DHB ARŞİV SİTESİ
Ana Menü
Anket
KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ DİRENİŞTEN GEÇİYOR
Kürdistan
Kürt sorunun çözümünü devletin insafına bırakma yaklaşımında olan liberal reformist kesimler TC devletinin 28. Kürt isyanının bastırılması ve sonuçları unutulmuşcasına,”PKK’nin gerilla direnişinin Kürt sorunun çözümünü güçleştirdiğini” söyleyerek “PKK’ye silahları bırakarak teslim olmaları ve Kürt sorunun TC devletinin insafına bırakmaları çağrısı yapmak besi görmüyorlar. Bunu bazıları Kürt sorunun demokratik çözüm olarak gösterecek kadar pusulayı ve 85.yıllık TC devletinin resmi Kürt politikasını görmezden gelmeyle bağlı olduğu görülüyor. Kandil bozgunun ardında , ”askeri harekatlardan sonuç alınamayacağı” gerçekliği birkez daha açığa çıkmıştır ve artık sorun bu yönülüyle daha rahat tartışılabilir bir konuma gelmiştir.Dahası faşist terör ve operasyonlarda görüyor. Bu türden yöntemlerle, ne Kürt sorununun halledilebileceği, ne de PKK’nin kayda değer bir yenilgiye uğratılabileceği bir kez daha ve çok çarpıcı olarak son sınır ötesi operasyonla ortaya çıktı.
Bununla bağlantılı olarak, doğal olarak boşa düşen bir başka şey de, Kürt sorununu çözecek ‘reformist’ bir açılımı PKK’yi yok edecek bir askeri zaferle koşullayan sözde ‘reformist’ tezlerdir. İşin doğasına aykırıdır ki; (gerçekleşme olasılığı olmayan bir şey) askeri yok etme-bastırma, gerçek bir çözümün ön koşulu olamaz. “Devlet PKK’yi bitirecek, dağlardan temizleyecek ve sonra Kürt sorununu temelli çözecek adımlar atacak...” şeklindeki bu boş hayali ve gerçeklikten uzak yaklaşımın, çoğu liberal reformistlerce de paylaşılan, “PKK’nin mücadelesi, Kürt sorununun çözümünü zorlaştırıyor...” düşüncesiyle de örtüşmektedir. Oysa, Kürt mücadelesinin sorunun çözümünü zorlaştırdığını söylemek, gerçeği tersinden okumaktır. Olup bitene bakmak yeterlidir; direniş olmasaydı, bırakın Kürt sorununun çözümünü, sorunun varlığı bile kabul edilmeyecekti. Diyelim ki, bu son harekatla “Zap’ın zaptedilmesi, Kandil’in temizlenmesi, PKK’nin tamamen çökertilmesi” vb. afaki sonuçlar gerçekleşseydi, Kürt sorununun çözümü için köklü adımlar atılır mıydı? Asla! Böylesi bir askeri zaferin Kürt tarafında yaratacağı ve geleceğe ilişkin olarak bir arada yaşamayı daha çok zorlaştırıcı olası birikimleri bir tarafa bıraksak bile, direnişi dümdüz ederek bitirmiş bir askeri aklın, gerçekten sivil, kalıcı çözüm öngören adımlar atmaya ihtiyacı kalır mıydı? Geçmişe baktığımızda, geleneksel devlet stratejisinin böylesi bir “saflığı” pek de içermediğini rahatlıkla görebiliriz. Onlarca kez Kürt isyan ve direnişleriyle karşılaşıldı ve hepsi de askeri olarak ezildi. Peki kazanılmış bunca askeri zaferden sonra kalıcı bir çözüm için tek bir adım atılmış mı? Ne gezer! Tam tersine, kazanıldığı varsayılan zaferlere dayanarak, sorunu daha bir gömerek, daha bir öteleyerek, daha çok asimilasyonla, inkar ve imha politikası derinleştirilmeye çalışılmıştır. Gelinen yer de ortadadır işte...



En ufak bir demokratik esnemeden yoksun bir devlet geleneğinin, “böyle gidemez, meseleyi çözmek lazım” gibisinden bir olumlu noktaya gelmesinin öyle kolay olamayacağı açıktır. Zordur ama ilelebet imkansız da değildir elbette. İmkansız olan, devletin böylesi bir çözüm yeteneğini özellikle bir askeri zafer sonrasında edinebileceğidir. Ve söylediğimiz gibi, buna dair bir inancın hiç bir nesnel dayanağı da yoktur. Yani “önce askeri zafer, sonra çözüm” artık iflas etmiş bir politikadır. Birincisi, ‘askeri zafer’ imkansızdır. İkincisi, ‘askeri zafer’, sorunun kalıcılığını “garantileyen” birikimler yaratır. Ve üçüncüsü, yeterince örneği vardır, ‘askeri zafer’ kazanan statüko, gerçek çözüme ihtiyaç duymamaktadır...
Bunları niye söylüyoruz?
Bugün gelinen noktada, Kürt sorununun gerçekten bir çözüme ulaştırılmasından yana olan liberallerin reformist kesimlerin, bir realite durumundaki Kürt direnişine devletten daha farklı gözlüklerle bakmaları ve gördüklerini daha yüksek sesle ifade etmeleri gerekiyor. Şunun altı özenle çizilmelidir ki Kürt direnişi, çözümün engeli değil, aksine tamamlayıcısıdır. Çözüm isteyenlerin gerçekten tutarlı olmaları, bu gerçeğin kabulünü zorunlu kılıyor.
Evet, bazılarınca çözümün ‘önkoşul’u olarak kayıtsız şartsız silahlarını bırakması istenen PKK, askeri yöntemlerle her iki tarafın da sonuç alamayacağını yıllardır kabul ediyor zaten. Ama, anlaşılan o ki, silahlı mücadelenin bırakılmasıyla meselenin çözümü yolunda bir şeylerin gerçekten değişebileceğine ilişkin de ikna olma ihtiyacı duyuyor. Kuru kurusuna ikna olunamıyor işte. Akılcı olmak gerekiyor; PKK’nin silahtan vazgeçmesi şeklinde tarif edilen ‘önkoşul’, devletin de “askerle bu işi çözemeyiz” noktasını gerçekten kabul ettiğine dair bir yönelim içerisine girmesiyle anlam kazanabilir ancak.
Liberaller veya reformdan, barıştan, siyasal çözümden bahseden her kimse, çözüme ilişkin hareket noktasını buradan kurmuyorsa, yani devletten askeri çözüm dışında bir yaklaşım talep etmiyorsa, ortada bir gerçekleri görmezden gelmelik var demektir.
Gerçekleri görmezden gelmek bir ihtiyaç değildir. Yeterince ortada zaten. Keza öncekilerinden farklı olmayan AKP paketinde, çıka çıka 5 yıla yayacakları 12 milyar dolarlık yatırımla sorunu çözmek çıktı AKP’ye de zaten bu yakışırdı .. 12 milyar dolar bas, Kürt sorununun çözümünü satın al! Neo liberal kalpazanlıkla satılmadık kamu malı bırakmayanlar şimdi de Kürt sorununu çözümünü satın almayı düşünüyorlar. Tüccar kafası böyle çalışıyor işte; işin diğer sosyal, siyasal, ahlaki vs. boyutları bir yana, 24 yılda gerçekleştirilen en az 400 milyar dolarlık maddi yıkım, şimdi 12 milyar dolarla telafi edilecekmiş. Üzerine de, Başbakan’ın “Ulusa sesleniş” konuşmalarını ve Genelkurmay bültenlerini TRT’den Kürtçe yayınladın mı... Gerisini konuşmaya bile değmez. Kürt sorunu denen bir şey kalmamış demektir.

Liberal reformist cennah PKK’ye silahlı bırakın çağrısı yerine Kürt sorununun yaratıcısı ve sürdürücüsü TC devletinin inkar ve imha politikalarına tutum alarak PKK’nin haklı ve meşru direnişinin yanında yer almalı ve ancak Kürt sorunun direnişle çözüme kavuşacağını anlamlıdırlar. Aksi hale devletin Kürt sorununda inkar ve imha politikalarına yedeklenmeleri kaçınılmaz olacaktır.

 
İlgili Bağlantılar
Haber Puanlama
Seçenekler
Эlgili Konular

Kürdistan

Üzgünüm, bu yazı için yorumlar aktif değil.
 
PHP-Nuke
Sayfa Ьretimi: 0.13 Saniye