DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
AKP ORTALAMA BİR TÜRKÜN İSLAM ÜLKESİNİN PARTİSİ
Politika Haber
Başbakan Erdoğan yeri geldimi her türlü ırk, ulus, din ve mezhep ayrımına karşı olduklarını söyleye dursun aslında AKP’nin islamcı ve Türkçü bir parti olduğunu söyleyerek nasıl iki yüzlü bir tutum içinde olduğunu ortaya koyuyor. Her zaman olduğu gibi Erdoğan ve AKP ne kadar Türkçü ve islam dinci bir parti olduğunu dillendirerek, hatta “ bir kadın en az 3 çocuk doğurmalıdır, yoksa Türk nüfusunun gittikçe azalacağı” savlarını ileri sürmesi sözleride başbakan ne kadar Türk milliyetçisi olduğunu ve Türkçülüğü savunmada rakipleriyle bir yarış içine girerek Türk ulus dışındaki Kürt ulusu ve diğer ulusal azınlıkları inkar edip yok sayama resmi devlet politikasıyla uyum içinde olduğunu gösteriyor.

Başbakan, Newsweek dergisine verdiği bir röportajda “ Köklerimiz İslami değil, ortalama Türk halkının partisiyiz ” demiş. Kendisine sorula
n “Modernite ve İslam bir arada varolabilir mi” sorusuna verdiği cevaptaki alıntıladığım bölüm, kanımca "Ortalama Türk’ün partisiyiz" söyleminden daha önemli. Kısaca bakalım ne demiş: 'Türkiye, insanların başarılamayacağını düşündüğü bir dengeyi kurmayı başardı. İslam, demokrasi, lakilik ve modernite arasındaki denge. Bizim hükümetimiz, dini vasıfları ağır basan bir insanın da laikliği koruyabileceğinin açık bir göstergesi olmuştur'. Ve devamında da biz "average" Türk’ün partisiyiz diyor. Bu "average" (ortalama) Türk’ü de “etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik ve dini şovenizmin” karşısında bir kişi olarak tanımlıyor.
Bu söylemden hareketle, ortalama bir Türk’ün Sivas’ta aydınları yakan, Hrant Dink’i öldüren, Malatya’da Hıristiyanları keserek öldüren, Hıristiyan din adamlarını tek tek öldüren, “ben Türküm, dinim ırkım uludur” diyen, "Dünya Türk Olsun," cümlesini dağa taşa yazanTürk şovenizmini körükleyerek Kürt,Ermeni vb. düşmanlığında sınır tanımayanlar, ülke genelinde Sabetayist avına çıkan, 14 yaşındaki kıza resmen tecavüz eden, Pippa Bacca’yı tecavüz edip öldüren o “ortalama dışı” Türk’ten apayrı bir grup olduğunu tahayyül edebiliriz demek ki. Kısacası AKP, yukarıda saydığım tüm bu eylemleri gerçekleştirmiş “ortalama dışı” insanların partisi değilmiş.Peki bu "ortalama"

Türk’ün partisi olan AKP hükümeti 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak isteyen işçilerini,emekçilerin en doğal haklarını engellerken, AKP hükümetinin başbakanı “ayaklar baş olmasın” yönlü küçümseyici söylemlerde bulunurken, bir yandan dinler arası diyalog girişimlerinde bulunup, öte yandan “İslam ülkesi Türkiye” gibi söylemleri dillendirerek, yukarıda sayılan etnik milliyetçilik, dini şovenizm gibi kendilerine radikal gelen bir durumun daha da ötesinde tavırlar sergilemekten besi görmeyerek demegojiye başvurmaktan geri kalmıyor .
Dahası, yukarıya aktarmış olduğumuz iki paragraf üstte yer alan tüm olay ve örüntülerin dışında olaya baktığımız duurmda "ortalama Türk" tanımının ne anlama geldiği somutta pek bir anlam ifade etmemektedir. AKP Türk olanın partisi ilanıyla Kürtlerin, Ermenilerin, Lazların bu partide yer alamayacağını başta ilan etmiş oluyor, yada AKP’ye katılanların başta Türkçülüğü Kabul etmelerini dayatıyor.. Ama, ortada bir sorun var: Madalyonun her iki yüzü açısından da. Ortalama Türk’ün elbette her türlü şovenizme ve ırkçılığa hayır demediğini biliyor ve hatta Türk şovenizminin pratiğe sürülmesinde önemli bir rol üstlendikleirni gerçeğinide dikkate aldığımızda ,AKP’nin “ortalama Türk’ün partsiyiz “ söylemlerinin nemenem bir şey olduğunu Kürt, Ermeni,Yahudi, Rum vb. Düşmanlığında görüyoruz.



Başbakan röportajın devamında yalnızca AKP’yi ortalama Türklerin partisi olarak ilan etmekle kalmıyor ve türkiyeyi İslam ülkeis ve partisinide islam bekçisi olarak ilan ediyor. Başbakan roportajında,“ İslam’ın modernleşmesini tartışmaya biz açamayız. Çünkü siyasetçiyiz. İslam alimleri de böyle bir tartışma başlatamazlar” demiş olması, olayın vehametinin boyutlarını daha da artırıyor. Başbakan açıkça “İslam’ın modernleşmesi tartışmaya açılacak bir konu değildir ve bunu ne biz, ne de alimler ( ulema!! ) yapamayız” derken bir yandan da İslam’ın hiçbir zaman modernleşemeyeceğini üstü kapalı olarak ima ediyor. “ Günümüzde AKP, kadınların modern hayata ve siyasete katılabilmesi için tek kanal haline gelmiştir” gibi bir cümle de sarfetmiş olan Başbakan, belli ki Müslüman kadınların modern toplumda yer alabilmeleri için tek çıkar yolun AKP kanallı siyaset yapmaları olduğunu da şiddetle vurguluyor.

Bir nevi AKP’yi islam ülkesi Türkiyenin bekçisi ve türkçülüğün savunucusu olarak öne süren Başbakan Erdoğan nasıl dinsel gericiliği savunma ve Türkçülük ipine sıkıca sarılarak, AKP’nin nasıl bir gerici faşist özellikleri kendisinden toplamış bir parti olduğunu ortaya koyuyor.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Politika Haber

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.09 Saniye