DHB - AKP GEREV DÜŞMANI

İşçi ve emekçi düşmanı sermayenin emir eri AKP hükümeti,yaklaşık 3 yıllık hümeti döneminde aldığı dört grev erteleme kararıyla ne kadar işçi ve emekçi halk düşmanı olduğunu ortaya koymuş oldu. 1995-2003 döneminde toplam 6 grev dönemin hükümetlerince ertelenirken, AKP’nin üç yıllık hükümeti döneminde ertelenen grev sayısı ise 4’e ulaştı.

Hatırlacağı üzere AKP Hükümeti, cam işkolundaki grevi "milli güvenlik ve genel sağlık" gerekçesiyle iki kez, lastik işkolundaki grevi de "milli güvenlik" gerekçesiyle ertelemişti. AKP Hükümeti, son olarak da Ereğli Maden’deki grevi "milli güvenlik" gerekçesiyle 60 gün süreyle erteledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre , 1995 yılından bu yana "milli güvenlik ve genel sağlık" gerekçeleriyle toplam 10 grev ertelenmişi. Kamuda örgütlü sendikaların kamu işyerlerindeki grevi "milli güvenlik", Belediye-İş ve Genel- İş Sendikalarının genel hizmetler işkolundaki grevi de "genel sağlık" gerekçesiyle ertelenmesi,aslında hükümetlerin işçi ve mekçi düşamnaı kimliklerini ortaya koyuyor..
Milli güvenlik, sağlık vb gibi uyduruk gerekçelerle son 10 yıldaki grev ertelemelerinden en çok Kristal-İş ve Lastik-İş Sendikaları etkilendi. 1995 yılından bu yana Kristal-İş’in cam, Lastik-İş Sendikası’nın da lastik işkolundaki grevleri 3’er kez ertelendi.
Bu erteleme kararlarından son dördü AKP hükümeti döneminde alındı ve milli güvenliği ve sağlığı bozucu gerekçesiyle 60.gün ertelenen grevler sonucunda anlaşma,işçi eylemleri boşaltılarak sermayenin istediği biçimde anlaşmalar sağalandı.
Bu aynı işçi hareketini etkisizleştirme ve havasını alarak etkisizleştirme amaçlı gerve erteleme saldırısı AKP Hükümeti son olarak da Türkiye Maden-İş Sendikası’nın Erdemir Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne bağlı işyerlerinde Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından alınan grev kararını 1 Eylül’de milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü gerekçesiyle 60 gün süreyle ertelemesinde pratikleşti. Türkiye Maden-İş, Sendikası ise bu kararı hukuka aykırı olarak değerlendirerek, Danıştay’a dava açmaya hazırlanıyor.Ama atı alan üsküdarı geçmiş ve bir grev daha başlamadan bitirilerek sermaye hükümetinin insafına bırakılmıştır.Bu durumu sendika ağa ve bürokratlarıyalnızca izlemek ve hamasi nutuklar atmak dışında başka birşey yapmayarak karşılamıştır. Yoksulluk,köle ücret, özelleştirme ve işçi kıyımı terörü vb. “milli güvenliği ve sağlığı bozmuyor” ama işçilerin hak arama ve yaşam koşullarını iyileştirme eylemleir ‘millli güvenliği ve sağlığı bozuyor’.Ne garip bir olay. Aslında burada kastedilen ‘milli güvenlik ve sağlık’ da kastedilen şey işbirlikçi tekelci sermayenin ve emir erlerinin güvenliği ve sağlıdır. Ama işçiler ve emekçiler, sermayenin , AKP hükümetinin ve sendika ağa ve bürokratlarının bu dayatma ve yasaklama engellerine boyun eğmeden aşarak deli gömleğini yırtacakları günlerde gelecektir.