DHB - YENİ EKİM SAYI.28.2005

YENİ TMY YASASIDA SÖKMEYECEKTİR!
Faşist diktatörlük egemenliğini pekiştirmek için Yerörle Mücadele Yasası (TMY)’da yeni değişiklikler yaparak işçi ve emekçileri İngiliz ipiyle asmayı amaçlıyor.Faşist diktatörlük zaten her bakımdan ayakta olan 12 eylül faşist darbe anayayasıyla emekçileri korku duvarına hapsetmeyi yeterli bulmamış ki devrimci halk

hareketi ve Kürt özgürlük mücadelesinin önünü kesmek ve ezip dağıtmak için baskı yasalarını yeniden düzenleyerek toplumu zapt-u rapt altında tutmaya hedefliyor.Yakın dönemde AB’ye üyelik bağlamında düzenlenen TMY,gelinen durumda 11 eylül saldırılarının gölgesinde generallerin “terörle mücadelede elimiz kolumuz bağlandı “ vb. demegojisiyle 12 eylül faşist darbe yasalarını aratmayacak düzeyde yeni düzenlemeler getiriliyor.
Yeni TMY göre her suç “terör sayılacak, devrimci ve Kürt yurtseveri örgütlerde ve bu örgütlerin mücadelelerinden vb. bahsetmek,örgüt hakkında olumlu söz söylemek vb. ağrı cezalara çarptırılmaktan ve zindana atılmak için yeterli neden olacak.Generallerin ve Emniyetin ,ısrarla istediği ve AKP hükümetinin koşar adım hazırladığı yeni Terörle Mücadele Yasası (TMY) taslağında yer alanlar,faşist askeri darbe dönemini aratmayacak niteliktedir Aslında egemen sınfların sürekli olarak “bölücülük ve terör” demegojisiyle emekçileri sopayla terbiye etme ve iktidarlarını pekiştirme çabaları onların emekçi ve Kürt özgürlük hareketinin devrimci biz çizgide birleşip ileri atılma kokusuyla bağlı olduğunu gösteriyor.
Fikir ve ifade özgürlüğüne kısmi bir genişleme getiren 2003 düzenlemesi, faşist rejimin yönetici çevrelerince diş bilenen bir durum oldu. Bu yüzden yeni TMY tartışmaları gündeme gelir gelmez, Emniyet Genel Müdürlüğü, “propaganda”nın yeniden terör suçu sayılmasını ve 8. maddeye benzer bir yasanın çıkarılmasını talep etti.
Adalet Bakanlığı’nın kurduğu komisyon, yaptığı taslak çalışmasında “cebir ve şiddete yönlendirici propaganda”yı terör suçu kapsamına aldı.
Böylece eskiye dönülmüş, bir kişi fikirlerini açıkladığı için “terörist” sayılmış olacak. Rejimin yönetici çevrelerince kabul edilemez bulunan fikirler, “teröre destek verici” ilan edilerek cezalandırılacak. Örneğin, Kürt sorununun çözümü için hükümetin PKK’yi muhatap almasını isteyen biri, doğrudan “terör propagandası” yapmış sayılacak.
Ancak “propaganda suçu” bununla da sınırlı kalmıyor, demokratik kitle gösterilerini de kapsıyor. Buna göre; “örgüt üyesi olduğunu belli edecek şekilde amblem ve işaretlerin taşınması, üniformayı andırır giysilerin giyilmesi, örgütün amacına yönelik afiş, pankart, resim taşınması” vb. halinde örgütün propagandasının yapıldığı varsayılarak iki yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Kürt halkının, sokkalara çıkıp Öcalan ve PKK lehinde gösteriler yapıp,pankartlar taşımaları, 1 Mayıslarda, savaş karşıtı kitle eylemlerinde emekçilerin devrimci flama ve pankartların arkasında saf tutması karşısında rejim, yasal terör uygulamak istiyor. Faşist diktatörlüğün yasadışı ilan ettiği siyasal parti ve sembollerin kitleler tarafından meşrulaştırılmasına karşı rejimin tahammülsüzlüğü bu tasarıda açıkça görülüyor. Bu tahammülsüzlük, son dönemde çeşitli kitle eylemlerinin ardından polisin ve mahkemelerin estirdiği terörle onlarca insanın tutuklanmasında görüldü.
Yeni TMY ile, toplantı ve gösteri özgürlüğüne yönelik bu keyfi saldırganlık yasalaştırılmak isteniyor. Emniyet’in, Adalet Bakanlığı’na gönderdiği talep metninde, “4 günlük gözaltı süresinin uzatılması” ve “tutukluların cezaevinden alınarak sorgulanması” da yer alıyor.
Onun için ki faşist diktatörlük hemen her yıl TMY’da yapılan yeni değişikliklerle devletin gediklerini kapatmaya ve hakları gaspetmeye çalışıyor .Neki,bugüne kadar nice faşist baskı yasalarını boşa çıkartarak işlemez hale getiren işçi,emekçi ve kürt halkının birleşik mücadesri ,faşizmi tamkim eden egemen sınıfların korkularını ifade eden yeni TMY’da boşa çıkarıp işlemez hale getirmekten geri durmayacaktırlar.