DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
ABD SEÇİMLERİ VE BARACK OBAMA
Dış Politika
ABD seçimleri yaklaşıyor. Aslında ABD seçimlerinde tahtaravalli gibi bir Cumhuriyet Partisi bir Demokrat Parti adayları seçimleri kazanır. Seçimlerde emekçilerın sandık başına gidp oy kullanmaktan öteye demokrasi adına hiç bir rolleri yoktur. Yani önceden belirlenmiş sonuçlar emekçilerin önüne onaylanmak için konur. Nitekim göstermelik hale getirlmiş burjuva demokrasisi emkçileri artık sandıkta uzaklaşmaya itmiş. ABD seçimlerde halkın yüzde 40’nın sandığa gitmemesi ve seçimler de bir beklenti içine girmemesi ve politik duyarsızlığın derinleşmeisni koşullamıştır. Aslında ABD seçimleri göstermlik burjuva demokrasisinin iflasının en somut örneklerinden birisi olarak karşımızda duruyor.

ABD seçimlerinde Cumhuriyetçi yada demokratların adayının başkanlığı kazanması temel politikalarda her hangi bir değişikliği getirmiyor. Önceden belirlenmiş ve dünya jandarmalığını sürdürme amaçlı emperyalist politikalara kim başkan seçilirse seçilsin devam ediliyor. Bu bakımdan ABD seçimlerinde onun yada bunun işbaşına gelmesi emekçiler bakımında çok önemli değişimi yaratmayacaktır. İki dönem ABD başkanlığını yapan Cumhuriye parti başkanı Bush gelinen durumda önemli prestij kaybetti. Hem içte ve hemde dışta halkarın gazabını üzerine çekti. Özellikle Irak da çamura gömülmesi Cumhuriyet Partinin suyunu ısıttı. İki dönemin ardından ABD seçimlerinde büyük olasılıkla Demokrat parti adayı işbaşına getirilecek. Daha yumuşak politikalarla ABDnin kaybetmiş olduğu prestij Demokrat Parti adayı siyah Barack Obama ile giderilmeye çalışılacaktır. Bazıları siyah bir başkan olarak Barack Obama’nın işbaşına gelmesini “ ayakların baş olması ” biçiminde yorumlayarak siyah birisinin ilk kez başkan olmasını emperyalist politikalardan soyutlayarak ele almaya kalkışarak yanlış sonuçlara gidiyor. Sorun başkanın siyah yada beyaz olmaısdeğil, hangi sınıf için politika yaptığıdır.
ABD Başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı olarak ipi göğüselyen Barack Obama ile ilgili sempati dolu haberler medyada sık sık görülmeye başlandı. Kimi gazeteler, Obama’yı şimdiden "ABD’nin ilk siyah başkanı" ilan ettiler bile!



ABD’de ırkçılığın 400 yıllık bir geçmişi var. O zaman köle olarak Afrika‘dan getirilen siyahlar, tarlalarda, ev hizmetlerinde zorla çalıştırıldılar. Onlar için her şey yasaktı. Kırbaçlanmak, dayak, işkence, ölüm ve linç ise serbest! Beyaz ırkçı Ku Klux Klan örgütü üyeleri, birçok filmde seyrettiğimiz gibi siyahların evlerini içindekilerle birlikte yakıyorlardı!
ABD’de ırk ayrımcılığı yasal olarak ancak 1964‘te kaldırıldı. Ama siyahlar çoğu zaman kağıt üzerinde kalan bu kazanıma dek amansız mücadeleler vermek zorunda kaldılar. 1955‘te Rosa Parks adlı kadın, otobüste bir beyaza yerini vermeyi reddettiği için tutuklandı. Otobüslerde siyahlarla beyazların oturduğu yerleri ayıran yasa, 381 günlük otobüs boykotundan sonra kaldırıldı! Irkının haklarını savunan pek çok siyah lider katledildi, tutuklandı.
Bütün bunlara bakarak, pek çok kişi, Obama’nın başkanlığında "ayakların baş olması" ihtimalini görüyor. Kasım 2006′da evlilik arifesindeki Sean Bell adlı siyah gencin 50 kurşunla vurularak öldürülmesi suçundan yargılanan polislerin masum bulunması gibi olayların bir daha yaşanmayacağını bekliyor.
ABD’de nüfusun sekizde birini oluşturmalarına rağmen, siyahların dörtte biri, beyazların ise yüzde 8′i yoksul. Cezaevlerindeki siyahlar üniversitede okuyanlardan daha fazla. Çoğu düzenli bir işte çalışamıyor, uyuşturucudan fuhuşa birçok suça itiliyor. Yasalar, siyahlar üzerinde yoğunlaşan sömürüyü, aşağılama ve horlamayı kaldırmıyor!
Peki siyahları siyah bir başkan "kurtarabilir" mi? Hayır, hayır, bin kez hayır! Sean Bell’i vuranlardan ikisi siyah polislerdi. ABD emperyalizminin Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice cadısı da ataları köle olan bir siyah değil mi? Şimdiki başkanın babası Bush devrinde ABD’nin ilk siyah Genelkurmay Başkanı olan Colin Powell, daha sonra ilk siyah Dışişleri Bakanı olup Irak’ın tepesine bomba yağdırmamış mıydı? ABD emperyalizminin paralı asker ordusuna bu yoksunluklar içerisindeki siyahlar, Latin kökenliler gönderilip Irak halkının kanına elleri bulaştırılmıyor, vahşi bir ölüm makinesine çevrilmiyor mu?
Konut kredileri krizinin, dünya jandarmalığının faturasını siyahıyla beyazıyla işçi sınıfının üzerine yıkan ABD emperyalizminin tam da bugünlerinde, Obama ile ilgili hayaller, emekçileri baştan çıkarmak isteyenler için belki hoştur, ama bizim için boştur! İşçi sınıfı sömürüden tam kurtuluşu ırk-ulus-cins ayrımcılığına, baskı ve aşağılamaya karşı dövüşmeden elde edemez. Siyah emekçileri kurtaracak olan da, karşısına çıkarılan Obama gibi yeni "siyah" şekerlere kanmadan

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Dış Politika

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.13 Saniye