2. ÜRETİM BİÇİMİ
İnsanlar yaşamak için üretmek zorundadırlar. Yani doğaya müdahale etmek zorundadırlar. Üretim yapmak için doğaya müdahale ederken birbirlerine de müdahale ederler. Bu da üretimin toplumsal yönüdür. Üretim her zaman sosyaldir.
Başka bir deyişle, üretim biçimi:
i) Üretici güçlerin (ki bu insanların doğayla olan ilişkilerini yansıtır) ve ii) Üretim ilişkilerinin (ki bu da insanların birbirleriyle olan ilişkileridir)
bir birliğidir.
Ancak bu ikisinin birliği sayesinde belli bir üretim biçimi oluşur.
Üretici güçler ilişkinin maddi yönünü oluşturur ve a) üretimde kullanılan aletleri ve b) belli üretim deneyimleri ve emek becerileri sayesinde bu aletleri kullanan insanları içerir.
Üretim ilişkileri, ilişkinin sosyal yönünü oluşturur. Üretim her zaman sosyaldir. Üretim yapmak için doğaya müdahale eden insanlar, kendi aralarında da belli ekonomik ilişkiler oluştururlar. Bu ilişkiler, üretim araçlarının mülkiyet ve denetim biçimine bağlı olarak, baskı veya işbirliği ilişkileri olabilir.
Üretici güçler ilişkinin pozitif yönüdür. Bunlar sürekli olarak gelişirler.
Üretici güçler arasında üretim aletleri en devrimci olanıdır.
Üretim ilişkileri ilişkinin negatif yönüdür. Bunlar sürekli olarak tahrip edilir ve yenilenirler. Üretici güçlerdeki değişiklikler ve gelişmeler, üretim ilişkilerinde değişiklikleri ve gelişmeleri gerekli kılar. Bu üretim ilişkileri er ya da geç yadsınırlar ve yerlerini yeni üretim ilişkilerine bırakırlar3. ÜRETİM İLİŞKİLERİNDEN SOYUTLANMIŞ ŞEKLİYLE ÜRETİM Yapacağımız analiz açısından, üretimin sosyal yönünü bir yana bırakırsak, üretim ilişkilerinden soyutlanmış üretimle, yani insanın yalnızca doğayla olan mücadelesiyle karşı karşıya kalırız: insan, zihinsel ve bedensel yeteneklerini kullanarak, emeğinin araçları(emeğin araçları: iş araçları.)
vasıtasıyla, emeğinin sübjesi(emeğin subjesi: emeğin konusu, işin konusu) üzerinde çalışır ve bunları kendi gereksinimlerini karşılayacak şeyler haline dönüştürür(Emeğin araçlarının ve sübjelerinin (hammaddelerin) her ikisine birden üretim araçları adı da) . Bu yönüyle ele aldığımız üretimin temel unsurlarına bir bakalım. A. EMEĞİN SÜBJELERİ
Doğa tarafından kendiliğinden bir şekilde sağlanan ve insanın işlediği her şey, emeğin sübjesini oluşturur. Bakir toprak ve su emeğin evrensel sübjeleridir. Doğa, bakir ormanları, maden cevherlerini, balıkları, vb. üretir. Bunlar için herhangi bir emek harcanmaz. Diğer yandan, eğer emeğin sübjesi, daha önceki bir emeğin ürünüyse buna hammadde adı verilir. Bakir ormanlardan kesilen ağaçlar, topraktan çıkarılan maden cevherleri, işlenmek üzere denizlerde yakalanan balıklar, hep hammadde haline gelirler. Çünkü bunlar üzerinde emek harcanmıştır.
Bu yönüyle ele a
B. EMEĞİN ARAÇLARI
Emeğin sübjesini işlerken insan tarafından kullanılan basit ya da karmaşık her şey, emeğin aracıdır. Doğa bunların bazılarını kendiliğinden bir şekilde sağlar. İnsanın uzuvları, taşlar, kemikler, toprağın kendisi, bunlardandır. Emek geliştikçe, emeğin özel olarak hazırlanmış araçları da üretilir. Emek araçları insanların emeklerini emeğin sübjesine aktarmak için kullandıkları aracılardır.
Emeğin araçlarından bazıları, emeğin sübjesine doğrudan aktarılmasında kullanılır. Bunlara üretim aletleri denir. Bu üretim aletlerinin mekanik olanlarına üretimin kemikleri ve kasları; emeğin işlediği materyalleri içinde tutmak için kullanılanlarına üretimin dolaşım sistemi;
verilir. Bunların çalışmalarını izlemek için kullanılanlarına üretimin duyu sistemi; son olarak hepsinin çalışmasını kontrol edenlere de üretimin sinir sistemi veya beyni diyebiliriz. Emeğin araçlarından bazıları, emeğin sübjesine doğrudan aktarılmasında kullanılmaz. Ancak bunlar olmadan da üretim ya olanaksız ya da çok kısıtlı olur. Toprak bu türden evrensel bir araçtır. Daha önceden harcanmış emeğin ürünleri olan bütün binalar, ulaşım ve iletişim araçları da bu kategoriye dahildir.
C. SOYUTLANMIŞ ŞEKLİYLE İŞ
İnsanlarla doğa arasındaki maddi ilişki -ki bunu insan başlatır, düzenler ve kontrol eder-, insanın bu eylemi iştir. Her insan iş yapmak için bedensel ve zihinsel kapasiteye sahiptir ve buna (emek gücüİnsanlarla doğa arasındaki maddi ilişki -ki bunu insan başlatır, düzenler ve kontrol eder-, insanın bu eylemi iştir. Her insan iş yapmak için bedensel ve zihinsel kapasiteye sahiptir ve buna (emek gücü emek gücü: iş gü adını veriyoruz. Bu gücün kullanılması, işin kendisidir. Herkesin sahip olduğu bu kapasite durağan değildir. Emeğin araçlarının gelişmesiyle birlikte gelişir ve sonuçta emek becerisinin gelişmesine yol açar. İş insanlar tarafından yapılır ve çalışan kitleler insan toplumunun temel üretici gücünü oluşturur. İnsanlar emeğin araçlarını kullanarak emeğin sübjelerini işlerler ve bunları gereksinimlerine uygun bir şekle dönüştürürler, sonuçta ortaya çıkan bir kullanım değeri yani üründür.
4. ÜRÜN
Yalnızca madencilik, balıkçılık, ormancılık gibi, ürünlerin doğadan olduğu gibi çıkarılıp alındığı sanayi dallarında emeğin sübjeleri doğa tarafından kendiliğinden bir şekilde sağlanır. Sanayinin bütün diğer dallarında, başka sanayilerin ürünleri olan hammaddeler kullanılır. Birisinin ürünü, diğerinin hammaddesidir.
Hammaddeler, bir ürünün asıl maddesi olabilecekleri gibi, yardımcı maddesi de olabilirler.
Yardımcı madde olarak kullanılan hammadde, emeğin araçları tarafından tüketilebilir; işlenen asıl maddede değişiklikler yapmak üzere kullanılabilir; ya da işin yapılmasına yardımcı olmak üzere kullanılabilir.
Bir ürün, değişik sanayi dallarında hammadde olarak kullanılabilir; bir sanayi dalında hem emeğin aracı hem de hammadde olabilir; bir sanayi dalının ürünü olabilir ve aynı zamanda aynı sanayi dalında hammadde olarak kullanılabilir; hem insanlar için bir tüketim maddesi hem de bir sanayi dalı için hammadde olabilir. Başka bir deyişle, bir kullanım değerinin hammadde mi, emeğin aracı mı, yoksa ürün mü olduğu, üretim sürecindeki rolüne bağlıdır ve bu sürecin dışında hepsi de üründür.
Bütün hammaddeler son aşamada ya emek araçlarının ya da bireysel tüketim araçlarının üretiminde kullanılırlar. Emeğin araçları, üretim sürecinde hammaddelerin, emek araçlarının ve bireysel tüketim araçlarının üretilmesi için tüketildiklerinden, bu sürecin en son aşamasında ortaya çıkan şey, insanların maddi ve kültürel gereksinimlerinin karşılanması için harcanan bireysel tüketim araçlarıdır. Bu tüketim araçları bireysel tüketiciler tarafından tüketilir. Bu tüketim sayesinde de tüketicinin kendisi, yani insanlık varlığını sürdürüp gelişir.
5. TOPLUMSAL ÜRÜN
Bu nedenle, maddi biçimiyle göz önüne alındığında toplumun toplam ürünü, toplum tarafından üretilen bütün hammaddelerden, emeğin araçlarından ve tüketim araçlarından oluşur. Bu üretim sürecinin en son aşaması da insanın kendisidir, insan toplumudur. Dolayısıyla da insanın gereksinimlerinin karşılanmasından kopuk bir üretim, yeryüzünden silinmeye mahkumdur.
Emeğin araçları arasında, üretim aletleri en devrimci olanıdır. Bunlar sürekli gelişirler ve diğer emek araçlarının ve insanın emek becerilerinin gelişmesine yol açarlar. Üretim aletleri aynı zamanda insanların hangi sosyal şartlarda üretim yaptıklarının veya hangi sosyal şartlarda üretim yapmak zorunda olduklarının da göstergeleridir.
Bu nedenle bizi ilgilendiren şey, emeğin araçlarının ve özellikle de üretim aletlerinin şu andaki gelişim aşamasıdır. Bu gelişme aşamasını tespit edersek, hangi sosyal şartlarda üretim yapmak zorunda olduğumuzu, üretim ilişkilerimizin ne tür üretim ilişkileri olmak zorunda olduklarını da tespit etmiş oluruz.
Bunu kavramak için sanayi devrimine geri dönmemiz ve o dönemde emek araçlarının ve sosyal şartların ne durumda-devam edecek-