DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
DEVRİMİZDE KÜÇÜK BURJUVAZİNİN TUTUMU
Haberler
Küçük-burjuvazi, küçük meta ekonomisi üzerinde yükselen, proletarya ile burjuvazi arasında yer alan bir sınıftır. Modern toplumda, küçük ölçekli üretim büyük ölçekli kapitalist üretime bağlıdır. Büyük ölçekli kapitalist üretim, küçük ölçekli üretimi, küçük-burjuvaziyi hergün, her saat iflasa doğru sürükler. Bu bağlamda küçük-burjuvazi, proleterleşme sürecini yaşar.
Küçük-burjuvazi küçük ölçekli mülk sahibi olarak burjuvazidir, burjuvaziye bağımlıdır. Küçük mülkünü kaybederek proleterleşme süresini yaşar. Küçük-burjuvazi geleceği için mücadele ettiği oranda bir proleterdir, olayıyla proletaryaya yakınlık duyar. Küçük-burjuvazi emekçi bir sınıftır. O, ağırlıklı olarak emeğiyle geçinen bir sınıftır. Sonuç olarak küçük-burjuvazinin  üretimdeki yeri, onun politikadaki yalpalama kararsızlığının objektif temelini oluşturur.
Özel mülkiyete sahip bir sınıf olması nedeniyle küçük-burjuvazi, özel mülkiyetin bütün
biçimlerine karşı değildir. Küçük-burjuvazi kendisine yıkım getiren, iflasa sürükleyen büyük ölçekli kapitalist üretime karşı çıkar, kendi küçük mülkiyetine sıkı sıkıya sarılır, direnir.
Küçük-burjuvazinin tutuculuğu, eskiye dönme özlemi tam da burada somutlaşır. Burjuvazi ile proletarya arasında sürekli yalpalayan küçük-burjuvazi sınıf savaşımının en yüksek noktasında, ya burjuva diktatörlüğü ya da proletarya diktatörlüğü seçeneğiyle karşı karşıya gelir. O, ya proletaryayı, ya da burjuvaziyi izler. Ne var ki, bu doğru teorik önerme her ülkede küçük-burjuvazinin o ülkenin kendi somut koşulları içinde incelenmesi gerekliliğini dıştalamaz. Emperyalist ülkeler ile bizim gibi yarı-sömürge ve bağımlı ülkelerdeki küçük-burjuvazi bir ve aynı şekilde ele alınamaz. Her ülkenin emperyalist sistem içindeki tuttuğu yere, bu bağlamda her ülkenin ekonomik-toplumsal gelişme düzeyi üzerinde şekillenen sınıflararası ilişkiye ve somut politik koşullarına vb. göre küçük-burjuvazinin sınıf savaşımında oynayacağı rol değişiklik gösterir.
Küçük-burjuvazi, sömürge, yarı-sömürge ülkelerde, anti-emperyalist demokratik devrim koşullarında bağımsız devrimci bir rol oynar. Hatta devrime önderlik bile yapabilir, iktidarı ele geçirebilir. Çin, Nikaragua ve Küba devrimlerinin deneyleri ve bir çok ülkede önemli kitlesel güç oluşturmuş ülkelerde devrimci örgütlerin durumları bu gerçeği doğrulamaktadır.
Küçük-burjuvazinin göreceli olarak bağımsız bir devrimci rol oynaması, somut tarihi koşullara bağlıdır ve geçicidir. Küçük-burjuvazinin iktidarı uzun süreli olamaz; burjuvazinin iktidarına bir basamak oluşturur. Devrim küçük-burjuvazinin önderliğinde olduğunda küçük-burjuvazi, iktidarı tek başına ele geçiremez. O, iktidarı ya orta burjuvaziyle ya da proletarya ile bağlaşma içinde ele geçirir. Sınıf savaşımının sertleştiği koşullarda, küçük-burjuva diktatörlüğünün  gerçekte bir burjuva diktatörlüğü olduğu bütün çıplaklığıyla görülür.
Proletarya, küçük-burjuvaziyle kendi arasına kalın bir sınır çizgisi çeker. Onun devrimci demokratik karakterdeki istemlerini ve savaşımını destelerken, eskiye dönme özlemlerine karşı sistemli olarak savaşır. Proletarya küçük-burjuvazinin ütopik istemlerini reddeder, kapitalizm koşullarında küçük-burjuvazinin dağılmaya mahkum, geleceği olmayan bir sınıf olduğunu emekçi bir sınıf olarak kurtuluşunun sosyalizmde olduğunu her adımda ortaya koyar.
Demokrasinin en tutarlı temsilcisi proletarya, küçük-burjuvazinin devrimci-demokrasi savaşımını enerjik bir şekilde destekler. Proletaryanın bu desteği küçük-burjuvazinin bağımsız devrimci rolünü sonuna dek oynayabilmesini sağlar.



Ülkemiz bir küçük-burjuvalar ülkesidir. Kentin ve kırın küçük-burjuvaları %40’a yakın bir nüfusla aktif nüfusun üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Kapitalizmin gelişmesi, kırsal küçük-burjuvazinin devrimimizdeki rolünü nispeten azaltırken, öte yandan şehirde küçük-burjuva tabakalar›n devrimimizdeki rolünü nispeten artırmaktadır. Şehir ve kır, küçük mülk sahibi emekçi yığınların, emperyalizmle bağımlılık ilişkilerinin, işbirlikçi tekelci kapitalizmin, feodal kalıntılarının tasfiyesi ve politik özgürlüklerin elde edilmesi savaşımında devrimci-demokratik  bir rol oynayacaktır. Bu sorunlar üzerinde proletarya ile küçük-burjuvazi arasında irade birliği vardır. Bu durum politik anlatımını demokratik talepler uğruna ekonomik, toplumsal, politik yapının demokratikleştirilmesinin ve ülkenin bağımsızlığa kavuşturulmasının önünde engel olan sınıfların iktidarına karşı savaşımda ifadesini bulur. Her biri kendi konumunda genel demokratik talepler için aynı düşmana karşı savaşırlar ve irade birliği bu savaşımda cisimleşir. Devrimci proletaryanın politik strateji ve taktiklerinde bu irade birliği anlatımını bulur.
Proletarya ile küçük-burjuvazi arasında irade birliğinin varlığı, proletaryanın bağımsızlık ve demokrasi savaşımında küçük-burjuvazi ile bağlaşma politikası izlemesini gerekli kılar.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Haberler

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.08 Saniye