1 MAYIS IN DEVRİMCİ GELENEĞİNİ YAŞATMAK İÇİN İLERİ!
Egemen sınıflar arasında it dalaşının artarak sürdüğü, faşist diktatörlüğün pekiştirilmeye çalışıldığı emperyalizme uşaklıkta sınır tanınmayarak, bölgede Amerikan ve AB emperyalistlerinin vurucu gücü koç başı rol üstlenmeye çabalarının artarak devam ettiği, İMF’nin, TÜSİAD’ın yıkım programını pürüzsüzce uygulamaya sokulduğu, işçi, emekçi ve Kürt ulusunun ekonomik,sosyal ve siyasal istemlerinin kan ve zulümle karşılandığı koşullarda 2008 1 Mayısını karşılıyoruz. Dahası işçi sınıfı, emekçi yığınlar ve Kürt yoksullarına yönelik ekonomik,sosyal ve siyasal saldırıların artarak sürdüğü ve hak gasplarının birbirini kovaladığı ve emekçiler arasında ortak mücadele etme ve düşmana birlikte vurma konusunda çabalarının arttığı ve Newroz da yüz binlerin ayağa kalktığı ortamda 2008 1 Mayısı işçi ve emekçi, Kürt yoksullarının ortak direnişini örüp ileriye taşımak bakımından önem taşıyor bayramını kutlamaya hazırlanıyoruz . İşçi sınıfının sermayeye karşı birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak tarihe geçen 1 Mayıs, zorlu mücadelelerle kazanıldı ve yaşatılarak bugünlere taşındı. 142. kutladığımız 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı 1875- 1886'lar arasında işgününün kısaltılması için işçi sınıfını sermayeye karşı yürütmüş olduğu sert mücadele koşullarında doğdu. Kapitalistler zorbalıkla ve kan dökerek mücadeleyi bastırmak istediler; ama mücadelenin başarıya ulaşmasını önleyemediler.
1 Mayıs şehitlerinin anısına ve Amerikan işçileriyle dayanışmak için 1886'da tüm Avrupa'ya yayılan grev ve gösteriler düzenlendi. Grev dalgası kapitalist gelişmenin ilerlemekte olduğu bütün belli başlı ülkelerde daha sonraki yıllarda da devam etti. İşçi sınıfı parlak bir uluslararası dayanışma örneği yarattı.2.Enternasyonal'in kararıyla 1 Mayıs işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü, emek bayramı olarak tarihe geçti.
Her ülkede 1 Mayıs geleneği işçi sınıfının mücadelesinin gelişimine paralel şekillenip gelişti ve geleneksel bir hal aldı. Osmanlı döneminde 1 Mayıs ilk kez 1909'da Selanik'te kutlandı ve sonrasın da 1 Mayıs geleneği İstanbul'da ve diğer bazı yerleşim merkezlerinde gösterilerle sürdü. İşçiler 1 Mayıs'ı, Enternasyonal Marşı'nı söyleyerek sokaklarda dolaşıp, gösteri yaparak kutladılar.1920'de padişah hükümetinin koyduğu tüm yasaklara karşın, İstanbul'da büyük çaplı 1 Mayıs gösterileri düzenlendi. Ellerinde “Bağımsız Türkiye" pankartıyla yürüdüler. 1923. yılında temmuz-kasım aylarında önemli grevler patlak verdi. Diğer yandan Kemalistler Kürt ulusal ayaklanmalarının bastırılması için 1925’de Takrir-i Sükun Kanunu'yla yani sıkıyönetimle her çeşit devrimci ve ilerici muhalefeti bastırmaya yöneldi. 1928'de son işçi sendikalarını da kapattı.
Kemalistler diktatörlük,1 Mayıs'ı geleneğini daha kökleşmeden bastırmak için harekete geçti. Çünkü keskin bir sınıf sezgisiyle Cumhuriyetin temeli işçi sınıfına düşmanlık harcıyla atılmıştı. Tamda bu koşullarda Kemalist diktatörlük toplumsal bilinci felç etmeye yöneldi. Kürtlerin ulusal varlığının inkar edilmesinde görülen yok etme ve asimilasyon politikası, işçi sınıfı ve emekçileri de hedefledi. Böylece Kemalist diktatörlük 1 Mayısı bahar bayramı olarak toplumsal hafızaya şırınga etmeye yöneldi. Uzun yıllar 1 Mayıs işçi bayramı yasak koşullarında, illegal olarak sınırlı bir kesimce yaşatıldı. Uzun yılların ardından ancak 1976'da 1 Mayıs alanlarda kitlesel eylemlerle kutlandı. Yüz binler İstanbul Taksim Meydanı'nı doldurdu ve Taksim artık 1 Mayıs alanı olarak ilan edildi.
'77 1 Mayıs'ında yine yüz binler alanlardadır. Ama dizginleri, NATO ve Pentagon'un elindeki kontrgerilla da boş durmaz. Önceden çevreye yerleştirilmiş katiller Taksim'de yüz binlerin üzerine kurşun yağdırır. Yine şiddete başvuran ve kan döken burjuvazidir. 37 devrimci ve emekçiyi katletti.1980 12 Eylül darbesine değin sıkıyönetimlere ve yasaklara rağmen 1 Mayıslar yaygın ve kitlesel şekilde kutlandı, sermaye ve egemen sınıfların yüreğindeki dinmeyen korku olarak geçti tarihe.
12 Eylül darbesiyle askeri faşist diktatörlük işçi sınıfı ve emekçi halktan devrimci yükseliş döneminin intikamını almaya yöneldi. Faşist cuntanın ardından 1 Mayıs yasaklanarak, tatil günü olmaktan çıkarılarak bir sömürü günü haline getirildi. Ama faşist diktatörlüğün ve egemen sınıfların çabaları 1 Mayıs'ı, yığınların bilincinden silemedi.Gericilik yıllarını takip eden kıpırdanış ve yükselişle birlikte Mayıs geleneği yeniden canlandı. Ve yasakları, katliam girişimlerini ve devrimci 1 Mayısı devrimci özünde boşaltarak sıradan bir gün haline getirme saldırıları aşılarak, işçiler ve emekçiler 1 Mayıs birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak yaşattılar ve yaşatıyorlar. 2008 1 Mayısın da 1 Mayıs’ın Yasallaşması ve Taksim’in 1 Mayıs alanı olması vurgusu öne çıkarılmalı ve 1 Mayıs’ın ehlileştirilmesine izin verilmeden, emekçilerin birleşik mücadelesinin ileriye taşındığı bir gün yapalım 1 Mayıs’ı.
Ebette boşuna değildi, bunca verilen kurbanlar, çekilen acılar ve dökülen kanlar. 1 Mayıslar burjuvazinin işçi ve emekçilerin kanını, iliğini emip, sömürerek kurdukları bu yer yüzü cennetinin yıkılmaya mahkum olduğunu habercisidir. İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadelesi kurtaracaktır insanlığı emperyalist kapitalizmin zulmünden ve sömürüsünden.
Haydi öyleyse; 2008 1 Mayıs’ını, faşizme, sermayeye ve şovenizm dalgasına karşı, birlik, dayanışma ve mücadele ruhuyla kutlamak ve yaşatmak için alanlara çıkalım.
Yaşasın İşçi sınıfı Ve Emekçi Yığınların, Enternasyonal Bayramı 1 Mayıs!
BİJİ YEK GULAN!
1 Mayıs İşçi Bayramı Yasallaşsın!
Taksim 1 Mayısı Alanı Olsun!
Kahrolsun Emperyalizm, Faşizm ve Şovenizm!
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm mücadelemiz!