8 MART DÜNYA EMEÇİ KADINLAR GÜNÜ YAYGINCA KUTLANDI

Mart emekçi kadınlar günü Türkiye ve dünyanın dört bir yanında yaygınca kutlandı. İstanbul’dan Hakkari’ye, Eskişehir’den İzmir’e, Kars’tan Diyarbakır’a Türkiye’nin her yerinde çeşitli milliyetlerden k kadın erkek emekçiler 8 Mart emekçi kadınlar gününü kutladılar. Her yıl olduğu gibi 8 Mart emekçi kadınlar gününde de grupçuluk ve ben merkezci yaklaşımlar egemen oldu ve 8 Martın birlik dayanışma ve mücadeleci özüne bağlı kalınamadı. Daha güçlü ve kitlesel 8 martların kutlanması adeta bir yana itilerek çok parçalı 8 Mart etkinlikleri yapıldı. Cumartesi ve Pazar günleri Türkiye’nin hemen her il ve ilçesinde 8 Mart emekçi kadınlar günü kutlamaları yapıldı. DHB okurları değişik illerde 8 Mart etkinliklerine, 8 Martın sınıfsal ve devrimci dayanışmacı özüne uygun olarak katıldı. Ama 8 Mart etkinliklerine katılımın zayıf ve yetersiz kaldığını, devrimci hareketin içi hareketi içinde olduğu gibi emekçi ve kadın hareketi içinde de ciddiye alınacak bir etkiye sahip olmadığını ve gösteriş devrimciliğinden kurtulmadığını göstermiş oldu. Devrimci akımlar hem Tekel direnişi ve hem de 8 Mart etkinliklerinden kendi gerçeklerini bir kez daha gözden geçirerek, yığınlarla kopukluktan nasıl kurtulacağı üzerine kafa yormalıdır. Kendilerine proletaryanın partisi diyenlerin elli yada yüzer kişilik bastırılmış kıtalarla yürümeleri devrimci hareketin yığınlarla olan bağını ve politik etkilerini gösteriyordu. Ayrıca DHB okurları değişik yerlerde Almanya-Duisburg- Fransa-nancyde 8 Mart emekçi kadınlar günü için toplantılar düzenledi. Toplantılar, devrim ve komünizm anısına saygı duruşuyla başladı, gündeme ilişkin yapılan konuşmalar, okunan şiirler ve sohbetlerle devam etti. Toplantılarda özetle şunlara değinildi 8 Mart Özgürlük kavgasında şehit düşen Rozaların, Clara’ların, Leyla Halitlerin, Merallerin, Nurayların, Cennetlerin, Sabahat’ların, Zilan’ların, ve daha nice adsız devrim kahramanlarının anısı önünde saygıyla eğiliyor ve Özgür Kadınlar adına sizleri selamlıyorum. Bilindiği üzere dünya emekçi kadınların birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 8 Mart'ın 153.yıl dönümünü kutluyoruz;dahası 8 Mart'ın direnişini, mücadelesini, kadını özgürlüğe çağrısını kutluyoruz, bir kez daha 8 Mart 2010'da. Coğrafyamızda ve dünyanın işçi ve emekçi kadınlarına kutlu olsun. Hatırlanacağı gibi, 8 Mart 1957'de Amerika'nın New York kentinde işçi ve emekçi kadınlar, tarihte ilk kez bağımsız görkemli bir kadın direnişini gerçekleştirdiler. 40 bin dokuma işçisi kadın, greve başladı ve çeşitli gösteri eylemleri yaptı. Ağır çalışma koşullarını protesto eden tekstil işkolunda çalışan kadın işçiler, eşit, işe eşit ücret, 8 saatlik işgücü talepleriyle 8 Mart 1857 günü direnişe geçtiler. Burjuvazi, polisi direnişçi kadınlara saldırttı. Grevi ve direnişleri kanla bastırdı, onlarca kadın, polis saldırılarında yaşamını yitirdi. Böylece 8 Mart, özellikle Amerikalı emekçi kadınların ve diğer emekçilerin belleğinde yer etti. 1910 yılında 8 Mart, 2. Enternasyonal tarafından "Dünya Emekçi Kadınlar Günü'' olarak ilan edildi. Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonal'e bağlı olarak düzenlenen ve dünyanın değişik ülkelerinden binlerce kadının katıldığı Kadınlar Konferansı'nda Alman komünist kadın önder Clara Zetkin'in önerisinin kabul edilmesiyle 8 Mart, kadın emekçilerinin uluslararası mücadele günü olarak bayraklaştırıldı. O tarihten sonra dünya işçi ve emekçi kadınların 8 Mart'ı, sömürü burjuva düzenine ve kölelik sistemine karşı bir başkaldırı günü olarak kutladılar. 8 Mart, bir birine bağlı, bir birini tamamlayan iki yönde bir başkaldırı özelliğiyle mücadelede yer almıştır. Birincisi ve temel olanı, kadın emekçilerin, burjuvazinin ve sermayenin sömürüsüne, baskılarına karşı, proleter sınıf mücadelesinin bir parçası olarak özgürlük ve sosyalizm hedefine yönelik bir başkaldırı özelliği taşımasıdır. İkincisi, buna bağlı ve bunu tamamlayan nitelikte, kadın cinsinin ayrıca yaşadığı baskılara, horlanmaya ve ikinci sınıf cins olarak görülmesine ve bundan kaynaklanan ayrımcı her türlü muameleye karşı başkaldırının simgesi olmasıdır. Emekçi kadınların mücadelesi, sınıflı toplumların tarihi boyunca her çağda, ezilen ve sömürülen emekçi sınıfların sömürücü egemen sınıflara karşı yürüttükleri mücadelenin bir parçası olmuştur. Tarihteki bütün büyük emekçi hareket1erinde emekçi kadınların değişik boyutlarda rolü olmuştur. Özgürlük mücadelesinde kadınlar bir güç olarak yer almışlardır. Kölelerin ve serflerin özgürlük mücadelesinde onlar da vardır. Modern çağın sınıf mücadelesinde emekçi kadınlar erkek sınıfdaşlarıyla birlikte mücadele ettiler. 1789 Fransız Devrimini, 1848 Fransız ve Alman Devrimleri ve1871 Paris Komünü'nde emekçi kadınlar ön saflarda yer aldılar. 1. ve 2. Emperyalist paylaşım savaşlarında, emperyalist orduların işgallerine karşı halkların direniş hareketi içinde önemli görevler yerine getirdiler. Yüzlerce kadın kahraman direniş destanları yarattı. Büyük Ekim Devrimi, Doğu Avrupa ülkeleri devrimleri, Çin, Vietnam, Nikaragua ve emekçi nüfusun yarısını oluşturan bir güç olarak yer aldılar. Erkek savaşçılarla birlikte, elde silah savaşan kadınlar ön cephede savaştılar. Bu örneklerde ve bütün sınıflar savaşımı tarihinde açıkça görüldüğü gibi emekçi kadınlar, bu mücadelelerde yedek bir güç değil asıl iki güçten birini oluşturdular. İşte bunun içindir ki 8 Mart, sermayeye karşı mücadelenin adıdır. 8 Mart, dünya emekçi kadınlarının gerek kendi aralarındaki gerekse de ülkelerindeki emek cephesi ile birliklerini pekiştirmenin, sınıfın örgüt ve partisinde birleşmenin adıdır.8 Mart, dünya emekçi kadınlarının ücretli kölelik sistemine karşı birbirlerinin mücadelesiyle dayanışmalarının adıdır. 8 Mart, direniştir; kavgayı daha ileri taşımak için günün görevlerine sarılmanın adıdır. 8 Mart, emekçi kadınların tam kurtuluşlarına vardıkları toplum olan özgür toplumu yaratma kavgasının örgütleyicisi, militanı, önderi, sıra neferi olmanın adıdır. 8 Mart, açlığa, yoksulluğa, savaşa, işkenceye, gözaltı kayıplarına, zulme, katliama, ulusal asimilasyona karşı, yani emperyalizme, kapitalizme, faşizme ve dünya gericiliğine karşı savaşan kadınların birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Tüm kadınların günü değil, işçi ve emekçi kadınların sermayeye,sömürgecilere, kadını köleleştiren her türlü gericilik ve yobazlığa karşı birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. 8 Mart, cinsiyet köleliğine, her türlü ayrımcılığa, erkek egemen değerlere,kadere,baskı ve aşağılanmaya karşı isyandır. Bu isyanı sokaklara, meydanlara taşıma günüdür. O halde, 2010’unu 8 Martını Türk, Kürt, ulusu ve ulusal azınlıklardan, işçi, köylü, emekçi ve ev kadınların faşist diktatörlüğe karşı mücadelelerini bir adım daha ileriye sıçrattıkları bir gün yapabilmek için ayağa kalkalım ! Tüm bu olgular ve gerçekler bizlere bu 8. Mart’ta emekçi kadınlar olarak istemlerimizi bayraklaştırmak için sesimizi örgütlü biçimde daha gür olarak haykırmayı dayatıyor. Çünkü hiç kimse kadınlara mücadele etmeden bir hak vermez, vermemiştir de. Onun içindir ki emekçi kadınlar olarak bizleri kölelik koşullarında yaşama zorlayan ve bunu kanıksatan burjuva kapitalist sisteme karşı demokrasi, özgürlük ve sosyalizm bayrağını yükseltmeliyiz. Çünkü biliyoruz ki, yüzyıllardan beri devam eden kadının kölelik durumunun kaynağı, özel mülkiyet sistemidir. Özel mülkiyet, diğer her türlü sömürü ve baskının temeli olduğu gibi, kadınların üzerindeki cinsel baskıların ve sömürünün, cins ayrımcılığının da temelini oluşturur. Bugün dünyada egemen olan ücretli kölelik sistemi kapitalizm, feodal ortaçağ karanlığının kalıntıları, dinin köleleştirici kuralları ve bütün gerici etkileri, gerici ideoloji ve kültürlerin yansıları, yüzyıllardır toplumda yerleşmiş çeşitli gerici gelenek ve görenekler yıkılmadan kadının kurtuluşu gerçekleşemez. Kadının özgürlük kavgası, temel hedefe bunları koyarak, sosyalizmi kurma amacıyla yürütülmelidir. Bu temel hedefler ve amaç doğrultusunda güncel siyasal ve ekonomik taleplerle mücadelesini geliştirip ileri taşımalıdır. Bu 8.Mart’ta emekçi kadınlar olarak, emperyalizm ve emperyalist uşaklarına karşı; işbirlikçi tekelci kapitalist sisteme ve faşist MGK diktatörlüğüne karşı; işçi kıyımı terörüne, yoksulluğa, sefalete ve zamlara karşı, Kürt ulusuna yönelik inkar, imha ve baskılara karşı, cinsel taciz ve tecavüzlere, fuhuş ve kadınların meta olarak alınıp satılmasına karşı,Töre cinayetlerine karşı, Zindanlarda süren işkencelere, yasaklamalara, F Tipi hücre tecrit dayatmalarına karşı;
Kontrgerilla saldırılarına ve provokasyonlara, sosyalist ve yurtsever basına yönelik baskı ve teröre karşı; İşçi kıyımı terörü ve sendikasızlaştırmaya, taşeronlaştırmaya karşı sınıf kardeşlerimizle omuz omuza kavgaya katılalım; İşçi ve emekçi sınıflara mensup kadınlar olarak başta örgütlenme ve eylem özgürlüğü olmak üzere, politik özgürlük taleplerimizi yükseltelim. Kürt kadınlarına uygulanan ulusal, sınıfsal, cinsel baskı ve terörün son bulması için ulusal özgürlük, talebini yükseltelim. Her alanda eşitlik ve özgürlük için kadınlar olarak örgütlenip ayağa kalkmak ve mücadelenin neferleri olmak için; Yaşasın 8.Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü..! Kadınlar Katılmadan Devrim Olmaz, Devrim Olmadan Kadınlar Kurtulmaz..! Kapitalizme ve Faşizme Ölüm, Kadınlara Özgürlük..! Kadınlar Devrim İçin Örgütlenip, Ayağa Kalkın, Makus Talihinizi Değiştirin ! Her Günü 8.Mart Günü Yapmak İçin İleri..! Kadın Erkek El Ele Haydi Mücadeleye..! Emekçi Kadınlar, Özgür toplumun Özgür Kadını Olmak İçin Kavgaya Katılalım..! Gelecek daha güçlü ve her alanda kadınların devrimci kavgaya çekilmesi için daha çok çalışalım ve yığınlarla olan yalıtılmışlığı aşalım çağrısıyla konuşmalar sona erdi.
DHB OKURLARI
|
|
| |
Ortalama Puan: 0 Toplam Oy: 0
|
|
|