DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
FELAKET TELLALLIĞI VE ÖZEL SAVAŞ TAKTİKLERİ
Kürdistan
Kitlesel Newroz etkinliklerinin ardından, “ ülke bölünüyor ve  güvenlik elde gidiyor ” vb. demogojisiyle felaket tellallığı yapılarak Kürt özgürlük hareketini ezip dağıtmak ve emekçilere göz dağı vererek devleti her bakımdan tahkim etmek için  özel savaş taktikleri devreye sokularak  ülke sathına yayıldı.Sıklıkla Kürtlere yönelik  provakatif saldırılar ve linç girişimleriyle bu kirli savaş taktikleri meşrulaştırılmaya ve  halklar arası düşmanlık derinleştirlemeye çalışılıyor.Önceki savaş taktiklerinden farklı olarak  sivil güçlerin harekete geçirilmesi adına  sivil faşist şovenist güçler sokaklara çekilerek, kürt ve emekçi kitle hareketine karşı faşist gerici kitle hareketi geliştirilmeye ve sokaklar zaptedilmeye çalışılıyor.

  Aylardan bu yana,Genelkurmay talimatı ve AKP  hükümeti,burjuva düzen partileri ve kara propoganda merkezi  mehmetçik basınında  desteğiyle, Kürt sorununu terörle eşitleyerek ve “teröre karşı topyekün mücadele” adına, “TSK’nın terörün silahlı boyutuyla mücadele” ettiğini; ancak bunun yeterli sayılmaması gerektiğini belirterek, “asker-sivil tüm ulusça mücadele” çağrıları yapılmakta ve pratik uygulmaları yaşanmaktadır.İpleri elinde tutan devletin esas temsilcisi generaller , “terörün silahlı boyutu”ndan söz ettiklerine göre, demek ki, “terör”ün bir de “silahlı olmayan bölümü” varmış! Günlerdir, mehmetçik medyanın manşetlerinden düşürmeyerek ele aldıkları “6-7 Eylül 1955 olayları”nı, unutulmayacak kara leke ve azınlıklara yönelik vahşet vb.olarak tanımlayan mehmehçik medyanın köşe yazarları , iş Kürtlere yönelik faşist şovenist saldırılar ve  linç çağrılarını gelince akan sular duruyor,faşist kitlesel linç girişimleri ve vahşet görüntüler i sanki devletin desteğinde sivil faşist ve şeriatçılar yapmamış gibi , Kürtleri suçlayarak izaha çalışıyorlar. “Silahlı PKK’ya karşı Silahlı Kuvvetler”in başarılı savaşından söz ederek, “Silahsız PKK’lılara karşı, Silahsız Kuvvetler”in “aklı ve gücü”ne vurgu yapmaktan geri kalmayacak biçimce faşist gerici kitle hareketinin önün açılmasını teşvik eden faşist şovenist yazar çizer takımı , generallerin komutunu almış olarak, ulusal ve demokratik hak eşitliği talebinde bulunan Kürtleri “PKK kimliği”nde ve her tür saldırıyı ve linç edilmeyi hak etmiş “terörün sivil kesimi” olarak gösterek , özel savaş taktiklerini savunup teşvik ediyorlar.Bunların bütün bu yapılanların ardından “ülke felakete gidiyor ve devletin üniter yapısı parçalanıyor” vb felaket tellalığı yapılarak Kürtlerin  öldürülmesi ve linç edilmeleri doğal gösteriliyor
 Evet, Kürtlere karşı genelkurmayın talimatıyla “Türk ulusal bilinci” görüntüsü altında faşist şovenist kışkırtması devam eder ve emekli generallerin bizzat kendilerinin,”gerekirse elde biz bölücülere karşı savaşırız” türden özel savaş taktikleri geçer akçe  kılındığı koşullarda milyonlarca Kürdün susturulması politikası sürdürülürse, bizzat kendileri ülkeyi  kardeş kavgasına çekmiş olacaklardır . Faşist Türk ırkçısı, kendilerini “ülkücü-milliyetçi” olarak tanımlayan ve devletin istihbarat ve “güvenlik” kuvvetleri tarafından işçi ve emekçilerin mücadelesine, bu mücadelenin ortaya çıkardığı devrimci örgütlenmelere ve son onyılların Kürt mücadelesine karşı birer kontra vurucu gücü olarak devreye sokulanların eylemleri arkalandıkça, binyıldır her şeye karşın bir arada yaşayabilmiş Kürt ve Türk emekçilerinin  birbirlerine düşmanlaştırılmaları mümkün hale gelecektir. Emekçi kalk kitlelerini aldatmak ve emperyalizmin ve işbirlikçilerinin çıkarları uğruna bataklığa sürüklemek için canhıraş çalışan sermaye beslemesi-asalaklar güruhu, tutumları, taktikleri ve politikalarıyla şimdilerde egemenlikleirni  pekiştirerek sürdürmek için  , Kürdü Türke kırdırma alçaklığı üzerine kurulu bir gerici çatışmanın içine sürükleme çabasındadırlar. Sürdürülmesini ısrarla istedikleri imhacı ve inkarcı faşist politikanın sonuçlarıdır bugün yaşananlar. Irkçı-faşist şovenist mangaları özel savaş  kuvvetleri olarak öne sürüp linç eylemleri örgütlemek, halk kitlelerini devlete ve işbirlikçi tekelci sermayeye yedeklemek ve hakları için mücadeleden alıkoymak için egemen ulus şovenizmine sığınmak ve bunun için de bölücülüğün ipine asılarak “bir merkezden” “ulusal duyarlılık sahibi vatandaş eylemleri” vb. örgütlemek; işte gerçek bölücülük ve haklar arası düşmanlığı körüklemek budur. Bu faşist gerici politikayı izleyenler ve ona adapte olarak kullanılanlar haklara arası düşmanlığı kışkırtan ve  bir birine düşman eden  gerçek güçlerdir. Maraş-Çorum katliamlarını polis ve “güvenlik gücü” korumasında ve onların kendilerini “güvenlik kuvvetlerinin yardımcıları” ilan ettikleri bilinerek, Abdullah Çatlı-Haluk Kırcı-Ağca-Çelik vb. gibi faşist çeteleri “özel kuvvetler” kadrosundan örgütleyip harekete geçirerek, yapılanların, bugün yapılmak istenenlerin ne anlama geldiğini ortaya koyduğunu, ancak kendi dar dünyasında ve kendilerinin küçük çıkarları dışındaki her şeye gözünü kapatan körü körüne devlet savunucuları ve  Kürt düşmanları gelebilir.
 Devrimciler,komünistler, Kürtlerin ulusal tam hak eşitliği koşuluyla tüm uluslardan  işçiler ve emekçilerin birlikte ve kardeşçe özgürce yaşadıkları gerçekten bağımsız,demokratik ve sosyalist bir Türkiye   istiyoruz. Buna karşı olan faşist,şeriatçı,şovenist gerici güçler bu ülke de, Kürt ve Türk ulusu ve  ve çeşitli  milliyetlerden işçi-emekçilerin en  amansız düşmanlarıdır.Bunlar aynı zamanda  Kürtlere yönelik son  faşist şovenist provokasyon ve linç girişimlerini örgütleyip, suçlularını koruyanlardırda.Bunların başını devletin yönetim ipini elinde tutan generaller başta gelmek üzere  ve  diğer  bürokrat,büyük sermaye ve  politik güçler ittifakıdır.
 Çeşitli  miliyetlerden işçi sınıfı ve emekçi yığınların çıkarı , egemen sınıfların Kürt ve emekçi kitle hareketini ezip dağıtma amacıyla devreye sokmaya çalıştığı bu özel savaş  taktiklerine ve bölgede emperyalist büyük devletlere hizmet eden  felaket tellalığı altında uygulamaya sürülen  kirli savaş politikalarına karşı Türk ve Kürt ulusundan ve ulusal azınlıklardan emekçilerin kitlesel birleşik mücadelelerini  yükselterek yanıt vermek , yakıcı  bir görev olarak öne çıkmaktadır.Ancak bu görev yerine getirldiği ölçüde felaket tellalığı ve faşist  şovenist dalganın önü alınmış olacaktır.
 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Kürdistan

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.08 Saniye