DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
DEMOKRATİKLEŞİYOR MUYUZ FAŞİZM TAHKİM Mİ EDİLİYOR ?-
Politika Haber
AKP hükümeti bir tarafda işçilere, emekçilere ve Kürtlere yönelik saldırılarını ve baskılarını artırarak sürdürürken öte yandan demokratik açılıma devam ediyoruz görüntüsü altında yeni yasalar çıkarmaya devam ediyor. Son olarak emekçileri aldatmak  için hazırlanan üç yasa tasarısı, Meclis gündemine getiriliyor. Aslında AKP hükümeti işçi, emekçi ve Kürtlerle alay ederek faşist diktatörlüğü “demokratikleşiyoruz”  perdesi altında daha da pekiştirmeye çalışıyor.
AKP hükümetinin demokratikleşiyoruz havasını verdiği  bu yasa tasarıları şunları kapsıyor:
1-) “Ayrımcılık Komisyonu” diye adlandırılan işkence, ırk ayrımı gibi konularda şikayetleri izleyip değerlendirecek bir komisyon,
2-) İnsan Hakları İhlallerini İzleme Kurulu,
3-) Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasıyla ilgili tasarılar.
İşin ilginç olanı ise, bu yasa tasarıları içinde, “taş atan çocuklarla” ilgili, bu çocukların “çocuk mahkemelerinde yargılanması”yla ilgili yasa tasarısının yer almamış olmasıydı..
İlk iki maddede sözü edilen yasa tasarılarının; ırkçılık, işkence, insan hakları ihlalleri gibi konularda şikayetler için bir dayanak yaratacağı düşünüldüğünde bunların ülkenin demokratikleşmesine bir katkısının olacağı düşünebilinir. Ama böyle bir çok yasa çıkarılmasına rağmen bunların hemen hepside kağıt üzerinde kalmaktan öteye geçmedi. Bu yasalarında akibeti öncekilerden farklı olmayacaktır. Ancak yinede  bu yasaların bile, “Avrupa Birliği’ne uyum” programı çerçevesinde ele alındığı düşünüldüğünde, “demokratik açılımla” doğrudan ilgisi de olmadığı görülebilir.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müstesarlığıyasasına gelince.Bunun zaten ; İşçi, emekçi, Kürtlerin çözüm bekleyen temel talepleri ya da genel olarak demokratikleşme ile bir ilgisi yoktur. Tersine bu müsteşarlığın kurulması; devletin, güvenlik güçlerinin faaliyetlerini koordine etme ve daha etkin kullanma ihtiyacından doğmuştur. Dolayısıyla bu yasanın, baskı ve şiddeti daha etkinleştirmenin aracı olacağını söyleyebiliriz.
Bu açılardan bakıldığında Meclis’e gelen ve AKP, liberaller ve burjuva medyanın bir bölümünce  bir “demokratikleşme hamlesi” olarak gösterilen bu tasarı paketine; “Kürtlerin ve demokratik kamuoyunun taleplerini ‘komisyonlara havale eden’ devletin etkinliğini demokrasi ve özgürlükler aleyhine daha da faşist gerici yasaları pekiştirme artırma hamlesidir” demek daha  doğru olacaktır.
Sorun sadece bu kadarla da kalmıyor. Daha da önemlisi  “taş atan çocuklar”la ilgili, bu çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmasıyla ilgili yasanın Meclis’e gelmemesi, bu taslaklarla ilgili demokratikleşme iddiasını da boşa çıkartmaktadır. Çünkü; “taş atan çocuklar”la ilgili yasa daha önce Meclis Genel Kurulu’na gelmiş ama, DTP’nin kapatılması sırasında Kürt çocuklarının sokak eylemleri yapmasıyla bağlantılı olarak tasarı da Meclis Genel Kurulu’ndan çekilmişti. Yani AKP hükümeti, “Çocuklar alanlara çıktıkça bu yasayı geçirmem” demek istiyor. Şimdi de bu tavrında israr ediyor

Elbette bu sadece çocuklara karşı olmanın da ötesinde hükümetin demokrasi konusundaki zihniyetini açığa vurmaktadır. Çünkü böylece hükümet, “Eğer yığınlar bizim dediğimize uyarsa onlara hak tanırım, değilse tanımam” diyen faşist gerici halk düşmanı  anlayışını burada ele vermektedir. Dahası, “Çocuklarla ilgili yasayı çıkarmak” için sokağa çıkan çocuklara ve Kürtlere karşı cezaevindeki yüzlerce çocuğu rehin durumuna getirmektedir. Her tür demokratik anlayıştan uzak, “Siz öyle yaparsanız ben de böyle yaparım” intikam yönetimidir bu. Bunun elbette burjuva siyasetinde yeri vardır; ama demokrasi anlayışında yeri olamaz. Çünkü AKP hükümeti bu tutumuyla, “hak”ı; “Eğer hakkı kullanmıyorsan yasada bu hak olmalı”ya indirgemekte.
Zaten Kürt çocuklar sokağa çıkıp taş atmazsa niye yargılansın ki? O zaman da bu yasaya ihtiyaç zaten olmaz.
Hükümetin, yasa karşısındaki tutumu, “intikamcı”, bu yüzden her türden demokratik ilkeyle çatışan bir tutumdur. (Ruhban okulunun açılması ve Rum azınlığın inançları ile ilgili talepleri karşısında, Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin “Batı Trakya’daki Türklerle ilgili hak talebini şart koşması, kendi vatandaşlarına eşit davranmama ve azınlıkların inanç özgürlüğü konusunda hükümetin tutumu da ayni antidemokratik, faşist gerici, insan haklarını pazarlık konusu yapan zihniyettir. Bu zihniyet Kürtlerin istekleri, Alevilerin istekleri konusunda da sıkça hortlamaktadır.  )
Bir “demokrasi hamlesi” yapma iddiasıyla hareket ederken bile antidemokratik; faşist gerici  bir çizgiye sürüklenmeyi de ancak AKP gibi takiyeciler başarır. Çünkü demokrasiyle zihniyeti itibariyle çatışan bir AKP’de demokratikleşme hamlesi beklemek kadar politik körlük ve saflık olamaz.
 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Politika Haber

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.10 Saniye