DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
İŞÇİ KIYIMI TERÖRÜNE KARŞI DUR DEMEK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM
İşçi Memur
İşçi sınıfının mücadelesi canlanıp başını yukarıya kaldırmaya doğru evriliyor. Bu söz, mücadeleyi olduğundan daha yüksek göstermek için söylenmiş, bir abartma değildir. Son aylarda artan işçi eylemler'i direnişler, protestolar, fabrika işgalleri, vb. artan hareketlilik mücadeleyi alevlendiriyor. İşçi sınıfı yeni dönemde toparlanıp ayağa kalkmak için savaşımını geliştirip yaymaya çalışırken,sınıf düşmanları boş durmuyor. Kapitalistler sınıfa yönelik saldırılarını artırıyorlar. Bunlardan birisi de yoğun bir şekilde artan süren işten çıkarmalardır.

İşten çıkarmaların başlıca iki nedeni; birisi giderek artan ekonomik bunun sonucu olarak faturayı işçi sınıfına yüklemek. ikincisi ise işçi sınıfını örgütlenmesini ve mücadelesini bastırmak dağıtmaktır.

Basından izlediğimiz kadarıyla son üç ay içinde (Kasımda başlayarak) çeşitli nedenlerle işten atılan işçi sayısı 500 bini aşmış durumda. İşten çıkarmalar hızından bir şey kaybetmeden sürüyor hala.

Kriz fırsat bilen patronlar sendikalaşma ve sendikal çalışma içinde olan işçileri kapı dışarı ederek kolay yoldan örgütlü işçiden kurtulmaya hedefliyor . Kapitalist burjuvazi işçinin kendiliğinden de olsa sendikalar etrafında örgütlenerek mücadelesini yükseltmesine karşı saldırılarını artırıyor.

Kapitalistler özellikle işçi sınıfının öncü ve mücadeleci kesimlerini hedef alıyorlar. Sendikal çalışmanın ve mücadelenin en fazla olduğu yerlerde çıkarmaların yoğunlaşması bunun en açık kanıtıdır. Böylelikle hem öncü ve mücadeleci işçi kesimlerini fabrika ve işyerlerinden tasfiye ederek hareketin geleceği ve sürekliliği kesintiye uğratılmış oluyor; hem de geniş işçi kesimlerini işsizlik gibi, açlık ve yoksullukla tehdit ederek boyun eğdirmeye zorluyorlar

Açıktır ki buradaki amaç politiktir, işçi sınıfını örgütlenmesini önlemek ve dağılmayı hedeflemektedir.

Artan ekonomik bunalım nedeniyle işçi azaltma ve işyeri kapatma iktidarın ekonomik politikasıdır. Amaç açıktı; bunalımın yükünü başta işçi sınıfı olmak üzere, emekçi halk yığınlarına yüklemektir.

Bazı holding işletmelerini içine düştüğü krizden kurtarmak için halktan toplanan vergiler kredi olarak verilerek kurtarma operasyonları düzenlenirken,İşsizlik Fonu sermayenin emrine sunulurken, her geçen yıl artan işsizliğin ekonomik yükü niçin işbirlikçi tekelci burjuvazinin sırtına yüklenmiyor ? Kapitalist ekonominin bunalımının kaynağı sistemin kendisidir ve bunalımın yükünün, her halıkar da işçi sınıfına bindirilmesini, işçi sınıfı kabul etmemelidir. İşten çıkarmalarda kapitalistlerin ve devletin finans zorluklarını gerekçe göstererek kendilerini haklı göstermeye çalıştıklarını biliyoruz.emperyalizme bağımlı kapitalist ekonominin bunalttığı doğrudur. Ancak işçi sınıfı, işletmelerini küçülterek veya bazıları tasfiye ederek, maliyetlerini düşürerek, kapitalistlerin karlarını hedeflediğini, bu nedenle işçi çıkarmalarının arttığını her geçen gün daha açık gösteriyor. Örnek vermek gerekirse Birleşik Metal-İş in örgütlü olduğu Tezcan Galvanizde 83 işten atıldı, Anatollia Seramik de 6 ay önce 350 kişinin işine son vermiş ve fabrikanın kapısına kilit vurdu.
POLİFEN: Bu fabrikada 70 işçi işten çıkarılacak. Patronlar Bölge Çalışma Müdürlüğüne işçileri işten çıkaracağını ve fabrikayı kapatacağına dair bilgi vermiş. Aralık ayında fabrikanın kapanması bekleniyor.
DYO: Patronlar 24 kişinin işten çıkarılacağını bildirdi. Patronlar, gönüllü çıkmak isteyenler varsa listeye isimlerini yazdırmalarını, aksi halde çıkarılacak kişileri kendilerinin belirleyeceği tehdidinde bulundu. Buna karşı bir haftadır DYO'da giriş çıkışlarda alkışlı protestolar ve sakal bırakma eylemi başladı.
CENGİZ MAKİNA: 60 işçi işten çıkarıldı.
YILDIZ ENTEGRE: Şimdiye kadar 190 işçi işten çıkarıldı. Patronlar işten çıkarmaları kitabına tam uyduramadıklarını fark edince yaklaşık 40 işçiyi işe geri çağırdı. Ellerinde 300 kişilik listenin olduğu tahmin ediliyor. İşten atılanlar toplu halde dava açmaya başladılar.
AUTOLİV: Çıkarılan işçi sayısı 415'i buldu ve halen işten atalar devam ediyor.
TERTEKS: Gebze'deki Plastikçiler Sanayi Sitesi'nde bulunan fabrikada 30 işçi işten çıkarıldı. İşten çıkarmalar bu ay da devam edecek.
GÜNGÖR OTOMOTİV: Bugüne kadar 70 işçi işten çıkarıldı.
MECAPLAST: Geçen ay fabrikada otomotiv sektörüne bağlı oldukları ve kriz bahane gösterilerek ücretli izin yaptırılmıştı. Şimdi ise ücretsiz izin ve işten çıkartmalar dayatılıyor işçilere.
DOĞAN LASTİK: Fabrikada ücretsiz izinler başlamış durumda. Şu anda otomotiv bölümüne çalışan 35 işçi ücretsiz izine çıkarıldı. Bu fabrikada da patronlar "gönüllüler" için liste çıkarmış durumda; yakında işten çıkartmalar başlayacak.
DHL'in sahibi Alman Posta İdaresi (Deutsche Post), ABD'deki DHL ekspres postacılık hizmetinde çalışan 9 bin 500 işçinin işine son verileceğini açıkladı.
İşten çıkarmalara gerekçe olarak, 1,5 milyar dolara ulaşan zarar gösterildi. Deutsche Post, 6 yıl önce DHL’i bünyesine katmış, ancak ABD’deki faaliyetlerde görülen büyük zararın önüne geçememişti.

Ayrıca yüzlerce işçi hiç bir gerekçe gösterilmeden iş akitleri fesih edilmiştir. Bu nedenle ekonomik bunalım içinde olsa da kapitalistlerin işçilerin açlığa yuvarlamalarına izin vermelidirler. Krizin yükünü , sorumlusu olan kapitalistlere yüklemek için mücadele etmelidir.

İşten çıkarmaları kıdem ve diğer sosyal yüklerden kurtulmak için başvurulduğu biliniyor.sıkı sık aralıklarla işten çıkarılıp yerine alınan yeni işçilere daha düşük ücret ödemede sömürü payı artırılıyor.

İşçiler arkadaşlarının işten atılmalarını önlemek ve geri alınmasını sağlamak için mücadele veriyorlar. Son dönemde değişik işyerlerinde yapılan direniş sonucu atılan işçilerin geri alınması buna örnektir.

İşten atılmalara karşı işçi sınıfından artan duyarlılık ve mücadele isteği olumludur. <işsizlik hem geniş bir kesimi içine almıştır hem de artan oranda geniş bir kesimi tehdit ediyor.İşçiler gittikçe şu gerçeği daha net görüyorlar, bugün arkadaşlarının başına gelenler yarın benim n başıma gelir. Bugün işsiz kalan arkadaşlardan sonra sırada bana da gelebiliri diye düşünüyorlar. Ayrıca en mücadeleci ve en kararlı işçi arkadaşları durmadan, işten atılıyor.

İşçi sınıfının deneyimleri defalarca kanıtlamıştır. Fabrika ve işyerlerinde arkadaşlarının güvenini kazanmış., mücadeleci ve kararlı işçiler olmazsa işçileri peşinden sürükleyecek öncüler olmazsa mücadele kesintiye uğrar. 15-16 Haziran işçi Direnişi'nden sonra fabrikalardan temizlenen 5000 (beşbin) öncü ve mücadeleci işçinin yok olması işçi hareketine ağır darbeler vurmuştur. İşçiler işten çıkarmalara karşı uyarmak olmalı ve mücadele etmelidirler. Ancak öncü ve mücadeleci işçilerin korunması için işten atılıp örgütsüz kalmalarını önlemek için daha çok uyanık olmalı ve mücadele etmelidirler.



İşten atılmalara karşı sendikalar ne yapıyor? Önemli görevlerinden birisi de işten atmalara ve işsizliğe karşı mücadele olan sendikaların bu alandaki görevlerini yapmadıkları açıktır. Devrimci öncü işçilerin işyerinden temizlenmesi için patron ve sendika bürokratlarının işbirliği yaptığına ilişkin örnekler çoktur. Çoğu kez işçilerin tabandan kendiliğinden örgütlenen mücadelesine, sendika yönetimleri sahip çıkmamakta, basma bir kaç kınama açıklaması vermekle yetinmektedirler. Oysa gelişmeler gösteriyor ki, bir kaç açıklama ve kınama ile işten çıkarmaların durdurulması ve geriletilmesi sağlanamaz. Dostel Makine’den Sinter’e, Brissa’ya işten atma saldırılarına karşı işgal eylemleri ve son zamanlar da diğer fabrikalardaki mücadelenin deneyimi gösterdi ki, artan işçi kıyımını durdurmak için işçilerin geniş bir dayanışmasını örgütlenmesi zorunludur. Kapitalistler işten çıkarmaları artırıyorlar, işçilerin karşı durmalarına, protesto ve direnişlerle mücadele etmelerine rağmen çıkanları işçilerin geri alınması sağlanamadı. Çünkü, sendikal yönetimler harekete" sahip çıkmıyor. Önderlik ve örgütlülük yetersizdir. Bir fabrikada atılmaların durdurulması veya geri alınması için o fabrikadaki mücadele yetmeyebiliyor. Bunun için fabrikalar arası işkolu düzeyi sendikalar arası hatta ülke gaspında dayanışma hareketinin örgütlenmesi gerekiyor. Ancak böyle birleşik-örgütlü bir mücadele ile kapitalistlere diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da geri adım attıralabilinir.

Sendikalar milyonları bulan işsizleri kendi etrafında örgütleyemezlerse işsizliğe karşı nasıl etkili mücadele verebilirler? Hepimizde gerici-faşist ve reformist-revizyonist sendikal hareketin bu doğrultuda çalışmadığını biliyoruz. Bu görevde devrimci sendikal hareketin omuzlarındadır. Ülkemizde bugüne değin işsizlerin örgütlenmesine sendikalar hiç yanaşmamışlardır.

Sorunun özü şuradadır, Artan ekonomik sömürü ve baskılar altında işçi sınıfı mücadeleye atılmaktan başka yol göremiyor. Kapitalistler işçileri; işsizlikle, yani açlık ve yoksullukla; tehdit ediyorlar. Geniş işçi yığınları ( düşük ücret ve ağır çalışma koşullarında çalışma ile işsizliğe yuvarlanarak sefalet içinde yaşama ikilemi ile karşı karşıya geliyorlar. Bütün burjuva sendikal hareket bu ikilemi, bu çelişkiyi çözemez. Oysa işçilerin birleşik ve örgütlü gücü bu çelişkiyi aşabilir. İşçilerin birleşik ve örgütlü gücü ile hem sömürü geriletilip çalışma koşulları iyileştirilebilir, hem de kapitalistlerin işten çıkarmalarına karşı durabilir ve azaltabilirler.

Elbette kapitalizm koşullarında işsizliğe karşı mücadele etmemekte kapitalist sınıfının işini kolaylaştırmaktır. Ne olursa olsun; ister ekonomik nedenlere dayansın, isterse politik nedenlerle işten çıkarmalara karşı mücadele güncel görevlerden birisidir. " İşçi Kıyımı Terörüne Hayır, Herkese İş, Köylüye Toprak, Halka Özgürlük” şiarıyla mücadeleyi her alanda geliştirmeliyiz.



 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

İşçi Memur

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.08 Saniye