 |
|
SINIF BİLİNCİNİ KAZANMANIN ÖNEMİ YADA NE YAPMALI-kitap tanıtımı-

Devrimci ve komunist hareketin gerilerdeseyrediği gerçekilğini dikkate aldığımızda ideoojik olarak sııf bilincini kavramının ne kadar önemli olduğu tartışılmaz bir gerçekliktir.Gerek ülkemizde ve gerkesede pek çok ülkelerde yığınların ve devrimci hareketin önderlik sıkıntısı hatta krizi yaşadığını söylemek hiçte abartıcı bir durum olmayacaktır.Bu dönemde işçi sınıfının büyük öğretmeni Leninin 107 yıl önce yazmış olduğu Ne Yapmalı? adlı yapının yeniden ve yeniden incelenmesi, her sınıf bilinçli işçinini ve devrim ve sosyalizm için savaşan herkesin ufkunu genişletecek ve bakış açısıı dahada berraklaştıracaktır. Kendiliğinden gelme harekete devrimci tarzda müdahale etmenin ve öncü rolü oynamanın önem ve gereğini vurgulayan, Ne Yapmalı?, yeni tipte komunist partisinin kurluşu savaşımında önemli bir kilometre taşıydı. Emperyalizmin, burjuvazinin ve revizyonizmin tüm demegojilerine karşın,dünyanın pek çok köşesinde,proletarya ve emekçi yığınların devrim ve sosyalizm kavgalarının yeniden canlanmaya başladığı bugünlerde Ne Yapmalı?nın asıl mesajının kavranması ve proletarya ve halklara layıkıyla önderlik edebilecek gerçek ve çelikten öncü müfrezelerin inşa edilmesinin yaşamsal önem taşıdığı bir dönemeçten geçiyoruz. Burada her satırı bizlere çok şey öğretebilecek bu büyük yapıtta ele alınan konunun bir kaç noktasına değinmekle yetineceğiz.Engelse göndermede bulunarak sosyal-demokrat ( yani komunist ) hareketin yalnızca iki biçiminden yani ekenomik ve siyasal savaşımından söz etmekle yetinilmeyeceğini söyleyen Lenin,bu savaşım biçiminin yanına birde teorik( yada ideolojik ) savaşımın konması gerektiğini belirtiyor. “Devrimci teori olmadan,devrimci hareket olmaz” diyen Lenin,partinin henüz oluşum sürecinde olması, özelliklerinin daha yeni belirlenmeye başlaması ve hareketi doğru yolunda saptırma tehdidinde bulunan devrimci düşüncenin, öteki eğilimleriyle henüz hesaplaşılmamış olması olgularını göz önüne alarak,teorik savaşımın önemi üzerinde duruyor. O devamla,”bu koşullar altında,ilk başta önemsiz’ gibi görünen bir yanılgı en kötü sonuçlara yol açabilir ve ancak burnunun ötesini göremeyenler,hizip tartışmalarını ve görüş ayrılıkları arasındaki en keskin farklılıkları zamansız yada gereksiz sayabilir. Rus Sosyal demokrasinin yazgısı,gelecek bir çok yıllar boyunca şu yada bu ayrılığın güçlenmesine bağlıdır” diyordu. uluslararası komunist hareketin ve Türkiye komunist hareketin zayıflığı ve geriye savrulması ve ideolojik berrak eksikliği koşullarında yaşandığı hesaba katıldığında Leninin bunda 107.yıl önce söylediği bu sözlerin, proletaryanın devrimci öncüleri için, ne denli büyük bir önem taşıdığı alaşılabilir. Gerçektende devrimci bir teori olmadan, yani M-L’in ilkelerine sımsıkı sarılmadan; Maoist akımların,sivil toplumculuğun,ulusal kurtuluş hareketlerinin vb.yarı-devrimci yada sahte devrimci söylem ve çözüm” önerilerinin, sınıf bilinçli işçileri ve kararlı devrimcileri bile etkilemesi engellenemeyecektir. Devrimci pratikten, kitle çalışmasından ve militan savaşımdan kaçışın bir kılıfı olarak anlaşılan” kör teoriciliğe ” karşı ülkemiz devrimci hareketinde haklı bir tepki var.Ancak teorik çalışmaya öncelik ve ağırlık verme görüntüsü altında devrimci savaşımından uzaklaşanlara devrimci bir tepki ve öfke duymak başka bir şeydir,bundan hareketle devrimci teorinin yaşamsal öneminin gözardı ederek giderek kendisini teorisizliğe mahkum etmek başka şey. Halkımızın deyişiyle,” pireye kızırak, yorgan yakmak” anlamına gelebilecek böyle bir yaklaşımın,” Önderlerin ödevi, özellikle, bütün teorik sorunlar üzerinde giderek daha çok bilgi edinmek, günü geçmiş dünya görüşlerinin, geleneksel lakırtılarınnın etkisinden kendilerini giderek daha çok kurtarmak ve sosyalizmin bir bilim durumuna geldiğinden bu yana, bir bilim olarak yürütülmek, yani irdelenmek isteğini hiç mi hiç unutmamak olacaktır” diyen Engels’in yaklaşımıyla taban tabana karşıt olduğu açıktır.
Tabii,emperyalizm ve proletar devrimleri çağı olmaya devam eden çağımızda proletarya ve halkların devrim ve sosyalizm savaşımlarının deneyimlerinden çıkan derslerlede, işçi sınıfının tarihsel misyonunun ve M-L’in ilkelerinin yanlızca yorgun devrimcilerce değil, kafası karışık içtenlikli devrimcilerce de sorgulandığı günümüzde, teorik savaşımın önemi konusunda Engels ve Leninin yaptığı vurgunun belleklere kazınmasının zamanı olduğunu düşünüyoruz.Yalnızca devrim ve sosyalizm mücadelesinde cayanlara karşı gerçekten etkili bir savaşım vermek için değil, küçük burjuva devrimciliğiyle proleter devrimciliği arasında kesin ve kalın bir çizgi çekmek ve “ bayrakların karıştırılmasına” izin vermemeye, teoriyi öğrenmeye daha fazla çaba harcamalıyız. M-L’mi derinlemesine kavramak ve onu Türkiye devriminin sorunlarını ve özgül niteliklerini aydınlatmada kullanabilecek keskin ve sömürücü sınıfları için öldürücü bir silah haline getirmek. Sınıf bilinçli işçiler ve tüm içtenlikli devrimciler, bunun önemini kavramak ve gereğini yerine getirmek zorundadırlar. Sözlerimiz Lenin yoldaşın bir başka alıntıyla bağlayalım;” Çalışan yığınların hareketlerinin süreci içerisinde kendi başlana fomüle edebilecekleri bağımsız bir ideolojiden söz edilemeyeceğine göre,tek seçim şu oluyor;ya burjuva ideolojisi, yada sosyalist ideoloji.İkisi arasında bir orta yol yoktur.( Çünkü insanlık üçüncü bir ideoloji yaratmamıştır ve ayrıcada sınıf karşıtlıklarıyla parçalanmış bir topulumda, sınıf-dışı yada sınıf-üstü bir ideoloji söz konusu olamaz) Öyleyse, her hangi bir biçimde sosyalist ideolojiyi küçümsemek, ona birazcık olsun yan çizmek, burjuva idiolojisini güçlendirmek anlamına gelir.” Burjuva ideolojisini güçlendirmemek için M-L idiolojiye sıkıca sarılmak ve buradan ileriye doğru tırmanmak gerekiyor. Bunun içinde bakış açımız açık ve net olmalıdır. Devrimci sosyalist perspektifi özümlemek ve buradan yukarılara doğru yürümek için Ne Yapmalı?yı döne döne okumalıyız.
|
|
| |
Ortalama Puan: 0 Toplam Oy: 0
|
|
|
Эlgili Konular
 |
Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil. |
|