DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
TARİHİ FIRSATTAN SAVAŞ TAM TAMLARI ÇIKTI
Baş Yazı
Aylardır Kürt sorunun önemli gelişmelerin olacağı ve tarih fırsat” açıklamaları pompalanarak, tarihi fırtsın Kürt özgürlük hareketini demir yumrukla ezme fırsatı olduğunu, Genelkurmay başkanının ABD’de yaptığı zehir zemberek savaş tam tamları açıklamalıyla bir kez daha gördük.Genelkurmay Başkanı Başbuğ savaş ısrarını ABD’de höykürerek sürdürmeye devam etti. 'Tarihi fırsat'ın PKK’nin yani diri mücadeleci Kürt özgürlük hareketinin tasfiye için olduğunu belirtti. “Ulus/üniter devletin çivisine bile dokunulamaz” diye tehdit etti. Kürt sorununda, inkar ve imha ısrarını sergiledi ve resmi devlet politikasında oynanmayacağını vurguladı. Yani Başbuğun açıklamaların da, Türkiye de Cumhurbaşkanı., AKP hükümeti ve parlamentonun göstermelik emir erleri olduğunu ve TC devletinin temel politikalarında devletin esas söz sahibi olanın da  ordunun olduğu ve Ordunun onaylamadığı yada desteklemediği hiçbir temel politikanın  pratiğe sürülme gücüne sahip olmadığını  Kürt sorununda iyi şeyler olacağı tartışmalarında yeniden görüp yaşadık
ABD'den yaptığı açıklamalarda Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 'tarihi fırsat'a da açıklık getirdi; 'tarihi fırsat' çözüm için değil, Kürt özgürlük hareketinin tasfiye için. “Ulus devletin, üniter devletin çivisinin bile sökülemeyeceğini” buyuran Başbuğ, bu çivinin zaten çıkmış olduğunu da görmezden geldi. ABD'den 'onur madalyası' alan İlker Başbuğ, TSK'nın başarısızlığını ise gizlemeye ve tartışma dışı tutmaya çalıştı; “Kimse bu 25 yıllık mücadelede TSK'nın başarısını sorgulayamaz” diye tehdit etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir süre önce yaptığı 2009 Kürt sorununun çözümü için 'tarihi fırsat' çıkışı Başbuğ'un açıklamalarıyla daha bir netlik kazandı. Başbuğ açıklamasında, “2009 yılında, biz terör örgütü üzerinde daha kesin sonuçlara ulaşabileceğimiz bir fırsatın elimizde olduğunu değerlendiriyoruz. Nedir bu fırsat? Terör örgütünün, elimine edilmesi deyin, parçalanması, zayıflatılması deyin, elimizde bir fırsat var. Bu fırsatı kullanalım artık diyoruz.” Başbuğ ayrıca, “Bir fırsat yakaladık. Terör örgütü bir karmaşa içinde. Fırsattan istifade etmemiz lazım” sözleriyle, PKK'nin 15 Temmuz'a kadar uzattığı 'çatışmasızlık' kararını fırsata çevirmeye çalıştığını gösterdi.
Orgeneral Başbuğ, ''elimizde fırsat var'' derken, bunun yanlış anlaşılmaması gerektiğini vurgulayarak, ''Terör örgütüyle devlet ilişki kurmaz, tartışma yapmaz, diyalog olmaz. Sakın ola ki, bazen yanlış anlaşılıyor, terör örgütüyle görüşülecekmiş gibi, öyle bir şey söz konusu değil. Bu terörle mücadelede yapılacak en büyük hatadır. Devlet terör örgütünü ne muhatap alabilir ne ilişkiye girebilir'' dedi.
Yaptığı açıklamada, 'PKK sorunu çözülmeden Kürt sorununun nasıl çözüleceği' sorusuna cevaben Başbuğ; “Bu tartışmalar bizi ilgilendirmez. Görevimiz, teröristi bulup etkisiz hale getirmek. Tutumumuz çok açık. Kültürel özgürlüklere evet. Bireysel kalmak şartıyla. Devlet kültürel özgürlüklerin önünü açabilir. Yok toplumsal haklar vesaire gibi düşüncelerin biz yanında değiliz” diye cevap verdi.
Daha önce 'PKK ile sonuna kadar savaşacağız' diyen Orgeneral Başbuğ, aynı doğrultudaki açıklamasını “Teröristi arayıp bulup etkisiz hale getireceğim” diyerek sürdürdü. Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Yugoslavya'nın parçalanmasını hatırlatarak üniter ve ulus devleti savundu, 'çivisine dokunulamaz' dedi. “Biz ne ulus devletin çivisini oynatma konusunda tavır alırız, ne de üniter devletin. Mustafa Kemal Atatürk, bu devleti kurarken, üniter devlet, ulus devlet olarak kurmuş. Bunun çivisi oynatılamaz. Oynatırsanız bakın Yugoslavya var” biçiminde konuştu. Başbuğ'un 'çivisine dokunulamaz' söylemi, '93 kirli savaş konseptinin yürütücülerinden Tansu Çiller'in 'çakıltaşı' söylemini hatırlattı. Çiller ülkenin 'bir çakıl taşını bile vermeyiz' söylemi etrafında kirli savaşı sürdürmüştü. Başbuğ ise 'çivisi oynatılamaz' söylemiyle inkar ve imha politikasını sürdürmeye çalışıyor. Fakat 'oynatılamaz' dediği ulus/üniter devletin çivisinin çoktan çıktığını ve tutmadığını görmezden geliyor. Tek'çi dayatmasını sürdürüyor.



Genelkurmay Başkanının Amerika'dan kan ve savaş kokan açıklamalarıyla ilgili siyasilerin nasıl tepkiler vereceği merak ediliyordu. Başbakan Erdoğan Başbuğ'un 'sonuna kadar savaşacağız' açıklamasına, 'askerlerin silahlarını susturmayacağını' söyleyerek sahip çıkmış, tarafını açıkça belirlemişti. Çözüm tartışmalarında ise hükümetin yeni herhangi bir planının olmadığı açığa çıktı ve kriz paketleriyle, teşviklerle Kürt sorununun aslında ekonomik geri kalmışlık sorunu olduğu palavrası pompalanmaya çalışıldı. Gözler papaz rolüne soyunana , 'tarihi fırsat' sözlerinin sahibi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e çevrilmişti. Gülde bu konuda tek bir açıklama gelmedi. Ama öncesinde  Cumhurbaşkanı 'iyi şeyler olacak', '2009 tarihi fırsat' açıklamalarının ne olduğu havada asılı kaldı. Dahası bugüne kadar Gül, bu tarihi fırsatın ve iyi şeyler olacak sözlerinin ne olduğunu açıklamadığına göre, Cumhurbaşkanı Gül’ün 'devletin bütün birimleri uyum içerisinde' sözleri Başbuğ'un işaret ettiği ve başarısızlığı 25 yıl boyunca kanıtlanan savaş ısrarını 'tarihi fırsat' olarak gördüğünü ortaya koymuş oldu. Yani Kürt sorununda bir kez daha pompalanan önemli gelişmeler olacak sözlerinin, aslında  PKK’yi bekle gör tutumu içine sokarak,bir yandan  çürütme ve  içten parçalama, diğer yandan operasyonlarla ezip dağıtma amacı taşıyarak tasfiye etme hedefini güttüğü açığa çıktı.
 Haliyle bu gerçekler görülerek, TC devletinin Kürt sorunun bazı açılımlar yapacağı ve Kürt ulunsun gerçekliğinin kabul edilerek buna göre kolektif istemleri yanıt olunacağını beklentisinin beyhude bir  çaba olarak görülerek Kürt özgürlük hareketinin direnişi geliştirip güçlendirmesi ile batıda devrimci ve sosyalist hareketin Kürt sorunuyla da aynı kulvarda birleşen devrimci bir halk hareketini örüp, geliştirmesi gerekiyor. Başka bir yolda Kürt direnişini tasfiye edilmesi planın önünü almak zor olacaktır.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Baş Yazı

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.06 Saniye