DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
Ölenler dövüşerek öldüler...-
Onlardan Bize
19 Mart, 1973, İstanbul-Şehremini'nde, bir apartmanın zemin katında, proletaryanın yiğit, komünist yoldaşımız Ahmet Muharrem Çiçek, faşist diktatörlüğün eli kanlı katilleriyle giriştiği çarpışmada yiğitçe dövüştü ve şehit düştü.
Emniyet 1. Şubenin işkenceci cellatları 19 Mart 1973 günü, İstanbul-Şehremini'nde bir apartmanın zemin katındaki bir dairede pusu kurmuşlardı. Pusuya, yoldaşlarıyla birlikte Ahmet Muharrem Çiçek yoldaş düştü. İlk anda polisler tarafından tutsak alındılar, kelepçelendiler. Muharrem yoldaşın üzerindeki bir silahı da ele geçirdi cellatlar. Ama ikinci bir silahı daha vardı ve onu bulamamışlardı.
Proletaryanın devrim ve sosyalizm kavgasına katılan bu kararlı militan, yoldaşlarını da yardımıyla bulunmayan silah la, evdeki polislere ateş açtı. Bir anda neye uğradığını şaşıran, inanç yoksunu işkenceciler canlarının telaşına düştüler, kendilerini sokağa dar attılar. Bekledikleri katil timi gelene kadar da eve dönmeye cesaret edemediler. İşte bu kısa aralıktan yararlanarak, yanındakilerin arka taraftan kaçmasını sağladı Muharrem yoldaş. Ancak zaman hepsinin kaçmasına yetmemişti. İşkenceci katil polis sürüsü evi ateş altına aldılar, dört bir yandan kuşattılar. Duvarı tırmanarak kaçmaya çalışan yoldaşı Kutsiye Bozoklar, kurşunlara hedef oldu, ağır bir şekilde yaralandı. 0, yaralı yoldaşını bırakmak istemedi, yanında kalarak çarpışmaya girdi.
Polis sürüsü bu arada kaçan diğer yoldaşlarını da ele geçirmişti. Muharrem yoldaş büyük bir kararlılık ve soğukkanlılıkla son kurşununa kadar polis sürüsüyle kahramanca çatıştı. Her kurşunu devrimci şiarlarla sıkıyordu. Polis sürüsü bu tek bir in sanın tek bir silahla yarattığı ateş çemberini yarmaya bile cesaret edemedi. Ne zaman ki ağır biçimde yaralı, kurşunu bitmiş durumda kaldı, katil çete akbabalar gibi yoldaşımıza saldırdılar. O'nu ve ağır yaralı yoldaşı Kutsiye Bozoklar'ı sürükleyerek dışarı çıkardılar, arabalarının içine fırlatıp attılar.
Aldığı ağır yaralara rağmen O, düşmana sloganlarıyla, devrim davasını savunmasıyla saldırısını sürdürdü. Emniyet 1. Şubeye getirildiğinde hala yaşıyordu. Sonradan otopsi raporlarıyla da tespit edildiği gibi yoldaşımızı, işkenceci katiller beyni ne bitişik bir ateşle sıktıkları kurşunlarla katlettiler.
Ağır yaralı Kutsiye Bozoklar, ağır işkencelere uğratıldı; kısa süre sonra felç oldu. Ama, bir onur abidesi gibi düşmana karşı direnişini sürdürdü, dimdik ayakta kaldı.
Ahmet Muharrem yoldaş, 70'lere doğru öğrenci gençliğin anti-faşist, anti-emperyalist mücadelesi içinde yetişti. 1972 yılında TKP/ML Hareketi bağımsız örgüt halinde ortaya çıktığında komünist militan bir genişlik kadrosu olarak M-L safta yerini aldı. Kısa zamanda öne çıktı. İşçi sınıfı arasındaki çalışmalara katıldı.


12 Mart faşizminin karanlık günlerinde komünist hareketin içinde bulunduğu tüm zorluklara cesaretle göğüs germeyi bilmiş; büyük bir özveri ve alçak gönüllülükle görevden göreve koşmuş; üst üste gelen operasyonların kayıplarını telafi için canla basla uğraşmıştı. Ölümüne kadar da, proletaryanın devrim ve sosyalizm davası uğrunda TKP/ML Hareketi'nin yönetici bir militanı olarak kavgaya katıldı.
Ahmet Muharrem Çiçek yoldaşın katili, faşist diktatörlüğün bilinçli, planlı siyasi bir cinayetiydi. Bu cinayet, TKP/ML Hareketi hakkında 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı'nda yürütülen dava sürecinde açığa çıktı; belgelerle ispatlandı. Duruşmalarda davanın savcısı, faşist katil Askeri Savcı Yaşar Değerli, katliamın açık olduğunu ve soruşturma açılmasını isteyen tutuklulara şöyle diyordu.
"Ahmet Muharrem Çiçek polise teslim olmamakla, direnmekle bu sonucu göze almıştır, durumdan kendisi sorumludur." dedi. Faşist bir katil kendini ancak böyle savunabilirdi ve bir siyasi cinayetin üstüne böyle sünger çekilebilirdi.
Faşist yüzbaşı Yaşar Değerli, daha sonra şüpheli bir kazaya kurban gitti, belki de kurban edildi; ve unutuldu gitti. Ama Ahmet Muharrem Çiçek unutulmadı. Analar, bebelerine O'nun adını koydular, Ahmet Muharremler tükenmesin diye. O her zaman proletaryanın ve emekçilerin yüreğinde inanç ve kararlılık, bilincinde bir yol gösterici olarak yaşadı, yaşıyor.
KOMÜNİZM SAVAŞÇILARI ÖLÜMSÜZDÜR!

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
İlgili Konular

Onlardan Bize

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Üretimi: 0.08 Saniye