sürdürmeleri düne göre bugün daha bir önem kazanmıştır. Ve elbette ki uyanıklığı elde tutmanın en başında,AKP hükümetinin özelleştirme programına karşı (kapatma özelleştirmenin bir biçimidir) mücadeleyi sürdüren işletmeler ve işçi kesimleriyle dayanışmayı sürdürmek, sermayenin emeğin haklarına yönelttiği saldırıya karşı, bulundukları ilde mücadelede daha bir kararlılıkla yer almak gelir. Ancak böyle davranırlarsa; TEKEL işçileri kendi işlerini ve bugün kazanmış göründükleri işletmelerini kapattırmama hakkını koruyabilirler ve kazanımlarını pekiştirebilirler, diğer işçi direnişlerine olumlu örnek olmayı sürdürürler. Çünkü; rehavete yer olmayan, her gün mücadelenin yeniden örgütlenip geliştirlmesi gerektiği bir süreçten geçiliyor.Bu bakımdan TEKEL işçilerinin önündeki süreç, fabrikayı işgal ederek direnmek’ten çok daha zor, çok daha ağır bir bir süreç olacağı unutulmadan kılıçlar kına sokulmadan bilenerek elde tutulmalı ve ihanet saldırlarına karşı tetiktikte beklenmelidir. Aksi halde kazanımların bir gecede kül olması işten bile olamayacaktır
|
|
| |
Ortalama Puan: 0 Toplam Oy: 0
|
|
|
Эlgili Konular
|
Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil. |
|