Dünya proletaryasının önderi ve çağımızın temel
sorunlarını çözümcüsü ve ilk
sosyalist Ekim Devrimin mimari
leninizmin kuramcısı ve Marksizmin geliştricisi VIadimir llyiç
Ulyanov , 22 Nisan 1870'de doğdu ve 24 Ocak 1924de ölümsüzler ordusuna
katıldı..
Yaşammm ilk on altı yılı, geleceğin
Lenin'inin "dünya bilgileri"nin edinilmesi anlamında genel
hazırlanışıyla geçti. Çok yoğun olarak okumaya ayrılmış ve başarılı bir
öğrenciliğin doldurduğu bir on altı yıl... On altı-on yedi yaşları, Vladimir İlyiç'in
yaşamının önemli dönüm noktalarından biri oldu. Babasını kaybetti,
halkçı-devrimci bir militan ve soylu niteliklere sahip bir kişi olan ağabeyi
Aleksander'ın Çar'a suikast düzenlemekten idam edilişini yaşadı, dini inancın
anlamsızlığını kavradı ve ileride, bizzat doldurduğu parti anket formunda
belirttiği gibi "tanrı tanımaz" oldu, ve nihayet, öğrenciliğinin ilk
yılında, politik gerekçelerle Hukuk Fakültesinden uzaklaştırıldı.
Vladimir İlyiç, yaşamının bu döneminde Marksizme
ilişkin teorik hazırlanışını tamamladıktan sonra, Rusya'daki Marksist çcvrelere
etkin bir müdahil olarak girdi. " Aramıza böyle bir adamın geldiğini
görünce nasıl gururla dolmuştu içimiz'' diye yazıyordu bir Marksist. 1890'ların
ilk yıllarında biri militan ve teorisyen olarak ürünlerini vermeye başlıyordu.
Artık tarihe mal olmuş kişiliğiyle "Lenin" fiilen vardı ve 0, bir çok
takma attan sonraki 1901’den itibaren Lenin adını kullanmaya başlıyordu.
0, politik hayata etkin olarak girdiği yirmili
yaşlarından ölene değin, entellektüel ve fiziki enerjisi yanında kişiliğinin
bütün özel yanlarını da Marksizmin geliştirilmesine ve devrime adadı. Lenin,
kuşkusuz çağının bütün bilgilerini derin bir şekilde edinmişliğiyle, yüksek
aydınlar sınıfına giriyordu. Fakat devrimci ve Marksist harekette yer alışı hiç
bir zaman klasik anlamıyla bir aydın tavrında olmamıştır. 0, bir an bile tereddüt
etmeden, bütün varlığıyla kendisini, bir nesnel unsuru olmak üzere sürece katan
aydın tipini temsil eder .Onun müdahale ettiği, bizzat kendisinin de içinde
olduğu güçler ilişkisidir .
Bu, bir yandan Leninist bilim ve
politika anlayışına ve onların organik bağına, diğer yandan içinde aydın ve işçi
ayrımının eridiği, tüm yaşamını devrime adayan ve "dünyanın en iyi insanları"
(Lenin) olan profesyonel devrimcilerden kurulu bir parti anlayışına uzanıyordu.
Parti, sınıflar mücadelesinin "içinde" bir (politik) boyut olarak
vardı ve bu yüzden tüm çelik disiplinine rağmen bir ''fesat" ve
"komplo" örgütü değildi, o kitlelerin bir adım önündeydi.
Partili insan, teoriyi pratikten ayırmayan ''bütünsel
insan''dı ve bu yüzden her partili aydın tüm niteliklerini pratize edecek, ve
partili işçi, sınıf mücadelesinde sosyal faktör olmaktan politik faktör olmaya
geçmek için ''aydın''laşacaktı.
İşinden arta kalan zamanını
(amatörce) değil, bütün mesaisini toplum içinde bir meslek olarak sürdürmek
için devrimcilige ayırmış ''profesyonel devrimciler''e bu yüzden gerek vardı.
Lenin, Marksizmin bilimsel
bulgusuyla hareket ediyordu: Toplumsal hareket nedenselliklere sahipti ve
hiçbir şey bunun dışında değildi. Tüm aksi anlayışlara rağmen, bilimsel ya da
felsefi düşün faaliyetleri de toplumsal hareketin şu ya da bu gücünün yanında
yer alıyorlardı. Bu bir bilgiydi ve hala bilim alanındaydı. 0 halde, bunu
(bilinçli) bir tavra dönüştürmek, ''bilimsel bilgi''nin mantıksal sonucu
olmalıydı. Burandan itibaren politika alanına geçilir ve bilgi, bu defa
''hareket sürecinin içinde olduğu bilinciyle, kendini, mücadele eden güçlerin
birinin unsuru haline sokar. Deyim yerindeyse, ''özne'' kendisini “nesne”
kılar.
Yukarıdaki kaba anlatım kuşkusuz ki
çok daha karrnaşık olarak''gerçekleşecektir''. Fakat biz biliyoruz ki, Lenin'in
eseri, bilimles politika arasındaki bu karmaşık sürecin bütün sonuçlarının elde
edilişinin anlatımıdır.
Ekim Devrimi, Leninizmin kendini ifade edişinin pratik
doruğudur .İnsanlığı, sınıflı toplumdan sınıfsız toplum dünyasımn başlangıcına
getiren Ekim Devrimi'nden dolayı Lenin devrimler tarihinin en büyük
devrimcisidir.
Ekim Devrimi'ndeki rolü, Lenin'e
Marksist bilincimizde yer verme için temel bir nedendir .Fakat Lenin açısından
bakıldığında, bunun yetmeyeceği görülecektir .0, Ekim Devrimi'yle ilişkisini de
kapsayan bir bakışa konu edilmelidir .
Lenin, Marksizmin en büyük özgülleştiricisi ve
uygulayıcısıdır . Ona göre, Marx'ın teorisi tamam- lanmış, değişmez bir bütün
değildir ve ''bu teori sadece bilimin köşetaşlarını yerleştirmiştir; eğer
sosyalistler hayatın kendilerini aşmasını istemiyorlarsa bu bilinci her yônden
derinleştirmelidirler.''
Lenin'in daha ilk çalışmaları tarihsel materyalizme
birer katkı niteliğindedir. Marx, Kapital'i somut bir ülke incelemesiyle
bitirmek istiyordu, ama ömrü buna yetmedi. Lenin, bir iktisadi sosyoloji eseri
olan Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi'nde (1896-99) bir anlamda Marx 'ın bu
istegini yerine getiriyordu. 0, iç içe geçmiş iki ayrı üretim tarzının
oluşturduğu bir sosyo-ekonomik yapıyı inceliyor ve kapitalizmin devrimci-olmayan
tarzda gelişirken, önceki üretim tarzıyla nasıl eklemlendiğini gözler önüne
seriyordu.Lenin, Marksist bilime katkılarını Emperyalizm: Kapitalizmin En Üst
Aşaması (1916) ve diğer eserleriyle sürdürürken, vargılarının devrimci sınıf
mücadelesine ne gibi imkanlar sunduğunu belirtmekten hiçbir zaman geri
durmamıştır .Devrimin proletarya diktatörlüğü altında kesintisiz
sürdürüleceğini ve her büyük dönemeçte, proletarya diktatörlüğü teorisinin
komünist devrimcileri diğerlerinden ayırdığını vurgulamıştır.
0, Rusya'da sınıf mücadelesinin politik sorunlarını ve
önerdiği çözümleri, tarihsel materyalist bir bakış açısıyla bağlantılı tarzda
kaleme aldığı.Kitaplar ve çok sayıda makalede sundu.Çelik disiplinli ve
profesyonel devrimcilerden kurulu parti
teorisini formüle etti ve hayata geçirdi. Ona göre,''eğer gerçekten
döğüşmeyi göze almışsa, hiçbir ihtilalci eğilim böyle bir organizasyonsuz
edemez''di. Onun, kitlelerin kendiliğinden hareketine verdiği önem, politikada
kendiliğindencilik'e şiddetle karşı olmasıyla birlikte kavranılmalıdır. Parti,
Arşimedvari bir aracıdır Lenin'de.
Lenin, 1908'e kadar felsefede kendini bir
"amatör'' olarak niteliyordu. Fakat, Bolşevik hareket içinde
''reaksiyoner'' politik işlev gören bir felsefi akımla politikada yüz
yüze gelmesi, onu Marksist felsefede, diyalektik materyalizmde de bir
"ögretmen" olarak Marksizme kazandırmıştır. Lenin, yeni-Kantçı
Mach'ın felsefe akımıyla mücadele vesilesiyle, o güne dek uygulaya geldiği
Marksist politikanın, teorik edinimini sağladı.
0, teori alanına politik müdahale
yapu ve yaptığı operasyonun politik teorisini kurdu. Temel dayanağını, Marksist
bütünlüğe, bir ''açık-uç" teşkil. edecek şekilde, pratik'i de katmasıydı.
Bütünlükteki bağlarını unsuru politikaydı.Bu aynı zamanda diyalektik'in
kategorik yerine de denk düşüyordu ve Lenin, Marksistlerin çoğunun
diyalektik bilmediğine hükmediyordu. 0,
bu nedenle,"akıllı idealizm, akıllı materyalizme, aptal materyalizmden
daha yakındır" demişti.
Lenin, Marksist teorik ve pratik
politikada, diyalektik materyalizm ve tarihsel materyalizmde, kısaca Marksizmin
bütün bileşenlerinde temelli katkı kanalları açmış bir Marksist bir figürdür .0
toplumsal devrimler çağında proletaryayı iktidara götüren maddi güç
olmuştur.İşte başarısının birkaç ilkesi:
"Herkesi duygulara kapılmadan ele almak;
sarnıcından taşı eksik etmemek"
"çatlayan fıçıyı çift sıra çivi
ile yeniden sıkıştırmak...silahlarımızı bir değil iki ölçek barutla
doldurmak...".
İşte burjuvaziye karşı her an silahları kuşanarak uyanık olmak gerektiğini vurgulayan lemin yoldaşaSol sosyalist devrimcilerin üyesi birisinin silahında çıkan zehirli
kurşunla sakat kadı ve uzun dönem yaşam
savaşımı verdi.Neki tüm tedavilere karşın proletaryanın önderi Lenin yoldaşı 24 Ocak 1924 yılında kaybettik.Ölümünün
61.yılında lenin yoldaşın komünistlere
burjuva iktidarı yere çalmak ve devrim
ve sosyalizmi kurmak için, “silahlarımızı iki ölçek barutla doldurmak “
direktifi bugün daha bir yakıcı olarak geçerliliğini korumaktadır.Emperyalizm
ve burjuvazinin korkulu rüyası ve
proletarya ve emekçilerin sönmeyen
meşalesi olan lenin yoldaş ölümsüzdür.Lenin yoldaşı anısı önünde saygıyla
eğilirken , emperyalizm ve burjuvaziye karşı açmış olduğu komünizm
sancağına sıkıca sarılıp Türkiye devrimini kendi özgünlüğüyle
buluşturarak başarıya taşıyacağımıza söz
veriyoruz.