DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
SOSYALİST PLANLAMA NEDİR ?
Temel Kavramlar
Türkiye’de de hükümetler zaman zaman göstermelik olarak da olsa,  beş yıllık kalkınma planı adı altında, üretimin planlı yürütülmesine ilişkin yaklaşımlarına tanık oluruz. Yaklaşık 50-60 yıldır TC devleti ekonominin planlanmasından bahsetse de, bu görüngü olmaktan öteye geçmemiş ve beş yıllık süreçler olarak düzenlendiği söylenen planlamalar bir türlü hedeflerini yakalama durumunda olmamıştır.
 Elbette bunun temel nedeni, üretim araçlarının özel mülkiyetin elinde olması ve ürünlere özel olarak egemen sınıfların sahiplenilmesi gerçekliğidir. Ekonominin planlanmasını ilke olarak ortaya atan ve pratiğe süren komünistler olmuştur. Bu bakımdan üretimin planlanması dendiğinde ilk akla gelen sosyalizm olur.Sosyalist üretim ilişkileri ilk defa olarak, üretimin planlanabilmesine olanak tanır.
 Çünkü üretim araçları toplumsal mülkiyettir. Bunların kullanılması bir toplumsal karar sorunudur ve toplumsal planlamaya bağlı gelir. Özel mülkiyet olduğunda üretim planlanamaz. İşletmeler içinde yada bir sanayi yeterince tekelleştiğinde tüm bir sanayi ölçüsünde planlanabilir, ama toplumun genelinde planlanamaz.Kapitalist sistemde de planlamada sıkça söz edebilir, ama üretim araçlarının özel mülkiyet olması ve ürünün özel olarak sahiplenilmesi olgusu planlamayı olanaksız kılar. Özel kapitalist şirketler yada gruplar üretimlerini planlarla, ama her şirket kendi karı için plan yapar. oysa, kapsayıcı bir plan, tüm üretim dallarının birlikte tek bir bütün olarak planlanmasını ve her bir sektörün üretiminin kendi yakın ve en büyük karına değil, genel planın gereksinimine bağlı olmasını gerektirir.
 Ne var ki kapitalizmle her şirket batmamak için kendi karını kullanmak durumundadır. Bundan dolayı, her hangi kapsayıcı bir plan başarısızlığa uğramaya mahkumdur. Bazı fabrikaların yada kamu görevlerinin devletleştirilmiş olması olgusu burada hiç bir temel farklılığa yol açmaz. Demiryollarının, enerjinin yada değişik sektörlerde bir çok işletmenin devlet mülkiyetinde olması olgunu, bunların hizmetlerinde yararlanan sınıfın emekçiler olduğu anlamına gelmez.
Dahası devlet bir sınıf yada sınıfların damgasını taşıdığına göre, fabrika yada işletmelerin devletleştirilmesi de hangi sınıfın devletinin bu işi yaptığıyla bağlı bir olgu olarak ele alınması gerekir. Bu durumda TC devletinin bir avuç işbirlikçi tekelci burjuvazi ve büyük toprak sahiplerinin devleti olduğuna göre, devletleştirilmiş üretim araçları ve işletmelerde bu egemen sınıfların mülkiyetinde demektir. Özel mülkiyetin egemen olduğu devlet ve özel tekelci sermayenin kol kola yürüdüğü bir ortamda genel bir üretim planlanmasında bahsetmenin olanaksız olduğunu belirtmeliyiz.Ne ki toplumsal muhalefet temelinde üretimin başlıca dallarının tümünün yönetimini tamamen teslim alarak, üretimi halk yığınlarının yaşam koşullarının sistemli olarak iyileştirilmesi ve onların ihtiyaçların esas alan planlama üretimin tümü üzerinde etkin bir şekilde uygulanması gerekir. O halde üretimin başarılı olarak gitmesi isteniyorsa onun planlaması yalnızca olanaklı değil aynı zamanda planlama, sosyalist üretimin ekonomik bir zorunluluğudur; açıktır ki plan olmasa ve üretimin farklı sektörlerindeki farklı insanlar istedikleri gibi davransa, kısa zamanda her şey karmaşık halk gelir.Başlangıç olarak, bir sosyalist plan bir sosyalist iktidar tarafından ortaya konur.
 Keza sosyalist iktidar yasayı uygulamaya kaydığında, bu yasadan alınacak sonuç yalnızca hükümetin niyetine değil, aynı zamanda da yasaya uyacakları sosyalist insanların toplumsal ilişkilerini düzenleyen nesnel yasaları da dikkate almak ve bunun gereklerini yerine getirmek zorundadır.
 Yine, üretim toplumda insanlar tarafından yürütülen bir etkinliktir ve insanların üretken etkinlik yoluyla yaptıklarının gerçek sonuçları, hem üretim araçlarının nesnel özelliklerine ve hem üretimle insanlar bir birleriyle ve doğayla ilişkidedirler. Üretken çabalarının sonuçları bu ilişkilerin yasalarına bağlıdır. Bu nedenle gerçekçi bir üretim planı bu yasalara ilişkin bilgiye dayanmalı ve onları göz önünde tutmalıdır.  Eğer sonuç elde etmek istiyorsanız, bu sonuçların elde edilmesini düzenleyen yasaları bilmeli ve bu yasalara uygun olarak ilerleyip, onların dışına çıkmamalısınız.
 O halde sosyalist bir iktidarın, ülkenin var olan ekonomik olanaklarını, hammadde  kaynaklarını ve üretim kapasitesini kesin olarak hesaba katmadan, büyük bir üretim artışını hedefleyen bir "beş yıllık plan yasasını" yasallaştığını düşünelim. Böylesi bir yasa etkili olabilir mi? Hayır kesinlikle olamaz. Böyle durumda olacak olan şey büyük bir üretim artışı değil, büyük bir karışıklık ve güçlerin, olanakların heder edilmesi anlamsız gelecektir.Bu bakımdan sosyalist bir üretim planı ekonomik yasalara ilişkin bilimsel bilgi ve bilimsel olarak toplanmış ekonomik ve teknik veriler temelinde düzenlemedir. Bu bilgi somut ve nicel olmalıdır.  Soyut sloganlar ve belirsiz ekonomik genel genellemelere, yalnızca başını yararsız olmakla kalmaz. Aynı zamanda yıkıcı sonuçlarda yol açar. Bilimsel bilgi -nesnel zorunluluğun bilgisinin sosyalist planın özgürlüğüne katılacak değerlendirilmesi- hem insanların toplumsal-ekonomik ilişkileriyle, hem de üretimde kullanılan gereçlerin ve doğal güçlerin özellikleriyle ilgilidir. Sosyalist planlarda doğa bilimleri ile toplumsal bilimlerin tekleşmesi beslenmiş demektir. Bundan,  sosyalist planlama için siyasi sloganlar ve hevesten çok daha fazlasını gerektiği ve onun hiçte bir keyfi olarak hedef saptama sorunu olmadığı açığa çıkar.
 Üretim araçlarının toplumsal mülkiyet olması olgusu sosyalist planlamada hatalarını hem ciddi hataların kolayca yapılmayacağı anlamına gelmez. Sosyalist devrimin hemen ertesinde zorunlu olabilen ve büyük ölçüde siyasal uygunluğa dayanan anında karar verme ve bağırma yöntemleri, olanaklar olduğunca çabuk terketmelidir. Bu planlamanın bir uzmanlar komisyonunun yeni bir çeşit teknokrasinin elinde olması anlamına mı gelir; elbette bu planlama uzmanları gerektirir; ve ne kadar çok uzman olup birlikte kolektif olarak ne kadar iyi çalışırsa, planlamada o kadar etkili olur. Ama sosyalist bir plan halk için uygulanır; işi yapanlar üstelik ve hevesleriyle, halktan insanlardır ve plan halkın gereksinimlerini halka, uzmanlar tarafından zorla benimsetilemeyeceği gibi, halk sürü gibi güdülüp yönetilemezde.



İnsanların yendikleri bütün üretim güçlerinin en önemlisi olduğu için insanlar üretim için harekete geçmedikçe sosyalist bir plan başarılı olamaz, kendileri için çalışan insanların üretici gücü isi herhangi bir uzmanlar komisyonunun kararıyla değil, ancak o insanların kendi kararlarıyla harekete geçirilebilir.   Bundan dolayı, başarılı sosyalist planlama doğayı ve ekonomik yasalara ilişkin en kesin bilimsel bilginin kullanımıyla, ne yapılacağına karar vermesinin ve işlerinin yapılmasının örgütlenmesinden en demokratik yöntemlerini birleştirmek durumundadır. Bunda hiç bir çelişki yoktur. Çelişki yalnızca çalışan insan kitlesini "genel yönü" olarak iflah olmaz şekilde cahil ve ne istediklerini yada kendileri için neyin iyi olduğu bilmekten aciz olarak değerlendiren türden yüce ve üstün uzmanların kafalarındadır.
 Bundan başka, çalışan insanların belirli bir işle uğraşmadaki kendi araçların bulma inisiyatifi - gönüllü cumartesileri vb. gibi -üretimin gelişmesinde çok önemli bir etmendir. Yeni icatlar, yeni teknikler, birlikte çalışmanın yeni yolları, kendi yolları olan çalışan emekçilerin demokratik işbirliğinde doğar; bireysel ve kolektif, zihinsel ve el ilgili büyük yetenekler gün ışığına çıkar. Bundan dolayı çalışmak demokrasinin yerleştirilmesinin kendi üretim güçlerinin devrim geçirmesini sağlayan bir unsurdur. Yığınların yeteneklerini ortaya çıkartmanın ve bunları üretim de kullanmanın yolunu keşfi, ancak yeni fiziksel enerji kaynağının -buhar gücü yada nükleer gücünü- nasıl kullanılabileceğinin keşfiyle karşılaştırılabilir.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Temel Kavramlar

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.09 Saniye