DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
KRİZ BÜYÜK TEKELLERİ DAHA DA BÜYÜTTÜ
Dış Politika
2008 de başlayıp 2009 da süren ekonomik krizin gündeme damgasını vurduğu bir yılı daha geride bıraktık. Bu süreçte pek çok şeyi yeniden hatırlattı ve öğretti.  “Batamayacak kadar büyük” olan tekeller  bu krizle birlikte daha da büyüdüler. Büyük balık küçük balığı yutar özdeyişi bu kriz döneminde bikre daha tanıtlandı. Dünya çapında dev kurtarma operasyonları gerçekleştirilirken, yatırım bankalarından, otomotiv üreticilerine dev şirketler bu operasyonlardan aslan payını kalarak yani büyüyerek ve pazar paylarını artırarak çıktılar.
 Birbiri ardı sıra kapanan ufak, orta ölçekli bankaların, sanayi işletmelerinin ardından kurtarmanın kriterinin ne olduğu geniş halk kesimleri tarafından sorgulanır hale geldi. Kimi şirketlerin batmasına göz yumulamayacak kadar büyük olduğu, batması halinde ekonominin geri kalanını da beraberinde sürükleyeceği yönündeki açıklamalar krize yönelik müdahalelerin ana eksenini de belirledi. Her yıl milyarlarca doları “serbest piyasa”nın nimetlerini topluma açıklamaya yönelik “düşünce enstitülerine” aktaran büyük tekelci gruplar, sektör lobileri ellerindeki medya gücünü de kullanarak kamudan aktarılan yardımların kapsamının genişletilmesi ve sürelerinin uzatılması konusunda yoğun çalışma yürütmekteydiler.
Krizin ekonomide hakim neo-liberal politikaların iflasıyla sonuçlandığı yargısı çokça seslendirildi bu süreçte. 1980’lerden itibaren ücretli kesimin toplam gelirden aldığı pay hızla gerilemiş, bozulan gelir dağılımı tüketici talebi ile sermaye birikimi arasındaki uçurumun hızla büyümesine yol açmıştı. Periyodik varlık balonları bu sermaye birikim sürecinin kaçınılmaz sonuçlarıydı. Ve elbette Keynesçi bir törpü olmaksızın “vahşi kapitalizm” içine düştüğü bu açmaz giderek daha büyük krizlere yol açacak ve sosyal patlamalar emperyalist kapitalist sistemi tehlike içine itecekti.
Krizi “sosyal devlet”in daha ön plana çıktığı bir politika kayması beklentisi ile karşılayanlar büyük hayal kırıklığına uğradı. Aksine, kriz süresince gelir uçurumu daha da büyüdü. İstihdam daralırken, ücretler ve yan ödemeler geriledi, emekçilerin sigorta kapsamları daraltıldı. Türkiye de  ÖTV indirimi, ABD’deki otomotiv vergi indirimi ve benzeri uygulamalar lüks tüketimi körükledi. Dünya ekonomilerinde bütçe açıkları hızla artarken sosyal amaçlı devlet harcamalarının bütçelerdeki geriledi. Hem de en çok ihtiyaç duyulduğu bir dönemde.  Önümüzdeki yıldan itibaren bütçe disiplinini arttırılacağı düşünülürse, zengin kesime yönelik yapılan kaynak aktarımlarının faturasının kime çıkarıldığı/çıkarılacağı daha net gözükecektir.
Ücretli kesimin reel kaybının üst seviyelerde olduğu bir dönemde sermaye kesimin kar oranlarında hızlı bir toparlanma yaşandı. Özellikle son bir yılda hisse senetleri piyasasında yaşanan keskin artış sayesinde yatırımcılar en muhafazakar tahminle yüzde 150 kazandılar. Kredi maliyetlerinin oldukça düşük sermaye piyasalarının getirisinin böylesine yüksek olduğu bir ortamda şirketlerin faaliyet dışı karları katlanırken, reel kesimde kriz nedeniyle işten çıkarmalar halen devam etmekte. Başlangıçta sorumsuzluklarıyla krizin başlıca sorumlusu olarak gösterilen ama kurtarma operasyonlarından da en fazla nemalanan bankalar, fonlar ise 2009 yılını en büyük karlarla kapayan kesimleri oldu.
Böylece, krizin kapitalizmi törpüleyeceği beklentisi bir kez daha boşa çıkmış oldu. Sınıfsal güç dengelerinden bağımsız bir yeniden paylaşım arayışının ne denli yersiz olduğunu, tüketici talebindeki büyüme yetersiz olduğu için sermaye kesiminin kar oranlarını daha da aşağı çekecek önlemlerle ücretli kesimin toplam gelirden aldığı payın arttırılmasına göz yummayacağını ve dahası her krizin güçlü olan için yeni bir fırsat anlamına geldiğini bir kez daha gördük ve yaşadık.


Dahası kapitalizm daha fazla emeğin sömürülmesiyle ayakta kalmakta ve karını büyütmektedir. Onun vahşi sömürüsüne dur diyecek ve insanca bir yaşamın önünü açacak işçi ve emekçilerin örgütlü devrimci mücadelesidir. Süreç , devrimci ve sosyalistlere, işçi ve emekçileri kapitalizmi tarihin çöplüğüne atacak,  devrim ve sosyalizm  mücadelesini  hazırlamak için  daha çok çalışmayı dayatıyor.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Dış Politika

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.07 Saniye