GÜNÜMÜZDE SORUNU AŞMANIN GEREĞİ OLARAK TEORIK ÇALIŞMANIN ÖNEMI
![Devrimci Teori Devrimci Teori](images/topics/devrimci.gif)
Bazı örgütsel pratik sonuçlardan yaklaşarak iki noktaya daha değinerek bu bu bölümü bağlamaya çalışalım.Örgütsel çalışmada sık sık adam darlığı ve yetmezliğiyle karşı karşıya kalındığı bilinen bir gerçektir.Bunda,teorik çalışma ve savaşımın düzeyinin rolü büyüktür.Bu düzeydeki gerilik,yaygın çalışmaya-esnaf çalışması diyor Lenin-kadroların önemli bir kısmının uygun görevlendirilmesine,ideolojik bakımından yeterince sağlamlaştırılmamasına ve sonuçta,devrimin engebeli yollarının bir iniş çıkışında yada keskin dönemecinde uçuruma yuvarlanıp gitmesine yol açmaktadır.Sık sık söylenir;''Adam yok'';çünkü yeterli teorik çalışma yok!,''Adam az'';çünkü teorik kavrayış zayıf!''Adam geri;çünkü teorik düzeyimiz geri!
Diğeri örgütsel pratik çalışmalarda Rus devrimci atılımı yanımızın ,Amerikan pratiği duyusuna göre zayıf oluşu ve bunun Amerikan pratiği duyusunun önemli oranda devrimci işgüzarlığa dönüşmesine yol açama tehlikesidir.Ama Rus devrimci atılımının geliştirilmesi,dolaysız olarak teorik düzeye ve kavrayışa bağlıdır.Çünkü,Rus devrimci atılımının kazandıracağı geniş ufuklar,perspektiflere sahip olam vb. geri teorik düzeyle değil,gelişmişve sürekli geliştirilmesi gereken teorik düzeyde elde edilebilir ancak.Ve ancak böylece,Amerikan pratiği duyusunun,devrimci işgüzarlığa,boşa kürek çekmeye,dar pratiğe dönüşmesi engellenebilir ve ver- imli çalşma sağlanır.Toparlamak gerekirse,ülkemiz devrimci ve komünist hareketi ne çektiyse teorik gerilik ve iyi eğitilmiş teorisyenlerden oluşan istikrarlı önderler örgütünün yetersizliğinden çekmiştir.Devrimci teoriyle önü aydınlatılmayan savaşım,tüm yükselişine rağmen istenilen atılılTl yakalanamamış ve bilimsel sosyalist hareketle birleşen proletarya hareketi tarih sahnesinde bir parti olarak yerini alamamıştır. TEORI NEDIR?TEORININ ROLÜ VE AMAÇLARI NEDIR? Lenin yoldaş,''Devrimci teori olmadan,devrimci hareket olamaz''diyordu,ünlü yapıtı Ne Yapmalı'da.Bu özdeyiş,teorinin,proletaryanın sınıf hareketindeki rolü ve amaçlarını en çarpıcı,en eksiksiz ve en kısa şekilde ortaya koymaktadır.Proletarya hareketinin,sahip olmadan varolamyacağı ve bağımsızlığını korumayacağı bu güç nedir?Teori nedir?Bu sorunun yanıtını 158 yıl önce Marks ve Engels,şöyle veriyorlardı Komünist Manifestoda; ''komünistlerin varmış oldukları teorik sonuçlar. ''..var olan bir sınıf mücadelesinin,gözlerimizin önünde süre giden bir tarihi hareketin doğurduğu ilişkileri genelde terimlerde ifade ederler.''(Komünist Manifesto.s.53) Stalin yoldaş da,Leninizmin Sorunları adlı yapıtında,''Teori,bütün ülkelerin işçi hareketlerinin genel biçimi ile ele alınan deneyimidir''(s24) diyordu. Yani teori pratikten çıkar;dünya devrim deneyilerinin genel sonuçları teori olarak düşünceye dönüşür.Toplumsal ve ekonomik gelişme ve değişmeler temelinde değişen ve gelişen sınıf savaşımının pratiğin düşünceye dönüşmesi,teori hazinesini zenginleştirir.Ama sınıf savaşımında burada kalınmaz;teoride,pratiğe geçiriler.Marks şöyle diyor;''Düşüncenin gerçekleşmeye yönelmesi yetmez,gerçekleşmede düşünceye yükselmelidir.'' Bu tanımladan sonra,bilimsel sosyalist teorinin proletaryanın sınıf savaşımındaki rolü,önemi üzerinde duralım. Öncelikle belirtelim ki,teori sadece ve sadece pratiğin hizmetine verildiğinde,pratiğe bağlandığında,rolünü başarıyla yerine getirebilir. Yoksa amaçsız kalır ve kendi başına hiç bir rolü olamaz.Bunu nasıl anlamalıyız?Yanıtı,Stalin yoldaş şöyle veriyordu: ''Kuşkusuz ki teori,devrimci pratiğe bağlanmadıkça amaçsız kalır;tıpkı yolu devrimci teori ile aydınlatılmayan pratiğin,karanlıkta el yardımıyla yürümesi gibi.Ama teori,devrimci pratik ile çözülmez bir bağlılık halinde gelişince,işçi hareketinin büyük bir gücü haline gelebilir.Çünkü,harekete güvenliği,yönünü belirleme gücünü ve olaylarının iş bağlantılarının anlaşılmasını,teori ve yalnız teori sağlayabiliir;çünkü teori ve yalnız teori,sadece sınıfların bugün hangi yönde ve nasıl hareket ettiklerine değil,aynı zamanda bu sınıfların en yakın bir gelecekte,hangi yönde ve nasıl hareket edecekleri pratiğini anlamamıza yardım edebilir.''(Leninizmin Sorunları.s.24) Elbetle teorinin bu başarıyı sağlayabilmesi,rolünü yerine getirebilmesi için,sorunlar ve gelişmeler materyalist bir şekilde maddi temelleriyle ortaya konabilmemesi gerekir.Bu konuda gösterilecek zayıflık,yani sübjektivizme düşülmesi,teorinin etkisini zayıflatacak,onun dönüştürücü aktif rolünü zedeleyecektir.Teorinin pratiğe bağlanması, devrimin sonuçlarını aydınlatmaya yönelik bir teorik çalışma yapmak olarak anlaşılmalıdır.Teorinin,sınıf savaşımındaki rolünü başarıyla yerine getirebilmesi,sorunların zamanın da ortaya konulmasına ve teorik bakımından çözülmesine bağlıdır.Bu yapılmadığın da,istensin yada istenmesin,teorinin rolü zayıflamış olacak ve kaçınılmaz olarak proletarya hareketi bundan zarar görecektir. Örneğin 12 Mart ve sonrası dönemin teorik sonuçları çıkarılamadığından ve o dönem,teoride iyi aydınlatılıp öğrenilmesi gerekenler öğrenilemediğinden, 12 Eylüle bir çok bilgi,deney ve dolayısıyla silahtan yoksun olarak geldik.Sonuçta 12 Eylül öncesi değiştirebileceğimiz ve veya önleyebileceğimiz bir çok olumsuzluğu alt edemedik, olumluğa çeviremedik. Teorik düzeyin düşüklüğü,bu görevi ve bu görevle diğer görev ve sorunların iç bağlantılarının kavranmasını,açığa çıkarılarak zamanında yerine getirilmesini engelledi. Doğaldir ki,12 eylül faşist darbesi öncesinde engelleyebileceğimiz yada dönüştürebileceğimiz bir çok olumsuzluğu,elimizde önceki deneylerden süzerek sağlamış olmamız gereken teorik sonuçlar olmadığı için engelleyemedik.Bu aynı durum 12 eylül yenilgi koşullarında daha da derinleşti ve yeniden toparlanma sürecinde devrimci ve komünist hareket tam bir teorik fukaralık içinde el yordamıyla yürümeye çalıştıYozlaşma ve düşkünleşerek,devrimci değerlerden hızla uzaklaşma da, bu teorik geriliğin ve savrulmanın önemli bir etki yaptığını vurgulamalıyız. ''Teori kitleleri kavradığı anda maddi bir güç haline gelir'' diyordu Karl Marks.Ama bunun olabilmesi için,yani teorinin kitleleri kavraması,yada kitleler tarafından kavranılabilmesi için,onun kitlelerin yolunu aydınlatması,hemde bu görevi zamanında yapması gerekir. Yoksa,ne kitleler arayarak teoriyi bulurlar,nede kitlelerin yürüyüp gittiği yolun ardında bir bayrak gibi asılı kalan teori,bir işe yarar ve nede gerçekte olandan değil olabilecek olandan hareket eden teori bir sonuç verir. Yakın yıllardan örnek verilim.Proletarya ve emekçi yığınlara yönelik genel grev,genel direniş şiarı atıdı ve bolca çağrılardan bulunuldu.Neki,proletarya ve emekçileirin o dev gücünü oluştran geniş yığınlar,milyonlar inatla,bu slogana ve çağrılara kulaklarını tıkadılar.Elbette bunun nedeni,proleteryanın devrimci olmaması değildir;neden,slogan ve çağrıların,siyasal belirlemelerin maddi temelden yoksun olmasıydı;proletaryanın hazırlık durumuna,bilinç, örgütlülük, şavaşım azmi vb.ne uygun olmamasıydı.Bu durumda teori ki.tleler tarafından kavranamaz;genel greve dönüşürek- maddi(olaysal)bir güç haline gelemez,proletaryayı eğitemez ve dönüştürücü rolünü başarıyla yerine getirmez,getiremez de.Bu,artık açık ve kanıtı olan bir olgudur. Teori asıl gücünü ne zaman bulur?Gerçeklere,sadece ve sadece gerçeklere dayandığı zaman!.Bunlar,en genel anlatımıyla ekonomik,toplumsal,politik ve tarihsel gerçeklerdir;dünya ve ülke çapında devrim ve karşı devrim güçlerinin objektif ve sübjektif durumlarıdır.Bu noktada gerçeklere dayanmayan hiç bir teori bilimsel olamaz ve güçlüde olmaz.Ancak gerçeklere dayanan ve bu gerçeklerden gücünü alan teori,pratik üzerinde aktif etkide bulunabilir,dönüştürücü rolünü yerine getirebilir.Buna dayanmayan ''teori'' oyalanmanın,kısır bir döngünün ve yozlaşarak çökmenin aracı olabilir;başka bir şeyin değil.O ancak gerçeklere dayanan,onu kendine temel alan teori,doğmatizmin dar ve öldürücü kalıplarına slkıŞlp kalmaktan,cansızlıktan kurtulabilir.''Toplumsal ve ekonomik gelişmeninin gerçek süreci ile uyuşmanın,bir doktirinin en yüce ve biricik ölçütü yapıldığı yerde,hiç bir doğmatizm olamaz;''(Halkın Dostları Kimlerdir.s.153) diyor Leninini. Gücünü gerçeklerden alan teori,pratiğe geçirildiğinde,devrimci parti ve sınıfın gücüne güç katar.12 Eylül öncesi süreçte kendiliğinden büyüyen kitle hareketi,önemli bir gücü temsil ederken,bu hareketin Marksist-Leninist örgüt ve teorinin etkisi altında olmaması,onun güçsüzlüğünün ana nedeniydi;dolayısıyla,karşı-devrimci saldırı ilk anda onu durdurabilmeyi,eze- bilmeyi,şaşkınlığından yararlanabilmeyi bşardıMarksist teoriyle donanım temelinde,yeterli bilinç ve insiyatife sahip kadroları ve örgütü oluşturamadığımız için,Marksist teori,bu hareketin gücüne güç katıcı bir rol oynayamadı.Tersine,teorinin,bilinç unsurunun rolünün küçümsenmesi,yada iyi kavranamaması teoriyi kavrayış ve uygulama zayıflığı sonuçta,işçi sınıfı arasında burjuva revizy- onist,reformist ve oportunist görüşlerin gelişmesinde ve sosyalizm ülküsüyle ortaya atılan bir çok işçininin burjuvazinin çıkmaz yollarında bocalaması ve karamsarlığa düşmesinde yada işçi sınıfına karşı kulanılmasında önemli bir neden olmuştur. Bilindiği gibi Marksist-Leninist teori,kadroların ve örgütün insiyatif ve enerjisi üzerinde büyük bir olumlu role sahiptir.Bunu,Lenin yoldaş şöyle ifade eder;''..Marksizm,tam tersine,Sosyal demokratın-komünistin- insiyatif ve enerjisini güçlendirir,onun önünde en geniş perspektifleri açar,ve (eğer böyle ifade edilmesi uygun görülürse)'kendiliklerinden' mücadeleye girişen milyonlar- ca işçinin büyük gücünü sosyalistin emrine verir...''(Ne Yapmalı.s64) Bilimsel sosyalizmin-program ve taktik-işçi sınıfının öncülerini kazanarak,proletarya hareketiyle birleşmeyi başardığı durumda,proletarya parti olarak örgütlenmiş olur.lşçi sınıfının komünist par- tisinin güçlü olması,sağlam teorik temellere dayanmasına bağlıdır.Bu temelde yoksun olan sosyal- ist partilerin tarih sahnesinde parlayıp söndükleri;Marksizim,-Leninizm kılıfı altında güçlenen ve saldırıya geçen çeşitli türden burjuva teorilerin rüzgarında yaprak gibi uçup gittikleri;sonuçta,sınıf savaşımının çöplüğüne yığıldıkları acı bir gerçektir. Sağlam teorik temellere dayanan komünist işçi partilerinin ise gelişip güçlendikleri,devrimi zafere götürdükleri ve uluslararası komünist hareketin önderliğini üstlendikleri de bir gerçektir.Bunun en iyi örneği,ilk proleter devrimi başaran,Lenin ve Stalinin önderliğindeki SBKP(B)'dir.Nedir SBKP(B)'yi güçlü kılan ve uluslararası komünist hareketin önderi yapan?Onun sağlam teorik temellere dayanması ve dünya ve Rusya devriminin pratik sorunlarını teoride aydınlatmasıdır.Bu nedenledir ki,Lenin yoldaş; ''Tüm sosyalistleri birleştiren,onların tüm inandıklarını sağladığı ve savaşımlarının,çalışmalarının yöntemlerine uyguladığı bir devrimci teori olmazsa, güçlü bir sosyalist partide olamaz.;..(Mark,Engels,Lenin.lşçi Sınıfı Partisi Üzerine.s.165) diyordu. Sağlam teorik emellere sahip olan,devrimci teori ve hareketin yasalarıyla donanmış olan bir parti proletaryanın gerçek öncüsü,kurmayı olarak görevini başarıyla yerine getirebilir.Bu teorik silaha sahip olmayan bir parti ise,pek de uzun olmayan bir süreçte kendiliğinden hareketin kurbanı olur.Marksist teorinin kavranış düzeyinin yüksekliği,parti saflarına katılan genç ve teorik-politik bakımından geri kadroların eğitilmesini sağlayabilir ve onların getireceği yükleri,çökme tehlikesiyle karşılaşmadan,taşıyabilir ve atabilir.1917 Ekim Sosyalist Oevriminin ardından,SBKP(B/'nin saflarına yeni yeni yüzbinler katıldığında,SBKP(B) böyle bir olayı yaşamış ve başarıyla üstesinde gelebilmiştir. Marksist-Leninist teorinin ilk işlevi süreci incelemektir,Bu yapılmadan,o süreç üzerinde aktif bir rol oynamak ,dönüştürücü görevini yerine getirmek,başarıyla ve kesintisizce ilerlemek zorlaşır,giderek olanaksızlaşır.Tabi,bu önce teorik çalışmayı bitirmek ,sonra pratik çalışmaya gerişmek şeklinde anlaşılmamalıdır,Komünistlerin teorik ve pratik çalışması her zaman el ele gider.Bunu,Alman önder Karl Liebknech yoldaş şöyle belirtir; ''StudierenJpropogandieren,organisieren''(''lnceleme,proganda,örgütlenme ve zorunluluklar nedeniyle bazen teorik, çalışmanın önem kazanması hiç zaman için teorik çalışmanın önde olduğu,olması gerektiği anlamına gelmez, Teorinin,süreci incelediğini söylerken,anlatmak istediğimiz ülkenin ekonomik,toplumsal,siyasal ve tarihsel durumunun incelenmesidir;ülke ve dünya çapında devrim ve karşı-devrimci güçlerin objektif ve subjektif durumlarının ve gelişme yönlerinin incelenmesi ve zorunlu olarak varacağı sonuçların açıklanmasıdır.Teori,bu amacını başarmadan gerçekler,proletarya'ya ve diğer ezilen sınıflara tutarlı bir biçimde gösterilemez ve proletarya ve müttefikleri devrim için hazırlanıp seferber edilemez.Çünkü politik kitle çalışması ve kitlelerin politik savaşıma sokulması,ancak teorinin ışığı altında başarıyla sürdürelebilir, Bu aktardıklarımızdan teorinin başlıca amacının ne olduğuna varmış bulunuyoruz:Dünyayı yorumlamak ve değiştirme faaliyetine katılmak!Dünyayı tarihin tekerleğinin döndüğü yönde hızla değiştirme faaliyetine katılmayan teori,amaçsız kalmış demektir,Evet dünyayı değiştirme faaliyetine katılmak!Ama nasıl! Teori ile dünyayı yorumlamak ve değiştirme faaliyetine katılmak,proletaryanın elinde güçlü bir savaşım aracı olarak program ve taktik ilkeler hazırlanmakta somut anlatımını bulur,Program ve taktik ilkeler hazırlanmamışsa proletarya hareketi için sokulmamışsa,bu hareket içinde etkinlik kurulmamışsa,proletarya hareketinin dünyayı değiştirmede komünizme doğru ilerlemede başarı sağlayacağını ummak ham bir hayal olur. Teorinin bu amacını yerine getirebilmesi,onun yukarıdan yaptığımız şekilde kullanılabilmesine bağlıdır.Bu noktada başarılı adımlar atılmadan,pratik çalışmada gerekli başarının sağlanabileceği sanılmamalıdır.Tersine,teorinin aydınlatıcı ışığından yoksun olan hareket,kendiliğindenlikten kurtulamaz ve 1900'lü yıllardaki Fransız sosyalistlerinin yanına götürür.Lenin yoldaş,1902'de Fransız sosyalistleri hakkında şunları yazıyordu: ''Teori oluşturmak yerine,Fransız sosyalistleri harekete geçtiler;demokratik biçimde daha yüksek düzeyde gelişmiş olan Fransanın siyasal koşulları,onlara hemen bütün sonuçlarıyla 'Brenştayncılık uygulaması'na geçmek olanağı verdi,''(Ne Yapmalı.s16) Proletarya kendiliğinden hareket içinde ancak sendikalist bir bilince sahip olur ve onun muazzam gücü,burjuva sınırlar içinde;burjuva demokrasisine hizmet eder.Proletarya,uğruna savaştığı bir programa ve bu savaşımda onu pratik açıdan yönlendiren taktiklere sahip olmadan,bu doğrultuda bir örgütlenmede bulunmadan,sadece ''bir hiç'' olarak kalır. –devam edecek-
|
|
| |
Ortalama Puan: 5 Toplam Oy: 2
![](images/articles/stars-5.gif)
|
|
|